Sabah kuşkusu

19 Nisan 2008

Sabah ve atv’yi satın alan Çalık grubunun parayı ödeme süresi 22 Nisan’da doluyor... İhale sürecinin kimi dikkat çeken noktalarını CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu dünkü basın toplantısında anlatıyor:
-  TMSF bir ihale yapıyor... 7 şirket şartname alıyor. Ama her ne hikmetse, daha önce ihaleye katılacaklarını söyleyenler, teker teker teklif vermekten vazgeçiyorlar. Bu süreçte Sayın Başbakan bazı alıcılarla görüşüyor, yani ihale sürecine müdahale ediyor.
-  İki kamu bankası, Başbakan tarafından, kendisine ihale verilen firmaya kredi vermeye zorlanıyor... Bu bankalar üzerinde siyasal baskı kuruluyor...
-  Sayın Başbakan’ın Katar’da Çalık grubuna kredi aradığı yolundaki haberlere açıklık getirmesi gerekiyor...
Kılıçdaroğlu sözü şöyle bağlıyor: “Kamunun parasıyla kamunun malını satın almak... Ve iktidar propagandası için kullanmak... Türkiye’nin gözü önünde bu oyun oynanıyor...”
* * *
Gazetelerde dün, Akşam gazetesi, Sky Türk ve Show TV

Yazının Devamı

Ağaçların sahibi

18 Nisan 2008

Ormanlık alanlardaki maden arama çalışmalarının gazetelerde fotoğraflarını görüyor, sadece bir iki dönümlük alan içindeki ağaçlara zarar verildiğini sanıyorduk. Meğer yol için de ağaç kesiliyormuş... Marmaris’te manganez arayan şirket yol açmak için 411 ağacı kesmiş. Bunu şirketin yetkilisi bizzat itiraf etti...
Hayat kaynağımız olan doğaya karşı işte böylesine insafsız ve vahşi davranıyoruz...
Ve kim bilir çıkmamış madene yol açıyoruz diye yurtta her gün kaç bin ağaç kesiliyor?
Almanya’nın Köln kentinden doktor Seda Türköz yazıyor:
“Zündorf ‘taki doğal park Groov’da 300’den fazla ‘Kanada kavağı’ bulunuyor. Bunların gövdesi çok uzun kökleri kısa. Bu yüzden fırtınada kolay devriliyor çevreye zarar verebiliyorlar. Belediye ağaçların yıkılmaması için önlem alabilirdi. Bunu yapmak yerine ağaçlardaki hastalığı bahane ederek kesme kararı aldı...
Biz ‘Baumschützer’ler, yani ‘ağaç koruyucuları’ olarak derhal harekete

Yazının Devamı

İstanbul’a çağrı...

17 Nisan 2008

Araç gürültüsünün, egzoz dumanının, korna seslerinin, hava kirliliğinin en yoğun olduğu... Gökdelen tarlasına dönüşmüş... Yeşil alanı neredeyse hiç kalmamış İstanbul’un göbeği Mecidiyeköy’de... Asırlık çınarları, manolyaları, erguvanları, ıhlamurları, ortancalarıyla adeta cennetten bir köşe olan Ali Sami Yen Stadyumu’nun yanı başındaki likör fabrikasının 24 dönümlük arsası 25 Nisan’da satışa çıkarılıyor. Tapuda arsayla ilgili: “Yalnızca Kültür ve Turizm Amaçlı Kullanılabilir” şerhi vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi plan değişikliği yaparak bu şerhi kaldırdı. Arsayı “Özel koşullu ticaret alanı” kapsamına aldı. Önümüzdeki hafta 295 milyon lira muhammen bedelle ihaleye çıkılacak... Ve Şişli’nin bu büyüklükteki tek yeşil alanı da böylece beton tarlasına dönüştürülecek. İhalenin durdurulması için Bölge İdare Mahkemesi’nde iki dava açan CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı, İstanbulluları

Yazının Devamı

Seçilmiş talancı!

16 Nisan 2008

Bursa Orhangazi’de Cargill olayı... Bergama’da altın davası... Kaz Dağı’nda maden arama savaşı... Marmaris’te manganez oyunu...
Ülkenin dört bir yanında yeşil ve ormanlık alanlara iktidar destekli saldırı sürüyor... Bu talana yöre halkı ile kimi sivil toplum kuruluşları ve mahkemeler direniyor... Ne var ki, iktidar kanun üstüne kanun, yönetmelik üstüne yönetmelik çıkararak yargıyı aşmayı başarıyor. Ayrıca yargı kararları talancının aleyhinde olursa uygulanmayabiliyor...
Aynı hoyratlığı belediyelerde de görüyoruz.. Belediye meclislerinden sürekli halkın yeşil alanlarını yağmalayan kararlar geçiyor... .
Bir de “2 B” orman talan yasası var gündemde... Yağmanın en büyüğü...
Cumhurbaşkanı Sezer görevdeyken bu tür yasalara karşı savaş veriyordu... Artık o da yok.
Pekiii... Atanmışların yağmaya karşı durması... Halk tarafından seçilmiş siyasetçi ve belediye meclis üyelerinin tam tersine halkın malının mülkünün yağmalamasına aracılık etmesi garip değil mi?
Aslında değildir... Çünkü

Yazının Devamı

İtalyan gelin...

15 Nisan 2008

Kudüs’e gitmek üzere İtalya’dan yola çıkan gelin giysili İtalyan barış eylemcisi Pippa Bacca, Gebze’de tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü.
Bir katil, barış güvercininin önce ırzına geçip sonra boğdu.
Her toplumda çıkar böyleleri mi diyeceğiz? Yoksa o alçaklığı yarattığımız toplumsal düzenin sonucu mu sayacağız?
İşte izinde olduğumuz haftanın diğer kimi ahlaklı olayları:
-  Milletvekilleri, sağlıkta katkı payı ödememek için kendilerini “gazi” statüsüne soktular. Asgari ücretli işçiden bile katkı payı alınırken artık milletvekilleri ödemeyecek.
-  Milas’ta, 6 yaşındaki H.Ç.’ye öz annesi ve annesinin birlikte yaşadığı Aytekin Gümüşbaş tarafından işkence yapıldı. Vücudunda sigara söndürülen çocuk koruma altına alındı.
-  Eski Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, federasyon seçimlerinden kısa bir süre önce sekreteri Semra Özel’in maaşını önce 2 bin 250 liradan 3 bin 750 liraya çıkardı, ardından kendisiyle beş

Yazının Devamı

İzmir’de bir vaha

6 Nisan 2008

Bu hafta kütüphane haftasıydı... Çoğumuzun haberi olmadı! Anadolu’dan çaresiz öğretmenler her gün bizlerden kitap isterken... Batı’daki okulların öğretmenleri internet geliştikçe çocukların kütüphaneden uzaklaştığını anlatırken... İnternet ne kadar gelişirse gelişsin kütüphanenin yerini tutar mı?
Sizi İzmir’e Milli Kütüphane’ye davet edelim...
Bugün içinde 5000 adet el yazması kitap vardır.
Matbaanın mucidi Gutenberg’in ilk baskılarından örnek bulunur...
Osmanlı’da matbaayı ilk kullanan İbrahim Müteferrika’nın ilk baskıları da var.
Victor Hugo’nun kimi eserlerinin ilk baskısı bulunur...
Araştırmacılar, 1912 yılından bu yana İzmir basının tümünü ve ulusal basını bu kütüphanede bulabilir...

Yazının Devamı

The Economist...

5 Nisan 2008

‹ngiltere’de yayımlanan The Economist dergisi, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma davasını kabul etmesini “tehlikeli bir hata” olarak yorumlamış. Demek bizim yasaları Anayasa Mahkemesi’nden iyi biliyorlar. Bu kadarla kalmamış: “Türkiye, demokrasinin laiklikten önemli olduğunu göstermeli” demiş ünlü dergi... Avrupalılar laiklik olmadan demokrasi olmayacağını bilmez mi? Bilirler. Ama bizim bilmediğimizi sanırlar... Demokrasilerde parti kapatılmaz derler. Kendileri bize sormadan kapatırlar. Demokrasilerde parti kapatılmaz ama parti lideri (Doğu Perinçek) tutuklanabilir onlara göre... Her şey işlerine geldiği gibi yürür. PKK’nın terör örgütü olmaktan çıkarılmasında bir tuhaflık görmezler mesela.  Kendi ülkelerinde hukukun üstünlüğünden dem vururlar. Türkiye gibi ülkelerde ise hukuk değil kendi çıkarlarının üstünlüğü söz konusudur... Aslında bizim de hatamız büyük... Yabancı basına olağanın üstünde önem atfediyoruz. Genellikle ABD’nin

Yazının Devamı

Son gazi de gitti

4 Nisan 2008

Son gazi vefat etti... 1. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katılan Yakup Satar’ı önceki gün 110 yaşında kaybettik. Satar, 1898 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarında doğdu. O yıllarda ülkemiz “Avrupa’nın hasta adamı”ydı. Emperyalist ülkeler topraklarımızın parçalanması için uğraşıyordu. Hemen tüm işletmeler yabancıların elindeydi. Devletin borcu gırtlağını aşıyordu. Kararlar Osmanlı’nın başkentinde değil, Londra’da, Paris’te, Berlin’de alınıyordu. İngilizlere, Fransızlara yakın olan siyasetçiler yani işbirlikçiler revaçtaydı. Babıali, yani hükümet, topraklarımızda gözü olanlarla işbirliği halindeydi. İktidardakiler gaflet içindeydi. Batı’nın para babaları hortumu hazineye dayamış, ne bulurlarsa götürüyorlardı. Yakup Satar Dede işte bu ahval ve şerait içinde düşmana karşı çarpıştı... Düşmanı yendi. Cumhuriyet’in kuruluşuna, Atatürk dönemine, bağımsız Türkiye’nin kuruluşuna tanıklık etti.
Az gidildi, uz gidildi... Aradan yıllar geçti... Yakup Dede

Yazının Devamı