'Finansal' göstergeler iyi 'fiziki'ler kötü

1 Şubat 2006

Sonuç olarak bütçe açığı aşağıya çekildi. Bütçe açığı o kadar aşağıya çekildi ki, açığın milli gelire oranı yüzde 2'lere indi. AB ülkelerinde bütçe açığının, milli gelirin yüzde 3'ünün altında kalması gerekiyor. Fransa, Almanya gibi zengin ülkeler bile bu yüzde 3 hedefini tutturamıyor. Yüzde 4'lerde 5'lerde dolanıyor.Bütçe gelirlerinin yüzde 35'i ile faiz ödenirken, bütçe gelirlerinin yüzde 30'u faiz dışı denge olarak ayrılırken, hükümetimizin bütçe açığını bu kadar küçültebilmesi "finansal" bir başarıdır. Sayın Başbakan dün AKP grup toplantısında "finansal göstergeler"deki iyiliklerden söz etti. Vergi gelirleri arttı. Kamu harcamaları kısıldı. Hükümet, halktan vergi olarak topladığı paranın büyük bölümüyle faiz ödedi. Faiz dışı fazla beklenenin üzerinde gerçekleşti. Ancak bu "finansal" başarı, ekonomide "fiziki" yıkıma dayanmaktadır. Finansal başarı, halkın harcama gücünün kısılması, vergi gelirlerinin artırılması, halka yönelik hizmetlerin kısılmasıyla gerçekleşebilmiştir.Bütçe gelirini artırmak için halktan toplanan KDV ve ÖTV gibi. (Maydanoz, tüpgaz, buzdolabı üzerindeki) vergileri artırırsanız, topladığınız paralarla sadece faiz ve borç ödersiniz, halka yönelik hizmetleri,

Yazının Devamı

Giraud'lar 96 yıllık fabrikayı kapatıyor

31 Ocak 2006

Giraud ailesi, Micaleff, Arkas, Dutilh, Baltazzi, Buttrigieg aileleri ile birlikte İzmir'deki levantenlerin son temsilcilerinden, son sanayici ailelerden biri idi.Levantenler 1600'lü yıllardan itibaren Hollanda'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, İtalya'dan, Fransa'dan gelerek İzmir'e yerleşen, dinlerini ve dillerini koruyarak İzmir'in yerli halkıyla bütünleşen, İzmir'de ticaret ve sanayinin öncülüğünü yapmış ailelerdir.Bunlar İzmir'e ülkelerindeki kültürü, yaşam tarzını, mimariyi, medeniyeti, okul, hastane ve postane gibi hizmetleri de taşıdı. İzmir'de kültürün, sanatın, edebiyatın gelişmesine öncülük etti. Yaşamlarında ve işlerinde kaliteyi öne çıkardı, Ege Bölgesi'nin ürünlerinin dış pazarlara yönelmesini sağladı.Fransa'nın Nice kentinden 1742 yılında İzmir'e gelip yerleşen Giraud ailesi önceleri Whittal'ler ile çalıştıktan sonra tekstil sektöründe bundan 96 yıl önce kendi yatırımlarını gerçekleştirmişti. Geçen haftanın önemli haberlerinden biri Giraud'ların 96 yıllık İzmir Pamuk Mensucat fabrikasını kapatma kararı idi. İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Sanayii tesisleri Türkiye'de pamuk ipliği ve pamuklu dokuma ve basma sanayiinin gelişmesine önemli katkılarda bulundu.Ailenin

Yazının Devamı

Hakkâri'de kar kalınlığı 76 cm

30 Ocak 2006

Şehir merkezlerindeki yollar ile 128 merkez köy ve 450 mezranın 1677 km uzunluğundaki yollarının açılması için çalışılıyor. Valilikten alınan bilgilere göre bu yolların yüzde 90'ı ulaşıma kapalı.Belediye Başkan Vekili Bişar Mavigöz, Hakkâri'de mahalle arası 100 km uzunluğundaki yolların her kar yağışından sonra temizlenmesinin 10 gün sürdüğünü söylüyor. Yüksekova Belediyesi Başkan Vekili Özgül Özdemir Milas, "Belediyenin nesi varsa kara gömüyoruz. Başka hizmetler için para kalmıyor. Karla mücadele eden belediyelere kamu kaynağından destek verilmeli" diyor.İstanbul'a bir hafta on santim kalınlığında kar yağdı. Ulusal medyamız "karlı yattı, karla kalktı"... İstanbul'da hayat durdu.Doğu Anadolu'da altı ay kar altında yaşam süren insanların ne yaptığı ise genelde gündeme gelmiyor. Meteoroloji İstasyonu'ndan verilen bilgilere göre Hakkâri'nin şehir merkezinde karın kalınlığı 76 cm, Yüksekova şehir merkezinde 1 m. Dağlık kesimlerde kar kalınlığı 2 m'yi aşıyor. Yüksekova Haber gazetesinden Necip Çapraz'ın internette yayımlanan yazıları ile gene internetten izlediğim Yüksekova Haber gazetesinde yer alan haberler dikkatimi çekti. Necip Çapraz'la görüştüm. Ek bilgi aldım.Necip Çapraz diyor

Yazının Devamı

Bu "Pamuk" başka "Pamuk"

29 Ocak 2006

Osmanlı arşivlerinde sekiz-on yıllık bir araştırmaya dayanan ve DİE tarafından yayımlanan çalışması, "Osmanlı ile Avrupa devletlerinin iktisadi kurumlarının farklı olmasına karşılık, Osmanlılar ile Avrupalılar arasındaki gelir farklılıklarının daha önceleri değil, 19'uncu yüzyılda başladığını" ortaya koydu. Bu çalışma Osmanlı dönemindeki fiyat ve ücretlerin, dünyanın diğer bölgelerindeki fiyat ve ücretlerle karşılaştırılmasına imkân sağladı. Bu araştırma, "ABD İktisat Tarihçileri" tarafından ödüllendirildi.19'uncu yüzyılda Avrupa ülkelerinin Osmanlı ekonomisi üzerinde etkilerini inceleyen, İngiltere ve Amerika'da kitap olarak yayımlanan araştırmasında Prof. Dr. Şevket Pamuk, 19'uncu yüzyılda Osmanlı'da yaşam koşullarının gerilemediğini, belki de biraz yükseldiğini ortaya koydu. Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü Modern Türkiye Tarihi Kürsüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şevket Pamuk, "Osmanlı döneminde para, fiyat, enflasyon, ücretler ve iktisadi kurumları"nı araştırıyor. "1914 yılına gelindiğinde Osmanlı ekonomisi Düyun-u Umumiye ile Avrupa mali çevrelerine sıkı sıkıya bağlı idi. 19'uncu yüzyılın dışa açık, tarıma dayalı modelinin doruk noktası yaşanıyordu. Eğer kişi başı

Yazının Devamı

Doğalgazı depolamak zor, pahalı (ama mecburuz)

28 Ocak 2006

Doğalgaz konusunda yazarken enerji uzmanı Nezihi Berkkam büyüğümüze danışırdım. Vefat etti. Allah rahmet eylesin. Şimdilerde başım sıkıştıkça eski BOTAŞ genel müdürü Gökhan Yardım'ı arıyorum. Bugün de ondan öğrendiklerimi yazıyorum.Bizde her yıl ithal edilen gazın yüzde 10'u büyüklüğünde gazın depolanmasına ilişkin bir zorunluluk var. Şimdilerde yılda 30 milyar m3 gaz ithali söz konusu olduğuna göre 3 milyar m3 gazı depolayacak imkân yaratmak zorundayız. Henüz depomuz yok ama, borularda 250 milyon m3, Marmara Ereğlisi'ndeki sıvı gaz deposunda 150 milyon m3 gaz var. Bu da 3-4 günlük acil stok demektir.Doğalgazı depolamanın farklı yolları var.(1) Doğalgaz -165 derecede donduruluyor. Hacmi 600 defa küçülüyor. Sıvı hale geliyor. Sıvı gaz depolanıyor. İhtiyaç olduğunda ısıtılarak gene gaza dönüştürülüyor. Bu çok pahalı bir yol. Dondurarak sıvı hale getirmek ve de sonra ısıtarak gaza dönüştürmek için önemli yatırım ve işletme masrafı gerekiyor. Bu işlemler sırasında gaz yüzde 15-20 oranında kayba uğruyor. Doğalgaz kesintisi gene sorun oldu. Bu sorunla karşılaşmamak için doğalgazı depolamaya mecburuz. Ama doğalgazı depolamak zor ve pahalı. Bizde BOTAŞ'ın Ereğli'de, özel sektörün

Yazının Devamı

TÜSİAD'çılar 'karamsar' olmuş

27 Ocak 2006

"Ben karamsarım, TÜSİAD'çılar kadar iyilikleri göremiyorum, fark edemiyorum, raporu okuyayım da biraz içim açılsın" derken, bir de baktım, TÜSİAD'çılar benden daha fazla karamsar olmuş.Önce iyilikleri sıralayayım. Sonra kötülüklerden söz edeyim. TÜSİAD gönüllü bir kuruluş. Bir dernek. İyi işler yapıyor ki, insanlar üye olmak için sıraya giriyor. Dernek çalışmalarına parasal ve kişisel destek veriyor. TÜSİAD'ın üye sayısı 545'e ulaşmış. Bu üyelerin her biri 2005 yılında derneğin yaşaması ve faaliyet göstermesi için 14.500 YTL aidat ödemiş. TÜSİAD'ın sekreteryası 55 profesyonelden oluşuyor. İstanbul'da merkezi, Ankara'da temsilciliği, Washington, Brüksel, Berlin ve Paris'te büroları var. 2005 yılında toplam gelirleri 8.7 milyon YTL, toplam harcamaları 7.9 milyon YTL. Personel harcamaları 3.7 milyon YTL. Araştırmacılara ödenen para 144 bin YTL. Danışmanlara ödenen para 129 bin YTL. TÜSİAD'ın 36'ncı genel kurul toplantısına katılanlara dağıtılan "2006 Yılına Girerken Türkiye Ekonomisi/İstikrardan Sürdürülebilir Büyümeye" başlıklı raporu okuyunca hayret ettim. Bu bütçeyle, TÜSİAD çalışanları ve TÜSİAD için araştırma yapanlar TÜSİAD'ın kamuoyunda büyük yankı yapan çalışmalarını

Yazının Devamı

Caracas'ta fakirler Davos'ta zenginler

26 Ocak 2006

Biz, fakirlerin Caracas'taki toplantısıyla hiç mi hiç ilgilenmiyoruz da, zenginlerin Davos'ta ne yaptıklarını pek merak ediyoruz. Davos toplantılarına, devlet adamlarımız, işadamlarımız ve de medyamız büyük ilgi gösteriyor. Daha önceleri Turgut Özal, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz Davos toplantılarına katılmıştı. Şimdilerde de Tayyip Erdoğan toplantılara katılmayı ihmal etmiyor. Ben sayın okuyucularıma Caracas toplantılarıyla ilgili haberleri vereceğim. 1988 yerel seçimlerinde Brezilya'nın Porto Alegre kentindeki yerel seçimlerde İşçi Partisi'nin başını çektiği "Halk Cephesi" belediye seçimlerini kazandı. Halk Cephesi belediye bütçesini halkın katılımıyla hazırlamaya başladı. Yeni bir "Katılımcı Demokrasi Modeli" ortaya çıktı. Şu günlerde Venezüella'nın Caracas kentinde yapılan "Dünya Sosyal Forumu" toplantılarına katılmak için dünyanın 54 ülkesinden gelen on binlerce insan küreselleşmenin yarattığı sorunları, savaşın kötülüklerini, zengin ülkelerin fakirlerin gelişmesini nasıl önlediğini, dünya ticaretinde kapitalistlerin haksız rekabetini, fakirliğin ve gelir dağılımındaki bozukluğun nasıl önleneceğini tartışıyor. Bu model Güney Amerika'nın başka ülkelerinin başka şehirlerinde de

Yazının Devamı

AB limanları 'serbest rekabet'e açılamıyor

25 Ocak 2006

Bu karar bizim için önemlidir. Çünkü hükümetimiz, bizim limanlarımızı "serbest rekabete" açma arayışında özelleştirmeye başladı. Yerli ve yabancı sermaye gruplarına kiralıyor, satıyor. Yerli ve yabancı işletmecilere limanları kendi isteklerine göre işletme serbestisi tanıyor.Parlamentonun reddettiği teklif, AB'nin taşımacılıktan sorumlu komisyon üyesi Jacquet Barrot'a aitti. Barrot (denizlerde ve iç sularda) gemi taşımacılığının ekonomideki önemini öne sürerek limanların serbestleştirilmesini savunuyor. (İlgilenenler internetten Barrot'un 22 Kasım 2005'te Brüksel'de yaptığı konuşma metnini ve diğer konuşmalarını okuyabilir.) Geçen çarşamba Avrupa Birliği (AB) Parlamentosu, Strasbourg'da toplandı. AB üyesi 25 ülkenin 400 dolayındaki limanının "serbest rekabete" açılmasına yönelik karar teklifini, 120 olumlu reye karşı 532 olumsuz reyle reddetti. Barrot diyor ki, "AB ticaretini geliştirmek için en güvenilir, en ucuz, en hızlı ulaşım ağını kurmaya mecburuz."Karayolu güvenilir değil. Her yıl AB ülkelerinde kazalarda 44 bin kişi ölüyor. Petrol pahalı. Egzoz gazı çevreyi kirletiyor. Trafik ağır. Alternatifler demiryolu ve su yolu. Demiryolu belli noktalar arasında çalışıyor. Bu nedenle

Yazının Devamı