Abdi İpekçi

1 Şubat 2000


      Abdi İpekçi medya abidesidir.
       Abdi Bey'in en önemli özelliği basın etiğine sıkı sıkıya bağlılığıdır.
       Hukuk Fakültesi'nde okurken İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'ne de devama başladım. Abdi Bey beni oradan aldı Milliyet'e getirdi.
       Sonra onun enstitüdeki yardımcılığını da yaptım.
       Derse onun Volkswagen'iyle giderdik, şoförü yoktu. Yıllar sonra da olmadı. İçinde vurulduğu küçük BMW'yi de kendi kullanıyordu.
       Büyüklüğü, tevazunun altında ezilirdi.

Yazının Devamı

Hangi devlet?..

30 Ocak 2000


       Mesut Yılmaz'ın Hizbullah konusunda söylediği önemli cümleler var: "Hizbullah'ın vahşi eylemlerini devlet içinden ve dış ülkelerden destek almadan gerçekletirmesi mümkün değil" gibi...
       Yılmaz, son 15 yıllık dönemi bu açıdan dikkate almak gerektiğini vurgulayarak şu noktaya varıyor:
      "Bu örgütün mutlaka himaye gördüğü birtakım çevreler vardır. Bunlar içerde de, dışarda da olabilir. PKK'ya karşı denge unsuru olarak Hizbullah'a göz yumanlar olabilir, bu gaflettir. Bazı insanlar bu eylemlere devlet içinde destek sağlamış olabilir, o da hıyanettir. Bunların tümü devleti bağlamaz, devlet bunları yapanlardan hesap sormakla mükelleftir."
       Cümleler hem güzel hem doğru, ama pratikte sonuç almak önemli.
       Bu kadar yıl, devlet denen o çarkın başındaki en sorumlu kişilerden biri bugünkü koalisyonun üç büyüğünden biri Sayın Yılmaz bile sonuç almayı o soyut devletin üzerine atıp ortadan çekilmek istermiş gibi davranırsa sonuç alınabilir mi?
       * * *

Yazının Devamı

Elektrik kesintisi ayıbı...

29 Ocak 2000


       Az gittik uz gittik, yine elektrik kısıntısına tosladık.
       Yerli enerji kaynakları yetmiyor.
       Bu yüzden Türkiye dışa bağımlı hale geldi.
       Bağlı olduğumuz ana madde ise doğalgaz. Ama o da yetmiyor.
       Doğalgazdaki ve dolayısıyla elektrikteki sıkıntının sebepleri özellikle şu nedenlere bağlanıyor:
       Mevcut durumda Türkiye Rusya'dan 8 milyar metreküp gaz, Cezayir'den de 4 milyar metreküp LNG alıyor. Ancak Batı hattı üzerindeki Ukrayna ve Bulgaristan zaman zaman hattan fazla gaz çektiğinde Türkiye'ye gelen gaz miktarı düşüyor.

Yazının Devamı

FP bir türlü oturmuyor

28 Ocak 2000


       İzliyoruz, dinliyoruz, konuşuyoruz, yazıp, çiziyoruz.
       FP ana muhalefet görevini yapamıyor, böyle giderse ondan iktidar da olmaz.
       Neden?
       Sorumlu bir siyasi parti ağırlığı yok da ondan veya biz öyle görüyoruz.
       Kutan'ın tahrik edici konuşmasından ve askerin tepkisinden sonra yapın bir anket, "asker mi - FP mi?" diye sorun, sonucu görün...
       Böyle bir mukayese demokratik olma iddiasındaki bir ülkeye yakışmaz ama demokratik bir ülkede silahlı kuvvetlere ana muhalefet partisi liderinin ipe sapa gelmez ithamlarda bulunması hiç yakışmaz.

Yazının Devamı

FP'ye askerden sert tepki

27 Ocak 2000


       Genelkurmay Başkanlığı, FP lideri Kutan'ı Meclis grubundaki konuşması nedeniyle çok ağır bir şekilde suçladı.
       Genelkurmay, FP liderini irtacayı destekleyen zihniyetin temsilcisi olarak tanımladı.
       Bu görüşteki partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından üç kez kapatıldığı da Genelkurmay'ın açıklamasında vurgulandı.
       FP pek de akıllıca olmayan bir şekilde ortamı neden kızıştırdı anlamak güç.
       Kutan'ın Meclis grubundaki konuşması yanlışlarla ve tahriklerle doluydu.
       Brifinglerde Hizbullah'tan söz edilmişti.

Yazının Devamı

Kuzeyden soğuk rüzgarlar esiyor!..

26 Ocak 2000


       Demirel bir özellik kazandı.
       Adeta Kafkasya'nın, Orta Asya'nın onur başkanı.
       Oralarda da baba.
       Siyasi trafik ve etkileşim bunu gösteriyor.
       Haydar Aliyev, Eduard Şevardnadze, hatta Robert Koçaryan onunla adeta Demirel - Ecevit ilişkisi benzeri bir ilişki sürdürüyor. Hatta zaman zaman daha da samimi.
       Orta Asya'daki Türk liderler de öyle.

Yazının Devamı

Hizbullah ve iki görüş

25 Ocak 2000


       Hizbullah görüşleri ikiye böldü.
       Kimi Hizbullah'ı devlet yarattı, 28 Şubat destekledi diyor.
       Kimi de, işte 28 Şubat'ın da parmak bastığı irticanın en karanlık yüzü Hizbullah'la ortaya çıktı, 28 Şubat bir kez daha haklılık kazandı, diye konuşuyor.
       Türkiye'de her konuda "karambol hastalığı" olduğu için vatandaşın da kafası karışıyor.
       Örneğin her pazar öğle saatlerinde bir TV kanalındaki üçlü sohbet programının gazeteciliğini takdir ettiğim yöneticisi "Yakalanan Hizbullahçılar konuşmuyor, onlar konuşturulamadıkları halde çeşitli mezarlar bulunabiliyor. Demek ki bu cinayetler devlet tarafından bugüne kadar zaten biliniyordu" anlamında görüş bildiriyor.
       Oysa o bunları söylerken Hizbullahçı Mehmet Emin Ekinci yeni yeni mezarları gösteriyor ve onun şehirler arası turuyla yeni cinayetler aydınlanıyordu.

Yazının Devamı

Globalleşirken...

23 Ocak 2000


       2000 yılı Türkiye için bir dönüm noktası olmalıydı.
       Ekonominin rakamları bunu göstermeliydi. Oysa iflasın tescil edildiği bir tarih oldu milenyum.
       2000 yılı diyorlardı. Şimdi tarih 2025'e çıktı. En insaflıları 2010 diyorlar.
       Ölmez de sağ kalırsak Türkiye o tarihlerde müreffeh bir ülke olacak, insanları bolluk ve mutluluk içinde yaşayacak.
       Yıllardır politikacılar hep nurlu ufuklar edebiyatı yaptı. Hiçbiri tutmadı ki bu konuda yeni bir kemer sıkma dönemine girildi.
       Peki bu kısır döngü neden kırılmadan sürüyor?

Yazının Devamı