PKK silahlı unsurlarının sınır ötesine çekilmesi sürecin “bam tellerinden biri...”
Şöyle ki:
“Kandil ve BDP yasal bir düzenleme istiyor.”
Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi “bunun imkansızlığını, yasal bir düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olacağını” söylüyor.
Başbakan “çekilmenin silahları gömdükten sonra silahsız olabileceği” görüşünde.
Özellikle Kandil “silahlarla birlikte” diye dayatacağı izlenimlerini veriyor.
Öcalan’ın İmralı’da 3 BDP milletvekiliyle konuşması çelişkili.
USTA tiyatrocu Haldun Taner’in tarif ettiği gibi “iki kalas bir heves” yetiyor tiyatroyu icra etmek için.
“İki kalas” sahneyi simgeliyor, “heves” ise oyuncuda olmazsa olmazı...
Dünya Tiyatro Günü’nün 52. yıldönümü bağlamında tiyatro haftası konseptli Şeffaf Oda’nın konuğu Selçuk Yöntem’den yorum:
“Arzu olmadan tiyatro olmaz. Beklentisizlik tiyatroda başarıyı getiriyor. İşi iyi yapmak. Heveskarım iyi olmak için...”
Tiyatroya nasıl başladığını anlatıyor:
“Okulda tiyatro kolunun bir oyununu seyrettim. O beni çok etkiledi. Başarılı bulmadılar okuldan attılar beni. Danıştay’la kazanıp tekrar döndüm.”
Selçuk Yöntem konservatuara döndükten sonra aynı sınıfta olan Zuhal Olcay’la tanışıyor. Evleniyor.
Murat Karayılan’ın ya da PKK’ya yakın isimlerin “çekilme süreci” için ortaya attıkları koşullar var.
“Meclis’te bir komisyon kurulması, silahlı PKK’lıların güvenlik içinde çekilmelerini denetlemesi, ayrıca Meclis’ten bu konuda bir yasal düzenleme çıkması...”
Burada...
Öcalan’a doğrudan “hayır” diyememek ama böyle koşullar sıralayarak bir bakıma ipe un sermek gibi bir tavır seziliyor.
Bir de...
Öcalan’ın yanı sıra “biz de varız, bizi kimse ihmal edilebilir teferruat gibi algılamasın” mesajı var.
Böyle bir farklılaşmayı çözmenin en kısa yolu Öcalan’ın mesajını bir kere daha ve net, oraya buraya çekilemeyecek açıklıkta bir mesajla ortaya koymasıdır.
Bir eksik İzmirli için fetvaydı... O da oldu!
“İzmirli” CHP ile örtüşüyor sananlar fena halde aldanıyor.
Taha Akyol dün “İzmir’in Cumhuriyet dönemi siyaset tarihinde bu şablona uymayan özellikleri”ni yazmıştı.
“Atatürk döneminde çok partiye geçiş denemesi olan Fethi beyin ‘Serbest Fırkası’ en büyük ilgiyi İzmir’de görmüştü.
Bayar, Menderes DP’sinin, Özal ANAP’ının kalesi İzmir’di.”
Mealen yansıttığım bu satırlara ilave yapayım.
Demirel’in Başbakanlığı döneminde “Asfalt Osman” diye anılan Osman Kibar’ın Belediye Başkanlığı süresince İzmir AP’nindi.
İktidara göre silahlı PKK’lıların sınırdan çıkmaları hazirana -hadi bilemedin- temmuz sonuna kadar tamamlanmış olabilir.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin daha dün bunu TV’de vurguladı.
Kandil’in patronu Murat Karayılan ise Hasan Cemal’e son PKK’lının çekilmesinin sonbahara sarkabileceğini söyledi.
Takvim yapraklarına göre sonbahar başlangıcı 21 Eylül...
Devletle Kandil arasında süreçte ilk aşamanın tamamlanma tarihi için çok da farklı değil tahminler.
Ama...
Süreçte “taraf” olmayan kimileri takvimi yaymaya başladılar.
İSRAİL Başbakanı’nın, Türkiye Başbakanı’ndan “özür dilemesi” hiç tartışmasız önemlidir.
Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışıyla İslam ülkelerinde tırmanan prestiji, çıtayı daha da yukarılara taşımıştır.
Erdoğan’ın popülaritesi yükselişte.
Türkiye’nin saygınlığı için kazanılan bu “irtifa” tartışılmaz gerçektir.
.....................
Ancak...
Olayı, tiyatro türü olan “farsa” yani abartılı görüntülere dönüştürmek bu başarıya ciddiyetinden kayıplar verdirtebilir.
ÖNCE “dumanın yön değiştirmesi önemliydi” diye başlayayım.
Ateşin dumanı, Öcalan’ın çağrısı ve Kandil’den eylemsizlik çağrısı ile “barışa doğru” yön değiştirdi.
Çözüm sürecinin rüzgarı sonuca varıncaya kadar bu güçle sürecek mi?
Göreceğiz...
Ama...
Dumanın barışa doğru yön değiştirmesi gibi gene önemli bir “artıya” daha işaret edeyim; “Söylemler de barışa evrildi.”
Ağzımız “barışa” alışıyor.
Zuhal Olcay, Damla Sönmez, Yamaç Telli ve Elçin Sangu...
BİR Aşk Hikayesi, Güney Kore’nin popüler dizisi “Özür Dilerim, Seni Seviyorum”un Türkiye versiyonu...
FOX’ta başlıyor... (26 Mart Salı-19:30)
Şeffaf Oda’nın bu haftaki konukları, dizinin oyuncuları.
Güzel kadro ve ilginç senaryo...
Merakla bekliyoruz.