Moda dünyasında sürdürülebilirlik her geçen gün daha fazla gündeme gelirken, Hollywood yıldızı Angelina Jolie, bu hareketi sadece moda dünyasında değil, toplumsal sorumluluk açısından da güçlü bir biçimde sahiplendi.
New York Times, Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi de olan Angelina Jolie’nin kurduğu, hatta kafesinin mönüsünde Türk kahvesi de olan Atelier Jolie’ye geçen hafta geniş yer verdi.
Atelier Jolie, New York’ta Jean Michel Basquiat’nın eski atölyesinde.
Basquiat’nın ölümünden sonra binayı 1970’lerde yine sanat dünyasının yakından tanıdığı bir isim Andy Warhol satın aldı.
Şimdi Angelina Jolie de Basquiat ve Warhol’un izinden giderek, Atelier Jolie’yi dünyanın dört bir yanından yetenekli ve çeşitliliğe sahip zanaatkârlar, sanatçılar ve düşünürlerle iş birliği yapılabilen bir platform hâline getiriyor.
Jolie’nin hedefi, sadece yaratıcı bir ortam oluşturmak değil, aynı zamanda farklı kültürlerden gelen insanları bir araya getirerek,
Dünyaca ünlü isimlerin edebiyat dünyasına etkisi giderek daha çok dikkatleri çekiyor. Hedef, okuma alışkanlıklarını desteklemek kadar toplumsal değerleri korumak ve geliştirmek. Peki, kitap kulüpleri neden bu kadar popülerleşti?
Son yıllarda kitap kulüpleri yalnızca bir sosyal aktivite olmanın ötesine geçmiş, dünya çapında bir kültürel fenomene dönüşmüş durumda. Özellikle ünlü isimlerin kendi kitap kulüplerini kurması, bu alandaki değişimi hızlandırdı ve geniş kitleler üzerinde önemli bir etki bıraktı. Hollywood yıldızları, müzik dünyasının ikonik isimleri ve popüler kültür figürleri, kitap kulüpleri aracılığıyla takipçilerinin sadece okuma alışkanlıklarını geliştirmekle kalmıyor. Aynı zamanda toplumsal meseleleri gündeme getirerek daha bilinçli ve duyarlı bir toplum inşa etmede önemli bir rol üstleniyor. Peki, kitap kulüpleri neden bu kadar popülerleşti?
Kitap kulüplerinin evrimi
Kitap kulüpleri ilk olarak yerel topluluklarda, kitap okuma ve tartışma
65 yaşında hayatını kaybeden Val Kilmer, sadece Hollywood’un ikonik oyuncularından biri değil, aynı zamanda çok yönlü bir sanatçı olmasıyla da tanınıyordu.
‘Top Gun’ filmindeki Iceman rolüyle çıkış yaptı ve bu rol sinemadaki en unutulmaz performanslardan biri hâline geldi. Kilmer, sinema kariyerinde ‘The Doors’ filminde Jim Morrison, ‘Tombstone’ filminde Doc Holiday ve ‘Batman Forever’daki başrolü ve ‘Heat’deki unutulmaz rolüyle de hafızalarda yer edindi.
Oliver Stone’un ‘The Doors’ filmindeki Morrison yorumu, ona geniş bir hayran kitlesi kazandırdı.
Ayrıca, ‘True Romance’, ‘Willow’, ‘Alexander’ ve ‘Kiss Kiss Bang Bang’ gibi projelerde de önemli karakterlere hayat verdi.
Kilmer son yıllarda sinemadaki başarısının yanı sıra çok yönlü sanatçı kimliğiyle de dikkat çekiyordu.
En önemli oyunculuk okullarından Juilliard’dan mezun olduktan sonra sahneye de adım atan Kilmer, Broadway ve Londra West End’inde uzun yıllar sahne alarak yeteneklerini sergiledi.
&lsquo
Geçen hafta Londra’da Queen Elizabeth II Centre’da Avrupa teknoloji dünyasını bir araya getiren bir etkinliğe katıldım: Tech.eu Summit.
Türkiye’de kurulup uluslararası başarıya ulaşan yazılım şirketi Commencis’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Fırat İşbecer sayesinde haberim oldu. Başarılarıyla gurur duyduğum lise arkadaşımın konuşmasını izlemeye giderken öğrendim, Tech.eu’nun artık Webrazzi’nin olduğunu.
Webrazzi, Türkiye’nin önde gelen teknoloji platformu, 2006 yılında Arda Kutsal tarafından kuruldu. Teknoloji alanındaki girişimler, yatırımlar ve gelişmeleri, sadece haberler ile değil, aynı zamanda düzenlediği konferanslar aracılığı ile de paylaşıyor. 2021 yılında Avrupa’nın saygın teknoloji platformu Tech.eu’yu satın alarak Avrupa odağını da genişletti.
Tech.eu Summit, bu yıl da 2 gün sürdü, Webrazzi Kurucusu ve CEO’su Arda Kutsal ve Tech.eu Küresel Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Helen Walsh’un açılış konuşmalarıyla başladı. Teknoloji gazetecisi Monty Munford’un Bek Ventures Kurucu ve Yönetici Ortağı Cem Sertoğlu ile yaptığı söyleşiyi
Sinema ve TV dünyasında tanınan dünyaca ünlü yıldızlar bu sezon Londra ve New York’ta tiyatroda rol almayı tercih ediyor. İşte Londra ve New York’taki en iddialı prodüksiyonlar…
Bu yıl tiyatro dünyasında Hollywood yıldızlarının hakimiyeti dikkat çekiyor. Birçok ünlü oyuncu, sinema ve televizyon dışında, tiyatroda da yeteneklerini sergiliyor. Londra ve New York’un önemli sahnelerinde gösterime girecek prodüksiyonlar, yıldız oyuncuların gücünü ve tiyatroya olan bağlılıklarını da gösteriyor.
Londra’da öne çıkan tiyatro oyunları
Cate Blanchett “The Seagull/Martı”
Cate Blanchett, altı yıl aradan sonra tiyatro sahnesine döndü, Londra’daki Barbican Tiyatrosu’nda, Anton Çehov’un ünlü eseri “Martı”nın yeni prodüksiyonunda Arkadina karakterini canlandırıyor. Blanchett’in yanı sıra, Tom Burke’ün Trigorin karakteri ile yer aldığı yapım, dram ve komediyi ustaca harmanlıyor. Dikkat eksikliğinin daha da arttığı bir dönemde Cate Blanchett bile sahnede olsa
LinkedIn Kurucusu Reid Hoffman, ‘Süper Ajans: Yapay Zekâ Geleceğimizle Muhtemelen Doğru Gidebilecek Şeyler’ başlıklı yeni bir kitap yazdı, Greg Beato ile birlikte.
Üstelik bu sefer daha önceki kitabı ‘Impromptu’da olduğu gibi “Reid Hoffman tarafından ChatGPT-4 ile yazılmıştır” notu da yok ve chatbot ile yaptığı konuşmalar da belgelenmiyor.
Peki ama neden?
“Çünkü buradaki her kelime benim ve yazar arkadaşım Greg Beato’nun” diyor.
Ardından da ekliyor: “Elbette, yapay zekâdan faydalandık ama artık bunu söylemek gereksiz, bu kitap Mac bilgisayarda yazıldı demek gibi bir şey çünkü”.
Reid Hoffman’ı Intelligence Squared sahnesinde izleme şansım oldu, yapay zekânın geleceğimize etkisini anlattı.
Reid Hoffman, yapay zekânın en önemli fırsatlarını benimsememiz gerektiğini savunuyor: Her öğrenci için eğitimi kişiselleştirebilen yapay zekâ eğitmenleri, Alzheimer ve kanser gibi hastalıklara hızla çare bulabilen makineler, ve iklim felaketini önleyebilecek yapay zekâ yapımı icatlar gibi…
Reid Hoffman,
Sadece sanatçılığıyla değil, aynı zamanda örnek bir Cumhuriyet kadını olmasıyla da hepimize gerçek bir rol modeliydi Gülriz Sururi.
‘Gülriz gibi yaşlanmak’ başlığıyla paylaştığı bilgiler de, 90 yaşında elinde iPad’iyle aynadan kendi çektiği bikinili fotoğrafıyla da hepimize önemli dersler verdi.
Hem her yaşta çağa ayak uydurmak gerektiği konusunda hem de her yaşta bedenimize, sağlığımıza dikkat etmemiz, özen göstermemiz konusunda.
Her zaman zarif, bakımlı ve mükemmeliyetçiydi.
Sadece hayatı değil, vedası da kendisine yakışır şekilde oldu.
Birikimini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Ali Nesin Matematik Köyü’ne, İKSV ile birlikte oluşturduğu tiyatro ödülüne ayırdı.
Kalabalık bir cenaze, şaşaalı bir tören de istemedi.
Daha önceki röportajlarında da söylemişti, “Cenaze töreni istemiyorum. Çünkü ben cami avlusu kokteyl partisi istemiyorum.”
Dergicilikle ilgisi olmayanların bile adını bildiği, dünyaca ünlü sayılı yayın yönetmeni var: Anna Wintour, Tina Brown ve Graydon Carter gibi…
Vanity Fair’in 25 yıllık efsane yayın yönetmeni Graydon Carter, neye elini atsa yıldız yapabiliyor. Bkz: Ortak olduğu iki restoran, Waverly Inn ve bir süre önce kapatma kararı aldığı Monkey Bar.
Carter, Waverly Inn adlı restoran-bara ilk ortak olduğu zaman buraya rezervasyon yaptırmak bile büyük olaydı. Tanıdık olmadan rezervasyon da yapılamıyordu. Restoranın telefonu bile yoktu! Daha sonra “opentable.com”dan yapılabilir hâle geldi ama o da ancak çok erken ya da çok geç saatlerde yemek yemeyi kabul ederseniz. “Artık restoranlarda iyi yemek sunmak değil, olağanüstü yemek sunmak gerekiyor” diyordu Carter.
Eylül 2017’de Vanity Fair’de bayrak değişimi yaşandı. Graydon Carter’ın Vanity Fair’deki yayın yönetmeni görevini bırakacağını açıklaması büyük şaşkınlık yarattı. Tıpkı “Şeytan Prada Giyer”e konu olan Anna Wintour’un Vogue ile özdeşleşmesi gibi