ADALAR TURU II

3 Ağustos 2013

Yunan adaları turumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugün kuzeyden güneye geçiyoruz. Midilli’yle başlıyor, Santorini ve Paros’la devam ediyoruz

Bu yıl Türkler tarafından en çok rağbet gören Yunan adalarından biri de Midilli. Malum, Cunda bu yaz çok popüler. Kenan Doğulu-Beren Saat çiftinden Kenan İmirzalioğlu’na birçok tanıdık isim tatillerini Cunda’daki ormanlık alandaki Ortunç’ta geçirdi. Durum böyle olunca, Cunda’dan Midilli’ye geçmek de sadece 1.5 saat olunca bu yaz Midilli’nin akına uğramaması kaçınılmazdı. Üstelik Ayvalık’tan Midilli’ye feribot da var.

Cunda’ya çok benziyor: Midilli
Midilli de Cunda gibi yemekleriyle ve zeytinyağıyla ünlü. Diğer Yunan adaları gibi mimari dokusuyla ve yemekleriyle de dikkat çekiyor. Adada tam 11 farklı marka uzo üretiliyor. Hatta geçen ay ilk defa uzo festivali bile düzenlediler. Adanın güneyinde yer alan Plomari’de üretilen uzolarda daha iddialılar.
Uzonun yanında ise sardalye ve kefalotiri peyniri yeniliyor. Güzel mezeler yemek isteyenlerin gidebileceği ilk yer Kafenio Mezedopolio ya da Rembetis. Üstüne de adanın en eski pastanelerinden Panellinion’da tatlılarla kendinizi ödüllendirmek mümkün.

Yazının Devamı

ADALARDA TURA ÇIKIYORUZ

31 Temmuz 2013

Yunan ekonomisine katkıda bulunmak için önce Bodrum’dan Kos’a açılıyoruz. Leros’tan Marathi’ye, Kythere’den Delos’a Yunan adalarında bir gezintiye ne dersiniz?

Bodrum’dan Yunan adalarına gidecekseniz iki şansınız var, ya özel bir tekneye ya da Kos feribotuna atlamanız gerekiyor. Feribotla Kos’a giderseniz Kos’un çok da sevimli bir ada olmadığını göreceksiniz. Yine de Turgutreis’ten 30 dakikada, Bodrum’dan 1 saatte gidiliyor. İstanbul’da karşıya geçmekten daha kolay.

Kos’a Petrinos’ta yemek için gidilir!
Kos’ta Osmanlı etkilerini, camileri hâlâ görebiliyorsunuz. Hipokrat yeminine adını veren modern tıpın babası Hipokrat da Koslu. Kos, Çeşme’ye benziyor. En önemli fark, gittiğiniz en sıradan kahvede bile çok iyi servis alabilmeniz, hem de bizdekinden çok daha ucuz fiyatlara. Burada alışveriş deyince akla hemen vergisiz içki dükkânları geliyor. Gerçekten ucuzlar.
Adada iki meşhur restoran var, biri Nick the Fisherman, diğeri tepedeki Petrinos. Yeşillikler içindeki Petrinos’un ouzolu karidesi, peynir saganakisi ve midye tenceresi meşhur. Sırf burada bir yemek için bile Kos’a gitmeye değer.

Yazının Devamı

Yunan adaları bizden neden şikayetçi?

30 Temmuz 2013

Bodrum’dan şikayet edenler kendilerini en yakındaki Yunan adalarına atıyor. Amaç, daha lezzetli yemekleri, daha makul fiyata yiyebilmek. Peki ama bu duruma Yunan adalarındaki işletmeciler ne diyor?

Bodrum’dan Yunan adalarına geçiyoruz. Bu yaz Bodrum’da ev kiralamak yerine Patmos, Meis, Leros ve Mykonos’ta yazlık ev tutanlar var. Hatta Meis ve Midilli’de bile ev tutanlar var. Bodrum’da iyi bir otele ödediğiniz 2 gecelik fiyatla en çılgın tatil adası Mykonos’ta bile bir aylık düzgün bir ev bulabiliyorsunuz. Bu gidişle çok yakında Yunan adalarında ‘Ağaoğlu My Greece’ siteleri yapılırsa şaşırmayız.
Biz Bodrum’un pahalılığından şikayet eder, Yunan adalarının fiyatları ne kadar uygun diye konuşurken bu kez Yunanlar da isyan ediyor. Neden mi? “Bu yaz Türkler ve Araplar çok az geliyor” diye. Mykonos’ta Nammos’a, Symi’de Manos’a ya da Leros’da Mylos’a giderseniz “İşletmecilerin hiç de şikayet etmeye hakları yok” diye düşünürsünüz. Oysa sayemizde Yunan adalarında da fiyatlar
katlanarak artmakta, yerliler
ekonomiye katkıda bulunmamızı isterken gittiğimiz adaları da
bozmamamızı diliyor.
Bir örnek verelim. Yerliler Symi’deki meşhur Manos’taki eğlenceyi, tabak kırmayı yerden yere

Yazının Devamı

Olduğun gibi kal

29 Temmuz 2013

Bodrum’un değişimden hiç nasibini almamış tek yeri, Gümüşlük. İşte bu yüzden şehirden kaçanlar artık Bodrum’da Gümüşlüklü olmayı tercih ediyor

Bodrum’da en bozulmamış yer, Gümüşlük. Özellikle, tatilden beklentisi şehir alışkanlıklarından kurtulmak, kılık kıyafet derdine düşmeden, denizin güneşin tadını çıkarmak olanlara hitap ediyor.
Deniz kenarına dizilmiş balıkçılar arasında köyün en sempatik yeri mavi-beyaz berber dükkanı. Berberin önündeki plastik sandalyeleri görmezden gelin, önü kumsal olan berbere kilitlenin. Dünyadaki en huzurlu iş, bu berber dükkanında çalışmak olabilir.
Şimdi İstanbul’da yoğun çalışma hayatından çıkan tanıdık simalar Gümüşlük’te Mimoza’nın çevresindeki evlerden kiralıyor, günlerini Gümüşlük’te geçiriyor. Bahsettiğim berberde tıraş oluyor. Tekneyle denize çıkmak istediklerinde soluğu Turgutreis karşısındaki Çatal adasında alıyorlar.
Gümüşlük’te tatilde olanlar arasında direniş yürüyüşlerine katılanlar da var. En son hamile kadınlar hakkında söylenenlere karşı yürüyorlardı. Meydandaki kahvede önünde bilgisayarı çalışanlar da var.
Akşam ister balıkçılara gidiyorsunuz, ister en şahane günbatımı için Limon’a. Limon’da bir şeyler içip yemeğe başka

Yazının Devamı

Bodrum sınıf atlıyor

28 Temmuz 2013

Amanrüya’dan Mandarin Oriental’e, Nikki Beach’ten Four Seasons’a... Bodrum’a dünyaca ünlü lüks zincirler akın ediyor. Bakalım bu markalarla Bodrum’da sezon 12 aya çıkabilecek mi?

Her şey son iki yılda oldu. Yurt dışından gelen her markanın, her restoranın, her şefin dünyaca ünlü ilan edilmesine ama aslında hiç de öyle olmamasına alışıktık. Son zamanlarda ise dünyanın önemli markaları gerçekten ülkemize akın etmeye başladı.
Bodrum’da bu değişim Amanrüya ile başladı. Bodrum’un en iyi korunan koylarından birinde, Torba’da Ağa Han ödüllü Demir Evleri’nin yanında lüks ve butik bir tatil yeri Amanrüya. Seyahate ve otellere meraklı olanların bildiği bir zincir Aman. Uzakdoğu’dan Amerika’ya birçok yerde oteli var. Hatta “Aman Junkies” adı verilen müdavimleri de var.

İlk adım: Amanrüya
Aman’ın Bodrum’a gelmesi yüksek gelirli turisti Bodrum’a çekmek için önemli bir adımdı. Turgut Cansever’in ve ailesinin Demir koyunu korumak için her şeyi yaptığını ve birçok teklifi reddettiğini biliyoruz. Turgut Cansever’in kızı Emine Öğün’den dinlemiştim, 1998 yazında bir gün telefonu çalmış, arayan Ali Güreli’ymiş. “Sizin koyun önünden geçiyoruz, yanımda Zelfa Olivier (Sir Laurence

Yazının Devamı

GEZMELi Mi, GEZMEMELi Mi?

27 Temmuz 2013

Bodrum’un bu yaz en çok konuşulan ve tartışılan yeri Yalıkavak marina, resmi adıyla Palmarina... Bugün marinada bir tura çıkıyoruz

Beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı, ama bu yaz Bodrum’a uğrayıp da Yalıkavak marinayı, resmi adıyla Palmarina’yı görmeden dönen olmuyor. Yalıkavak marina, Bodrum’dan başka bir dünya. Mimarı Emre Arolat. Burada 70-80 metrelik mega yatlar, dev mağazalar, İstanbul’dan transfer yeme-içme zincirleri sıralanıyor. Gördüğünüz manzara Bodrum’a hiç benzemiyor. Bu özelliğini beğenen de var, beğenmeyen de. Bazılarına göre eski marinanın sempatikliğinden eser kalmadı, marinanın son hali mermerleriyle bir anıta benziyor. Bazılarına göreyse bu marina turizmi yükseltecek mega yatları ve sahiplerini Bodrum’a akın ettirecek bir çekim merkezi.

Vale 30 TL
Bugün sizinle Yalıkavak marinada bir tura çıkıyoruz. Arabayla geliyorsanız, üç şansınız var. Ya arabanızı marinanın otoparkına bırakıp kaldığınız süre kadar ücret ödeyebiliyorsunuz, ya marinanın ‘Old Town’ kısmının önüne kadar arabanızla gidip valeye 30 TL ödemeniz gerekiyor. Daha uygun bir seçenek istiyorsanız, marinanın karşısındaki toz toprak otoparkların ücretinin 5 TL olduğunu hatırlatalım.
Valeye

Yazının Devamı

BODRUM’A HAS BİR ŞEY KALMADI

24 Temmuz 2013

Bodrum, tıpkı İstanbul gibi, bir yandan müthiş gelişiyor, bir yandan da mahvoluyor. Artık Bodrum’a özgü yerel lezzetler de, butikler de yok. İstanbul’dan gelen markalar Bodrum’u istila etti. Peki ama Bodrumlu markalara ne oldu?

Bodrum’da bu yaz her zamankinden daha çok yeni yer açıldı. Oysa hafta sonu Türkbükü’nde küçük bir tura çıktığınızda birçok yeri boş görüyorsunuz. İstanbullu Maki 29, Biber ve Sess tıklım tıklımken yılların Ship A Hoy’unu bile ilk kez bu kadar sessiz sakin görebiliyorsunuz. İster istemez bu kadar çok yere gerek var mı gerçekten diye düşünüyor insan.
Yeni açılan yerlerin çoğu İstanbul’daki mekânların şubesi, bir kısmı da birbirinden çok da farklı olmayan, aslında pek de bir özelliği olmayan yerler. İstanbul’da pekala gidebileceğiniz bir yere Bodrum’da neden gitmek istersiniz? Bütün yıl iple çektiğimiz yaz aylarında Bodrum’da özlediğimiz bir şey hiç mi olmaz?

Barlar Sokağı’na nasıl göz yumuluyor?
Barlar Sokağı’nın hali içler acısı. Merkezde yollar değişmiş, trafik tek şeride inince ister istemez İstanbul trafiğini aratmaz bir durum olmuş. Torba’dan Bodrum’a anında iniyorsunuz ama otogardan Bodrum Kalesi’ne gelmeniz saatler alabiliyor. Buna rağmen

Yazının Devamı

NE ÇEKTİN BE KATE!

23 Temmuz 2013

Aileden biri doğum yapacak olsa ancak bu kadar heyecanlanırdık. Kate ve William’ın düğünü gibi bebeklerinin doğu-munu da ağzımız kulaklarda izliyoruz. Peki ama neden?

Günlerdir, aynı soruyu soruyoruz: “Doğurdu mu?” Beklenen tarihin üzerinden 10 gün geçti, ama sanki her doğumda böyle bir gecikme söz konusu olamazmış gibi merak ve endişe içindeyiz. “Kate’e ya da bebeğe bir şey mi oldu?”, “Doğum oldu da acaba gizleniyor mu?” diye komplo teorileri bile üretiyoruz. Ne de olsa aylarca bugünü bekledik. Biz aylarca, Kate ise yıllarca bugünü bekledi. Hatta o kadar çok bekledi ki, İngiliz basını ona ‘Waity Katie’ adını yakıştırdı. Kate, William’la tam 12 yıldır gözlerimizin önünde. Büyümelerine, hatta ilk yaşlanma berlirtilerine bile şahit olduk. Her adımları ilgimizi çekti. Ayrıldıkları zaman Kate’in Londra’da gece kulüplerinde partilemesini de izledik. Sonradan Kate’in annesi Carole Middeleton’ın William’ı kendi evlerinde mutfakta sıkıştırıp
‘Kızımla ne zaman evleneceksin?’ diye sorduğundan da haberdar olduk.

Diana- Charles düğününden Kate ve William’ın düğününe çok şey değişti.

Değişime uydular

Klasik bir kraliyet çiftinden farklılar. Bu farkın tek nedeni Kate’in

Yazının Devamı