Potpuri

30 Ekim 2012

9. HAFTA

Bu sezon 482 bin 495 adet kombine satın alan Alman futbolseverlerin, tüm zamanların satış rekorunu kırarken bir bildikleri varmış. Bundesliga’da bu hafta o kadar çok küçük çaplı futbol mucizesi yaşandı ki, anlatmak için belli bir bölgede kalmak imkânsız. Bu sebeple, yüz binlerce taraftar gibi biz de hafta sonu tren biletimizi alıyoruz ve Cuma akşamından hızlı bir Almanya turuna çıkıyoruz!

İlk durak Augsburg… Kendi evinde ligdeki ilk galibiyetini Bremen karşısında 7. haftada alan Augsburg, aynı tarifeyi Hamburg’a da uygulamak için kenetlenmiş durumda. Ancak, Van der Vaart ve manevi oğlu Son pek oralı değil. Perdeyi imza vuruşlarından biriyle Son açıyor. 63. dakikada ise sahneye Van der Vaart çıkıyor. Basketbolda bir point guardın boyalı alandaki arkadaşına yaptığı asist gibi topa bakmadan, rakibinin bacakları arasından ince bir pas bırakıyor ceza sahasına. Altı pasta topla buluşan Rudvens de yakın mesafeden smaç yaparcasına sert bir vuruşla işi bitiriyor. Augsburg:0-Hamburg:2.

Ertesi gün yola devam ediyoruz. Freiburg’un karlı zemininde işler ters gitse çok farklı bir hal alabilecek maçı Dortmund tereyağından kıl çeker gibi 0-2 kazanıyor. Kar ve tipiden fazla rahat

Yazının Devamı

Bayern Fortuna’sı

23 Ekim 2012

8. HAFTA

Bundan 11 yıl önce Fortuna Düsseldorf 3. ligden 4. lige düştüğünde, yardımlarına Almanların ünlü punk rock grubu “Toten Hosen” yetişmişti. İki yıl boyunca 500 bin dolarlık yatırımla Fortuna’nın ana sponsorluğunu üstlenen grubun siyah yıldız ortasında bir kuru kafa figüründen oluşan logosu da, takımın o dönemki formasında göğüs reklamı olarak yer aldı. Grup üyeleri çocukluklarından beri Fortuna taraftarı olan ve “Futbol”, “ Deplasman” isimli şarkılar besteleyecek kadar futbolun içinde olan Toten Hosen; takımlarının tarihsel sebeplerden pek de iyi geçinemediği Bayern Münih’e de bir şarkıyla bulaşmadan edemedi. Kariyerinin başındaki bir futbolcunun gözünden yazılan ve Bayern’e hakaretlerle bezeli sözler arasında, nakaratı “ilerde çok şey olabilir, başıma çok şey gelebilir; kaderim ne olursa olsun, Bayern’e asla gitmem!” şeklinde tekrarlanan şarkıda dediği gibi, Düsseldorf’lular bu hafta Münih’e gitmediler… ama Bayern Düsseldorf’a geldi… Hem de ne geliş!

Cumartesi günü oynanan maçta, 8’de 8 galibiyetle kırılacak rekor, hafta içi oynanacak Şampiyonlar Ligi, deplasman, rotasyon düşünceleriyle kafası oldukça dolu olan Bayern teknik direktörü Heynckes; Ferraribery’sinin

Yazının Devamı

Kar tanesi

9 Ekim 2012

7.HAFTA

Bundan yaklaşık 5 yıl önce, 11 Aralık 2007’de Nürnberg’de bir yavru kutup ayısı fenomeni yaşandı. Doğumundan hemen sonra anneleri tarafından öldürülen kuzenleriyle aynı kaderi paylaşmaması için görevliler tarafından koruma altına alınmış bir bebek olan Flocke (Alm. kar tanesi) kısa zamanda Almanya’nın gündemine oturdu ve ilerleyen günlerde Nürnberg şehrinin maskotu haline geldi. Flocke’un doğduğu hayvanat bahçesi, içinde FC Nürnberg’in maçlarını oynadığı tarihi Frankenstadion’u da barındıran geniş ormanın tam ortasında. Kar tanesi bugün artık bu ormanda değil, ama geride bıraktığı evinde bu hafta sonu futbol adına yaşananlar, bulunduğu yere aidiyeti sorgulamayı ve sonunda gerçeklerle yüzleşmeyi vurgulayan yavru kutup ayısının kısa hikayesine o kadar uyuyor ki; Flocke’a değinmeden dünyaya geldiği toprakların, yani Fürth ve Nürnberg’in, bu haftaki hikayesini anlatamazdık.

Bizim hikayemizin baş kahramanı da Greuther Fürth… Bavyera’nın Münih’ten sonraki 2. büyük şehri Nürnberg’in komşusu küçük bir şehrin takımı. Frankenstadion’dan sadece 20 km ötede 18 bin kişilik Trolli Arena’da oynuyor maçlarını… İkinci ligde yıllar boyu hep yukarı sıraların takımı olmasına rağmen,

Yazının Devamı

Prusya Prensi Marco

2 Ekim 2012

6.HAFTA

Yıl 1815, Prusya krallığı Napolyon’un Fransa’sının güç kaybetmesinden yararlanarak özgür sınırlarını tekrar ilan eder. Ancak krallık toprakları hâlâ ikiye bölünmüş durumdadır. Çünkü “Hannover”, “Hamburg” ve “Bremen” gibi bağımsız prenslikler ülkeyi coğrafî olarak ikiye bölmektedir.

Yıl 2012, Prusya (Latince Borussia) Dortmund ve Prusya Mönchengladbach yine bir prens farkıyla ikiye bölünmüş durumdalar. Hem de tam 5 gollük bir farkla… ve bu hafta sonu Alman futbolunu yakından takip edenler o prensin adını çok iyi biliyorlar: Marco Reus!

İnanması güç bir yenilmezlik serisinin ardından, son iki maçta 1 puanla yetinerek “acaba?” sorularının kulaktan kulağa fısıldanmasına engel olamayan Dortmund takımının evine döndüğü ilk maçta, Marco Reus’un eski takımı Mönchengladbach karşısında nasıl oynayacağı merak konusuydu. Eski Gladbach, yeni Dortmund, ama her daim Borussia prensi Reus; bu beklentilere neredeyse Gladbach defansının saygıdan yerlere kapandığı yaklaşık 40 metrelik bir dripling sonunda attığı golle cevap verdi (1-0). Bosnalı Subotic, 47 maçlık suskunluğun ardından yine Gladbach karşısında bulduğu kafa golüyle skoru 2-0 yaptıktan sonra, Reus sağdan yaptığı

Yazının Devamı

Seri Son’u

25 Eylül 2012

4.HAFTA

369 gün önce Hannover Dortmund’u 2-1 yenerken kimse son 30 yılın en önemli serilerinden birinin başlamakta olduğunu tahmin edemezdi. Borussia Dortmund bu tarihten sonra mağlubiyet yüzü görmeyip iki şampiyonluk alınca, daha geçen sezonun sonunda herkes “Acaba Hamburg’un 36 maçlık rekorunu kırabilecekler mi?” diye düşünmeye başlamıştı bile. Ancak, bu hafta sonu Hamburg’un Koreli forveti Heung Min Son’un attığı goller, Dortmund’un rekor umutlarının da sonu oldu.

Bu galibiyetin arkasında Son’dan daha büyük katkıya sahip bir isim daha vardı: Yıllar sonra, yuvaya geri dönen Rafael van der Vaart… Hollandalı sadece yaptığı iki asistle değil; takımda yarattığı genel havayla da tartışmasız maçın en önemli adamıydı. Dahası bu maç Van der Vaart’ın Dortmund’a karşı çıktığı 4 maçta aldığı 4. galibiyet olarak tarihe geçti ve onun açısından bakıldığında ortada çok başka bir seri var artık.

***

Hafta başına kadar Hamburg’la beraber 0 puanda ligin dibinde olan diğer takım Hoffenheim da, Hannover’in gollerinin neredeyse tamamında katkısı bulunan Huzsti’nin cezalı olduğu maçta 7 maçlık mağlubiyet serisine 3 puanla son verdi. Hannover Huzsti’nin yokluğundan o kadar etkilendi ki,

Yazının Devamı

Kartallar yüksek uçar

18 Eylül 2012

1.Bundesliga’daki 18 takımın armalarını incelediğinizde iki kartal gözünüze çarpar. Bunlardan biri Eintracht Frankfurt’un kırmızı kartalı, diğeri de SC Freiburg’un siyah griffonudur. Bu hafta bu iki kartal da, Pazar günü oynadıkları maçlarda Cumartesi’nin takımlarının göz ardı edilemeyecek performanslarının dahi üstünde uçtular.

***
Freiburg, geçen hafta tarihi mağlubiyet rekorlarını geliştirebileceklerinden bahsettiğimiz Hoffenheim’i 5-3’le geçti. Maçın en çok koşan adamı Freiburg’lu Max Kruse; bu performansın üstüne 1 gol atıp, 2 de asist yaparak “Max”imum bir performans sergiledi. Freiburg bu maçla evinde yenilmezlik rekorunu 10 maça çıkararak kulüp tarihindeki rekorunun da geliştirmiş oldu.

***

Freiburg’un bu rekoru, Hoffenheim için arka arkaya 7 resmi maçta 7. mağlubiyet anlamına geliyordu. Takım her ne kadar 3-3’e kadar savaşsa da, kalecileri Tim Wiese adeta bundan 6 yıl önce Werder Bremen formasıyla Juventus’a hediye ettiği turdaki o inanılmaz hatanın tesadüf olmadığını kanıtlamaya çalışır gibiydi. Özetle, zaten dizleri üzerinde savaşmakta olan Hoffenheim’ın gardını Freiburg’dan önce, bir zamanlar milli formaya kadar yükselmiş bir isim olan Wiese düşürdü.

***

Yazının Devamı

Altının yerini tutamaz

4 Eylül 2012

Daha ligin başı olmasına rağmen geçtiğimiz hafta Bundesliga’da tam bir “en”ler haftası oldu. Nürnberg’le deplasmanda 1-1 berabere kalan Dortmund, Hamburg’un elinde bulundurduğu 36 maçlık yenilmezlik rekoruna 30 maçla biraz daha yaklaştı Cumartesi günü. Bir puanla yetinmelerine sebep olan etken ise Nürnberg’in, iki yıldır hız ve estetiği bir araya getirip “parçalarının toplamından daha fazlası”nı vaat eden BVB marka otomobili durdurmak yerine, “defansiyel”i oluşturan Hummels-Subotic dişlisine çomak sokmayı başarmasıydı. Bu taktik istatistiklere de doğrudan yansıdı. Ligin ilk maçında Hummels 70’e yakın pasla geriden oyun kurarken, partneri Subotic 54 pasla oyunu tamamlamıştı. Bu hafta sonu ise Nürnberg’in baskısı sonucu Hummels 39 pasta kalırken, 100 pasla yük tamamen mükemmel uyumun diğer dişlisi Subotic’in omuzlarına bindi.
Aynı gün deplasman takımlarından Hannover ve Eintracht Frankfurt, 4-0’lık skorlarla ev sahipleri Hoffenheim ve Wolfsburg’a çok ağır faturalar kestiler. Wolfsburg için bu 99’da 7-2 kaybettikleri Bremen maçından sonra en kötü iç saha sonucuyken, Hoffenheim ilk iki maçta 0 puanla tarihindeki en kötü lig başlangıcını yaptı ve haftaya Freiburg deplasmanında bu

Yazının Devamı