<#comment>#comment>"Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder."Bugün bu sözün anlamını daha iyi kavrıyoruz.
Birçok kişi gibi TV'leri yakından izlerim. Beğenelim, beğenmeyelim TV'ler güncel haber, bilgi kaynağımızdır.
Ukalalık bilenin hakkıdır.
Temel bilgi eğitimdeyse, güncel bilgi medyada, yani TV ve gazetelerdedir. Hele bizim gibi işi gazetecilik, habercilik olanlar için TV izlemek bir lüks değil, görevdir. En basitinden; kameralar 24 saat, gece gündüz dünyanın her yerinde olayların peşindedir. Onlara takılırsanız siz de dünyadan haberdar olursunuz.
TV'lerde bir gecedeki 5 - 6 adet tartışma, haber programı, 18 - 20 uzmanın görüşü eder.
O uzmanların güncel olaylar hakkındaki birbirine zıt veya paralel görüşlerini anında öğrenmek ancak TV'lerin bu programlarını izlemekle mümkündür.
<#comment>#comment>Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
"Eski ayları ne yaparlar?"Cevap:
"Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar."FP'de olan da bu mu?
Yeni yıldızlar çıktı, ama onları herkes eskiden beri tanıyor...
Adlarına "yenilikçi" deniyor.
Ama onlar ne anlamda yenilikçi? Yeni söylemleri yok ki, yenilikçilikleri anlaşılabilsin.
<#comment>#comment>Döndük dolaştık yine gecekondu affına geldik.
Gecekondu affı denince kiminin tüyleri diken diken oluyor, kiminin yüzünde güller açıyor.
Cezaların affında olduğu gibi.
Ama Ankara her şeyden vazgeçer, aftan vazgeçmez. Yıllardır bu böyle.
Öyleyse siz tepkilere bakmayın, gecekondu affı da gelecek demektir.
Bu affın tarifi; büyük şehirlerimize ve yasalara saygılı vatandaşlara ihanet de olsa...
<#comment>#comment>Bu bayramda da "Bayram Gazetesi" tartışması canlandı. Önümüzde Kurban Bayramı olduğu için bu tartışma daha da önem kazandı.
Kimi çıksın, kimi kalsın dedi.
Benim temennim önümüzdeki bayram "Bayram Gazetesi"nin çıkması.
Çok mükemmel bir yayın olduğu için mi?
Değil.
Bir boşluğu doldurduğu için.
<#comment>#comment>Elimdeki bilirkişi raporuna bakıyorum ve yazılanlara pek anlam veremiyorum...
"Mısırçarşısı girişinde bulunan Ünlüoğlu büfesindeki patlama" raporu. Resmi adı bu.
Olayı herkes biliyor.
Mısırçarşısı kapısındaki büfedeki patlamada yedi kişi hayatını kaybetti, yüzden fazla kişi yaralandı.
Patlama nedeniyle yakalananlardan Pınar Selek iki buçuk yıl cezaevinde yattı. Patlamayla ilgili birden çok bilirkişi raporu verildi. Verilen raporlardan Adli Tıp raporu patlamada bomba şüphesi üzerinde duruyordu. Mahkeme, en sonunda üç profesörden kurulu bir bilirkişi heyetine başvurdu.
Bu son rapor "tüp patlaması" olarak çıktı.
<#comment>#comment>Yılbaşı gecesi Taksim Meydanı'nda yaşanan olaylar Türkiye tarihinde bir "milat"tır.
Türkiye'de sınıflar arası çatışmanın pratiğe dökülme istidadının göstergesidir.
Sosyal ve kültürel farklılıkların çatışmasından çıkan kıvılcımdır.
Gelir dağılımı adaletsizliğinin sonucudur.
Kendini kabul ettirememenin verdiği ezikliğin dışa vuruşudur.
Entegre olamamanın sıkıntısıdır.
<#comment>#comment>Topyekün kalkınmanın bir ayağında yetişmiş insan gücü vardır.
Türkiye de kalkınma iddiasını sürdürecekse eğitimli, ihtisas sahibi gençlere ihtiyaç var demektir.
Başka bir deyişle; kalkınmanın şartı üretim, üretimin şartı yatırım, yatırım için sermaye kadar yetişmiş insan gücü de gerektir.
Türkiye yetişmiş insan gücü bakımından en şanslı dönemini yaşıyor.
Üniversiteler ağızlarına kadar dolu, dışarıda kalanlar kapıları zorluyor.
Gençlerin çoğu yabancı dil öğrenme hevesi içinde.
<#comment>#comment>2001'in güç geçeceğini söylemek kehanet sayılmaz.
2001'in zaten kolay bir yıl olması beklenmiyordu. Ama son kriz durumu iyice güçleştirdi.
Bu arada yapısal reformlar bekliyor.
Örneğin; tarım reformu daha fazla ertelenemez.
Dünyanın en pahalı buğdayını üretiyoruz.
Sanayide ve bankacılıkta da reform ihtiyacı sırada duruyor.