Alnından öpülecek taraftar

14 Eylül 2011

Kim ne derse desin!.. Niyetim kesin. Vız gelir yağcılık, tırıs gider popülizm. Açık söyleyeyim; taraftarları ayakta alkışlıyorum.
Şükranlarımı sunuyorum.
Alnınızdan öpüyorum sizleri -şayet mahsuru yoksa- değerli kardeşlerim.
Evet, sizler:
Helal olsun Fenerbahçeli, bravo Galatasaraylı, aşk olsun Beşiktaşlı, yaşa varol Trabzonsporlu, Bursasporlu ve diğer tribünlerdeki sorumluluklarının bilincinde olan tüm vatan evlatları.
* * *
Biz ki, günahınızı aldık; yoğun bakımdaki futbolun serumunu çekip şalterini sizler indireceksiniz diye kuşkulandık!

Yazının Devamı

‘Yeni Sezon’ yaşamalı!..

10 Eylül 2011

Felaket ve yıkımları göğüslemenin yol haritasını toplumsal karakterler çizer... Depremden sonra yağmacıların ortaya çıktığı memleketler de görmüştür bu Dünya, karınca disiplini ile onarım ve yardımlaşmaya girişen yüce ruhlar da.
Bize gelince...
Bakmayın söylenenlere!
Henüz "afet"i atlatamasak da futbolumuzdaki tüm zamanların en büyük fay kırılmasında korkulduğu kadar dibe çekmedik birbirimizi.
Iskatçılığa girişmedik.
Fırsatçı olmadık.
Tartıştık fakat kavga etmedik.

Yazının Devamı

Ayıp Arda

8 Eylül 2011

Arda genç bir adamdı. Sevimliydi. Başarılıydı. Zekiydi. İftihar ettiğimiz bir topçuydu, ama her söylediğine kafa sallayacağız anlamına gelmezdi bu. Kariyeri ve karakteri, sadece “mazur” görmemizi kolaylaştırabilirdi belki.
Çok öfkelenen oldu kendisine, ama ben empati yolunu seçtim.
Onun iletişim kanalları, otuz yıldır kanayan “şehitler yarasını” dile getirdiği gibi göstermiş olabilirdi kendisine.
Olsun. Hiç fikri olmamasından iyiydi.
Kimlerin aklına güvenir, kimleri okur, kimlerin etkisinde kalırsa kalsın, kafası çalışan bir insandı ve her vatandaş gibi her konuda bir fikri bulunmalıydı.
Fikir ve ifade özgürlüğü ise temel haktı.
Tıpkı eleştiri hakkı gibi!

Yazının Devamı

Teleferik ve mimarı...

6 Eylül 2011


Balçova Teleferiği bugün yeniden ihaleye çıkıyor.
5 Kasım 2007’de onarım için kapatılmıştı.
O günden beri kapısı kilitli.
* * *
Teleferik denince akla Ercüment Uysal gelir.
Balçova o zamanlar köy.

Yazının Devamı

Fenerbahçe’ye “% 10”

6 Eylül 2011

Tam dediğimiz gibi... Fenerbahçe “evlat”, “dost” veya “sevgili” ötesi bir şey haline geldi. Fenerium’un kapısında kuyruk oluyor insanlar. Şarkılar, marşlar, sloganlar eşliğinde cebinde ne varsa kasaya bırakmayı bekliyor.
Hani “Fenerbahçe Siteleri” dikecek olsanız topraktan/maketten girecekler.
Nerede kaldı bizim insanımızın girişimciliği?..
Talep var. Arz kısıtlı.
Fenerium’daki kalemler kesmiyor insanları.
Mesela bir AVM’nin kapısında dev bir Fenerbahçe bayrağı ve yazı:
“Bugün ciromuzun yüzde 10’u Fenerbahçe’ye”!

Yazının Devamı

‘Marko Paşa sendromu’

2 Eylül 2011

Şekilde görüldüğü gibi, Futbol Federasyonu’nun da üzerinde bir “futbol otoritesi” aranmaya başlandı ve kulüp başkanları Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’tan randevu aldı.
Yorumcu ile teknik direktörün Başbakan’a, kulüp başkanlarının Bakan’a, sokaktaki insanların birbirine dert anlattığı “özerk federasyonlu” ve “özel kanunlu” ilginç bir süreçten geçiyoruz; haydi hayırlısı.
Kanun var. Yetki var. Para var...
Daha ne olacaktı futbolun kendi işini halletmesi için?..
Silahlı futbol milisleri mi?

BİRİ “RACON” KESSİN

Yazının Devamı

Fenerbahçe’de görülmemiş kenetlenme

31 Ağustos 2011

Fenerbahçe’de “kan kırmızı” bayrak gibi dalgalanan kenetlenmenin “Turnusol Kağıdı”nı nerede gördük en son?
Aman!.. “Kan kırmızı” yanlış anlaşılmasın... Turnusol Kağıdı aside girerse kırmızı, baza girerse mavi renk aldığından ve Fenerbahçe’de fena halde asitli bir ortam yaşadığından bu benzetme.
Yakan, kavuran, kızartan, acı veren bir ortam.
Ve moleküllerine kadar sıkı sıkı yapışıp “renk” verse de “diz çökmeyen” bir Fenerbahçe.
Evet, nerede gördük en son?
* * *
Metris rotalı konvoylarda mı?

Yazının Devamı

Bayramdan sonra tufan!

30 Ağustos 2011

“Flaş... Flaş... Flaş...
Süper Lig ilk haftasında bir kişi öldü, 85 yaralı var. Taraftarlar polisle çatıştı, biber gazından etkilenen 10 kişi hastanelerde tedavi altına alındı. Bağdat Caddesi’nde hasar büyük. Yurt çapında gösteriler ikinci güne sarktı”!..
Maalesef olası.
İster “öngörü” deyin, ister “spekülasyon“... Asıl “olma” ihtimali, “olmama” ihtimalinin kaç katı onu söyleyin siz.

CEZA YETMİYOR İŞTE!
Evet... Ağzımızdan yel alsın!

Yazının Devamı