“Kurtlar Vadisi Pusu”nun yeni kanalı belli olana kadar bu konuda yazı yazmayacaktım.
Ancak dizinin fanatiklerinden ha bire, son durumun ne olduğunu soran e-postalar geliyor.
Onların merakını gidermek için öğrendiklerimi aktarayım.
Dizinin akıbeti henüz netleşmedi.
“Kurtlar Vadisi Pusu”nun yapımcılarıyla kanallar arasındaki pazarlıklar sürüyor.
Ama şu kesin.
“Kurtlar Vadisi Pusu”nun Kanaltürk ya da Kanal 7’ye geçmesi söz konusu değil...
Yaşar Alptekin’in hac dönüşü yaptığı açıklamalar üzerine yazdıklarım nedeniyle e-posta yağmuru, azalarak da olsa sürüyor... Gelen e-postalar türlü türlü... Bazılarının “Hacı Yaşar”ı niye bu denli sahiplendiği belli... Zaten gelen e-postaların çoğu da o “cemaat”ten... Kimler mi onlar?
“Hacı Yaşar”ın 85 bin adet basılan “Namazla Yeniden Doğdum” kitabında yazdıklarına dikkatinizi çekerim:
“Şimdi geçen onlarca yılın acısını çıkarmaya, yaptığım hataları iyiliklerle gidermeye çalışıyorum.
... Diğer taraftan da başta hidayete erme hikâyem olmak üzere bildiklerimi gençlere anlatıyorum. Bir sohbette dinlemiştim: İslam’ı geç kabul eden sahabiler, geçen yılların acısını çıkarmak için daha fazla çalışmış, daha fazla koşmuş, ibadet ve tebliğ yolunda çırpınmışlar.
Ben de kendimi ‘geç kalanlar’dan gördüğüm için, davet edildiğim seminer, konferans ve panellerde konuşmalar yapıyor, dinimizin güzelliğini anlatıyorum. Bu toplantılarda bilhassa genç kardeşlerime sesleniyorum. Çünkü gençler, sanat ve sinema dünyasındaki ışıltılı hayata özenebiliyor. Eğer o hayat insanı mutlu etseydi, eğer aklını/ruhunu/kalbini/duygularını doyursaydı, ben o debdebeli ve tantanalı yaşamı bırakıp Yunusvari/dervişane
Aslında her şey yolunda gidiyordu... Yönetim Kurulu kararıyla, dönem dizileri dışındaki tüm dizilere reyting skalasına göre para ödeyen TRT’nin, yapımcılığını Sinan Çetin’in üstlendiği “Mert’le Gert” dizisi ile Avşar Film’in “Süper Babaannesi”ni bu uygulamanın dışında tutmasından taraflar memnundu.
Ne zaman ki yapımcı Burak Törer, “Haksızlık bu. Bana reyting anlaşması imzalattırdınız, paramın yarısını kestiniz, ama ‘Mert’le Gert’ ile ‘Süper Babaanne’ dizilerine ayrıcalık tanıdınız” diye dava açacağını açıkladı ve yapımcının bu çıkışı da bu köşeye konu oldu, tüm planlar bozuldu. “Süper Babaanne” ile “Mert’le Gert”in kaderi değişti demek daha doğru.
Yazılarımızı takip edenler bilir.
O dönemde İbrahim Şahin, bu uygulamayı şöyle savunmuştu:
Kanal D’nin ve ekranların reyting rekortmeni dizisi “Yaprak Dökümü” tutkunlarını, özellikle de “Ali Rıza Bey”i sevenlerin yakından ilgileneceği bir haber bu...
“Yaprak Dökümü” dizisinde başarıyla canlandırdığı “Ali Rıza Bey” tiplemesiyle oyunculukta adeta ikinci baharını yaşayan Halil Ergün, kısa bir süre önce hiçbir sağlık sorunu olmamasına karşın genel bir sağlık kontrolü yaptırmaya karar verdi.
Ergün, check-up yaptırmak için Florence Nightingale Hastanesi’nden randevu aldı. Doktorlar Ergün’ün testlerinden kalp damarlarında bir sorun tespit edince sanatçıya anjiyo yaptı.
Ergün’e anjiyo yapan doktorlar, kalp ana damarlarından birinde üç daralma tespit etti. Halil Ergün, genel bir sağlık kontrolü yaptırmak için gittiği hastaneden kalp damarlarının birine üç stent taktırarak çıktı.
Hastaneden çıktıktan sonra dinlenmek için Kuşadası’na giden Ergün’e geçmiş olsun demek için aradım, ama o bambaşka bir yerdeydi.
Ergün, bir film işi için Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deydi ve keyfi yerindeydi...
Kalp damarlarının birindeki üç tıkanıklığın, sağlık sorunu yaşamadığı bir dönemde, genel bir kontrol yaptırmaya gittiği hastanede ortaya çıkması ve doktorların erken müdahalesinin kendisi
TRT 1’de yayınlanan “İpsiz Recep”in başrol oyuncusu Kadir İnanır, “Düzce Belediye Başkanı ‘İpsiz Recep’ için şahane bir plato yaptı, gelip görmelisin” teklifi üzerine hafta sonunu Düzce’de geçirdim.
Normalde platolar televizyon kuruluşları ve yapım şirketlerinin işi.
1999 depreminin neredeyse yerle bir ettiği Düzce’de belediyenin böyle bir plato yapması bana ilginç geldi.
Yaptırdığı platoyu gördükten sonra Düzce Belediyesi Başkanı Mehmet Keleş’ten niye böyle bir yatırım yaptıklarını ve beklentilerini konuştuk.
Belediye Başkanı Keleş, 1 milyon YTL civarında bir harcama ile 1920’li yılların Düzce’sini “İpsiz Recep” için inşa ettiklerini söyledi.
Camii Kebir Mahallesi’ndeki arazi üzerine yapılan 2.5 dönümlük platoda, dönem filmi çekimi için her şey düşünüldü.
Meydanın bir köşesinde 1900’lü yılların başında yanan ve bir daha yapılmayan Düzce’nin saat kulesi platoda yeniden inşa edildi.
Türkiye’nin, Star TV’de yaptığı dini programlardan tanıdığı Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun gurbetçilere dini konularda bilgiler vermek için Almanya’ya gideceğini yazmıştım.
Sözünü ettiğim etkinlik, geride bıraktığımız pazar günü gerçekleşti.
Berlin’deki sohbet gününü organize eden Ayhan Aydın’ın gönderdiği fotoğraflar, Almanya’da yaşayan Türklerin, Nihat Hoca’ya bir hayli ilgi gösterdiğini gözler önüne serdi.
Üstelik, Star TV’de program yapmanın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı gibi bir görevi de olan Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun bu sohbetini kaçırmak istemeyenler o salona para ödeyerek girdi.
Her gurbetçi, Nihat Hoca’yı dinlemek için 15 euro ödedi.
Bu paranın ne kadarı Nihat Hoca’ya, ne kadarı organizatöre, ne kadarı otele gitti bilemem.
Yaşar Alptekin’in hac dönüşü havaalanında yaptığı açıklamaları eleştiren bir yazı yazdım, yine e-postam kilitlendi...
Öyle bir mail yağmuruydu ki, ben hepsini teker teker okuyup sildikçe yenileri geldi.
Gelen e-postalar arasında “Hacı Yaşar” için yazdıklarım nedeniyle “elinize sağlık” diye yazanlar da vardı, “Bir insanın dini vecibelerini yerine getirmesi niye rahatsız etti?” diyenler de, yazdıklarının her satırıyla seviyelerini ya da seviyesizliklerini gözler önüne serenler de...
Bana e-posta gönderenlerin hepsine tek tek cevap vermem mümkün değil.
O nedenle bu yazı “Hacı Yaşar” nedeniyle bana e-posta gönderenlerin tümüne toplu yanıt niyetine...
Öncelikle şunun altını çizeyim.
Bir kere ben, Yaşar Alptekin’i hacca gittiği için eleştirmedim.
SShow TV ile Pana Film’in arasına bir kez daha “para” girdi. Üstelik bu kez kriz, eskisinden çok daha derin. Çünkü Pana Film, çektiği “Kurtlar Vadisi Pusu” ile “Eşref Saati” dizilerinin bu sezon ekrana gelen bölümleri için Show TV’den şimdiye kadar bir kuruş ödeme alamadığı gibi, yapım şirketi yayıncı kuruluştan geçen sezondan da alacaklı.
O nedenle de Pana Film ve Show TV, ilişkilerini dondurma kararı aldı. Show TV, Pana Film’e olan borcunu öderse, taraflar arasındaki sorun bitecek ve “Kurtlar Vadisi Pusu” kanalda yayınlanmaya devam edecek.
“Eşref Saati”nin durumu ise tarafların o günkü “eşref saati” belirleyecek.
“Kurtlar Vadisi Pusu” kemik bir izleyici kitlesi olan bir dizi.
O nedenle de müşterisi çok. Öğrendiğim kadarıyla şu ana kadar “Kurtlar Vadisi Pusu” için Pana Film’e teklif vermeyen majör kanal yok...
Kanal D, ATV, Star TV, FOX, Kanaltürk hatta TRT bile talip “Kurtlar Vadisi Pusu”ya... Bir hafta, bilemediniz 10 gün içinde “Kurtlar Vadisi Pusu”nun akıbeti netleşecek.
Show TV, Pana Film’e ödemesini yaparsa dizi bu kanalda kalacak, aksi takdirde “Kurtlar Vadisi Pusu” yeni yılda adres değiştirecek.
Soner Olgun’un feminist oyunu