BM’de tatsızlık...

16 Mart 2008

Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği Program Müdürü Bartu Soral, aynı zamanda 37 milyon dolar bütçeli Diyarbakır - Siirt - Batman (DSB) Kırsal Kalkınma Projesi’nden de sorumlu... İlk şikâyetini şöyle aktarıyor:
-  Projenin uygulanacağı köylerin belli kriterlere uygun seçilmesi gerekirken bu seçimi bizzat Diyarbakır Milletvekili Tarım Bakanı Mehmet Mehdi Eker yapmıştır...
Geliyoruz daha önemli konuya... 37 milyon doların kullanımında Diyarbakır’da görev yapacak Proje Müdürlüğü için BM ve Tarım Bakanlığı işbirliğiyle bir işe alım süreci gerçekleştiriliyor. Baskılar Nurcan Baysal adlı hanımın projenin başına getirilmesi yolunda. Ne var ki, Bartu Soral’ın da ağırlığını koymasıyla baskılar sonuç vermiyor... Daha uygun bir kişi o göreve getiriliyor.
Şikâyetler durmuyor... Güneydoğu’da İHD başta olmak üzere Kürt örgütleri Nurcan Hanım tarafına ağırlık koyuyor. İşe alım süreci tekrarlanıyor. Ancak yine ilk aday işe alınıyor. Tartışma Birleşmiş Milletler merkezine yansıyor. Oradan soruşturma ekibi

Yazının Devamı

Arı procesi!

15 Mart 2008

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer’in dün gazetecilerle sohbet sırasında anlattıkları Türkiye’nin nasıl bir zihniyetin pençesinde olduğunun son göstergesiydi... Milli Eğitim Müdürü’nün anlattığına göre.. Arılara uyuşturucu verilerek hayvanlar uyuşturucu müptelası yapılıyor... Arılar daha sonra çocukların üzerine salınacak, arı uyuşturucu kullanan çocuğun üzerine konacağı için onun uyuşturucu kullandığı şıp diye anlaşılacakmış...
Peki arılar üzerlerine salındığında çocukların korkudan dehşete kapılmasının yaratacağı sonuçlar ne olacak?
Arıcılık Uzmanı Prof. Muhsin Doğaroğlu, dün NTV’te projeyi “trajikomik” olarak niteledikten sonra bunun nedenlerini anlattı. İşte onlardan biri:
“Arılar için uyuşturuculardan çok daha cazip kokular vardır. Örneğin parfüm bunlardan biridir. Arı parfüm kullanan birine konar da, o kişi haksız bir şekilde uyuşturucu kullanıyor diye damgalanırsa ne olacaktır?”
Ne bilimselliği var, ne mantığı, ne uygulama olanağı...
Milli Eğitim

Yazının Devamı

Helal gıdalar

29 Şubat 2008

Açık Pencere CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz bu gelişmenin takipçisi... Helal Gıda hamlesini şöyle yorumluyor:"Bu standardın birinci amacı, gıdadan, eczacılığa, sağlık ürünlerinden, uçağa, turizmden, konuta, koladan finans sektörüne kadar İslami kapitalizmi büyütmek, ikincisi ise toplumsal yaşamımızı şeri esaslara oturtmaya çalışmaktır... İslam ülkelerine ihraç edilen ürünler için talep olması durumunda, 'The Codex Alimentarius Komisyonu'nun hazırladığı kılavuza uygun biçimde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca belge düzenlenmektedir. Dolayısıyla, uluslararası ticaretimizde bu konuda bir eksiklik veya aksama bulunmamaktadır..."Böyle bir uygulamanın doğal sonucu olarak toplum bir de "helal ürün tüketen"ler, "helal ürün tüketmeyenler" olarak ikiye bölünecek.. Aynı şekilde helal ürün satanlar - satmayanlar diye bir bölünme de yaşanacak. Belki çeşitli mezheplerin de ayrı marketleri olacak... Bu konuya dikkat... Gözlerden uzak yeni bir tezgâhın hazırlığı sürüyor... "Helal Gıda" uygulaması için çalışmalar ilerliyor... Geçen hafta sonu İstanbul Feshane'de bir 'Uluslararası Helal Gıda' konferansı düzenlendi. Konu ilk bakışta masum görüntülü; Çeşitli tüketim maddelerine helal gıda

Yazının Devamı

Boğaziçi bile...

28 Şubat 2008

Açık Pencere "Değerli öğretim üyeleriAnayasa'nın 42. maddesine getirilen düzenleme ve 10. maddesine yapılan ekleme şeklindeki anayasa değişikliğine ilişkin uygulamalarla ilgili olarak rektörlüğümüzce yapılan değerlendirmede kılık-kıyafet konusunda mevcut kuralların geçerli olduğu anlaşılmıştır."İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun dünkü kararında aynı yönde görüş belirtildi ve:"Bu konuda öngörülen yasal düzenleme yapılıncaya kadar, cumhuriyetin temel niteliklerinden olan laiklik ilkesi doğrultusunda yüksek yargı organları kararlarınca belirlenmiş mevcut uygulamanın hukuken aynen devam ettirilmesine ve 'konusu suç teşkil eden emir'lerin hiçbir surette yerine getirilmemesine..." karar verildi...İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Özcan'ın kanunsuz emir verdiğini bildiriyor. Bu konu Rektör Mesut Parlak'ın şahsi düşüncesi değil.. Üniversitede görevli hukuk hocalarının ortak görüşüdür... Bir YÖK Başkanı kendisini böylesine kullandırmamalı, bu duruma düşmemeliydi... YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, 10 ve 42. maddede yapılan anayasa değişikliklerinin üniversite kapısında türbanı serbest bıraktığı iddiasında. Ama bu iddiası iktidar çevreleri hariç, taraftar

Yazının Devamı

Yömyök oldu...

27 Şubat 2008

Açık Pencere Silahlı Kuvvetler ülkeyi etnik bölünme tehlikesinden kurtarmak için karlı dağda savaşırken, Ankara'da da üniversiteleri ve toplumu ikiye bölme operasyonu sürüyor...YÖK üyesi dostumuz anlatıyor:- YÖK, kurulduğundan bu yana 25 yıldır ilk kez bir siyasi partinin emrine girdi. İlk kez böyle ortadan ikiye bölündü...Yıllardır olaysız yaşayan üniversiteler ilk kez huzursuz oluyor.Rektörler, üniversitelerin hukuk fakültelerinden aldıkları mütalaalar sonucu yapılan Anayasa değişikliğinin türbana izin vermediğinde ısrarlı. Üstelik yapılan Anayasa değişikliği içinde "kanunla düzenlenir" diye bir kayıt var.YÖK Başkanı kanun dinlemiyor.Belli ki onu bu göreve kanunsuz uygulamalar yaptırmak için atadılar...Olup bitende tüm sorumluluk YÖK Başkanı Özcan'ın mıdır? Elbette daha da büyük sorumluluk onu oraya atayan Cumhurbaşkanı Gül'e aittir...Ne diyor Çankaya'nın görevlerini sayan madde 104:"Cumhurbaşkanı... Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir"...Cumhurbaşkanı tam tersi bir uygulama içinde. Bu arada, YÖK Başkanı'nın kadroları dondurması da üniversiteler için ikinci darbe oldu... YÖK'ün 9 üyesi önümüzdeki toplantıya girmeyerek Genel

Yazının Devamı

Kaos diye diye..

26 Şubat 2008

Açık Pencere "411 el kaosa kalktı" diye manşet atmış, Başbakan bu manşeti sert şekilde eleştirmişti...Biz de o zaman "Başbakan'ın kaos çıkmasını istemediği" izlenimine kapılmıştık.Hatta... Başbakan'ın kimi sözlerine bakarak, Anayasa Mahkemesi karar vermeden Anayasa değişikliklerini yürürlüğe koymayacakları kanısına varıp sevindik...Ne var ki, beklentiler boş çıktı... İktidarın emir eri konumundaki YÖK Başkanı dün üniversitelere "Türbanlıları alın" genelgesi gönderdi. Anlaşıldı ki... Hükümet kaostan çekinmek ne kelime.. Kaostan yarar ummaktadır. Nitekim dün kimi üniversite türbanlıları aldı.. Kimileri Anayasa değişikliği türbanla ilgili yasağı kaldırmıyor gerekçesiyle almadı. Kaos başladı...YÖK Başkanı Prof. Özcan, "Anayasa değişikliği yeterli ayrıca kanun çıkarmaya gerek yok", havasında. Oysa Anayasa'nın 42. maddesine eklenen hüküm "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanılmasının sınırları kanunla belirlenir" diyor. Anayasa bizzat kanun çıkarılmasını şart koşuyor.Peki AKP neden kanun çıkarmıyor. Bir kanun hazırlandı. Ama onun da Anayasa Mahkemesi'nden geçmeyeceği anlaşıldı. O yüzden

Yazının Devamı

Çok amaçlı isim!

24 Şubat 2008

Açık Pencere "Satılmış OrduÇok Amaçlı Spor Salonu..."Altan Tuna, "Cep telefonumla tabelanın fotoğrafını çektim. Ancak bahçe kapısı kapalı olduğu için uzaktan çekmek zorunda kaldım, o yüzden görüntü iyi çıkmadı" dedi..Böyle bir isim olabilir miydi? Altan Tuna dostumuz mutlaka yanlış görmüştür dedik ve okulu aradık. Konuştuğumuz müdür yardımcısının söyledikleri: "Evet, spor salonumuzun adı aynen böyle dir. Satılmış Ordu, okulumuzun çok sevilen müdürüydü. Beş yıl kadar önce bir trafik kazasında vefat edince adı spor salonumuza verildi. İlk başta plaketin üzerinde; "Satılmış Ordu - Çok Amaçlı Spor Salonu" yazıyordu. Ancak bu isim yanlış algılanıp olay Genelkurmay'a kadar yansıtılınca plaketin başına 'Öğretmen' sözcüğü eklendi. Genelkurmay'ımızın da sorun kalmadı demesiyle yanlış anlama ortadan kaldırılmış oldu..."Yine de "Öğretmen" ibaresi biraz küçük kalmış. Her şey mizah bu ülkede... Eski Çanakkale Milletvekili Altan Tuna, geçen gün Ankara Kızılay'daki Mimar Kemal İlköğretim Okulu'nun yanından geçiyormuş. Gözü bir ara okulun arka bahçesindeki spor salonunun kapısındaki tabelaya takılmış. Kapının üstündeki tabelayı okurken gözlerine inanamamış: K. Irak operasyonu hakkında Bush ve

Yazının Devamı

Tanzanya yolcusu

23 Şubat 2008

Açık Pencere Bir söylentiye göre Fethullah Gülen bu ülkede bir üniversite kurmak istiyor ama arsa verilmiyormuş kendisine; Gül bu sorunu çözmeye gidiyormuş... Olabilir mi? Kim bilir... Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden verilen bilgi ise şu:"Tanzanya, Doğu Afrika'da bir barış ve istikrar unsuru olarak önemli bir bölge ülkesidir. Demokratik, siyasi ve sosyal dönüşüm sürecinde kayda değer adımlar atmıştır. Son olarak 2008 Ocak ayı sonunda Addis Ababa'da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde Tanzanya Afrika Birliği'nin yeni dönem başkanı olarak seçilmiştir. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Tanzanya'daki temas ve görüşmelerinde ikili işbirliğimizin yanı sıra Türkiye - Afrika ilişkileri ve Ağustos ayında İstanbul'da düzenlenmesi öngörülen Türkiye - Afrika İşbirliği Zirvesi'ne ilişkin hazırlıklar ve çalışmalar da ele alınacaktır."Bu arada, Abdullah Gül bu gezide ayrıca Türk üniversitelerinden mezun olan yaklaşık 50 Tanzanya vatandaşı ile Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun Tanzanya Sağlık Bakanı'nı da kabul edecekmiş. Gezi bir anlamda da hasret gidermeyi sağlayacak... İlginç bir gezi... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül önümüzdeki salı günü resmi

Yazının Devamı