Türkiye’de tüm büyük kentlerin en büyük sorunu düzensiz kentleşme ve yeterince sağlam olmayan binalar.
Büyük bölümü birinci derece deprem kuşağında yer alan kentlerimizdeki mevcut yapıların çoğunluğunun ne yazık ki fazla dayanma şansı yok.
Bunun yanında İzmir gibi nüfusu sürekli artan kentlerde yeni konut ihtiyacı her geçen gün daha da artıyor.
Aslında bu konuda ciddi çözümler üretecek TOKİ (Toplu Konut İdaresi) gibi dev bir kurum var.
Büyük projeler üretmiyor da değil. Bu kurum 2003-2011 arası toplam 650 bin konut inşa etmiş. Büyük çoğunluğu da dar gelirliler için.
Ama nedense TOKİ İzmir’i sevmiyor. Bunu da nereden çıkarıyorsun diyebilirsiniz. Hemen söyleyelim rakamlardan.
Geçen hafta cumartesi günü yayınlanan “CHP Genel Merkezi’nde İzmir tedirginliği” başlıklı yazım hakkında çok sayıda yorum aldım.
Kimileri yazdıklarımı onaylarken, bazıları da ne yazık ki yanlış anlamış.
Yanlış yorumlayanlar arasında gazetemiz yazarlarından Engin Önen de var.
Mahalle delegesi seçimleri sonrası İzmir’de üstünlük sağlayan yapının Deniz Baykal-Önder Sav yapısı olduğunu kastettiğimi düşünmüş.
Yaptığımız görüşmede hangi yapıyı anlattığımı kendisine izah edince o da ikna oldu.
Zaten ertesi gün(19 Şubat Pazar) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki toplantıda İzmir örgütüne yönelik sözleri de yayınlanınca bana verilen bilgilerin ne kadar doğru olduğu bir kez daha kanıtlandı.
Maliye Bakanlığı geçen yıl hangi kentte ne kadar vergi toplandığını açıkladı.
İstanbul ve Kocaeli’nin ardından üçüncü sırada yer alan İzmir, vergi tahsilatı bakımından Ankara’yı geçti.
İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Gürhan Acar’ın verdiği rakamlar gerçekten ilginç.
2010 yılına göre 2011 yılı vergi tahsilatında İzmir’de 5 milyar TL’lik artış olmuş.
Tahsil edilen vergi miktarı 28 milyar 514 milyon liraya yükselmiş.
Türkiye’de toplanan tüm vergi gelirlerinin yüzde 10,86’sı İzmir’den gelmiş.
Mahalle delegelerini büyük oranda seçen CHP İzmir teşkilatında ilçe başkanlıkları için hesaplar yapılmaya başladı.
Fakat, sandıklardan çıkan sonuçlar enteresan bir tablo oluşturdu. Bir kanat rakiplerine önemli ölçüde üstünlük sağlayarak dengeleri alt üst etti.
İlçe başkanlıklarının belirlenmesinde kimlerin etkili olacağı şimdiden belli yani.
Bu durumun partinin Genel Merkezi’nde nasıl değerlendirildiğini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çok yakın siyasi danışmanlarından birine sordum.
Bir haftalık bir ziyaret nedeniyle İzmir’de bulunan söz konusu danışman önemli noktalara dikkat çekti.
Adının yazımlamamasını rica ettiği için sadece yaptığı tespitleri aktarıyorum.
* * *
İstanbul’da yapımı 2005 yılında başlayan Kadıköy ile Kartal arasındaki metro çalışmaları tamamlandı.
Test sürüşleri de bitince önümüzdeki birkaç ay içinde yolcu taşımasına başlanacak.
Hat 21.7 kilometre. İstanbul’da önemli bir aksta ulaşımı büyük oranda rahatlatacak.
Yolcular için konforlu, rahat ve hızlı bir alternatif olacak. Toplam 16 istasyonu var.
Kadıköy, Ayrılıkçeşme, Acıbadem, Ünalan, Göztepe, Yenisahra, Kozyatağı, Bostancı, Küçükyalı, Maltepe, Huzurevi, Gülsuyu, Esenkent, Hastane/Adliye, Soğanlık, Kartal’daki istasyonlardan bu metronun vagonlarına binilecek.
Her 2.5 dakikada bu istasyonlara 8 adet vagondan oluşan metro trenleri yanaşacak.
Suların neredeyse her daim dalgalı olduğu CHP İzmir örgütünde delege seçimleri tamamlanmak üzere.
Aşağı yukarı kimlerin kazandığı, kimlerin güç kaybettiği netleşti.
Yumrukların konuştuğu, sandıkların, listelerin kaçırıldığı yerler oldu.
Özellikle Konak’ta mahalle muhtarları ve meclis üyelerinin katıldığı tekme tokatlı kavgalar yaşandı.
Buca’da da ilçe yöneticileri ve bazı partililer tartaklandı.
Bornova’da AKP’ye kaydı olanların delege seçimlerine katılarak oy kullandığı iddia edildi.
Takvimler 4 Ocak 2002 tarihini gösteriyordu. Öğleye doğru başlayan kar yağışı İzmir’de kısa sürede etkili oldu.
Birkaç saat içinde kent merkezinde yaklaşık beş santimetreye yakın kar birikti.
Daha yüksek kesimlerde ise kar kalınlığı yer yer yarım metreyi buluyordu.
Akşama doğru Atatürk Mahallesi ve Evka-4 gibi yüksek kesimlerle ulaşım kesildi.
Elbette bu beyaz örtünün neden olduğu çilenin yanında eğlenceli tarafları da vardı.
Yaklaşık 9 yıldır kara hasret olan İzmirliler, doya doya tadını çıkardı.
Kardan adamlar yapıldı, bol bol kartopu oynandı.
Yaklaşık 30 yıldır gündemde. Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması konusunda neredeyse bir görüş birliği var.
Hemen hemen tüm siyasi partilerin temsilcileri Ankara’da toplanan devasa yetkilerin devredilmesinden yana.
Özellikle de seçim dönemlerinde bu konu çok prim yapıyor. Oy almak için bol bol kullanılıyor.
Fakat iş uygulamaya gelince durum değişiyor. Neredeyse tam tersi bir durum söz konusu.
Her geçen gün yerel idarelerin yeni bir yetkisi ellerinden alınıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’nin olanaklarını kullanarak mahallerde sağlık taramaları yapıyordu.
Özellikle dar gelirli yurttaşlar bu uygulamadan çok memnundu. Fakat Sağlık Bakanlığı “yapamazsınız” dedi.
Öncelikle koruyucu hekimlik açısından büyük önem taşıyan bu uygulama rafa kaldırıldı.