Teşekkürler Arda !

13 Mayıs 2011

Bu köşeden Arda Turan’a açık teşekkürlerimi sunarım!..
Sebebini anlatayım:
Galatasaray Başkanı Adnan Polat’ın koşullarını, iyi niyetini ve gayretini gözlemleyip lüzumsuz eleştiriden çok destek çıkan bir yorumcu olarak, yazdığım her yazıda kastı aşan eleştiriler almış bir insanım.
Hele Arena’nın açılışındaki kaostan sonra “vasi”lerden “siyasi”lere kadar herkese “gider” yapan, Galatasaray’da hayali prangaları kırmaya çalışan Polat’ı yürekten kutlamam, pekçok Galatasaraylı tarafından “nefret” listesinde üst sıralara tırmanmama neden olmuştu.
Bardağı taşıran ise Mali Genel Kurul’da, Polat’a ayıp edildiğini yazmamdı!.. Çok sevdiğim Galatasaraylı dostlarım bile küsmüştü. Ayıp olmasa irademin ipotekli olduğunu iddia edeceklerdi.
Ya taraflı ya bilgisizdim!
Hadi ben uzaktım Galatasaray’dan...

Yazının Devamı

Çiçek gibi sezon

11 Mayıs 2011

Ufaklık, tatil günü “lunapark” diye tutturunca babası bir cinlik yapmış ve okuduğu gazetedeki dünya haritasını makasla ufalayıp çocuğuna vermiş:
“Birleştir gidelim”!..
Sinsi sinsi sırıtan peder bey kahvesini koyup koltuğuna kurulana kadar kağıttan boz-yap’ı bitirmiş oğlu.
“Hadi lunaparka”!..
Faltaşı gibi gözlerle “Nasıl becerdin?” demiş babası.
Çocuğun yanıtı:
“Haritanın arkasında insan resmi vardı, insanı düzelttim dünya düzeldi”.

Yazının Devamı

‘Ne kadar rezillik, o kadar reyting’!

3 Mayıs 2011

Son haftalarda “Ne çalımdı ama, ne fuleydi, ne goldü” türünden bir cümlecik okudunuz veya duydunuz mu futbol izahlarında?
“Ne strateji” ?..
“Emek, enerji, hırs” falan?
Bundan sonra hiç duyamazsınız!
Zaten hastalıklı olan futbol tutkumuzun son üç haftalık ölümcül hatta öldürücü- dönemi başladı.
Hakemler klasik kurban.
Haysiyet, onur, şeref gibi hasletlerin yok sayılma, herkesin sahtekârlık ve hırsızlıkla suçlanma dönemi bu.

Yazının Devamı

Medar-ı iftiharımız Nihat!!!

27 Nisan 2011

Bir Nihat Kahveci’miz vardı iftihar ederdik!.. Beşiktaş’ta serpilmiş, İspanya’ya gitmiş, orada kendini kabul ettirmişti. Hele aynı yıl İspanyolca röportaj verdiğinde gözlerimiz dolmuş göğsümüz kabarmıştı.
Tanrım, orta sınıftan bir Türk genci bile ne kadar çabuk Avrupalı olabiliyordu böyle!
Artık bizim de uluslararası bir yıldızımız vardı.
Meğer İspanyolca küfürleri hatmetmiş Nihat.
Sahada, soyunma odasında kendi takım arkadaşlarına veryansın.
Dışarıda gazeteci Turgay Demir’e ana dilinde.
Neden?

Yazının Devamı

Yarın 23 Nisan

22 Nisan 2011

Peki... Neşe doluyor mu insan? Sorunun muhatabı Bedri Baykam. İşini bu kadar güzel yapıp demokrasi mücadelesini bu kadar temiz veren, hatta futbol fanatikliğini bile bu kadar incitmeden yaşayan bir insan/bir sanatçı/bir dünya adamı, böğründe rambo bıçağı acısı hissediyorsa... Orada bayram her gündür!
Ne diyelim... Allah şifa versin.
Hem Bedri Baykam dostuma hem de bu güzel ülkeyi cehenneme çeviren manyaklara.
23 Nisan’a dönelim.
Ve tıpkı Bedri Baykam gibi şu ısırgan futbol dünyamızda hak edenin hakkını verelim:
Milliyet Gazetesi Yılın Sporcusu töreninde onur ödülü alan sanatçı Enis Fosforoğlu’nu hatırlarsınız.
Sebep neydi?

Yazının Devamı

Galatasaray’ı kimse düzeltemez!

15 Nisan 2011

Galatasaray bir gün mutlaka rayına girecektir!..
Ama yarın değil...
Tarih, “Adnan Polat’tan sonraki başkan dönemi” hiç değil.
Kim olursa olsun; yapamaz.
Yaparsa, eşyanın tabiatına uygun olmaz!
İsimlerden, kifayetlerinden ve niyetlerinden bahsetmiyorum. Burada söz konusu olan “Galatasaray’ın sportif hezimetinin intikamını en hoyrat şekilde yönetimden alması” ve bunun tüm Galatasaray geleneklerine aykırı olmasıdır.
Sadece Galatasaray mı?.. Bütün sportif geleneklere.

Yazının Devamı

Yazık oldu Guti efendiye!

9 Nisan 2011

Gidiyormuş Guti!.. Sürpriz mi? Tam üç ay önce sadece empati ve gözlem metodu ile Beşiktaş’taki “ilk” yıldız kaymasının Guti olacağını yazmıştım.
Yeniden yazmaya gerek yok şimdi.
İşte size üç aylık taze bir yazı:
...................
Guti, “Beşiktaş’ın başağrısı olmak” ile “Beşiktaş’ı uçurmak” arasında bir noktadadır bugün. Açın bakın Guti’nin geldiği günden beri haberlerine...
Yediği tekmeler, sakatlanması ve trafik kazası.
Adı “alkolik”e çıktı neredeyse. Şu ana kadar iyi yönetilemedi.

Yazının Devamı

Ağabey değil yaramaz çocuk

8 Nisan 2011

Hıncal Uluç ağabeyimiz... Onun polemiklerine gaz vermek vazifemiz! Gerçi konular ve akıl yürütmeler eskisi kadar sağlam olmasa da Hıncal ağabeyimiz yine çılgın bir tespitte bulunmuşsa “acaba mı” diyeceğiz.
Mecburuz.
Yeni nesil saygı falan bilmiyor, iplemiyor dedelerini.
Biz kaldık.
İnanmasak da tartışacağız duayenimizin fikirlerini.
Vefa borcumuz... Vazifemiz.
Buyurun bombayı:

Yazının Devamı