Geç bile kalındı!!

31 Aralık 2001

Geçtiğimiz hafta bankalara yapılacak sermaye desteği (bilimsel tabirle: bank recapitalization) çok tartışma yarattı. Çoğu bunu kamu kaynaklarının savrulması, hatta neredeyse yolsuzluğa verilen bir prim olarak niteliyor. Bu da kuşkusuz yetersiz bilgiden kaynaklanıyor.Gerçekler ise çok farklı. Mali krizlerden en çok bankalar zarar görüyor. Özellikle Güneydoğu Asya krizlerinden sonra bu görüldü. Bu da bankaların yeniden yapılandırılmasını neredeyse yegane politika olarak karşımıza çıkarıyor.Kütüphanemizde konuyla ilgili yüzlere varan kitap ve makale bulunuyor. Ama biri son derece önemli. Ortak yazarı şu anda IMF İkinci Başkanı Anne Krueger olan (diğeri Aaron Tornell) makalenin başlığı: "Bankaların Yeniden Yapılandırılmasının Krizlerden Çıkıştaki Rolü: Meksika Örneği 1995 - 1998" (NBER, 1999, 53 sayfa). Aslında bir süredir bu makaleden esinlenerek bu süreci başlatmadığı için ekonomi yönetimini sert biçimde eleştirmeyi planlıyorduk. Neyse ki, gecikmeyle de olsa, tasarı ortaya çıktı..Aylardır "reel sektöre destek verilmiyor" diye eleştiriler yağıyor, krizde harap olan şirketlerin toparlanması için mali yardım isteniyordu. Ancak çoğu banka sermayesini yitirdiğinden teknik olarak yeni

Yazının Devamı

Dövize büyük talep olmayacak

28 Aralık 2001


<#comment>
20’nci yüzyılı terk ettiğimiz yıl ciddi bir istikrar programı ile enflasyonu yenmeye çalıştık. Riskli bir programı sınadık. Gerekenleri yapmadığımızdan başarısızlığa uğradık. Ağır bir mali krizle karşılaştık. Ve 21’inci yüzyılın ilk yılına bu sancılarla girdik.
Bu yılı yüzde 9’a ulaşan müthiş bir daralma, yüzde 90’lara varan çok yüksek bir enflasyon ve artan işsizlikle geçirdik. Bankalarımız, şirketlerimiz ve özel kesim yöneticilerimiz krizi çok ağır hissettiler. Çok büyük zararlarla karşılaştılar. Bazıları bunu telafi etse de, birçok firma ve banka battı. İşsizler ordusu hem niteliksiz, hem de çok nitelikli insanlarla büyüdü. Büyük bir toplumsal travma oluştu.
2001 yılını önceki yılın hatalarını telafi etmekle geçirdik. Kamu kesimini rasyonelleştirmek için her türlü reform Meclis’ten, kerhen ya da isteyerek, geçti. Meyveleri yıllar sonra alacağız. Ama şu bir gerçek; son Meclis birçok önemli yasayı çıkardı. IMF’den alınan çok cömert bir yardımla iç borcun faiz yükü düşürülmeye çalışıldı. İç dengeyi sağlamak için adımlar sürerken dış denge için cesurca hareket edildi. İlk defa serbest kur rejimine geçildi.
2002 yılına yaklaşırken kriz herkesin

Yazının Devamı

İhracata maşallah!!!

27 Aralık 2001

Kaldı ki, devalüasyon olur olmaz ihracatın tepki g"stermesi beklenmemelidir. Bu bir süre alır. İhracatçı satacağı malı hazırlamak ve yeni alıcılar bulmak ister. Dikkat edilirse, ihracattaki performans şubat, mart ve nisan aylarında hemen yükselmemiş, ihracat artışı ortalama olarak yüzde 9'da kalmıştır. Eğriye eğri, doğruya doğru. Nedeni ne olursa olsun, ihracattaki performans sevindirici boyutlarda. Dün açıklanan veriler, ocak ayından bu yana ihracatın geçen yıla oranla yüzde 13 arttığını g"steriyor. Sadece ekim ayında geçen yılın aynı ayına g"re ihracatın yüzde 24 artması gerçekten g"rkemli bir başarı. Eylül ayı olağanüstü bir aydı. O ayın yüzde 6'lık ihracat artışını bir tarafa bırakırsak, son altı aydır ihracatın ortalama yüzde 18 arttığı g"rülüyor. Bu da "nemli bir değişimi g"steriyor. Maşallah diyelim, nazar değmesin. 11 Eylül vız geldi Yıl sonuna vardığımızda 12 aylık ihracatın yüzde 15 civarında artacağı anlaşılıyor. Elbette kur bunda "zellikle etkili oldu. ™rneğin demir - çelik, ana metaller, makine ve mekanik cihaz ihracatı artışlarındaki g"ze çarpan gelişmeler bunu g"steriyor. Ancak ihracat artışı yalnızca kura bağlanmamalıdır. İç talebin neredeyse "lmesi de buna

Yazının Devamı

İhracata maşallah!!!

27 Aralık 2001


<#comment>Eğriye eğri, doğruya doğru. Nedeni ne olursa olsun, ihracattaki performans sevindirici boyutlarda. Dün açıklanan veriler, ocak ayından bu yana ihracatın geçen yıla oranla yüzde 13 arttığını gösteriyor. Sadece ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracatın yüzde 24 artması gerçekten görkemli bir başarı. Eylül ayı olağanüstü bir aydı. O ayın yüzde 6'lık ihracat artışını bir tarafa bırakırsak, son altı aydır ihracatın ortalama yüzde 18 arttığı görülüyor. Bu da önemli bir değişimi gösteriyor. Maşallah diyelim, nazar değmesin.
Kaldı ki, devalüasyon olur olmaz ihracatın tepki göstermesi beklenmemelidir. Bu bir süre alır. İhracatçı satacağı malı hazırlamak ve yeni alıcılar bulmak ister. Dikkat edilirse, ihracattaki performans şubat, mart ve nisan aylarında hemen yükselmemiş, ihracat artışı ortalama olarak yüzde 9'da kalmıştır.

11 Eylül'ün hemen ardından DEİK'in bir toplantısı için Londra'daydık. Ekonomiden sorumlu bakan yaptığı konuşmada ihracatın gerektiği kadar artmayabileceği kaygısını taşıyordu. Biz paylaşmıyorduk. Küresel durgunluğun çabuk sonuçlanacağını ve kurun ötesinde de ihracat potansiyelinin olduğunu düşünüyorduk. Ekim ayının muhteşem ihracatı

Yazının Devamı

Ça ça yerine tango!

26 Aralık 2001

Arjantinde Para Kurulu uygulaması hala sürüyor. Bu uygulamalar sabit kur sistemini gerektiriyor. Ülkeye döviz girmedikçe yeni para basılamıyor. Oysa Arjantinde aylarca süren döviz kaçışı, rezervlerin düşmesine ve parasal daralmaya neden olmuş, ülkedeki durgunluğu artırmıştı. Piyasaya para sürülse iç borç belki rahatlayacak, ama enflasyon artacaktı. Arjantin ça ça yerine, tangoyu tercih etti. Arjantindeki Adolfo Rodriguez Saa başkanlığındaki yeni yönetim iki karar aldı. Birincisi, pesoya ek olarak yeni bir ödeme aracını tedavüle sokacağını açıkladı. İkincisi, de yurtdışı borçlara ilişkin moratoryum ilan etti. Böylece yabancıların alacaklarının üzerine bir süre bir bardak su içeceği anlaşılıyor. Bu kararların etkilerini tartışmak gerekiyor. İki yeni çözüm(?) Arjantinin piyasaya toplam 2.4 milyar dolar değerindeki lecop sürerek bir miktar canlanmayı hedeflediği anlaşılıyor. Ancak borç tuzağındaki bu ülke bu uygulamayla yeniden 1991 öncesinde hiper - enflasyona sürüklenebilir... Pesoya gelince. Zaten Arjantin dışında büyük ölçüde devalüe edilmiş bulunan peso, zamanla resmi olarak da devalüe edilebilir. Değeri dalgalanmaya bırakılan lecopaya da, dolarla eşdeğer peso varken, halk

Yazının Devamı

Ça ça yerine tango!

26 Aralık 2001


<#comment>Arjantin’deki Adolfo Rodriguez Saa başkanlığındaki yeni yönetim iki karar aldı. Birincisi, pesoya ek olarak yeni bir ödeme aracını tedavüle sokacağını açıkladı. İkincisi, de yurtdışı borçlara ilişkin moratoryum ilan etti. Böylece yabancıların alacaklarının üzerine bir süre bir bardak su içeceği anlaşılıyor. Bu kararların etkilerini tartışmak gerekiyor.
Arjantin’de Para Kurulu uygulaması hala sürüyor. Bu uygulamalar sabit kur sistemini gerektiriyor. Ülkeye döviz girmedikçe yeni para basılamıyor. Oysa Arjantin’de aylarca süren döviz kaçışı, rezervlerin düşmesine ve parasal daralmaya neden olmuş, ülkedeki durgunluğu artırmıştı. Piyasaya para sürülse iç borç belki rahatlayacak, ama enflasyon artacaktı. Arjantin ça ça yerine, tangoyu tercih etti.

Arjantin’de bir süredir memur maaşları düşük faizli devlet tahvilleriyle ödeniyordu. Bunlar vergi ödemelerinde kullanıldığından bazı işyerleri tarafından kabul görüyordu. Bu uygulamanın süreceği anlaşılıyor. Bu tahvillerin bir de ismi var: Lecop. Aslında bu tahviller tıpkı bir para birimi gibi.
Arjantin’in piyasaya toplam 2.4 milyar dolar değerindeki lecop sürerek bir miktar canlanmayı hedeflediği anlaşılıyor.

Yazının Devamı

Arjantin'den alınacak dersler

24 Aralık 2001

Birincisi IMF'ye ilişkin. Kimi yazar, Arjantin'in IMF tarafından batırıldığını, kimi de IMF'nin taleplerinin yerine getirilmemesinin sorun yarattığı kanısında. Son yıllardaki krizler g"sterdi ki, IMF sadece iradesini değil, kredibilitesini de yitirmiş. IMF krizlerini "nceden belirleyip engelleyemiyor. Oluştuktan sonra kurtulmakta da pek başarılı değil. IMF'nin borç vermesi yabancı "zel kuruluşlara güvence oluşturmuyor. Yani IMF kredibilite sorunu çekiyor. İradeye gelince; IMF ABD Hazinesinin talimatlarından dışarıya çıkamıyor. (Tabii ki ABD Hazinesi de Pentagon'un) Reçeteler tutmadı mı, bahaneyi bir başka yerlerde buluyor. Kolaylıkla krizdeki ülkeyi yarı yolda bırakabiliyor. IMF'nin eski başekonomistlerinden Michael Mussa, daha "nce yeterince sertlikte uyarılmayarak, Arjantin'e yardım edilmesinin büyük hata olduğunu belirtmiş. Demek ki, IMF'yi sorumlu tutanlar arasında bizzat IMF'liler bile var. IMF bir süredir sabit kurdan çıkarılmasını ve daha fazla faiz - dışı fazla üretilmesini talep ediyor. Ama Arjantin beceremiyor. Çünkü Arjantin'in siyasal yapısı buna uygun değil. MİT'li profes"r Rudi Dornbusch, haklı olarak, kafayı hep siyasetin durumuna takar. Arjantin'deki

Yazının Devamı

Arjantin'den alınacak dersler

24 Aralık 2001


<#comment>Sonunda Arjantin havlu attı. Patlayan ekonomik kriz tüm şiddeti ile siyasete ve toplumsal yaşama yansımış bulunuyor. Yağmalar, ölümler, çaşitli perişanlıklar. Ne yazık ki, toplumun paylaştığı bir siyasal irade oluşmazsa bunlar sürebilir. Zavallı Arjantin moratoryum ve devalüasyon arasında kıvrana dursun, bize çok şey öğretti.
Birincisi IMF'ye ilişkin. Kimi yazar, Arjantin'in IMF tarafından batırıldığını, kimi de IMF'nin taleplerinin yerine getirilmemesinin sorun yarattığı kanısında. Son yıllardaki krizler gösterdi ki, IMF sadece iradesini değil, kredibilitesini de yitirmiş. IMF krizlerini önceden belirleyip engelleyemiyor. Oluştuktan sonra kurtulmakta da pek başarılı değil. IMF'nin borç vermesi yabancı özel kuruluşlara güvence oluşturmuyor. Yani IMF kredibilite sorunu çekiyor. İradeye gelince; IMF ABD Hazinesinin talimatlarından dışarıya çıkamıyor. (Tabii ki ABD Hazinesi de Pentagon'un) Reçeteler tutmadı mı, bahaneyi bir başka yerlerde buluyor. Kolaylıkla krizdeki ülkeyi yarı yolda bırakabiliyor.IMF'nin eski başekonomistlerinden Michael Mussa, daha önce yeterince sertlikte uyarılmayarak, Arjantin'e yardım edilmesinin büyük hata olduğunu belirtmiş. Demek ki, I

Yazının Devamı