2 yangın

22 Haziran 2000


       Her yıl bu zamanlardan başlayarak, birkaç kez "orman yangını" yazmak zorunda kalırız.
       Ülkenin ciğerlerinin yanması, yüreğimizde sızıdır.
       Ve...
       Her defasında, satırlarımızda aynı acı gerçek yansıtılır:
      "Önlemlerin alınmamış olması...
       Bürokrasi gevşekliği...

Yazının Devamı

Puan ve puan

20 Haziran 2000


       Ay yıldızlı aslanlar, Türkiye'mize zaferi sundular.
       Yürekten kutluyoruz.
       Gönül puanlarımızı da aldılar.
       Ve bir "puan" olayı da Doğu'dan...
      Doğu'da eğer valiler yardım için halka "sefalet puanı vermeye" başlamışlarsa, bu bir kırmızı alarmdır.
       Yani...

Yazının Devamı

Tek adamlar az

18 Haziran 2000


       Bu pazar siyasete bir "Beyoğlu" parantezi...
      "Her adem kişinin bir Beyoğlu'su var.
       Kimi Tokatlayan'da Üstad - ı Azam'ın okuduğu şiirin beyitindedir.
       Dalgın ve hüzünlü çıkış yolu aramaktadır kendine.
       Kimi Nisuaz'ın, Markiz'in, Baylan'ın dokunulmazlığını izlemektedir yüzyıllardan beri.
       Biraz aruz, biraz hece, biraz da var oluşun ilkeleri gündemdedir.

Yazının Devamı

Barut sisi

17 Haziran 2000


      Ağca'nın dün mahkemedeki gösterileri bağlamında gözlemler...
      Roma'da, ünlü İspanya Meydanı'nın hemen arkasındaki bir kafede Ağca davasının savcısı Marini ile söyleşiyorduk:
      "Ağca, Papa'yı yaralayarak bir anda ilgi odağı oldu.
       Bütün dünyadan araştırmacı gazeteciler bu dosyanın üzerine yoğunlaştılar.
       Hepsiyle konuştum sanıyorum.
       Ama en rahat Uğur Mumcu ile çalıştım.

Yazının Devamı

Karanlığın gözleri

16 Haziran 2000


       Üç yıl önce Kuzey İtalya'nın Ancona Cezaevi'nde Ağca ile yaptığımız konuşmadan söylemleri sürdürelim:
       İşte Ağca'nın ürperti veren bir açıklaması daha:
      "Aslında, İpekçi'den önce Ecevit'e suikast düşünülüyordu.
       Karşı çıktım.
       'Ne pahasına olursa olsun engellerim. Gerekirse polise bile giderim'dedim.
       Vazgeçildi."

Yazının Devamı

Gölge oyunu

15 Haziran 2000


      Ancona Cezaevi'ndeki söyleşimizde Mehmet Ali Ağca, TV kameralarının önünde açıkça söylüyor:
      "Bize talimat verenler Ankara'da yaşıyorlar.
       İpekçi'yi öldürtenler özgür.
       Belki onlara kesinlikle dokunulmaz.
       Yani karar verenler, önemli olan bunlar."
       Kimler?

Yazının Devamı

Ağca ile yüz yüze

14 Haziran 2000


      Kuzey İtalya'daki Ancona Cezaevi'nde 3 yıl önce, Mehmet Ali Ağca ile saatlarce Milliyet ve Kanal D için konuşmuştum.
      "Abdi İpekçi'yi öldürdüğü" iddiasını sürekli reddediyordu.
       Sonra...
       Televizyon kameraları çekimi bitirdiğinde, artık ses kaydının yapılmadığı sanısıyla, hiç beklemediğim bir söylemde bulundu:
      "Siz, katilin ben olduğumu söylüyorsunuz.
       Bizi bu yola itenlerin hiç mi suçu yok?"

Yazının Devamı

Tarihi jest

13 Haziran 2000


      "Örs isen sabit dur,
       çekiç isen zamanında vur."
       İşte Türkiye'nin yakın süreçteki Suriye politikası...
      BBC ve diğer büyük Batı yayın kuruluşlarına Türkiye'den servis yapan Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli şöyle diyor:
      "BBC ve diğer Batı yayın kuruluşlarında Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in cenaze törenine katılma kararı şaşkınlık yarattı.
       Şam'da ise büyük bir duygusallıkla karşılandı.

Yazının Devamı