<#comment>#comment>Cumhuriyet’in 79. yıldönümünde Türkiye’den siyaset manzaraları içlere siniyor mu?
Hele seçim öngörüleri?
Anayasa’nın temel ve değişmez ilkesi "laisizmöden... Atatürk’ün bütün etnik kökenleri kapsayan "Ne mutlu Türküm diyene" söylemine kadar 79 yıllık çizgide kırılmalar.
İlk yaklaşımda, Türkiye’nin geleceğini alacakaranlık gösteren gölgeler mi?
Ancak...
Atatürkü konu alan filmi...Zaman zaman fısıldaşarak yorumluyordu. Bir Atatürk belgeseli sayılabilecek çalışmayı, onun en yakınının tanıklığıyla izlemek şanstı.Bu kez de Nâzım Hikmet gecesini gene birinci sıranın köşesindeki aynı koltukta Nâzım Hikmetin yeğeni Ayşe Yaltırım ile yan yana izledim.Zaman zaman onunla da fısıldaştık.Ayşe Yaltırımın tanıklığıyla perdede akan Nâzımın fotoğraflarını ve buna paralel olayları değerlendirmek de şansım oldu.Fotoğraflar, Yaltırımın oğlu Murat Germen tarafından gösterime kondu.Sahnede üç Yunanlı... Biri Nâzımın şiirlerini Yunanca okuyor.Fransızlar "müziği yapan tonlardır" derler. Nâzımın dehası hangi dilde olursa olsun o tonları ve vurguları öyle yerlere koymuş ki, müzik gibi akıyor.Daha sonra genç ve hoş bir Yunanlı kadının sesi ve gitar ustasının eşliğiyle bu şiirlerin şarkı halinde büyüsünü yaşıyoruz.Nâzımın şiirleri genellikle müziğe bir tür destan gibi uyarlanmıştır. Oysa Yunanlı sanatçıların çalışmaları ılık bal damlaları gibiydi.Nâzım yorumlanırken elbette onun başkaldırısı, cesareti notalara yansımalı.Ama Nâzımın aşk şiirleri de var.En güzel şiirlerini yeni aşklar yaşamaya başladığında yazmış.Yunanlı sanatçının sesinde ve ona eşlik eden
<#comment>#comment>Bundan birkaç yıl önce Atatürk filmini izlediğim koltukta, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen ile yan yanaydım.
Atatürk’ü konu alan filmi...
Zaman zaman fısıldaşarak yorumluyordu. Bir Atatürk belgeseli sayılabilecek çalışmayı, onun en yakınının tanıklığıyla izlemek şanstı.
Bu kez de Nâzım Hikmet gecesini gene birinci sıranın köşesindeki aynı koltukta Nâzım Hikmet’in yeğeni Ayşe Yaltırım ile yan yana izledim.
Zaman zaman onunla da fısıldaştık.
Ayşe Yaltırım’ın tanıklığıyla perdede akan Nâzım’ın fotoğraflarını ve buna paralel olayları değerlendirmek de şansım oldu.
"Başbakan adayınız kim? Adını söylemezseniz, bu gece sabaha kadar uyuyamayacağım merakımdan..."Erdoğan ne yanıt vermiş?Bilinmiyor.Ama bu soru üzerinde düşünmeliyiz.Şöyle ki:- Anayasa, Cumhurbaşkanına hükümet kurma görevini kime vereceği konusunda bir sınırlama, bir tanım koymuş değildir.Gerçi, parlamenter gelenek, en büyük grubu olan partinin genel başkanının hükümeti kurmakla görevlendirilmesidir ama 2002 Türkiyesinde bu olanaksız.Çünkü AKP Genel Başkanı seçilme yasaklı. Milletvekili olmadığı için başbakan da olamaz.Hatta... R. T. Erdoğanın Genel Başkan sıfatını sürdürebileceği bile kuşkulu.Üstelik...Cumhurbaşkanı Sezer, onun işaret edeceği bir ismi hükümet kurmakla görevlendirmek gibi uzaktan kumandalı konumda mı?Vekâleten Başbakanlık, Türkiyeye hukuk adamı Sezer tarafından layık görülür mü?İngiltere büyükelçisi, Erdoğandan bir isim alabilseydi dahi uyuyamaması gerekirdi. İngiltere Büyükelçisi, AB büyükelçileri ile yemeğinde, yan yana oturduğu R. T. Erdoğanın kulağına eğilip fısıldıyor: Banko Şu satırlar yazılırken kamuoyu araştırmalarına göre birinci parti görünen AKP, ikinci parti CHPnin neredeyse iki katına yaklaşan oyu alacak gibi görünüyordu.AKP tek başına iktidar
<#comment>#comment>İngiltere Büyükelçisi, AB büyükelçileri ile yemeğinde, yan yana oturduğu R. T. Erdoğan’ın kulağına eğilip fısıldıyor:
"Başbakan adayınız kim? Adını söylemezseniz, bu gece sabaha kadar uyuyamayacağım merakımdan..."
Erdoğan ne yanıt vermiş?
Bilinmiyor.
Ama bu soru üzerinde düşünmeliyiz.
Şöyle ki:
Bu boşluk ölçüsü uç uca iki kılıç uzunluğudur. Yani... - Aralarında tartışmalar kızışır da kılıçlar çekilirse, bu uzaklıktan birbirlerine dokunamasınlar... Kan akmasın - diye düşünülmüş. Sonra da bu mesafe geleneği sürmüş. Peki seçim arenasında Baykal ile Erdoğan arasında fiziki mesafe ne olacak?"Dündardan bu siyaset mizahına cevap anında geldi:"Aralarında ben varım..."Ardından söylemini sürdürdü:"Sağımda Erdoğan, solumda Baykal oturacak.Televizyon yayın tekniğinde yan yana oturanlar arasında - kol boyu mesafe - bırakılır. O mesafe olacak elbette."Dündar, "Güvenlik mesafesi mi" diye olası yorumlara karşı açıkladı:"Çekimde close - up olduğunda, kamera yandakinin omzunu, elini, kolunu görmemeli. O nedenle bu mesafe uygulanır."Erdoğana "kabadayı" yakıştırması yapanların dikkatine sunulur. Zaten bu noktalara gelmiş kişilerden ve deneyimli Dündarın yönetiminden öyle bir görüntü üretilmez.Neden sadece ikisi?Dündar şöyle açıklıyor:"Çünkü... Bütün kamuoyu araştırmaları sadece AKP ve CHPnin - kesinlikle - barajı geçeceklerini gösteriyor." Uğur Dündara simgesel bir soru: "Dünyanın en eski demokrasisi İngilterede iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında bir boşluk vardır. Sınırsız soru
<#comment>#comment>Uğur Dündar’a simgesel bir soru: "Dünyanın en eski demokrasisi İngiltere’de iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında bir boşluk vardır.
Bu boşluk ölçüsü uç uca iki kılıç uzunluğudur. Yani... - Aralarında tartışmalar kızışır da kılıçlar çekilirse, bu uzaklıktan birbirlerine dokunamasınlar... Kan akmasın - diye düşünülmüş. Sonra da bu mesafe geleneği sürmüş. Peki seçim arenasında Baykal ile Erdoğan arasında fiziki mesafe ne olacak?"
Dündar’dan bu siyaset mizahına cevap anında geldi:
"Aralarında ben varım..."
Ardından söylemini sürdürdü:
"Sağımda Erdoğan, solumda Baykal oturacak.
"Bir Meclis başkanı düşünün... Milletvekilliği düşmüş.Ama o, benim Meclis başkanlığım sürüyor, çünkü, başkanlığım değil, milletvekilliğim düştü diyor. Böyle mantık olur mu?"Kanadoğlunun paraleli düşündürücü.Ancak Anayasa Mahkemesi kararı Erdoğanın kurucu üyelikten istifasını öngörüyordu.O da kurucu üyelikten istifa etmiş.Anayasa Mahkemesi kararının gereğini böylece yerine getirmiş."Ne var bunda" denebilir.Oysa... Milletvekili olmayanın, Meclis başkanı olamayacağı gibi kurucu üyeliği kalkmış bulunan Erdoğanın kurucu üye sıfatıyla seçildiği Genel Başkanlığı sürer mi? Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, R. T. Erdoğanın durumu için şu örneği veriyor: Minarenin kılıfı Yani...AKP tüzüğü sanki bugünler için "tedbirli" hazırlanmış.Anayasa Mahkemesinin de o nedenle Başsavcı Kanadoğlunun, "Erdoğan kurucu üyelikten ayrıldı ama Genel Başkanlığı sürdürüyor. Böylece Anayasa Mahkemesi kararını tam olarak yerine getirmediği için, AKPnin kapatılması ve Erdoğanın Genel Başkanlık sıfatına ve yetkilerine tedbir konulması" isteğini geri çevireceği düşünülebilir.Böylece Kanadoğlunun deyimiyle Erdoğan hukukun arkasından dolanarak yoluna devam edebilir. AKP tüzüğünün 161. maddesi "parti üyesi olmayanların da