Amerikalı petrolcüler para kesiyor

11 Nisan 2005

Bu paraları kim ödüyor? Tabii ki zengin ülkeler petrolün büyük kısmını tüketiyor. Ama fakirler de petrol tüketiyor. Türkiye gibi ülkelerin petrol faturasının iki katına çıkması halkı da ekonomiyi de etkiliyor. Halkın cebinden çıkan paracıklar, petrol devlerinin kazancını büyütüyor.Gerçekçi olalım. Petrol piyatlarının artması sadece Amerikalı petrol şirketlerinin kazancını artırmıyor. Rus, İngiliz, Fransız, İskandinav şirketleri, bazı Arap ülkeleri de ceplerini dolduruyor.İyi de noldu da petrol fiyatları bir anda iki katına çıktı? Bir yıl içinde dünyada tüketim iki katına mı çıktı? Üretim yarı yarıya mı azaldı? Ertuğrul Tuncer diyor ki: "Arz ve talep dengesinde yıl içinde değişik nedenlerle bozulmalar oluyor. Ama şimdilerde fiyat artışlarının ardında Amerikalı petrol şirketleri var. Avrupalılar da bundan yararlandıkları için seslerini çıkarmıyor." Petrol Ofisinin bu ay başı görevden ayrılan eski CEOsu, uzun yıllar Amerikan petrol şirketlerinde yöneticilik yapan Ertuğrul Tuncer diyor ki: "Bir yıl önce Amerikan petrol devleri petrolün varili 35 dolara satar ise çok kazanırız hayalini kurarken, fiyatlar hayal ettikleri çizginin çok üzerine çıktı. Ortalama 45 dolar varil fiyatı bugüne

Yazının Devamı

Tekelin sigara fabrikalarını alan yok

10 Nisan 2005

Tekelin sigara fabrikalarını bizim hatalı "özelleştirme politikamızı" belirleyenler ve uygulayanlar (Anadolu deyimi ile) "mundar" etti. Bu fabrikalar bundan sonra hem satılamaz, hem de yabancıların sigara fabrikalarıyla rekabet edemez. Sonunda İzmit SEKA fabrikası gibi teker teker hepsini kapatırız. Makinelerini hurdacıya, arsalarını yap - satçıya veririz.Sayın okuyucularım, Tekel, kolay tekel olmadı. Bu halkın yıllardır ödediği vergiler ile devleşti. Zamanının en modern fabrikalarını kurdu. Dünyanın sigara devleri, Türkiye sigara pazarına girmek için "kapının önünde dizilmişti." Milliyet Ekonomide dün Ahmet Erhan Çelikin bir haberi yayımlandı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, cuma günü dört satırlık bir açıklama yaparak, "Tekel Sigara Sanayi İşletmelerinin varlık satışı (özelleştirme) ihalesini iptal etmişti." İhaleye teklif gelmemesini "şaşkınlıkla" karşılayan Özelleştirme İdaresi yetkilileri, "söyleyecek sözleri olmadığını" belirtmişti. Ama biz, bilet parasını belirleyerek onları kapıdan içeri alacak yerde, "bacadan girmelerine izin verdik". Yabancılara Tekelin sigara fabrikalarını satacak yerde, onların "bacadan" (dolaylı yollardan) piyasaya girmelerine izin verdik.Yabancı

Yazının Devamı

Antakyada işadamı çok, yatırım yok

9 Nisan 2005

Mehmet Narinin eşi Meryem Işık Narin, Honda Plazada Antakyalılara otomobil satıyor. Arap ülkelerine Avrupadan otomobil ihraç ediyor. Antakyanın yerel televizyonu "Birleşik Radyo Televizyon" (BRT) kanalında 24 saat yayın yapıyor. Meryem Işık Narin, 2000 yılında Dünya gazetesinin "yılın başarılı kadın müteşebbisi" ödülünü almış.Antakyanın bu başarılı ailesini Valilik Özel Kalem Müdiresi Meziyet Gökalpay Hanımın sayesinde tanıdım. Narin kardeşlerin eşleri kardeşleriymiş. Antakyada Narin kardeşler bizi Akevler semtindeki evlerinin bahçesine sabah kahvaltısına davet etti. Anneleri, eşleri ve çocuklarıyla Antakya usulü kahvaltı yaptık. Narin kardeşlerden Fuat ve Mehmet Narin, un ve makarna ihraç ediyor. Sadece ihracata dönük çalışan makarna fabrikaları günde 80 ton makarna üretiyor. Arap ülkelerine, Afrikaya mal satıyorlar. Ayrıca uluslararası nakliye işi yapıyorlar. Diğer kardeşleri Mahmut Narinin Hatmar Marketler zincirinin 12 mağazası var. Mahmut Narin zeytinyağı üretiyor. TIR filosu var. Türkiyenin en büyük otobüs işletmesi olduğu söylenen Has Otobüs İşletmesinin kurucusu Mehmet Selim Kara ile Sultan Sofrasında, oruk, mumbar ve katıklı ekmek yedik. Elli beş yıl önce otobüsçülüğe

Yazının Devamı

Çıplak Şef halk kahramanı oldu

8 Nisan 2005

30 yaşındaki Jamie Oliver, babasının mesleğini seçmiş. Küçük yaştan itibaren mutfaklarda çalışmış. İngilterede Kanal 4 televizyonunda yemek programlarına çıkmış. Ekranda blucin pantolon ve atletle görünmesi nedeniyle "Çıplak Şef" diye tanınır olmuş. Çılgın ve farklı yemek tarifleriyle kısa sürede ün yapmış. Londrada ve Amsterdamda "Fifteen - The Restoran" adıyla iki lokanta açmış. Evli ve iki çocuğu var. "Çocuklarımızın sağlığına ve geleceğine daha fazla para ayırmalıyız" diyerek İngilterede okul çocuklarının beslenme şeklini değiştirmeyi "tek başına" başaran bir genç, şu günlerde İngilizlerin "halk kahramanı" oldu. İyi bir eğitim imkanını bulamamış bir genç adamın bile, tek başına, ülkenin bir sorununa nasıl çözüm getirebileceğini ortaya koyduğu için sayın okuyucularıma Jamie Oliverin hikayesini özetleyeceğim. Alınacak çok ders var. Çocukları okul çağına gelince okullardaki beslenme konusuna ilgisi artmış. Londrada bir mahalle ilkokulunu seçerek çocukların nasıl beslendiğini araştırmaya başlamış. Görmüş ki, hazır yemeklerle besleniyorlar. Bu yemeklerde zararlı yağ ve şeker esaslı katkı maddeleri var. Köfteler, tavuğun kullanılmayan parçalarıyla yapılıyor.Ama işin kötüsü

Yazının Devamı

Mısır depoda kaldı

7 Nisan 2005

Toprak Mahsulleri Ofisi geçen yılın mısırını satamıyor. Çünkü fiyat pahalı. Ofisin depolarındaki mısır satılamazken çiftçimiz bu yıl daha çok mısır ekmeye hazırlanıyor.Bu çarpıklığın nedeni ülkemizde ciddi bir tarım üretimi planlaması, tarımsal üretim stratejisi olmamasıdır.Biz yılda 3.5 milyon ton, bilemediniz 4.0 milyon ton mısır tüketiyoruz. Mısırın 500-600 bin tonunu mısırdan şeker şurubu üreten nişastacılar kullanıyor. 100-300 tonunu mısırdan yağ çıkaran tesisler kullanıyor.Mısırın büyük bölümüyle hayvan besleniyor. Yaklaşık 1.5 milyon ton mısır tavuk yemi olarak değerlendiriliyor. Kalanı hayvan yeminin içine giriyor. Pancar ve pamuk para etmiyor diyerek, çiftçimiz pancar ve pamuk yerine mısır ekmeye başladı. Ama bu defa da Toprak Mahsulleri Ofisinin depoları mısır ile doldu. Ofisten mısır alan yok. Ofis, mısırı ne yapacağını bilemiyor. Biz yılda 1.5 milyon ton mısır üretebiliyorduk. Talebi karşılamak için de üretemediğimiz bölümü ithal ediyorduk. Derken, pancar üretimine kısıtlama geldi. Derken pamuk fiyatı üreticiyi tatmin etmediğinden üretici pamuk ekmemeye başladı. Sonuç olarak pancardan vazgeçen, pamuktan vazgeçen mısır üretmeye başladı. Hükümet de mısır üretimini teşvik

Yazının Devamı

Merkez Bankası Başkanının ne söylediği de önemli

6 Nisan 2005

IMF ile anlaşılacağı açıklandığında sorun yoktu. Ancak imzalamanın gecikmesi bazı sorunları gündeme getirdi.Anlaşmanın önkoşulu mali reformlarla ilgili tasarıların kanunlaşmasının gecikmesi, istikrara yönelik olumlu gelişmeleri sekteye uğratabilir.MBnin enflasyonu ve faizleri aşağı çekebilmesi için bu tasarılar kanunlaşmalı. Gecikme, yanlış sinyaller vermektedir. Geciktikçe tehlike artar.IMF ile aralıkta prensip anlaşmaya vardıktan sonra gündeme gelen ve teşvikten yararlanan illerin sayısını artıran tasarı, IMF ile anlaşmayı tehlikeye soktu. Hükümet teşvik yasasının getireceği yükü nasıl telafi edeceğini açıklamadı.Ekonomide bu yılki yüzde 5lik büyüme beklentisine rağmen ekonomide istikrar henüz garantilenmedi. Sürdürülebilir büyümeye ulaştığımızı söylemek için vakit erken. Bunlar MB Başkanının FTye söyleşide verdiği mesajlar. İfade şekli farklı da olsa, mesajlar eleştiri ve uyarı niteliğinde.Dün Hürriyette Başbakanın, Fatih Altaylı ile söyleşisinin üçüncü bölümü yayımlandı.Başbakan, MB Başkanının söyleşisini şöyle değerlendiriyor: Bir özerk kuruluş olan MBnin başkanının İngiltere üzerinden açıklama yapması doğru değildir. Bu tip yaklaşımlar piyasalarda farklı algılanabilir. Bu

Yazının Devamı

Durgunluk büyüme ümit birarada

5 Nisan 2005

Döviz fiyatı, bono faizi, borsa endeksi önemli. İstanbuldaki, Ankaradaki büyük işadamları önemli... Ama ekonomi bunlardan ibaret değil... Çiftçisi, esnafı, tüccarı, düşük ve orta büyüklükte sanayicisi ile koskoca bir Anadolu var... Büyük Türk büyükleri, sadece ve sadece düğün, bayram ve tören vesilesiyle Anadoluya gider oldu. Öyle cümbür cemaat Anadolu gezisinde neyin ne olduğunu görmek imkansız. Dünya gazetesi hiçbir siyasi partiye yakınlığı olmayan 25 yıllık bir ekonomi gazetesidir. Anadolunun her köşesinde olan biteni izleyen bir yapılanma içindedir. Dünya gazetesi 13 ilde (Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Denizli, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Konya, Mersin, Samsun ve Trabzon) esnaf, tüccar ve sanayicilere, bunların temsilcilerine "Durum nedir?" diye sordu. Araştırma sonuçları gazetede yayımlandı. Ekonomi yüzde 9.9 büyüdü. Ama işsizlik var. Anadolu durgunluktan yakınıyor. Anadolunun 13 ilindeki işadamlarının yüzde 48i, "Durgunluk var... Ama işler açılabilir" diyor. "Durgunluk var. İşler bundan sonra da açılmaz" diyenlerin payı yüzde 15.5. Karamsarların, "İşler daha da kötü olacak" diye düşünenlerin payı yüzde 9. İşadamlarının yüzde 27.5i ise etkin önlem alınmazsa

Yazının Devamı

En alttakiler 3.85 dolar en üsttekiler 25.75 dolar

4 Nisan 2005

2003te ülkenin milli geliri (o yıl üretilen mal ve hizmetlerin, o yılın döviz kuru ile değeri) 239 milyar dolar idi. 2004te üretimde 61 milyar dolarlık artış olduğu için milli gelir rakamı 300 milyar dolara yükseldi.Bir yıl içinde elde edilen toplam milli gelir nüfusa (eşit olarak) bölününce, ortalama kişi başı milli gelir rakamı elde edilir. 2003te kişi başı milli gelir rakamı 3.383 dolar idi, 2004te 4.172 dolara tırmandı. Kişi başı gelir rakamı dolar olarak bir yılda yüzde 23 oranında büyüdü. Rekor kırdık. Ama bu rekor, ülkede herkesin gelirinin artması, herkesin refahının yükselmesi anlamına gelmez. Çünkü 71 milyonluk nüfusun her biri üretime eşit ölçüde katkıda bulunmuyor. Her biri üretim sonucu elde edilen geliri eşit olarak paylaşmıyor. Gelirin artması üretime bağlıdır. Üretim artacak ki, gelir de artsın. 2004te yurt içinde 300 milyar dolarlık mal ve hizmet ürettik. Ülkenin 2004 yılı geliri (milli geliri) 300 milyar dolar oldu. Gelir dağılımını, paylaşımını belirlemek için, 71 milyon nüfusun her birinin gelirini kâğıda yazarak karşılaştırma imkânı yok. Gelir dağılımında nüfus, en fakirden en zengine doğru gruplandırılır. Her bir grubun ve de bu grup içindeki insanların

Yazının Devamı