Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılı raporunu okuyunca, yapılanlara hayran kalmamak elde değil.
İhracatçılarımız gerçekten müthiş adımlarla ilerliyorlar.
★★★
Bunlardan en önemlisi, geçen yıl boyunca fuarları, URGE projelerini ve Turquality projelerini birleştirerek çalışmaları oldu.
Bu sayede, Türkiye’nin kuru meyve ihracatını yüzde 15,5’lik artışla 1 milyar 856 milyon dolara çıkardılar.
Ege Bölgesi ise, kuru meyve ihracatında 1 milyar 100 milyon dolarla aslan payını aldı.
★★★
Sonra..
İzmir’in ilçesi Çeşme, 1 Nisan’da Türkiye’nin en yoğun yağış alan ilçesi oldu.
24 saatte metrekare başına 46.2 kilogram yağış düştü.
Şiddetli yağış, dolu ve fırtına yüzünden pek çok caddeyi, 15 evi, 3 işyerini ve 3 oteli su bastı, yıkımlar oldu, 8 vatandaş geçici olarak otellere yerleştirildi.
Keza, daha pek çok ilimizde ve ilçemizde benzer tablolar yaşandı.
***
Çeşme’de ve diğer yerlerde aniden olup bitenler, belli ki ne ilk ne de son felaketler olacak, bunu hepimiz biliyoruz artık.
Çünkü iklim değişikliği, bugün ekolojik bir kriz olmanın ötesinde, aynı zamanda bir ekonomi, toplum, siyaset ve kamu sağlığı krizine
dönüştü.
Ben belediye başkanlarının tanınmış isimlerden, artistlerden, iş dünyasından, vekillerden falan değil de, belediyenin altyapısından yetişmiş kişilerden olması taraftarıyım.
Hatta, siyasi partilerin aday adaylarını belediye başkanlığı eğitiminden geçirmesini öneriyorum hep.
Belediye başkan adaylarının, hangi kente talip olacaklarsa, orayı daha göreve gelmeden her yönüyle tanımaları, projeleri bilmeleri, ihtiyaçları önceden saptamaları gerektiğini düşünüyorum.
★★★
Peki bunlar yapılıyor mu?
Hayır yapılmıyor.
Partiler zaman zaman akademi filan kuracaklarını bildirseler de, bunların ne kadar işlevsel olduklarını, oralardan hangi adayları yetiştirdiklerini bilmiyoruz.
★★★
Geçtiğimiz aylarda bir “İzmir Bölge Planı” oluşturuldu ve plan Resmi Gazete’de de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
2024-2028 yıllarını kapsayan plan, İzmir Kalkınma Ajansı koordinesinde İzmir’deki ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılımı ile hazırlandı.
***
2 yılda olgunlaştırılan ve 30 ilçenin tümünde geçerli olan planın süresine baktığımızda, orta vadeyi ele aldığı belli oluyor.
Planın amacı, kentin kalkınması için yol gösterici bir nitelik sağlaması..
İzmir’in gelişmesi adına çalışma yürüten tüm kurum ve kuruluşların, bundan böyle bölge planında ortaya konan hedef ve öncelikleri dikkate alması isteniyor.
***
Peki, bu plan orta vadede İzmir’i nereye götürebilir, neleri geliştirebilir?
Çeşme’de bir süredir harika bir proje sürdürülüyor.
Osmanlı’nın tarımsal mirası, sağlık iksiri sakız ağacı tekrar toprak ile buluşturuluyor, anavatanına geri döndürülüyor. Bölgenin coğrafi işaretli ürünü Çeşme Damla Sakızı’nı üreten bu ağaçlar, maalesef Cumhuriyet dönemi boyunca çeşitli sebeplerle yok oldu. Son kalan yaklaşık bin adet sakız ağacı ise, Tabiat Varlıkları tarafından koruma altına alındı.
***
Şimdi bu sahiplenmeye ve korumaya, Çeşme Belediyesi ile Çeşmeköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi de katıldı.
Sadece Yunanistan’ın Sakız adasında ve Çeşme yarımadasında yetişen bu değerli ağaçların fidanları, kooperatifte üretildi ve ilçenin sokaklarına, caddelerine, parklarına ve yeşil alanlarına yeniden dikilmeye başlandı.
Böylece, “Sakız Ağacım Çeşme Ağaçlandırma Projesi” hayata geçirildi.
***
Kooperatife yapılan kurumsal ve kişisel bağışlarla, ağaçlar 5 yıl içinde damla sakızı üretmeye başlayacak. Bu süreçte, hem ağaçların bakımı hem de damla
Ben kendimi bildim bileli, Türkiye'de hemen her alanda demokrasi mücadelesi veriliyor.
Haksızlığa, hukuksuzluğa, darbe girişimlerine, insan hakları ihlallerine, özgürlüklere müdahaleye, siyasi sıkıntıların baş göstermesine ve bunun gibi pek çok sorunun çözümü için en başta “demokrasiye” güveniliyor, sonuca ulaşmak için de “demokratik yöntemler” savunuluyor.
Bu yaklaşım, elbette en doğru yaklaşımdır.
***
Çünkü, bugüne kadar var olan yönetim sistemleri içerisinde, demokrasinin “en önde gelen, en başarılı ve en eşitlikçi” sistem olduğu tartışılmaz.
Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulandığı ülkelerde, birlik ve beraberliğin rahatlıkla sağlandığı, ulus olma bilincinin daha çok yerleştiği uygulamalardan görülüyor.
***
Türkiye son zamanlarda yine zorlu yollardan geçiyor.
Zaman zaman buradan kendimiz hakkındaki gelişmeleri de aktarıyorum.
Kendimiz derken, gazetecileri kast ediyorum.
Özellikle de, gazetecilerin en büyük buluşma noktası olan İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bazı etkinliklerini sizlere de bildiriyorum.
***
Bizim Cemiyet, son zamanlarda önemli işlere imza atar oldu.
Mesela, Avrupa Birliği ile yakinen çalışmaya başladı.
AB fonlarından destek arayışlarına girdi.
Ve desteği buldu da..
Güzel haberi geçen hafta duymuştuk.
“2024 Yeşil Destinasyonlar En İyi 100 Hikaye” listesine seçilen Urla Bağ Yolu, dünyanın en büyük destinasyon fuarı olan ITB Berlin’de sürdürülebilir turizm alanında gerçekleşen “Yeşil Destinasyonlar Hikaye Ödülleri” töreninde rekor oyla “Halkın Seçimi” ödülünü kazandı.
Urla’nın bu ödüle layık görüleceğini az çok tahmin ediyordum, ancak oy oranının “rekor” denilecek kadar yüksek olacağını, ne yalan söyleyeyim, ön göremiyordum.
Az farkla kazanılır diye düşünüyordum.
***
Elbette, hem elde edilen sonuç, hem de gösterilen ciddi ilgi büyük bir başarıyı işaret ediyor.
Urla Bağ Yolu’nun ulusal ve uluslararası alanda tanınması, gelişmesi, büyütülmesi için senelerdir çalışan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve Urla Bağ Yolu Derneği’nin çabaları, artık pek çok alanda karşılığını buluyor.
Bu tür ödüller ve takdirler, gecesini günd&u