Başbakan’ın önem verdiği meselelerin başında geliyor.. Herkese üç çocuk tavsiye ediyor, aile başına üç çocuğu gerekli görüyor..
Haklı tarafı var.. İçi boş, kafadan uydurulmuş istek değil.. Üç çocuk ortalamasını yakalarsak 30 yıl sonra da 40 yıl sonra da genç nüfusa sahip oluruz..
Üçün altına düşersek giderek yaşlı topluma dönüşürüz.. Avrupa gibi yani.. Bilimsel veriler bunu söylüyor..
*
Başbakan her fırsatta üç çocuk diyor ama tam tersi oluyor.. Doğurganlık hızı düşüyor.. 2010 yılında doğurganlık hızı 2.05 iken, 2011’de 2.02 olmuş..
Başbakan üç çocuk diyor, üç çocuk diye ısrar ediyor ama olmuyor..
Türk halkı iki çocuğun üstüne çıkmıyor..
Ekinci’den Ümit kaptanın piyadesine atladık; İztuzu plajına geldik..
Ümit kaptan, aynı zamanda dernek başkanı.. Piyadelerin başkomutanı..
Gittik, gittik, Dalyan kanalları girişinde Adem ustanın teknesine aborda olduk..
Yengeç molası dedi.. Yengeç ve bira..
Meşhurmuş...
Dalyan, yengeciyle meşhur.. Adem usta da yengeç pişirmekte meşhur.. Teknede ayaküstü yengeç satıyor..
*
Yerel seçimi 4.5 ay öne çekme operasyonu fiyaskoyla noktalandı.. AKP-MHP işbirliği sekiz fire verince imdada Cumhurbaşkanı yetişti..
Karda, kışta, kıyamette referandum olmaz diyerek veto etti.. Fire, iktidar partisini de muhalefet partisini de bozdu..
Başbakan imzamıza sahip çıkamadık diyerek fırça kaydı.. Lafı ortaya söyledi ama adresi belliydi..
Grup başkan vekilleri ile kaytaran veya mazeret beyan eden milletvekilleri..
Bunlardan biri de Hakan Şükür’dü.. Amerika’daymış, kızına okul arıyormuş, bu sebeple en kritik oylamaya katılamamış..
Başbakan’ın bi planı vardı.. Bozulmakta, kızmakta haklı..
Ama..
Önceki akşam Haber Türk’teki Teke Tek’in konuğu Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi idi..
Eygi muhafazakarlık üzerine, Müslümanlık üzerine, Türkiye’nin hali üzerine çok ilginç şeyler söyledi..
Milli maçın karşısına denk geldiği için çoğu kişi izleyememiştir.. Ben kayda aldım daha sonra izledim..
*
Ne mi konuşuldu?
Eygi çok hassas meseleleri anlaşılır bir üslupla tane tane anlattı.. Onun muhafazakarlar için, Müslümanlar için söylediklerini bir başkası söylese tefe konulurdu..
Hakarete uğrardı..
Suriye’deki iç savaş klasik, alışılmış bir iç savaş değil.. Görünen manzara şu..
Arap baharının rüzgarı Suriye’ye de gelince, yıllardır gıkını çıkaramayan muhalifler fırsat bu fırsat dedi.. Esad’ın adamları da anında tepelerine bindi..
Onlar da tepki gösterdi: Yürüdüler, bağırdılar, çağırdılar..
Esad sert çıktı.. Yüzlercesini hapse attı, onlarcasını öldürttü..
Üzerlerine bomba attırdı.. Tanklarını, uçaklarını, savaş gemilerini yolladı..
Muhalifler de silahlandı, bazı generaller saf değiştirdi..
Sonunda iç savaş patladı.. Bugünlere geldik..
Cumhurbaşkanı Gül buyurun sandığa derse ne olur?
Demesi küçük bir ihtimal olarak duruyor ama farz edelim ki sandığı işaret etti..
Ortalık yıkılır..
İktidar partisi meydanlara çıkıp ne der? Seçmenden evet oyunu nasıl ister?
Başbakan yakın zamana kadar; bitti o devirler diyordu.. Zırt pırt seçim olmayacak, seçimler bundan böyle zamanında olacak diyordu..
Batı’da böyle.. Biz de buna alışalım diyordu..
Bu durumda, belediye seçiminin öne çekilmesini nasıl savunur?
Adı büyük ama işlevi küçük de diyebiliriz.. Hangisi mi?
Meclis.. TBMM..
Bu durum Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na bile girdi.. Kırık not hanesine yazıldı.. Şöyle denilmiş;
“Önemli siyasi konuların ele alınmasında parlamentonun rolü hala sınırlı kalmaktadır. Parlamentonun yürütme üzerindeki gözetim rolü güçlendirilmelidir”
Sistemin iyi işlememesinin nedeni bu.. Meclis’in inisiyatif koyamaması.. Yürütmeye tabii kalması.. Yürütmenin emrine girmesi.. Kuvvetler ayrılığının işlememesi..
Hal böyle olunca yürütmeden gelen yasa teklifleri yürütmenin izni olmadan değiştirilmiyor, çoğu zaman aynen geçiyor..
‘Yürütmenin izni olmadan’ ibaresini bilerek koydum.. Çünkü yasa teklifleri Meclis’e geldikten sonra komisyonda olsun genel kurulda olsun acayip değişikliğe uğruyor..
Ya Meclis’in iradesi bu, yapılacak bir şey yok diyecek.. Milletin vekilleri halka da sormak istedi diye imzayı basacak..
Ya da iade ederek oylamanın tarafı olacak.. Belediye seçimlerini öne almak isteyenlerin yanında yer alacak..
İstemeyenlerin karşısında..
Niye mi böyle düşünüyorum?
Anayasa 368 oyla Meclis’ten geçseydi, Cumhurbaşkanı ne yapacaktı?
Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin..
İmzalayacaktı..