TÜRK demokrasisinin teferruattan öte temelde sakatlığı var.
Sol ayağı yok.
Bu nedenle de topal.
Sol deyince mücerret bir anlam çıkmasın. Çağdaş örnek, son örnek İngiliz İşçi Partisi ve onun lideri Blair.
Bizde de var; "işte son kurultayda görüldü, lazer ışınları, suni dumanlar, konfetiler arasından çıkıp gelen yeni bir arabesk sol yarattık..." demeyin...
Hesap şu olmalı: Bu sol asgari yüzde 25 - 30 oy alabilir mi?
Alamayacaksa, o sol sol sayılabilir mi? O sol, solluğunu kaybetmiş sayılmaz mı?
GENELKURMAY Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, "Rusya'da görüştüğümüz konuların yüzde 90'ında mutabık kaldık" diyor.
Bu başarıdır.
Türkiye bu en büyük komşusuyla iyi geçinmek ister. Herhalde Rusya da Türkiye ile.
Ama özellikle Sovyetler ve soğuk savaş döneminde bu imkansız gibiydi.
Türkiye tüm hazırlığını kuzeyden gelecek tehlikeyi düşünerek yapardı, silahlanırdı.
Sovyetler bitti, soğuk savaş tarihi bir deyim olarak, anı olarak kaldı.
Ama Sovyetler'in halefi Rusya ile de ilişkiler, olması gerektiği kadar ilerleyemedi.
"KUVVET haktır."
Bu söz günümüzde hala geçerliliğini koruyor mu?
Koruyor.
Bakın; bir süre önce aralarında Türklerin de bulunduğu birçok suçlunun kafasını kılıçla kesen Suudi Arabistan değil miydi?
Günlerce gazeteleri ve TV'leri, tüyler ürperten o görüntüler işgal etti.
Cellat geliyor, seyircilerin ortasındaki, elleri arkadan bağlı, diz çöktürülmüş adamın ensesine kılıcı olanca gücüyle indiriveriyor...
Kan fışkırıyor...
21. asrın eşiğinde artık mucizelere yer yok.
Olmuyor.
En son mucize Sovyet mucizesiydi!..
O da çöktü...
Uzakdoğu kaplanları da bazıları tarafından günümüzün mucizesi olarak sunuldu.
"Asya kaplanları", "Asya'daki rönesas" vs. diye takdim edilen ülkelerin yarattığı mucizenin balonu da çabuk patladı.
Belki böyle bir mucize zaten yoktu da onu böyle görmek ve göstermek isteyen aceleciler vardı.
DEĞİŞİM...
Sihirli kelime şimdi bu.
Herkes onu istiyor.
Herkes onun peşinde.
En çok da politikacılar.
Sayın Cumhurbaşkanı Demirel de en üst seviyede bu talebi seslendirenlerden...
İzmir Büyük Efes Oteli'nde işadamlarına hitap ederken yine değişimin gerekliliğini vurgulamış.
VİTRİN değişti.
Vitrin değiştirme size de aldatmaca ifadesi gibi gelmiyor mu?
Vitrin değişikliği içerik değişikliğini de ifade ediyorsa anlamlıdır ve verilmek istenen mesaj güvenilirdir.
Son günlerde, daha doğrusu cuma günü bu söz Fazilet Partisi için bol bol söylendi.
Fazilet'in Refah'ın devamı olduğu muhakkak.
Daha önceleri de üzerinde durmuştuk. Bunda gocunacak bir durum da yok.
Yüzde 21 oy almış, Türkiye'nin oy yüzdesi bakımından birinci partisi buhar olup uçmadı ya...
"COĞRAFYA milletlerin kaderini tayin eder", sözünün doğruluğu Türkiye'ye bakınca görülüyor.
Dışta hasmımız çok; içte dayanışmayı sağlayamıyoruz.
Türkler iki kez Viyana kapılarına dayandı. İslam Avrupa'ya, Balkanlar'a taşındı.
I. Murat'ın Kosova zaferi bir türlü unutulamıyor.
Suriye'nin, Yunanistan'ın ve diğer komşuların hepsinin düşmanlık nedeni var.
Ankara Petrosyan'ı kullanamadı. Azerbaycan'dan, Rusya'dan, Gürcistan'dan yararlanamıyoruz.
Türkiye birden çok olaya adapte olamıyor.
SON günlerde 68'den çok söz edildi.
68'lilerden bir bölümü de 68'in unutulmaması için ellerinden geleni yaptı.
68 olayları Fransa'da düzene isyan eden öğrenci hareketlerinin Türkiye'deki yansıması olarak başladı. Ama Türkiye'de, Fransa'dan farklı sebepler, farklı sonuçlar doğurdu.
Özellikle de bir noktada:
Orada daha çok özgürlük, gerçek demokrasi ve bireyin hakları diye yola çıkanlar faşizme de, komünizme de karşıydılar ve amaçlarına ulaştılar, ama Atatürkçülükten, Kemalizmden yola çıkılıp Marksist, sosyalist, devrimci bir çizgiye gelinen Türkiye'de her zamanki gibi saptırılan talepler sonuçta gençliğin de, ülkenin de felaketi oldu.
Solcu - ülkücü diye ikiye bölünen gençlik birbirini kırdı geçirdi.
* * *