Kadıköy yanıt bekliyor

17 Mayıs 2016

Sevgili okurlar... Gözünüzden kaçmış olabilir ama önceki gün İstanbul’un en güzide semtlerinden birinin göbeğinde iki işçi metan gazı yoğunlaşmasından dolayı zehirlendi. Onları kurtarmaya giden üç itfaiye eri de fenalaştı ve tedaviye alındı. Vatandaşlar tesadüfen görmese, biraz daha gecikilse hem işçiler hem itfaiye erleri için bugün cenaze namazı kılınıyor olacak, gözyaşları dökülecekti .

Burası İstanbul’un göbeği. Moda, Kurbağalıdere.

İşçiler Yoğurtçu Parkı yakınındaki bitmek bilmeyen dere ıslah çalışmalarını yürüten ekiptendi ve tahliye tünelinde boya yapıyorlardı. Derenin pisliği, onları az daha öldürecekti.

Moda’yla Kalamış arasındaki yürüyüş yolunun geçtiği yerden, Fenerbahçe Stadı’nın hemen dibinden söz ediyoruz. İnsanlar burada yürüyüş yapıyor, çocuklarını köpeklerini gezdiriyor, bisiklete biniyor.

Hepsini bırakın, bu semtin tam göbeğinden geçen bu zehirli dere artık iskele dahil bütün Kadıköy, Moda ve Kalamış’tan hissedilen kokusuyla her yere mikrop taşıyor.

Burada gözleriniz yaşarmadan, ciğerleriniz yanmadan, mide bulantılarıyla öğürmeden yürümek mümkün değil.

Bu beş görevliyi dakikalar içinde ölümün eşiğine getiren bu derenin yakınlarında yüz binlerce ev, milyona yakın

Yazının Devamı

Festivalcilikte son trendler

15 Mayıs 2016

Başlıkta “festivalcilik” dememin nedeni, gerçekten de artık bu işin konser düzenlemekten, müzikle ve sahneyle ilgili tüm diğer alanlardaki faaliyetlerden bambaşka, kendine has bir alana kaymış olması. Festival artık teknolojiyi de arkasına alarak başka bir yolda macerasına devam ediyor.

60’ların sonunda “özgürlük ve serbestlik” temasıyla bir araya toplaşan gençlerin ortak yaşam kültürüydü festival. Müzik ön plandaydı ve fikirler kendilerini edebiyat ve sinema alanında olduğu kadar ve daha da büyük bir netlikte müzikle ifade ediyordu. Müziğin dünyayı değiştirme gücü olduğu zamanlardı. Bir şarkı binlerce sayfalık romandan daha büyük etki yapabiliyor, mevcut düzene ve muhafazakar kültüre muhalif fikirler şarkılarla yolculuk ediyor, sınır tanımıyordu.

İş tamamen ticarete dökülmemişti.

Özel temalar belirlendi

Woodstock’tan Isle of Wight’a pek çok festival bu yıllarda yapılmaya başlandı. Ancak festival kültürünün yeniden ivme kazanması 90’lara denk geldi. Seyahat imkanlarının gelişmesiyle festivaller uluslararası boyut kazandı. Dil, din, ırk ayrımının ortadan kalktığı mekanlar olmaya devam ettiler. Kendi kültürlerini yeniden oluşturdular. Bir farkla; bu defa tema başkaldırı değil, yoğun

Yazının Devamı

Radiohead ve makyajsız gerçekler

14 Mayıs 2016

Bu albüm neyle ilgili diye basit bir soru sorarsak, yani bu soruyu sormamız anlamlıysa, yanıt şu olabilir: “A Moon Shaped Pool” bizim nasıl insanlıktan çıktığımızı anlatıyor. Ne şekilde, hangi sebeplerden biz bu kadar berbat bir dünya yarattık, nasıl geri dönülemez şekilde dünyaya ve kendimize bu kadar zarar verdik ve vermeye devam ediyoruz? Hâlâ nasıl bu kadar körüz ve göz göre göre sonumuzu hazırlıyoruz?

Keskin bir dili yok

Biraz umutsuz ve karamsar bir konu gibi duruyor bu ama Radiohead’in pozitif olmak gibi bir derdi hiç olmadı. Bazen insanın dünyaya bakarken kendisine verilen pembe gözlüğü çıkarması gerekiyor. Radiohead bunu belki de en şık biçimde yapanlardan biri.

Bu albüm “Ama bardağın dolu tarafı da var” albümü değil. “İyi şeyler de oluyor” albümü hiç değil. Bu albüm gerçekleri eğip bükmekten kaçınan bir albüm. “Bu bir katliam değil, sadece insanların üzerine bomba düşmüş” ya da “Küresel ısınma yok, azıcık buzullar eridi o kadar” demiyor ve bunun için karamsar olmayı göze alıyor.

Buna karşılık albümün keskin bir politik dili de yok. Sadece bahsettiği meseleyi süslenmiş, hoşlaştırılmış, normalleştirilmiş haliyle değil, kendi lisanıyla anlatıyor. O lisan da Radiohead’in

Yazının Devamı

Berlin’in Airbnb yasağı

10 Mayıs 2016

Bugün seyahat, tatil denilince akla gelen bir numaralı trend, paylaşım. Bugün dünyanın herhangi bir şehrinde, Airbnb gibi firmalar sayesinde, bu en küçük bir okyanus adası dahi olabilir, bir tıkla ve otellerden çok daha ucuza kalacak ev bulmak mümkün.
Airbnb’ye girip gideceğiniz şehri ve bütçenizi yazmanız yeterli. Her şey bu kadar basit.
Turizmde paylaşım trendi yükseliyor ama işin bir de diğer yüzü var. Yerel yönetimler kendilerini belli ölçüler almak durumunda hissediyor.
Berlin Belediyesi geçen hafta şehirde turistlere Airbnb aracılığıyla ev kiralamayı yasakladı. Ev sahipleri isterlerse evlerinin bir odasını kiraya verebilecekler ancak tüm evi kiralamak yasak. Cezası 100 bin euro.
Gerekçe şu: Talep artınca kiralar yükseliyor. Yani bir iki günlüğüne gelecek bir turist için otelden hesaplı oluyor Airbnb ile ev kiralamak ama şehirde yaşayanlar için sakıncaları var. Airbnb yüzünden kiralar artıyor. Hayat pahalılaşıyor. Berlin sakinleri zarar görüyor. Berlin yönetimi de işte bu nedenle vatandaşını koruyor.
Benim altını çizmek istediğim yere geldik. Bizde olsa ne olur bir bakalım. Bizde bütün yönetim bütün ekonomi zaten ev fiyatları ve kiralar yükselsin diye uğraşıyor.

Yazının Devamı

Güvenlik meselesi ve konserler

8 Mayıs 2016

Cennet vatanımızda yarın ne olacağı belli değil. Her an her şey küt diye değişiveriyor. O yüzden kimse “Yok canım olmaz öyle şey, neden festivaller iptal edilsin ki?” demesin.
Bir süredir organizatörlerden ve sanatçılardan yoğun şikayetler geliyor. Müzisyenler ve müzik sektörü emekçileri, ülkenin içinde bulunduğu güvenlik zaafı ve terör meselesinden en fazla çeken kesim. Bunu biliyoruz. En ufak bir olay yaşandığında olan onlara oluyor. Herkes hayatına devam ediyor, fatura müzik dünyasına kesiliyor. Hemen konserler iptal. Tehditler var diye 23 Nisan kutlanmadı, festival ve konser iptallerinde gelinen boyutu hayal etmek zor değil. (Ben bu satırları yazarken Ahırkapı Hıdrellez Festivali de iptal oldu. )



Gerekçelere inanamıyoruz

Yazının Devamı

Siya Siyabend

7 Mayıs 2016

- CD ne kadar?
- 20 lira.
- Yeni şarkılar mı?
- Yeniler de var, eskiler de. Bütün katalog burada.
Bir tane aldım. Teşekkür ettim. Arkamdan “Bilgisayarda açılıyor” diye uyardı. Sonra devam etti: “Evet... Siya Siyabend CD’leri... Bilgisayarda açılıyor...”
Eve geldim, CD’yi açtım: Klasörün adı “Siya SiyaBend - Her Şey”.
Bir yandan dinliyorum, bir yandan düşünüyorum. Bizon Murat, CD’lerini hep 20 liradan satıyor. Ne enflasyon ne hükümetler ne dış politika ne de IŞİD bu gerçeği değiştirebildi. Bundan 10 küsur yıl önce de İstiklal’de 20 milyona satıyordu. Paradan henüz altı sıfır atılmadığı günlerdi.

Yazının Devamı

Alıştık

3 Mayıs 2016

Geçenlerde bir arkadaşım anlatıyor. Öğle yemeğinden ofise dönüyorlar. Bir bakıyorlar bina kapalı, her yer polis kaynıyor. İçeri giremiyorlar. “Ne oluyor” diye merak edip soruyorlar. Bomba ihbarı yapılmış.
“Ha neyse” diyorlar. “Madem öyle, biz de arka kapıdan girelim bari.”
Binanın arkasına dolanıyorlar. Orada polis yok, kapıda kimse durmuyor.
İçeri girip ofise çıkıyorlar. Yerlerine oturuyorlar, yemek sonrası çaylarını içerken “bom” diye bir ses duyuluyor.
Birbirlerine şöyle bir bakıyorlar. “Fünyeyi patlattılar galiba...” “Ha evet, fünye.”
İşe güce devam.
*

Yazının Devamı

Beyoncé’nin limonata tarifi

1 Mayıs 2016

ugünlerde albüm yayınlama trendi, albümü bir türlü yayınlamamaktan geçiyor. Parça parça, video video internete vermek. Demolar, akustik versiyonlar, albüm kapağının ilk taslağı, ikinci taslağı, şarkıların ham halleri. Hepsi sırayla internette, sosyal medyada, blog’larda... Albüm sonunda çıktığında artık onu görmek dahi istemiyorsunuz. Bu konuda geçenlerde Kanye West’in albümünün ardından (ki bu yolu izledi) bir yazı yazmıştım.
Şimdi albüm çıkarmanın bir diğer yoluna bakalım. O yol, hiçbir bilgi vermeden, tek görüntü sızdırmadan aylarca hazırlanmak, her şey hazır olunca kimseye haber vermeden bir gün ansızın küt diye internete vermek. İnternet derken her yere, her platforma değil, sadece kocanızın sahip olduğu firmanın dijital platformuna...
Tablo “formül” kokuyor
Beyoncé böyle yaptı. Geçen hafta “Lemonade” adlı albümünü ansızın yayınladı. Bir önceki albümünü de aynı şekilde sessizce yayınlamıştı. Albüme paralel çektiği aynı adlı uzun bir filmin de HBO’da prömiyeri yapıldı.
Elbette albüme dair bilgiler albüm çıkınca ortaya dökülmeye başladı. Ben Tidal abonesi olmadığım için albümü hemen dinleyemedim. Ama bir süre sonra iTunes da bu albümü dijital raflarına yerleştirince satın

Yazının Devamı