NE ÇEKTİN BE!

4 Mayıs 2013

Taşınmak kolay değil, taşınmaktan daha zor olansa çağrı merkezleriyle başa çıkmak. İşte size gerçek bir hikaye, uğruna kan, ter, gözyaşı ve dolar dökülen bir güvenlik sistemi macerası

Vasfiye Teyze gibi oldum, durup durup kendi kendime “Ne çektin be!” diyorum. Bunu bana dedirten taşınma sendromundan çok, çağrı merkezleri.
158 kere arıyorsunuz, dakikalarca bekletiliyorsunuz, derdinizi bir kişiye anlatıyorsunuz, yetmiyor, anlamıyor, başkasına aktarıyor. Bir daha anlatıyorsunuz, tam anladı artık, işlemler başlatıldı zannediyorsunuz, birkaç dakika sonra asıl anlayan siz oluyorsunuz, karşınızdakinin ne dediğiniz hakkında en ufak bir fikri yok.
Sonunda, “Galiba artık anlatabildim” dediğinizde konuştuğunuz satış görevlisinin ismini alıyorsunuz, sonra tekrar konuşmanız gerekirse diye. Temkinlisiniz ya, artık başınıza bir şey gelmez zannediyorsunuz. Bu sefer de çağrı merkezini arayıp aradığınız kişinin ismini söylediğinizde sorunlar başlıyor. Siz Mustafa diyorsunuz, karşınızdaki sinirlerinizi keman teline çeviren ses “Mehmet anladım. Doğruysa 1’e, doğru değilse 2’ye basın” diyor. TRT’nin en müthiş diksiyonlu spikerleri bile geçemez bu call center’ların sınavından.
Bir kere

Yazının Devamı

Bu festİval çok konuşulacak

1 Mayıs 2013

Yoksa siz de Vedat Milor’un ve Mehmet Yaşin’in televizyonda iştahla yemek yemesini ve ‘damak çatlatan lezzetleri’ anlata anlata bitirememelerini benim gibi hafif kıskançlıkla izleyenlerden misiniz? İşte bizim gibi yemekseverleri mest edecek yeni bir etkinliğimiz var artık, Arçelik Gastro İstanbul Festivali

Tam iki yıl önce Londra’da Quintessentially Epicure’un düzenlendiği bir etkinliğe katılmıştım. The Ledbury’nin şefi Brett Graham’dan Locanda Locatelli’nin şefi Giorgio Locatelli’ye, The Berkley ve The Gilbert Scott’un şefi Marcus Wareing’den makaronlarına bayıldığım Pierre Herme’nin dördüncü kuşak pastacısı Pierre Herme’ye, dünyaca ünlü 10 şef, yemekleri önümüzdeki mutfakta pişirmişti. Bir yandan tarifleri vermiş, bir yandan da soruları cevaplamışlardı. Finalde de masalara kurulup tadım yapmıştık. O zaman ‘Vedat Milor’u kıskandıracak gezi’ diye atmıştım yazının başlığını. Neden bizde de böyle organizasyonlar yapılmıyor diye düşünmüştüm.

Yeme-içme festivali: Gastro İstanbul
Yoksa siz de Vedat Milor’un ve Mehmet Yaşin’in televizyonda iştahla yemek yemesini ve ‘damak çatlatan lezzetleri’ anlata anlata bitirememelerini benim gibi hafif kıskançlıkla ve imrenerek

Yazının Devamı

NEW YORK’A TÜRK TASARIM ÇIKARMASI

30 Nisan 2013

17 Mayıs’ta başlayacak New York Tasarım Haftası’nda Türk tasarımları da sergilenecek. ‘Tasarım: İstanbul-New York’ sergisinde bakın kimlerin işleri yer alacak?

Milano’dan sonra şimdi de New York Tasarım Haftası’nda Türk tasarımcıların sergisi gerçekleşecek. Uluslararası Çağdaş Mobilya Fuarı (ICFF) sırasında gerçekleşecek ‘Tasarım: İstanbul-New York’ başlıklı sergi Wanted Design’da 17-20 Mayıs tarihlerinde.
Gaye Çevikel, Defne Koz, Ali Tayar, Ayşe Birsel Seck ve Ferda Kolatan’dan oluşan jüri seçimi yaptı. Hande Akçaylı ve Murat Koçyiğit’in kurduğu Berlin merkezli Mashallah’ın seramik aydınlatması, Ali Bakova’nın şarap şişesi ve kadehleri, Umut Demirel’in ayna ve mıknatıs kombinasyonu, Tamer Nakışçı’nın porselen yemek takımı, Koray Özgen’in ‘Tuluat’ adını verdiği yün halısı, Erin Türkoğlu ve Melodi Bozkurt’un kurduğu Müzz Design’ın seramik masa ürünleri ve Can Yalman’ın Tearend adlı çay bardakları sergilenmeye değer bulundu.
Ayrıca sergi sırasında Gaia&Gino’nun kurucusu Gaye Çevikel, ‘Tasarımda girişimcilik’ konulu bir konuşma yapacak. Abra Cadabra’yla tanıdığımız Dilara Erbay’sa Brooklynli miksolojistler The Guinea Pig Group’la yenilebilir bir performans

Yazının Devamı

Ödül töreninin ardından

29 Nisan 2013

Cumartesi gecesi gerçekleşen 4. Antalya Televizyon Ödülleri’nin değerlendirmesini yapıyoruz.İşte öne çıkanlar...

Ödül törenleri genelde pazar ya da pazartesi gecesi olur. Tören cumartesi gecesi gerçekleşince ister istemez izleyici kaybetti. İstanbul’da Mark Knopfler konserine akın edenler de, Karaköy’de Münferit’in sahibi Ferit Sarper’in açtığı Gaspar’ın ilk hafta sonunu kaçıramam diyenler de oldu. Oysa tören daha sakin bir gece olsaydı herkes evde televizyon karşısında olacaktı.
* ‘Yalan Dünya’ ekibinin Altın Kelebek’teki talihsiz sunuculuk maceralarından sonra oyuncular canlı yayında sunuculuk yapmaya korkar olmuştu. Antalya Televizyon Ödülleri’nin sunucuları, ‘İntikam’ın Hakan’ı olarak tanıdığımız Engin Hepileri ve Mine Tugay son derece başarılıydılar. Gereksiz konuşmalar ve espriler olmadan da bir törenin sunulabileceğini gösterdiler.
* Favori dizim ‘Kuzey Güney’ ödüle aday bile olmadı. Jüri Başkanı Faruk Bayhan adaylar belirlenirken yapımcının ya da kanalın başvurması gerektiğini ve başvurular üzerinden değerlendirme yaptıklarını açıkladı. ‘Kuzey Güney’, ‘Kurtlar Vadisi’ ve Kıvanç Tatlıtuğ’un aday olmadığını da ekledi. Peki ama ‘Kuzey Güney’ aday değilse Zerrin

Yazının Devamı

Bir yazımız daha Atiye’de geçecek

28 Nisan 2013

Bu yaz İstanbul’un en popüler eğlence adreslerinin başında Atiye Sokak geliyor. Peki ama yeme-içme mekanlarının yanı sıra sokakta neler var? Bizi ne gibi yenilikler bekliyor?

Nurgül Yeşilçay’dan Özge Ulusoy’a birçok isim buradan giyiniyor.

Son zamanlarda en sık duyduğum soru, “Bu yaz neresi popüler olacak?” Şaşırtıcı ama cevap hiç değişmiyor, Atiye Sokak. İstanbul gibi bir şehirde, yazı Boğaz’a nazır deniz kenarında karşılamak dururken, gezmek için küçük ve pek de sevimli olmayan bir Nişantaşı sokağı tercih ediliyor.
Çok değil kısa bir süre önceye kadar bu sokağın bir numarası yoktu. Çoğunluk için Taksim dolmuşlarının sokağıydı. Yeme-içme meraklıları için The House Cafe’nin sokağıydı. Bira sevenler Taps ile tanımıştı Atiye Sokağı. Stil sahibi kadınlar ise Gönül Paksoy, Zeynep Erol ve Ela Cindoruk-Nazan Pak’ın tasarımları ve butikleriyle tanıdı.
Sokak trafiğe kapanınca durum tamamen değişti. Kafeler, restoranlar sokağa yayıldı.
TV kameraları ve magazin fotoğrafçıları Nişantaşı Brasserie yerine Atiye Sokak’ın önünü mesken edindi. Kameralar ve fotoğraf makineleri gelir de Türkbükü’nden tanıdığımız oyuncakçı ya da Beyoğlu’ndan tanıdığımız midyeci gelmez mi? Gece

Yazının Devamı

Bir başarı hikayesi

27 Nisan 2013

İstanbul Aydın Üniversitesi bugün 10. yılını kutluyor. 10. yıl şerefine yeni çıkarılan akademik dergi, Business Review’u herkes okumalı

Önümde yeni bir dergi var, satır satır okuyorum, okudukça öğreniyorum. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin hazırladığı Business Review’dan söz ediyorum. İlk sayının konusu, girişimcilik. Bir akademik yayın, çevremiz-de olan biteni ancak bu kadar anlaya- cağımız dilden anlatabilir. Ne kadar özenle hazırlandığı hemen belli oluyor.
“İlk 10 yılımız İstanbul Aydın Üniversitesi’ni büyütmekle, genişletmekle geçti. İkinci 10 yılımız üniversitemizin derinliğini artırmakla, eğitim kalitesini yükseltmekle ve dünyanın saygın üniversiteleri arasında yer aramakla geçecek” diyor İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın. Aydın’a göre, İAÜ Business Review, bu yolda atılan ilk adımlardan biri. Boşuna Aydın, “İş dünyasının profesyonelleri için akademisyenlerce yayımlanan bu derginin üniversitemizle iş dünyası arasında gerekli bağları kuracağına inancım tam” demiyor.

İçerik çok zengin
Dergiden birkaç örnek verelim. Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, 2013 yılında Türkiye ekonomisinde gelişmeler ve beklentileri yazmış. Milliyet yazarı Güngör

Yazının Devamı

ONLAR BİZDEN BİR ADIM ÖNDE

24 Nisan 2013

Ayşegül Dinçkök’ün ‘Derin Tutku’ sergisinden ilham alarak resim yapan 13 Mardinli çocukla 23 Nisan’ı İstanbul Akvaryum’da kutladık

Katıldığım en güzel 23 Nisan kutlamalarından biriydi. Mardin’den bir gece önce ilk kez İstanbul’a gelen 13 birbirinden tatlı çocukla sabah erken saatlerde Florya’daki İstanbul Akvaryum’da buluştuk, Ayşegül Dinçkök ve Melek Manisalı önderliğinde. Aslında 14 çocukla buluşacaktık ama Sözdar Ekinne yazık ki havaalanında hastalanıp eve dönmek zorunda kaldı. Onun hakkı baki, bir dahaki sefere gelecek artık.
Her şey Ayşegül Dinçkök’ün ‘Derin Tutku’ adını verdiği su altı fotoğrafları sergisini Mardin’e götürmesiyle başlıyor. Mardin Müzesi’nde sergiyi gezen hayatlarında hiç deniz görmemiş ilkokul çocuklarından bu fotoğraflardan ilham alarak resim yapmaları isteniyor. Şahane balıklar çizen de var, uzun saçlarıyla Ayşegül Dinçkök’ü bir denizkızı olarak resmeden de. Dinçkök, dalış yapmaya ve su altı fotoğrafçılığına gerçekten de derin tutkuyla bağlı. Hatta o kadar bağlı ki arkadaşlarına yazdığı epostalara ‘Ayşegül, The Mermaid’ diye imza atıyor. Üretmekten ve ürettiklerini çocuklarla paylaşmaktan keyif alıyor, aynı çocukların ürettiklerini bizimle

Yazının Devamı

DAHA ÇOK İLGİYİ HAK EDİYOR

23 Nisan 2013

Geleneksel sanatların ve modern sanatın ön plana çıkarıldığı yeni sanat fuarı All Arts İstanbul nasıl geçti? Geleneksel sanatlar, çağdaş sanat kadar merak uyandırdı mı?

Şermin Ciddi’nni çalışması Evliya çelebi Seyahatname.

Pazar akşamüstü All Arts İstanbul’a giderken kendime kızıyordum, hafta içi gezmeliydin diye. Fuarı son gününe, hem de pazar gününe bıraktım, şimdi nasıl kalabalık olacak, kalabalıktan sergilenenleri doğru dürüst göremeyeceğim diye tedirgindim.
İstanbul Kongre Merkezi’nden içeri girip de -5’e inince şaşırdım. Girişte kuyruk falan yoktu. İçerisi de son derece sakindi.

Amaç, boşluğu doldurmak

Yazının Devamı