‘Sağduyu’ya evet ama...

28 Mart 2008

Sağduyu çağrısı, şimdi uzlaşma arayışına döndü. Cumhuriyet devrimlerine, Anayasa’nın değişmez sanılan ilkelerine karşı söylem ve eylemlerde bulunanlara, toplumu gerenlere, toplumda huzuru ve güveni yok edici politikalarını sürdürenlere yapılan “sağduyu” çağrısının hemen ardından “Uzlaşınız, olsun bitsin” kolaycılığı ile sorunların çözümünü sağlanmaz. Bu tür bir yaklaşım sorunları ve çözümsüzlüğü tırmandırır.
Koca, işsiz. Sabahtan akşama kadar kahvede kumar oynuyor. Akşam eve gelince karısını dövüyor. Kolundaki bilezikleri alıp satıyor. Kadın aç kalmamak için gün boyu orada burada çalışıyor. Çabalıyor. Akşam eve üç kuruş getiriyor. Kocası o parayı da elinden alıyor. Dövüyor...
Yan evde oturan yaşlı komşu kadının kocasına “Sağduyu” tavsiye ediyor. “Yapma, etme, ayıptır, günahtır” diyor.
Evin alt katında oturanlar ise kocaya sağduyu tavsiye etmenin işe yaramayacağından emin. Onların tek beklentisi, gürültünün kesilmesi. Onlar da

Yazının Devamı

Ekonominin de ordunun da gücü teknolojiye bağlı

28 Mart 2008

Irak'a yönelik hava ve kara harekâtı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin dışa ne kadar bağımlı olduğunun sorgulanmasına ve de Türk savunma sanayiinin ne durumda olduğunun hatırlanmasına imkân yarattı.
Savunma sanayii konularını yakından izleyen ve bu konularda uzmanlaşan Lale Sarıibrahimoğlu'nun Taraf gazetesinde yayımlanan bir yazısında, "Ülkemizin, konvansiyonel (yani klasik) silahlarda yakın çevremizdeki ülkelere göre ileri durumda olmakla birlikte, teknolojik açıdan dışa bağımlılığının önemli bir sorun teşkil ettiği" belirtiliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan ileri teknolojili askeri ürünlerin bizim özgün olarak ürettiğimiz sistemler olmadığı, bu sistemlerde dışa bağımlı olduğumuz" anlatılıyordu.
Örnek olarak da, Türkiye'de montajı yapılan Amerikan yapımı F-16 savaş uçaklarına takılan ve Kuzey Irak operasyonlarında ilk kez kullanılan Lantirn adlı gece görüş sistemlerinin Amerikan Lockheed Martin firmasından satın alındığından söz ediliyor.

Teknolojide dışa bağımlıyız
İstihbarat bilgilerinin toplanmasında ve PKK hedeflerinin

Yazının Devamı

Sağduyu için ‘tele-muhtıra’

27 Mart 2008

Dün sabah 09.30’da Türkiye’nin 81 ilinde, iş ve aş peşindeki 50 milyon insanı temsil eden 7 kuruluşun (TOBB, Kamu-Sen, TİSK, Türk-İş, TESK, TZOB ve Hak-İş’in) başkanları ve temsilcileri “sağduyu” çağrısı yaptı. (*)
İstanbul’daki toplantıda TOBB Başkanı’nın yaptığı konuşma ve Erzurum, Samsun, Denizli’de başkanların yaptıkları konuşmalar bana göre Türkiye’de sivil kesimden gelen bir “tele-muhtıra”dır.
Bu girişimin öncüsü TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu diyor ki, “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu ilkeler bütününden vazgeçilemez. Çünkü bunlar bizi bir arada tutmaktadır... Birbirimize ‘öteki’ diye bakmamalıyız. Uzlaşma için herkes bir adım geri atmalıdır. Tartışırken karşı tarafın kaygısını dikkate almalıdır.”
Erzurum’daki “sağduyu” toplantısında Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Muammer Cindilli’nin yaptığı konuşma çok etkileyiciydi. TV ekranında konuşmayı izleyince gözlerim yaşardı.  Cindilli, Anadolu

Yazının Devamı

Gerginliği Başbakan sona erdirebilir

26 Mart 2008

Berbere gittim, dükkân bomboş. Berber, ‘Başbakanımızın siniri ne zaman yatışacak? Sinirlenince sert konuşuyor. İnsanların kafasını karıştırıyor. İnsanlar berbere gelmiyor. Eskiden 15 günde bir gelen, şimdi ayda bir geliyor’ dedi.
Bakkala uğradım... Dükkân bomboş. Bakkal, ‘Hocam, bu gergin hava daha ne kadar devam eder?’ diye sordu. Sonra ekledi, ‘İnsanların morali bozulunca, eskiden üç kızartmada bir değiştirdiği yağı, altı kızartmada bir değiştiriyor, yağ satışları düşüyor’ dedi.
Başbakan ağzını her açtığında benim berberimin ve bakkalımın işini düşünerek ona göre konuşmaya mecbur değil ama... Bir gerçek var... Başbakan’ın konuşması ülkede tüm yaşamı altüst ediyor.
Konya’da atölyesine yeni bir torna tezgâhı siparişi veren KOBİ’ci telefon etmiş. Biraz bekleyelim demiş. Koltuğunu değiştirecek olan dişçi, ‘Şu aralar eskisiyle idare edeyim. Para harcamaya gerek yok’ demiş. Asker dönüşü iş bulduğu için sevinen üniversiteden öğrencimi işe başlatmamışlar. ‘Ortalık karışık.

Yazının Devamı

‘İşyeri devredilir’ (...veya sessizce kapatılır!)

25 Mart 2008

“Son günlerde küçük ilan yayımlatmak için bize başvuranların çoğu, işyerlerini devrettirmek isteyenler. İşyeri devir ilanları, ev ve otomobil satış ilanlarının önüne geçti.”
Bunları Ankara’da bir toplantıda birlikte olduğum ilan ajansı sahipleri söylüyordu.
Gazetelerde yayımlanan küçük ilanları gözden geçirenler ekonomideki gelişmeler hakkında az çok bilgi sahibi olabilirler.
Küçük ilanları genelde reklam ajansları toplar ve gazetelerde yayımlanmasını sağlarlar. Reklam ajansı sahipleriyle sohbet ederken, “Eskiden küçük ilan denilen ilanlar genelde kayıp ilanlarıydı... Şimdilerde her konuda küçük ilan yayımlanıyor. En çok da otomobil ve ev satış ilanları yayımlanır oldu... Ekonomideki gelişmelere göre ilanlarda ne gibi bir değişim var?” şeklinde bir soru sorunca, yukarıda yazdığım cevabı aldım.
Ve de anlattılar: ”Talepteki daralma küçük işyerlerini hemen etkiliyor. Küçük işyerlerini işletenler kira ödeyemez hale gelince,  işyerini

Yazının Devamı

Yardım üstüne yardım yetmiyor, üzerine banka kredisi ekleniyor

24 Mart 2008

İhtiyaç sahiplerine, güçsüzlere yardım bizim töremizde var. Komşusu aç iken, Türk insanı karnını doyuramaz. Ekmeğini paylaşır.
Ülkeyi yönetenlerin görevi ve sorunluluğu, ülke insanına iş ve aş imkânı sağlayarak onları “ele güne muhtaç etmeyecek” çizgiye çıkarmaktır.
Ülkeyi yönetenler fakirliği yok etmedeki başarılarına göre alkış alır. Bizde de son yıllarda yoksul sayısında önemli ölçüde azalma görülüyor. Ama bizim hükümetler ve özellikle AKP Hükümetleri iş ve aş artırmada önemli başarı sağlayamadıklarından, yoksullukla mücadele devlet yardımları ve konu komşu yardımlarına dayanıyor. AKP hükümetinin “kömür yardımı” ile sembolleşen yardım faaliyeti kapsamında kamu kaynağına dayalı valilik ve belediye yardımları giderek yaygınlaşıyor.

Yeni politikalar uygulanmalı
AKP hükümetinin yardımlarının kira, çocuk, yiyecek yardımı gibi çeşitleri artıyor. Devlet yardımı da, konu komşu yardımı da eleştirilemez. Yoksulların,

Yazının Devamı

Sağduyu yok oldu

23 Mart 2008

Sağduyu, doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve de olan biteni doğru yargılama gücüdür.
Uygar olmak, içgüdülerden (imkân ölçüsünde) arınarak, toplumun, ülkenin yararını öne çıkarmayı gerektirir.
Her toplumda bir ”idare edenler”, bir de "idare edilenler” topluluğu vardır. İdare edenlerin sağduyulu olması, uygar olması beklenir. İdare edilenlerin mutluluğundan da, mutsuzluğundan da idare edenler sorumludur. İdare edilenleri mutlu ederlerse sevap alırlar, mutsuz ettikçe günaha girerler.
Ülkemizde sağduyu yok olmaya başladı. Önce idare edenler sağduyudan, aklıselimden uzaklaştı. Şimdilerde sağduyu ve aklıselim noksanlığı dalga dalga topluma yayılıyor.
Batı'nın uygar ülkeleri diye adlandırılan ülkeler bölücülük ve gericilik gibi sorunları gündemlerinden çıkardıkları için, o ülkelerin şimdilerde en önemli sorunu insanların refahını artıracak doğrultuda ekonomilerinin gelişmesidir. Onun için bolca ekonomiyi tartışıyorlar.
Bizler de onlara benzer bir “serbest piyasa ekonomisi”

Yazının Devamı

Göstergelere göre yoksulluk azalıyor

22 Mart 2008

Açıklanan rakamlara göre, AKP 2002 yılından 2005 yılına kadarki dönemde yoksulluk sorununu çözme yolunda büyük başarı sağlamış.
-  Hane sayısı 16.4 milyondan 17.5 milyona yükselirken, yoksul hanelerin sayısı 3.6 milyondan 2.4 milyona gerilemiş.
-  Yoksul fert sayısı 18.4 milyondan 12.9 milyona inmiş.
-  Çalışan nüfusun her 100’ünün 25’i yoksul iken, bu sayı 15 olmuş.
-  Ücretli ve maaşlıların 100’ünün 14’ü yoksul iken, yoksul olanların sayısı 6‘ya düşmüş.
-  Yevmiyeli çalışan her yüz işçinin 45’i yoksulluk sınırında iken, 2005 yılında yoksulluk sınırında kalanların sayısı 28 olarak belirlenmiş.
Bunlar Zafer Yükseler ve Ercan Türkan’ın, TÜİK’in rakamlarına dayalı olarak, ailelerin ve fertlerin gelir ve harcamalarını, çalışanların ve işsizlerin durumunu, ülkedeki yoksulluk tablosunu ve gelir dağılımını belirlemek için yaptıkları bir çalışmanın sonuçları.

Bunları TÜSİAD açıklıyor

Yazının Devamı