<#comment>#comment>Millet aş ve iş derdinde... Milletvekilleri ise, sanki bu ülkede yaşamıyor. Sanki bu ülkede olan bitenden habersiz... Diyelim ki, millet ile ilişkilerini seçimden bu yana kestikleri ve de Ankara'nın dışına adım atmadıkları için milletin ve de ülkenin durumunu bilemiyorlar... Ama, gazete de mi okumuyor, TV de mi izlemiyorlar?.. Türkiye krize girdi... Krize!.. Devalüasyon oldu... Devalüasyon!.. Paranın değeri yüzde 40, yüzde 50 düştü... Düştüüüü!.. Halk fakirleşti... Fakirleşti!.. Ama kriz daha sona ermedi... Tedbir almakta gecikilir ise daha büyük dertler gelecek!..
Tedbir denilen şeylerin bir bölümü TBMM'de oluşturulacak... Bunu oluşturacak olanlar milletvekilleri... Milletvekillerinin çoğu TBMM'ye gelmiyor. TBMM toplanamıyor. Çalışamıyor. Kanun yapamıyor. Milletvekillerinin çoğu TBMM'de kürsüye çıkıp, milletin sesini, derdini konuşamıyor. Tartışamıyor.
Vekiller Meclis'e gelmiyor
Yurdagül Şimşek, Radikal gazetesinde yazdı. TBMM, ocak ayından bu yana sadece 161 saat 39 dakika çalıştı.
Son iki haftadır TBMM'de sadece 29 maddelik özel emeklilik kanunu tasarısı görüşüldü. Milletvekilleri toplantılara katılmadığından iki haftada 29 maddelik
<#comment>#comment>Verdi’nin ünlü operası "Il Trovatore", Paris’ten önce İstanbul’da Beyoğlu’ndaki Naum Tiyatrosu’nda oynamıştı. Naum Tiyatrosu’nda sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul Avrupa’nın sayılı kültür merkezleri arasına girmişti.
Metin And’ın İstanbul Ansiklopedisi’nde verdiği bilgiye göre, 1840 yılında İstanbul’a gelen İtalyan Bartolomeo Bosco sihirbazlık gösterimi için bir tiyatro kurmak üzere Abdülmecit’ten ferman almıştı.
Padişahın opera locası
Bosco, Beyoğlu’nda Halepli bir Hıristiyan olan Mihail Naum Duhani’nin 1831 yangınında kül olan evinin arsasını seçti.
Yangından sonra cambaz gösterileri için kullanılan arsanın üzerinde 1840 yılında sarayın desteği ile Naum Tiyatrosu yapıldı. Salon İtalyan operası biçiminde idi.
<#comment>#comment>İstanbul'da yaşıyorsanız veya yolunuz İstanbul'a düşer ise, Beyoğlu'na uzanınız. Beyoğlu'nda Aksanat Merkezi'ni ziyaret ediniz. Sergi gezer, müzik dinler, bir bilet alıp, Bay Knepp'i seyredersiniz.
Bay Knepp Polonyalı bir anne ile Rus bir babadan Arjantin'de doğan Jeorge Goldenberg'in "tiyatro oyunu". Arjantin'de 1970'li yılların sonlarındaki polis rejimi döneminde birçok insan "kaybolmuş"... Goldenberg'in "Bay Knepp" isimli oyununda kocası bir yıl önce kaybolan bir kadının birtakım isteklerle evine gelen polislerle olan ilişkisi hikaye ediliyor. Adamı yok edenler, yaşadığı ümidi ile bir yıldır yolunu bekleyen kadına ölüm fermanını imzalatmaya çalışıyor.
Goldenberg Arjantin'deki polis rejimi sırasında yeraltında yaşamış daha sonra "Caracas"a kaçmış bir yazar. Oyununu bu dönemde yazmış. Arjantin'de şartlar normale döndükten sonra, 1982 yılında oyun sahnelenebilmiş.
İstanbul'da oyunu "Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu" sahneye koydu. 1995 yılında kurulan "Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu" Işıl Kasapoğlu yönetiminde Tilbe Saran, Güler Ökten, Köksal Engür, Cüneyt Türel ve Yavuz Pekmen'den oluşuyor. Genelde, Türkiye'de ilk kez sahnelenen oyunları seyircilerine sunan
<#comment>#comment>Kemal Derviş’i Avrupa - ABD turuna çıkardık. Döviz bularak getirmesini bekliyoruz. Avrupa Birliği’ne de, ABD hükümetine de, IMF’ye de, Dünya Bankası’na da kırgınız. "Neden bizi bekletiyorlar? Neden dolarları hemen göndermiyorlar? Mecbur değiller mi Türkiye’yi kurtarmaya?"
Biz "ne amaçla döviz aradığımızı" söylemiyoruz ama, karşı taraf biliyor ki, Türkiye yatırım için, üretim için, kalkınmak için döviz aramıyor. Harcamak için döviz arıyor.
Sayın okuyucularım, Kemal Derviş döviz getirse biz bu dövizleri ne yapacağız?
- Önce içi boşaltılmış bankaların içini dolduracağız. Bunun için 15 - 20 milyar dolara ihtiyacımız var.
- Gelen dövizin bir kısmını da bozdurup bütçeye "yama" yapacağız. Bütçede zaten açık vardı. Şimdi döviz fiyatı arttı. Fiyatlar yükseldi. Memura, işçiye, emekliye az da olsa zam yapmak mecburiyeti var. Bakanların her birine son model Mercedes otomobiller aldık. Her bir Büyük Türk Büyüğü’nün makam otomobilinin önünde, ardında giden korumalarının otomobillerini yeniledik. Bunların paralarını ödeyeceğiz. Türk lirası yok... Gelsin dövizler. Dövizleri satıp paralarını harcayalım da rahatlayalım!
<#comment>#comment>Pilav üstü "az döner" misali... Nedir bu "destek pazarlığı" abicim? Millet boğazına kadar batmış. Adam'ı getirmişler. Adam elimizden tutsun da pisliğin içinden çıkarsın diyerek millet ümit ile bekliyor.
Bu sırada "tuzu kuru"lar desteklesek mi, desteklemesek mi, az mı desteklesek, çok mu desteklesek, iki ay mı desteklesek, üç ay mı desteklesek, ayağımıza kadar gelsin de, sonra mı desteklesek, otelinde görsek de sonra mı desteklesek "mavrası"na girmiş!.. Abicim bunlar desteklese n'olur, desteklemese n'olur?" İş ki, kösteklemesinler... Yavuu... Bırak da adam elinden tutup milleti pisliğin içinden çıkarsın... Desteklemeyip ne yapacaksın?
Taksim - Sarıyer dolmuşlarının bazıları sabahları Yeniköy'de sıraya girerek, motorla Beykoz'dan Yeniköy'e geçen yolcuları alır. Dün sabah sıranın başındaki dolmuşa girdim. İlk yolcu benim. Şoförün yanındaki koltuğa oturdum. Gazeteyi açtım. Gazeteyi açar açmaz, dolmuşun şoförü "patladı"... Söz arasına girme fırsatı vermeden "pilav üstü az destek" tiradını okudu.
Bu sırada minibüs doldu. Yola çıktık... Gazeteyi katladım... "İyi de siz şahsen siz destekliyor musunuz?" diye sordum... "Abicim anlatamadım galiba,
<#comment>#comment>- Sayın manken hanım... Bu gece benimle beraber olmanızı rica edeceğim. Acaba ne ödeme yapacağız?
- Bir gece için 500 dolar alıyorum. Ama, sizin için doları 950 bin liradan hesaplarım...
- Ev kirası olarak ne ödüyorsun?
- Kira 2.000 dolar ama ev sahibim ile anlaştım. Dolar fiyatını 700 bin lirada dondurduk.
- Senin maaşın ne kadardı?
- Vallahi 3.000 dolar maaş alıyordum ama... Patron geçen aybaşı doları 650 bin liradan Türk lirasına çevirdi.
<#comment>#comment>Dün Bakan Kemal Derviş ile IMF Avrupa Sorumlusu Deppler "yangını söndürmek için yapılacakları" anlattı. Acaba Ayşe Hanım Teyzem "bu yangın söndürme tedbirlerinden" nasıl etkilenecek?
Ayşe Hanım Teyzem için "tatsız" haberler
- Kısa sürede fiyat artışları hızlanacak. Gelirini ayarlama şansı olmayan alt ve orta gelir grubundakiler biraz daha fakirleşecek.
- Döviz fiyatlarındaki belirsizlik devam edecek. Doların ve markın fiyatı hemen düşmeyecek. Belki de biraz daha artacak.
- Bankalar mevduata ve repoya yüksek faiz ödeyemeyecek. Faizler enflasyonun sınırında gezinecek.
<#comment>#comment>Acil önlemler paketi, Kemal Derviş tarafından hazırlanıp uygulamaya konulacak. Bu paket IMF'nin Dünya Bankası'nın ve ABD hükümetinin desteğini alacak. Bir süre sonra "piyasalar" çalışır hale gelebilecek.
Kemal Derviş bu arada IMF ile imzalanacak on sekizinci niyet mektubunun hazırlığına başlayacak. Yeni "istikrar programı" ortaya çıkacak. Yeni "istikrar programı" en az iki yıllık, normal olarak üç yıllık bir uygulama dönemini kapsayacak.
Ancaaakkk... Yeni istikrar programı uygulamaya konulur konulmaz koalisyonu oluşturan partiler ve hükümet, Kemal Derviş'ten desteklerini çekecek. Kemal Derviş'in kolunu, kanadını kıracak.
Bunun üzerine Kemal Derviş, Türkiye'den kaçıp gitmeyecek ama bakanlık koltuğunu bırakacak. Kemal Derviş bakanlık koltuğundan ayrılınca "siyasi kriz çıkacak". Siyasi kriz yeni oluşumlara yol açacak. Belki bu krizi aşmak için Kemal Derviş'in başbakan olacağı yeni bir hükümet modeli denenecek.
Politika ile ilgilenenler, iktidara gelmek, ülkeyi yönetmek için parti kurar veya bir partiye üye olur. Partiler iktidara gelip, ülkeyi yönetmek için seçime girer. Partilerin kadroları, milletvekili olup TBMM'de ülkeyi yönetmek, bakan