Doğu'da bir başka "Türkiye" var

24 Haziran 2000


       Tepemizde üç Skorsky helikopteri belirdi. Önümüzdeki araziye doğru alçalmaya başladı. O sırada jandarma yolu kesti. Minibüs durdu. Merakla jandarmaya sordum, "- Operasyon mu var?" Jandarma "Hayır" dedi. "Kumandanlar aileleriyle Ani Harabeleri'ni ziyarete geliyor. Yol kapandı. Bekleyeceksiniz."
       Bunlar geçen cumartesi saat 10.00 sırasında oluyor. Halbuki Ani Harabeleri'ni görme izini için epey zaman harcamıştım. Kars Valiliği'ne yaptığım yazılı müracaat üzerine valilik Kars ili Emniyet Müdürlüğü'ne evrakımı havale etmiş, oradan da olur aldıktan sonra, cumartesi sabahı müzenin açılmasını bekleyip, müzeden de izin koparmıştım.
       Ani Harabeleri, Kars'a 50 kilometre uzaklıkta, Ermenistan sınırında, Arpaçay Vadisi'nde. Milattan önce üç bin yıla kadar uzanan bir tarihi var. Milattan sonra Süryani, İran, Ermeni, Arap, Türk kavimleri burada yaşamış. 1064 yılında Alparslan, Anadolu'ya gelince önce Ani'yi zaptetmiş. 1124 yılında Ani, Ermenilere "tımar" olarak verilmiş. Kilise, mezar, kitabe ve kümbetleriyle geniş alana yayılmış bir tarih hazinesi.
    

Yazının Devamı

Kars'ın ahırları şimdi "Paris"

23 Haziran 2000


       Kars'tan Ardahan'a karayolu ile giderken, yolun sağında solunda, Çıldır Gölü'nün çevresinde terk edilmiş ahırlar dikkati çekiyor. Bazılarının damı çökmüş. Bazılarının kapısı, penceresi sökülmüş... Minibüsün şoförü "Beyim" diyor, "Hayvancılık ölünce ahırlar boş kaldı." Yolumuz Çıldır Gölü'ne yaklaşırken, yol boyunda tek tük renkli ahırlar görülmeye başlıyor... Ahır ama ne ahır!.. Duvarları boyanmış, çatısı ithal kaplama malzeme ile donanmış... Terk edilmiş ahırlardan sonra bu görüntü insanı şaşırtıyor. Minibüs şoförüne soruyorum, "Bunlar ne biçim ahır?" Şoför gülüyor "Beyim onlar ahır değil... Paris!" Bir şey anlamadığımı fark edince açıklıyor, "Beyim onlar kızlı ahır... Senin anlayacağın kızlı gazino... O ahırda şimdi başka inekler sağılıyor. Çevrenin saf insanının parasını ithal malı kızlar yiyor." Konuya ilgi gösterdiğimi fark eden minibüs yolcularından biri bilmiş bilmiş anlatıyor... "Beyim istersen sen de uğra... Gece gündüz açık bunlar. Hoş Gürcü kızı mı istersin, manken gibi Ukraynalı mı, tombul Dağıstanlı mı yoksa Azerbaycanlı mı? Her milletten var. Üç tane hayvanı kalmış... Adam onu satıp bir gecede parasını yiyor. Adam

Yazının Devamı

Besici de, süt hayvancılığı yapan da "perişan"

22 Haziran 2000


       Selamün aleyküm deyüp, Tuzluca'da İsa'nın kahvesinin önünde kaldırımın üzerine atılan masalardan birindeki boş iskemlelere çöktük. Kendimizi tanıttık. Çaylarımızı yudumlarken masadakilerle sohbete daldık.
       Tuzluca, Kars - Iğdır yolu üzerinde Ermenistan sınırına yakın bir Kürt yerleşim bölgesi. O sırada ezan okunuyor. Sağdaki camide okunan ezan ile soldaki farklı. Soldaki caminin imamı "Şii" imiş. O camiye "Şiiler" gidermiş.
       Nuri Maman, Iğdır'ın Erhacı köyünden. "Beyim" diyor, "Ağrı yaylaları, Erciş, Kazistan, Erdiş yaylaları yasaklandı. Kars yaylalarının bir bölümü serbest. Onun için Iğdırlılar hayvanları kamyona yükleyip, Kars yaylasına taşıyor. Kamyon bir seferlik taşıma için 140 milyon lira alıyor. Bizim kamyona verecek paramız yok. Beş - on ev birleştik. Beş yüz kadar koyunu süre süre götürüyoruz. Altı - yedi günde yaylaya ulaşırız.
       Yayla kirası olarak üç ay için hayvan başı 4 milyon lira ödüyorlarmış. Mor Karaman ırkı koyunlar sonbaharda döllenecekmiş."Kuzulu koyunu o zaman 70 - 80 milyon liraya satabilirsek, kışı

Yazının Devamı

Kerme'nin motoru 10 milyon

21 Haziran 2000


       Kars şehri deniz seviyesinden yaklaşık 1.750 metre yükseklikte bir plato üzerine kurulmuş. Havası "sağlam mı sağlam". Sabahın erken saatlerinde "dipdiri" uyanıyorsunuz. Pazar sabahı gün doğarken uyandım. Digor yolundan İstasyon yoluna geçtim. Subasan Mahallesi'ne doğru yürüdüm. Kars'ın içinde İstanbul'daki "Ataköy Mahallesi"ne benzer iki modern mahalle var. Biri, kalenin yanındaki tepelerin üzerine inşa edilen önünde kocaman bir Türk bayrağının dalgalandığı Subay Evleri Mahallesi, öbürü Subasan Mahallesi'ndeki "Polis Sitesi". Polis Sitesi'ndeki binalar çok katlı, kaloriferli apartman blokları. On beş, yirmi blok apartmanın etrafı duvarla çevrilmiş. Duvarın üzerine mavi - beyaz boyalı demir parmaklık konulmuş.
       Sitenin duvarlarının dibindeki, tek katlı taş evlerden birinin önündeki bahçede çalışanlar dikkatimi çekti. Sabah sabah kalkmışlar, ahırdaki hayvan pisliklerini el arabası ile bahçeye taşıyorlar. Toprağa yayıyorlar. Daha önce yaydıklarını kürekle karıştırıp harmanlıyorlar. Öte yanda gençler kurumuş tezekleri kürek ile kalıp gibi kesiyor ve yanlamasına diziyorlar.
     

Yazının Devamı

Doğu'nun gündemi bambaşka

20 Haziran 2000


       Doğu'dan geliyorum. Kars, Ardahan, Iğdır ve Doğubeyazıt'ın köylerini dolaştım. Bu bölgede yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kökenleri farklı: (1) Kürt var. (2) Terekeme ismi verilen Türkmen asıllılar var. (3) Yerliler var (ki, bunlar Osmanlı Türkü olduklarını söylüyorlar). Gezdiğim bölgelerdeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğu Kürt asıllı.
       Sayın okuyucularıma gördüklerimi, öğrendiklerimi aktaracağım.
       (1) Terör sona ermiş. Fakat terör sorununun bitmiş olması Kürt sorununun ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Tersine terör, Kürt sorununun ciddiyetini artırmış "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" ortak kimliği yerine "Türk / Kürt ayırımı"nı keskin biçimde ortaya çıkarmış.
       (2) Silahlı Kuvvetlerimiz terörü önlemek için bölgede on yıllık bir mücadeleyi başarı ile noktalamış. Fakat terörün olağan dışı şartlarında, asker ile polise tanınan olağanüstü yetkiler ve asker ile polisin tesis ettiği olağanüstü otorite sürüyor. Bu nedenle bölge, henüz asker ile polis yönetiminden sivil yönetime geçememiş durumda. On

Yazının Devamı

"Sıcak döviz" ile yaşar olduk

19 Haziran 2000


       DIŞARIDAN döviz girmez ise yandık... Döviz ihracat yapınca, turizm işleri iyi gidince girer... Ama ihracat ve turizm geliri gibi döviz gelirleri bizim döviz ihtiyacımızı karşılamadığından biz "borçlanarak" açığı kapatmaya mecburuz. Hükümet bu yüzden dış borç peşinde koşuyor.
       Ama IMF destekli istikrar programı başımıza bir bela daha sardı. Merkez Bankası'nın para matbaasının işlemesi döviz girişine bağlandı. Ne kadar döviz girer ise o kadar Türk lirası basılacak.
       Hazine borçlanmayı kesemedikçe bono satmaya mecbur. Döviz girişi olmaz ise, Türk lirası basılamayacak. Hazine borçlanmak için Türk lirasına saldırınca, faiz gene yükselecek.
       İşte bunun için dışarıdan döviz gelmesi şart. Hükümetin resmi borçlanmaları yetmiyor. Bankaların ve işadamlarının da dışarıdan döviz bulmaları gerekiyor.
       Bankalar ve işadamları eğer bu iş karlı ise dışarıdan döviz bulur getirirler.
       Dışarıdan döviz getirmek hala karlı. Bunun için bankalar ve işadamları döviz

Yazının Devamı

Bodrum'da "yeni yeni" yerler

18 Haziran 2000


       Rüzgar uyumuş, ay dalıyor, her taraf ıssız / Ölgün bakıyor, varsa uzakta bir iki yıldız / Bak çıt bile yok, korkma benim bahçede yalnız / Ey gözlerinin rengi kadar kalbi güzel kız.
       Cenap Muhiddin Kozanoğlu'nun güftesi ile Refik Fersan'ın bestelediği bu "Acemkürdi" şarkıyı Birsen Tezer söylüyor. Yer Bodrum'da Kumbahçe Mahallesi, Dere Sokak'taki Bura Restoran'ın bahçesi. Birsen Tezer, Bura'yı işleten Orgül Erkal'ın oğlu Murat ile evlenmiş. Bebek bekliyor. Çarşamba, cuma ve cumartesi akşamları kanununu kucağına alıyor. Hem çalıyor, hem söylüyor. Tepede ay, bahçede mis gibi çiçek kokuları ve gerçekten her taraf sessiz... Orgül Erkal'ın yönetiminde Bura Restoran Bodrum'da geceleri gidilebilecek yerel lokantaların en güzellerinden. Nefis mutfağı ve servisi ile her gideni mutlu ediyor. Birsen Tezer'in canlı müzik yapmadığı geceler Murat Erkal karma müzik çalıyor. (Kumbahçe Dere Sokak 8, Telefon 252.313 20 42)
      MARİNA KÖFTECİSİ. İki genç hanımın Hayriye İçtüzün ve Serap Aksel'in iki yıl önce Marina'nın karşısında açtıkları köfteci dükkanı köftelerinin lezzeti ve de

Yazının Devamı

Gidişattan "halkımız hariç" herkes memnun!

17 Haziran 2000


       EKONOMİ politikalarının amacı halkın mutluluğudur.
       Şimdilerde bir istikrar programı uygulanıyor. Bu program bugün için halkı mutlu değil mutsuz ediyor... Halkımız zaten mutsuz idi. Şimdi daha da mutsuz.
       Şimdilik böyle de... Acaba bir süre sonra durum değişecek mi?
       Önce mutsuzların durumuna bakalım:
       - İşçi, memur ve emeklinin maaş ve ücretleri sınırlandırıldı. Onlar mutsuz.
       - Köylünün ürün fiyatı IMF komiseri Bay Cottarelli'nin isteğine göre belirleniyor. Onlar mutsuz.

Yazının Devamı