İstanbul’a çağrı...

17 Nisan 2008

Araç gürültüsünün, egzoz dumanının, korna seslerinin, hava kirliliğinin en yoğun olduğu... Gökdelen tarlasına dönüşmüş... Yeşil alanı neredeyse hiç kalmamış İstanbul’un göbeği Mecidiyeköy’de... Asırlık çınarları, manolyaları, erguvanları, ıhlamurları, ortancalarıyla adeta cennetten bir köşe olan Ali Sami Yen Stadyumu’nun yanı başındaki likör fabrikasının 24 dönümlük arsası 25 Nisan’da satışa çıkarılıyor. Tapuda arsayla ilgili: “Yalnızca Kültür ve Turizm Amaçlı Kullanılabilir” şerhi vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi plan değişikliği yaparak bu şerhi kaldırdı. Arsayı “Özel koşullu ticaret alanı” kapsamına aldı. Önümüzdeki hafta 295 milyon lira muhammen bedelle ihaleye çıkılacak... Ve Şişli’nin bu büyüklükteki tek yeşil alanı da böylece beton tarlasına dönüştürülecek. İhalenin durdurulması için Bölge İdare Mahkemesi’nde iki dava açan CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı, İstanbulluları

Yazının Devamı

Seçilmiş talancı!

16 Nisan 2008

Bursa Orhangazi’de Cargill olayı... Bergama’da altın davası... Kaz Dağı’nda maden arama savaşı... Marmaris’te manganez oyunu...
Ülkenin dört bir yanında yeşil ve ormanlık alanlara iktidar destekli saldırı sürüyor... Bu talana yöre halkı ile kimi sivil toplum kuruluşları ve mahkemeler direniyor... Ne var ki, iktidar kanun üstüne kanun, yönetmelik üstüne yönetmelik çıkararak yargıyı aşmayı başarıyor. Ayrıca yargı kararları talancının aleyhinde olursa uygulanmayabiliyor...
Aynı hoyratlığı belediyelerde de görüyoruz.. Belediye meclislerinden sürekli halkın yeşil alanlarını yağmalayan kararlar geçiyor... .
Bir de “2 B” orman talan yasası var gündemde... Yağmanın en büyüğü...
Cumhurbaşkanı Sezer görevdeyken bu tür yasalara karşı savaş veriyordu... Artık o da yok.
Pekiii... Atanmışların yağmaya karşı durması... Halk tarafından seçilmiş siyasetçi ve belediye meclis üyelerinin tam tersine halkın malının mülkünün yağmalamasına aracılık etmesi garip değil mi?
Aslında değildir... Çünkü

Yazının Devamı

İtalyan gelin...

15 Nisan 2008

Kudüs’e gitmek üzere İtalya’dan yola çıkan gelin giysili İtalyan barış eylemcisi Pippa Bacca, Gebze’de tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü.
Bir katil, barış güvercininin önce ırzına geçip sonra boğdu.
Her toplumda çıkar böyleleri mi diyeceğiz? Yoksa o alçaklığı yarattığımız toplumsal düzenin sonucu mu sayacağız?
İşte izinde olduğumuz haftanın diğer kimi ahlaklı olayları:
-  Milletvekilleri, sağlıkta katkı payı ödememek için kendilerini “gazi” statüsüne soktular. Asgari ücretli işçiden bile katkı payı alınırken artık milletvekilleri ödemeyecek.
-  Milas’ta, 6 yaşındaki H.Ç.’ye öz annesi ve annesinin birlikte yaşadığı Aytekin Gümüşbaş tarafından işkence yapıldı. Vücudunda sigara söndürülen çocuk koruma altına alındı.
-  Eski Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, federasyon seçimlerinden kısa bir süre önce sekreteri Semra Özel’in maaşını önce 2 bin 250 liradan 3 bin 750 liraya çıkardı, ardından kendisiyle beş

Yazının Devamı

İzmir’de bir vaha

6 Nisan 2008

Bu hafta kütüphane haftasıydı... Çoğumuzun haberi olmadı! Anadolu’dan çaresiz öğretmenler her gün bizlerden kitap isterken... Batı’daki okulların öğretmenleri internet geliştikçe çocukların kütüphaneden uzaklaştığını anlatırken... İnternet ne kadar gelişirse gelişsin kütüphanenin yerini tutar mı?
Sizi İzmir’e Milli Kütüphane’ye davet edelim...
Bugün içinde 5000 adet el yazması kitap vardır.
Matbaanın mucidi Gutenberg’in ilk baskılarından örnek bulunur...
Osmanlı’da matbaayı ilk kullanan İbrahim Müteferrika’nın ilk baskıları da var.
Victor Hugo’nun kimi eserlerinin ilk baskısı bulunur...
Araştırmacılar, 1912 yılından bu yana İzmir basının tümünü ve ulusal basını bu kütüphanede bulabilir...

Yazının Devamı

The Economist...

5 Nisan 2008

‹ngiltere’de yayımlanan The Economist dergisi, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma davasını kabul etmesini “tehlikeli bir hata” olarak yorumlamış. Demek bizim yasaları Anayasa Mahkemesi’nden iyi biliyorlar. Bu kadarla kalmamış: “Türkiye, demokrasinin laiklikten önemli olduğunu göstermeli” demiş ünlü dergi... Avrupalılar laiklik olmadan demokrasi olmayacağını bilmez mi? Bilirler. Ama bizim bilmediğimizi sanırlar... Demokrasilerde parti kapatılmaz derler. Kendileri bize sormadan kapatırlar. Demokrasilerde parti kapatılmaz ama parti lideri (Doğu Perinçek) tutuklanabilir onlara göre... Her şey işlerine geldiği gibi yürür. PKK’nın terör örgütü olmaktan çıkarılmasında bir tuhaflık görmezler mesela.  Kendi ülkelerinde hukukun üstünlüğünden dem vururlar. Türkiye gibi ülkelerde ise hukuk değil kendi çıkarlarının üstünlüğü söz konusudur... Aslında bizim de hatamız büyük... Yabancı basına olağanın üstünde önem atfediyoruz. Genellikle ABD’nin

Yazının Devamı

Son gazi de gitti

4 Nisan 2008

Son gazi vefat etti... 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılan Yakup Satar’ı önceki gün 110 yaşında kaybettik. Satar, 1898 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarında doğdu. O yıllarda ülkemiz “Avrupa’nın hasta adamı”ydı. Emperyalist ülkeler topraklarımızın parçalanması için uğraşıyordu. Hemen tüm işletmeler yabancıların elindeydi. Devletin borcu gırtlağını aşıyordu. Kararlar Osmanlı’nın başkentinde değil, Londra’da, Paris’te, Berlin’de alınıyordu. İngilizlere, Fransızlara yakın olan siyasetçiler yani işbirlikçiler revaçtaydı. Babıali, yani hükümet, topraklarımızda gözü olanlarla işbirliği halindeydi. İktidardakiler gaflet içindeydi. Batı’nın para babaları hortumu hazineye dayamış, ne bulurlarsa götürüyorlardı. Yakup Satar Dede işte bu ahval ve şerait içinde düşmana karşı çarpıştı... Düşmanı yendi. Cumhuriyet’in kuruluşuna, Atatürk dönemine, bağımsız Türkiye’nin kuruluşuna tanıklık etti.
Az gidildi, uz gidildi... Aradan yıllar geçti... Yakup Dede

Yazının Devamı

Başka kapıya...

3 Nisan 2008

Anlı şanlı Avrupa Birliği sözcülerinin en az bizim AKP yalakası yazarlar kadar çifte standartlı ve yanlı olduğunu AKP’yi kapatma davası vesilesiyle bir kez daha gördük...
Bay Olli Rehn “AKP’yi kapatma davasının yasal dayanağı yok” buyuruyor. Anayasa Mahkemesi üyeleri hukuku onun kadar bilmiyor olmalı ki davayı oybirliğiyle kabul ediyor...
Kapatma davasının yasal dayanağı bulunduğuna AKP bile çok emin...
Emin olmasa, kendini suçlu görmese, Anayasa’daki o maddeyi değiştirmeye kalkışır mı?
Lagendijk yargı darbesinden söz ediyor...
Avrupa’nın hukuka ve yargıya saygısı belli ki kendi ucuz çıkarlarıyla sınırlı...
İlerleme raporlarında “Yargı bağımsızlığını sağlayın” diyen kendileridir...

Yazının Devamı

Sıradaki tehdit!

2 Nisan 2008

Emniyet Genel Müdürlüğü İçişleri Bakanlığı’na sunduğu raporda “ulusalcılığı” aşırı sağ faaliyetler kapsamında değerlendirerek “tehdit” olarak nitelendirdi. Peki, ilerleyen dönemde ne gibi faaliyetler ve düşünceler tehdit kapsamına alınabilir?
“Nitelikli gazeteci!” Fahrettin Fidan, bir düşünüşte aklına gelen ulusalcılık suçlarını sıralıyor.
“Özelleştirmeye karşı çıkmak...
Ülkenin kaynaklarının peşkeş çekilmesine itiraz etmek... AKP’yi, ABD’yi, AB’yi, IMF’yi, NATO’yu eleştirmek...
BOP’un Türkiye’yi de bölüp - parçalamayı amaçladığını düşünmek... Uluslararası arenada Türkiye’nin çıkarlarını savunmak... Batı’nın Türkiye için her zaman halisane duygular, düşünceler taşımadığına söylemek...
Olli Rehn, Lagendijk gibi AB komiserlerinin Türkiye’nin iç işleri hakkında yaptıkları, yapacakları konuşmaları eleştirmek... Hukukun üstünlüğünü savunmak, yargı kararlarının

Yazının Devamı