Almancıların Merkez Bankası'ndaki mevduatı 10.5 milyar dolar

11 Temmuz 2000


       Almanya'daki Türklerin, Merkez Bankası'nda açtırdıkları döviz mevduat hesaplarından aldıkları faize vergi ödemediklerinin ihbar edildiği, bu nedenle Merkez Bankası'nın Almanya'daki temsilciliklerine polis ve vergi uzmanlarınca baskın yapıldığı yazıldı. Merkez Bankası yönetimi ihbarı doğruladı. Ancak bu tip hesapların bankanın Ankara'daki merkezinde tutulması nedeniyle Alman yetkililerin Almanya'daki temsilciliklerden herhangi bir belge ve bilgi almalarının söz konusu olmadığını açıkladı.
       Merkez bankaları klasik anlatımla, "bankaların bankasıdır". Merkez bankaları diğer bankalarla rekabet etmez. Mevduat kabul etmez.
       Fakat bizim Merkez Bankamızın özel bir uygulaması var. Yurtdışındaki (özellikle Almanya'daki) Türklerin tasarruflarını Türkiye'ye çekmek için Merkez Bankası 1976 yılından bu yana özel bir uygulama içinde.
       Yurtdışında bankalar mevduat hesaplarına genelde yüzde 3 dolayında düşük faiz ödüyor. Merkez Bankası özel uygulama ile "Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı" (DTH) açtıranlara yabancı bankaların ödediği

Yazının Devamı

Yatırma Senedi "ADR"

10 Temmuz 2000


       Turkcell'in hisse senetleri yarın 11 Temmuz 2000 tarihinde ABD'nin New York Borsası'nda işlem görmeye başlayacak. Bu nedenle Türkiye'den giden kalabalık bir katılımcının huzurunda tören yapılacak. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet gong çalarak işlemleri başlatacak.
       Ancak bu demek değil ki eline Turkcell hisse senedini alan, gidip New York Borsası'nda satacak.
       New York Borsası'nda Turkcell hisse senedi kağıtları değil, onların yerine geçecek ADR adı verilen kağıtlar işlem görecek.
       ADR (Amerikan Depositary Receipts), GDR (Global Depositary Recepipts) ve IDR (International Depositary Receipts). Türkçe karşılığı olmayan, fakat genel anlamda "Hisse Senedi Depozito Makbuzu" diyebileceğimiz, uluslararası deyimler. Amerika'da ADR konusunda aracılık hizmetleri yürüten The Bank of New York'un temsilcisi Neslihan Tombul Hanım ADR'leri "Yatırma Senedi" olarak Türkçeleştiriyor. Şimdi sayın okuyucularıma "Yatırma Senedi" olarak ADR'nin ne olduğunu özetleyeyim.
       ADR, yerel

Yazının Devamı

İstanbullu Bodrum'a eskiden para harcamaya gelirdi, şimdi para kazanmaya geliyor

9 Temmuz 2000


       Bodrum'un yerlisine Bodrum'da yapacak iş kalmadı. İstanbullular geldi, Bodrumluların işlerini elinden aldı.
       Bodrumlu dostlarımdan biri (izin almadığımdan adını yazamıyorum) geçen hafta, "- Hocam" dedi, "- Dükkanı yakında kapatıyorum. Bakalım lokantayı ne zaman kapatacağım?.." Dostumun çarşı içinde bir giyim mağazası, Yat Limanı'nda da bir lokantası var.
       Bir çay ısmarladı. Ve de Bodrum'daki değişimi anlattı.
       "Eskiden Bodrum'a İstanbullular para harcamaya gelirdi. Çarşı esnafının tamamı Bodrumlu idi. Bodrumlu köseleden sandalet diker satar, yöre bezinden gömlek yapardı. Lokantacılar, tekneciler, "Mavi Turcu"lar, pansiyoncular, otelciler, kahveciler hep Bodrumlu idi. Bodrumlu, İstanbulludan para kazanır, o para Bodrum'da kalırdı. Bodrumlu o para ile giyim eşyası alır, evini döşer, inşaat yaptırır, inşaat malzemesi alır, işçi çalıştırırdı.
       Açık anlatımıyla her yıl İstanbulludan Bodrum'a bir para akar, o para da Bodrum'da kalır, Bodrumlunun hayat seviyesini yükseltirdi.
  &n

Yazının Devamı

Halkımız umutla bekleşiyor ‘du bakalım n’olacak?’

8 Temmuz 2000


       Ayşe Hanım Teyzem bu IMF destekli istikrar programının kendisine ne getireceğini hala anlayabilmiş değil. Birileri ona "ekonomi politikalarının hedefinin halkın mutluluğunu artırmak" olduğunu söylemiş. Önüne gelene "- Evladım bu ekonomi politikaları benim mutluluğumu nasıl artıracak? Şimdiye kadar ben hep kaybettim... Acaba benim kaybettiklerimi kim kazanıyor?" diye sual edip duruyor.
       Sadece Ayşe Hanım Teyzem mi, mütekait Ali Bey Amcam, işçi Memed, çiftçi Recep, sekreter Ayten, memur Hasan "N'olacak bizim halimiz?" deyip duruyor.
       Saf ve bakir bir Anadolu çocuğu olarak onlara akıl öğretmek benim haddim değil ama bildiğim kadarı ile anlatmaya çalışıyorum.
       Ayşe Hanım Teyzeme diyorum ki, "Aman teyzeciğim... Telaşa kapılıp, yalap şalap şeyler yapma. Faiz ile geçinme dönemi bitti. Bunu kabul edip harcamalarını ayarla. Paranı kısa vadeli banka hesabında veya repoda değerlendir. Bir miktar dolar satın al. Bankada döviz hesabında sakla... O sana güven verir. Borsada keriz olup silkelenmek istemiyorsan kontrolünü kaybetme.

Yazının Devamı

"Yeni Ekonomi Hisseleri"nin geçmişi yok - geleceği var

7 Temmuz 2000


       Ayşe Hanım Teyzem kuyruğa girip, Turkcell hisseleri için kayıt yaptırmış. Para yatırmış. "Evladım hisselerin fiyatı belli değilmiş. 50 bin 500 lira fiyattan satış yapılacakmış. Bu fiyatı kim biçiyor?" diyerek sual eyledi. Ben de aklımın erdiğince Ayşe Hanım Teyzemin merakını gidermeye çalıştım. "Ayşe Hanım Teyzeciğim" dedim. "Klasik usulde bizim babadan öğrendiğimiz şekilde bir şirketin hisse senedi iki farklı yoldan hesaplanırdı. Birnici hesap şeklinde firmanın arsası, binası, makinesi, kasasındaki parası, yaptığı iş dikkate alınarak bir değer biçilirdi. Ama en fazla uygulanan hesaplama şekli ise, "fiyat / kazanç oranı" denilen hesaplama şekli idi. Bu hesaplamaya göre bir hisse senedinin değeri, getireceği kazancın belli bir katıdır. Bir şirketin bir yılda sermaye sahiplerine ödeyeceği toplam net kar rakamı esas alınır. Bunun 10 katı, 20 katı veya 30 katı bulunur. İşte o rakam şirketin "piyasa değeri"dir. Bu değer karşılığı piyasaya kaç hisse senedi çıkarıldığına bakılır. Piyasa değeri hisse senedi sayısına bölününce şirketin bir hisse senedinin yaklaşık fiyatı ortaya çıkar.
       Türkiye'de bugünlerde

Yazının Devamı

İstanbul için iki farklı enflasyon

6 Temmuz 2000


       İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) belirlediği enflasyon, Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) belirlediği enflasyonun üzerinde.
       İTO'nun enflasyonu izleme şekli ile DİE'ninki farklı. Farklı ama bugüne kadar belli yönde, uyum içinde giden rakamların son üç ayda birbirinden uzaklaşmaya başlaması DİE enflasyonunun daha düşük seyir göstermesi dikkati çeker oldu.
       - Haziran ayında İstanbul'da tüketici fiyatları DİE'ye göre yüzde 1.2 arttı. İTO'ya göre İstanbul'da ücretliler geçinme endeksindeki artış yüzde 1.6 oranında.
       - Gene haziran ayında, DİE'ye göre Türkiye'de toptan eşya fiyatları artışı yüzde 0.3 iken, İTO'ya göre İstanbul'da toptan eşya fiyatları yüzde 2.3 oranında arttı.
       Haziran ayındaki farklılıkları bir yana atarak 2000 yılının ilk altı ayındaki birikimli fiyat artış oranlarına bakalım:
       - DİE'ye göre İstanbul'da altı aylık tüketici fiyatları artışı yüzde 17.9 iken, İTO yılın ilk yarısında İstanbul ücretliler geçinme endeksindeki artışı

Yazının Devamı

İlk 6 ayda "felaket" gerçekleşmedi

5 Temmuz 2000


       Büyük Türk büyüklerinin beceriksiz yönetimi nedeniyle Türk halkı devamlı "felaket bekleyişi" içinde yaşar oldu. Bu ülkede iyi şeyler olabileceği, işlerin düzelebileceği konusunda "iyimser" düşünenlerin sayısı azaldıkça azaldı.
       IMF destekli istikrar programı rüzgarı altı aydır esip kavurdu. Rüzgar esmeye başladığında "bunun sonu felaket, altı aya kalmaz döviz biter, enflasyon patlar, her şey rezil olur" deniliyordu. Geldik yılın yarısına... Acep durum nedir?
      (1) Döviz. Merkez Bankası dövizi ilan ettiği fiyattan satmayı sürdürüyor. Döviz bitmedi. En aşağı yıl sonuna kadar dövizde bir tehlike görünmüyor.
       Olumsuz gelişmeler ise, yabancı sermayenin gelmemesi, büyük ölçüde uzun vadeli kredi girişinin olmaması ve de Türk halkının döviz hesaplarından Türk lirası hesaplara dönmemekteki ısrarıdır.
      (2) Enflasyon. Enflasyonda yüzde 25'lik hedef tutturulamayacak ama yüzde 30, yüzde 35'lik bir gerçekleşme de hiç yoktan çok iyidir.
      (3) Faiz. Faiz beklenen

Yazının Devamı

Ayşe Hanım Teyzem "Turkcell" kuyruğunda

4 Temmuz 2000


       Ayşe Hanım Teyzem yolumu kesip, "- Ben de kuyruğa gireyim mi evladım?" diye sorunca şaşırdım. "- Ne kuyruğu Ayşe Hanım Teyzeciğim, Umudumuz Ecevit gene kuyruk dönemini mi başlattı?" diyecek oldum. Ayşe Hanım Teyzem ciddileşti "- Sen eski Ecevit döneminde kalmışsın... Aklın fikrin yağ kuyruğunda, mazot kuyruğunda... Yeni Ecevit döneminde halkımız hisse senedi kuyruğunda..." diyerek beni azarladı.
       Sonra da derdini anlattı "- Borsaya girdim. Paramı bağladım. Eriyip duruyor. Borsada hareket yok. Alıcı yok... Borsadaki alıcıların hepsi borsa dışına çıkmış. Halka arz edilen hisse senetlerini kapmak için kuyrukta bekliyor. Bu ilk satışlarda hisse senedi almak çok kazançlı imiş... Onun için herkes kuyruğa giriyormuş. Şimdi Turkcell hisse senetleri kuyruğu başlamış... Ben de kuyruğa gireyim mi? Ama komşular diyor ki, kuyruğa girsen de işe yaramıyor. Sadece torpilliler hisse senedi alıyor. Senin tanıdıkların vardır. Sor soruştur da, bana da akıl ver..."
       Ayşe Hanım Teyzemin isteği benim için emirdir. Aracı kuruluşlardan birinin tepe yöneticisini ziyarete gittim. Ayşe

Yazının Devamı