Olayın kendi kadar sonrasında olup bitenler de çirkin. Aslı Bekiroğlu’nun cep telefonundaki mahrem fotoğraf ve videolar internette paylaşılınca oyuncu Twitter’da TT oldu.
Aslı Bekiroğlu ve sevgilisi Can Koçkan’a ait “çok özel” fotoğraf ve videoların izinsiz yayınlanması “Özel hayatın gizliliğini ihlal”; yani suç. Türk Ceza Kanunu’nda bu suç ve cezası şöyle tanımlandı:
“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Aslı Bekiroğlu, sosyal medyada fotoğrafları ve adını karıştırarak bir takım çirkin yayınlar kurgulayan ve yayanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, maddi ve manevi
'İki Gözüm Ahmet' filmiyle ilgili Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ısrarla, “Filmini çekmek için bizden izin istemediler. Bize rağmen çekilecek bir Ahmet Kaya filmine izin vermeyeceğiz” dedi. Filmin 7 Şubat’ta vizyona gireceği belli olunca, Kaya’nın varisleri Gülten Kaya, Çiğdem Öztürk ve Turaç Melis Kaya 21 Ocak 2020’de yargıya başvurdu. Ancak İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi 27 Ocak 2020’de şu gerekçeyle ‘ihtiyati tedbir’ talebini reddetti:
“…Yukarıda yazılı madde (6100 HMK 389/1) hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir konulması talep edilen mal ya da hakkın dava konusu olması gerekir. Ancak nihai hükümle ve yargılama sonucu hüküm altına alınabilecek amaca tedbir yoluyla ve ara kararla ulaşılamaz. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1298 karar ve sayılı ilam.)”
Aynı mahkeme ve yargıç, üç gün sonra yani 31 Ocak 2020’de şu gerekçeyle, ‘İki Gözüm Ahmet’in sinema, internet veya televizyonlarda
Büyük umutlarla girdiğimiz yeni yılın ilk ayı, dünya için pek de hayırlı olmadı. Adeta gelen gideni arattı.
Bakar mısınız bir ayda dünyada olup bitenlere?
ABD, Süleymani’yi öldürdü, III. Dünya Savaşı’na ramak kaldı.
İran, Ukrayna yolcu uçağını vurdu, 176 kişi öldü. Filipinler’de volkan patladı.
Avustralya’da orman yangını çıktı, binlerce hayvan telef oldu. Endonezya’da sel...
Çin’de ortaya çıkan koronavirüs, dünyayı tehdit eder hale geldi. Kobe Bryant ile kızı helikopter kazasında öldü.
Elazığ ve Malatya’da deprem oldu. Küba da 7.7 ile sallandı.
‘TERS EV’ DOĞRU YATIRIM!
13 ülkede 13 bin kişiyle yapılan ilginç bir araştırma...
Discovery’nin Tapestry Research şirketine Türkiye’nin yanı sıra Güney Afrika, Romanya, İspanya, Polonya, İtalya, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Danimarka ve Hollanda’da yaptırdığı araştırmadan çıkan sonuç şu: Mutluluğun formülü; tutku.
Ankete katılan 10 kişiden dokuzu, tutkuların başarı ve tatmin duygusu getirdiğine inanıyor. Bu da tutkuların insanı gerçekten mutlu ettiğini gösteriyor.
Araştırmaya katılan her 10 kişiden dokuzu, bir tutkuya sahip olmanın günlük yaşamın stresiyle daha kolay başa çıkmada yardımcı olduğuna inanıyor.
Türkler ne diyor?
Türkiye’de dünyayı anlama arzusu, bilgiyi bir numaralı tutku haline getirirken, ikinci sırada yemek, üçüncüde doğa ve yaban hayatı var.
Bir tutkuya sahip olmak, kontrolün bizde olduğu duygusunu veriyor. İnsanların yüzde 89’u en çok tutkularının peşinden gittiklerinde ‘kendileri gibi’ hissettiğini söylüyor. Araştırma, tutku sahibi kişilerin karar verirken, kendilerine güvenlerinin yüzde 43
Elazığ depreminde yaralı kurtulan Dürdane Aydın’la yapılmış söyleşinin 37 saniyelik bir bölümünü izledim sosyal medyada…
Sürsüre Mahallesi’nde yıkılan binanın enkazından Suriyeli üniversite öğrencisi Mahmud’un kendisini elleriyle kazarak çıkardığını anlatan, dünkü buluşmalarında ise gözyaşlarını tutamayan kadının söyledikleri şunlar:
“Eşimin (Zülküf Aydın) sadece ayağı üstüne kapı, tahta falan düşmüştü. Ben belden aşağı komple betonların arasındaydım. O Mahmut dediğim çocuk biz hani Suriyelilere taş atardık ya tırnaklarıyla kazıya kazıya, elleri paramparça beni oradan çıkardı. Elleri paramparça oldu. Ölsem o çocuğu asla unutmam. Buradan ilk çıktığım zaman da arayıp, bulacağım o çocuğu. AFAD ekiplerinden de değildi, sivil olarak gelmişti. Ben çıkana kadar orayı tırnaklarıyla kazdı, beni oradan çıkardı.”
Bu olaydan çıkardığım ders şu: İnsanlar arasındaki; ırk, din, mezhep, dil ve deri rengi farklılıklarının önemi yok.
Önem
Merkezi Elazığ Sivrice olan depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyor, deprem korkusunu yaşayanlara geçmiş olsun diyor ve bu vesileyle bir acı gerçeğe dikkat çekmek istiyorum.
Depremden sonra sosyal medyada en çok paylaşılan video’lardan biri Prof. Dr. Naci Görür’ün CNN TÜRK’te Hakan Çelik’e söyledikleri oldu.
Seyirci şikayetleri ve izleme biriminin raporları doğrultusunda bazı dizilere ceza yağdıran Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), TRT 1’de yayınlanan ‘Kalk Gidelim’e teşekkür mektubu gönderdi.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, projenin yapımcısı Eyüp Üstün’e gönderdiği mektupta neler mi yazdı? A4 kağıda tam sayfalık yazıdan seçtiğim bölüm şöyle:
“Devlet televizyonumuzda yayınlanan ‘Kalk Gidelim’ isimli yapımınız keyifle takip edilen, nadide bir aile dizisidir. Malumunuz, aileye değer veren, yücelten yapımların artırılması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Sizi ve firmanızı, aile hassasiyetini gözeterek ekrana taşıdığınız bu diziden dolayı RTÜK olarak takdir ediyoruz. Aile ve çocuk dostu yapımları destekleme kararımızı alırken ‘Kalk Gidelim’ benzeri dizileri hayal etmiştik. Daha destek projemizi devreye almadan sizlerin gönüllü olarak böyle bir yapımı izleyicinin beğenisine sunmasından dolayı zat-ı alinizi tebrik ediyorum. Milli ve manevi değerlerimizi korumak adına ortaya koyduğunuz konular, seçtiğiniz
Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, 29 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında Kapadokya’da film festivali düzenleyeceklerini açıkladı.
Geç alınmış, doğru bir karar. Çünkü Kapadokya, yıllardır Türkiye’nin en çok film ve dizi çekilen bölgesi.
Türkiye’de bir yılda kaç film festivali yapılıyor diye hiç düşündünüz mü?
Merak edip, araştırdım.
İşte Türkiye’nin 2020’deki film festivalleri takvimi:
Ocak
- 1. Sinemazon Kadın Sinema Yönetmenleri Festivali-Çankaya
Mart