Şişkolar ve açlar

12 Mart 2000


       Yıllarca görmediğim bir okul arkadaşıma ya da eski bir tanıdığa rastladığımda hemen fiziki durumuna bakıp bir not veriyorum içimden. Kilosunu ve formunu koruyanlara gizli bir hayranlık, tam tersine kendini bırakıp tanınmaz hale gelenlere ise hüzünle karışık bir öfke besliyorum sanki. Fazla kilo almanın çeşitli nedenleri olabileceğini bilmeme karşın bu ilkel tepkiyi duyuyorum. Parasal olanaklarıyla kiloları birlikte artanlara duyduğum tepki ise daha da fazla oluyor.
       Gelir düzeyinin yükselmesiyle 'aşırı beslenme'nin artması arasındaki yakın bir ilişki bize özgü bir durum değil. Gelir düzeyi yükselen toplumlarda aşırı beslenen insan sayısının arttığını Worldwatch Institute'un geçen hafta açıklanan bir raporu da kanıtlıyor. Rapora göre dünyadaki 'fazla kilolu'ların sayısı ilk kez 1.2 milyarı geçmiş ve 'yetersiz beslenen'lerin sayısını aşmış. Yani artık 'şişkolar'ın 'açlar'dan fazla olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Küreselleşmenin dünya çapında yoksulluğu artırdığı yolundaki tartışmalı iddiaya karşın, yeryüzündeki 'aşırı beslenmiş' insan sayısında önemli bir artış olmuş, 'yetersiz beslenen'lerin sayısı

Yazının Devamı

Ersin Özince'nin önemli saptaması

11 Mart 2000


       Enflasyon konusunun son günlerde bu köşeyi fazlaca işgal etmesinin üç nedeni var : (1)Bugün gelinen noktada bu konunun tartışılması çok önemli görünüyor bana; (2) Herkes bu konuda aklına geleni söylediği için kafaların karışabileceğini düşünüyorum; (3) Yıllardan beri bu konuyla uğraşan biri olarak bu tartışmaya karınca kararınca bir katkıda bulunabilirim gibi geliyor.
       Konunun gelinen noktada özel bir önem taşımasının nedeni hükümetin enflasyonla mücadeleyi ciddiye aldığı izlenimini vermesi ve IMF ile yaptığı anlaşmayla dış dünyada da böyle bir izlenim yaratmayı başarması. Enflasyonla mücadelede başarının "olmazsa olmaz" koşulu, kamu maliyesinde disiplinin sağlanması ve kamu açığı ve kamu kesimi borçlanma gereği hedeflerinin tutturulması. Yıllardan beri bu hedeflere varılamadığı için ve kamu açıkları büyüyerek sürdüğü için "enflasyonla mücadele" deyince herkesin aklına öncelikle bu geliyor.
       Evet işin temelinde bu var; bütçeyle ve kamu açıklarıyla ilgili hedeflerin tutturulması halinde Türkiye'de enflasyonun % 30'lara hatta belki biraz altına düşürülmesi

Yazının Devamı

Enflasyonda top özel sektörde...

9 Mart 2000


       Ecevit hükümetinin uygulamakta olduğu enflasyonla mücadele programının başarıya ulaşması için enflasyonla ilgili beklentilerin kırılması büyük önem taşıyor. Programın hedeflerine varacağı yönündeki beklentiler ne kadar erken güçlenirse başarı şansı da o kadar artmış olacak. Bu nedenle programın başlangıç döneminde elde edilen sonuçlar büyük bir dikkatle izleniyor ve programın başarı şansı konusunda herkes kendine göre bir tahmin yapmaya çalışıyor.
       İlk iki aylık sonuçlardan sonra gelinen noktada iyimserlerle kötümserler arasındaki denge belki hafifçe iyimserlerden yana görünüyor ama unutmayalım ki ciddi kaygıları bulunanların birçoğu, beklentileri olumsuza çevirmemek için bu kaygılarını vurgulu biçimde ortaya koymaktan kaçınıyor şimdilik.
       Edilgen aktör durumundaki toplumu saymazsak enflasyonla mücadelede iki temel aktörün belirleyici önemi var. Bunlardan birincisi devlet ve kamu kesimi. Kamu kesimi açıklarının kapatılması, kamu finansmanında disiplinin sağlanması, özelleştirmede hedeflere varılması ve KİT'lerin verimli hale getirilmesi programın

Yazının Devamı

Türkiye'yi yazmak, ya da yazmamak..

7 Mart 2000


       Son zamanlarda yazdıklarıma baktığımda, Türkiye'de yaşadığım halde Türkiye'de olup biteni izleyip güncel olaylar konusunda yorum yapmaktan kaçtığımı fark ediyorum.
       Örneğin "Baba"nın Cumhurbaşkanlığının temdidi konusunda bugüne kadar tek bir satır bile yazmamışım, bu konuyla ilgili olarak gündeme gelen Anayasa değişikliği cambazlıklarına hiç değinmemişim. Bu konularda fikir belirtmeyen küçük bir azınlık içinde kalmaya razı olmuşum.
       Hizbullah vahşetini ve olayın ortaya çıkarılış biçimini dehşet ve hayret içinde izlerken nasıl bir ülkede yaşadığımız konusunda çok şey geçmiş aklımdan ama bunları yazıya dökmemişim.
       Avrupa ile yakınlaşma çabası içinde görünen Türkiye'de HADEP'li belediye başkanlarının yaka paça hapse tıkılıp sonra serbest bırakılmalarının sebebi hikmeti konusunda hiçbir görüş belirtmemişim.
       Yıllardan beri "camdan karakol" masallarının anlatıldığı bir ülkenin en büyük kentinin göbeğindeki bir karakolda "filistin askısı" türünden işkence levazımatı bulunması

Yazının Devamı

Enflasyonda takvim, tahmin ve taktik

5 Mart 2000


       Şubat ayına ilişkin veriler de açıklandı ve iki aylık artışların toptan eşya fiyatlarında % 10.4, tüketici fiyatlarında % 8.7'ye ulaştığı görüldü. Yılın ilk iki ayı sonunda ulaşılan bu rakamları toptan eşya fiyatlarında % 20, tüketici fiyatlarında ise % 25 olarak belirlenen 2000 yılı sonu 12 aylık hedefleriyle bağdaştırmak pek kolay değil. Özellikle toptan eşya fiyatlarında yılsonu için belirlenen hedefe yılın ilk yarısı sonunda ulaşılması bile mümkün görünüyor.
       Şubat ayındaki fiyat artışlarının geçen yılın aynı ayındaki artışları aşması ve hem toptan eşyada hem de tüketici fiyatlarında 12 aylık artış oranlarının yükselmeye devam etmesi de tatsız bir gelişme. Enflasyon grafiklerinde 1999 ortasında başlayan tırmanışın yavaşlayarak da olsa sürmeye devam etmesi, enflasyonla mücadele programının inandırıcılığı açısından olumlu bir görüntü oluşturmuyor.
       Bir yandan bu veriler ortaya çıkarken diğer yandan çeşitli kesimlerden basıma yansıyan açıklamalarda "enflasyondaki düşüşün yavaş olacağı" vurgulanıyor. Örneğin dünkü gazetelerde Merkez Bankası Başkanı Gazi

Yazının Devamı

"Yoğun teker"li bir cumartesi eğlencesi

4 Mart 2000


       Umarım bu sözcüğü okuyunca aklınıza kötü şeyler gelmez ama beni en çok heyecanlandıran şeyler arasında "yoğun teker"lerin bulunduğunu itiraf etmek zorundayım. İnsana tarifsiz hazlar verebilen, bizi bulunduğumuz mekandan ve zamandan alıp bambaşka alemlere götürebilen bu parlak ve yuvarlak nesnelere duyduğum tutku, gittiğim her yerde önce onların bulunabileceği yerleri aramaya ve ziyaret etmeye iter beni. Örneğin yıllar önce rahmetli Özal'ın Asya - Pasifik gezisini gazeteci olarak izlerken her uğradığımız yerde bir fırsatını bulup aldığım, Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan, Singapur'dan alınmış "yoğun teker"ler bile var koleksiyonumda.
      Dahiyane bir buluşla "compact disc"in karşılığı olarak "yoğun teker" sözcüğünü icadeden Türk Dil Kurumu'nu kutlamak gerek. Bu parlak buluşlara göre "CD - Rom" yerine "tekerçalar", disket yerine de "tekercik" denecekmiş. Bu anlayışla "mini disk" yerine de "minnacık tekercik" mi denecek acaba? Herhalde artık atletizm yarışmalarında da "disk atma" yerine "teker atma" demek, belkemiğindeki disk kaymalarını "teker kayması" olarak nitelemek gerekecek. "Teker" lafının

Yazının Devamı

İstemek yetmez, bu fırsat kaçmaz

2 Mart 2000


       Önceki akşam İstanbul'daki İngiliz Konsolosluğu'nda düzenlenen resepsiyonda İngiltere'nin önde gelen bankalarından Barclays Bank'ın uluslararası ticari bankacılık bölümü direktörü Alex Jablonowski'yi dinlerken Türkiye'nin yakalamış olduğu fırsatın önemini bir kez daha anladım. Türkiye'nin enflasyon belasından kurtulup sağlıklı ekonomik büyüme yoluna girmesi halinde bunun neler getirebileceğini Türkiye'yi izleyen yabancılarla konuşunca çok daha iyi anlıyor insan.
       Son birkaç ay içinde IMF'nin ikinci adamı Stanley Fisher ve George Soros dahil kimi dinlesem aynı söylemi duyuyorum; Türkiye'nin nihayet kendinden beklenenleri yaparak bilinen potansiyelini gerçekleştirme yolunda olduğu konusunda tam bir görüş birliği var yabancılar arasında. Bu görüşün en sık tekrarlanan üç temel dayanağı ise şunlar: (1) Güçlü ve kararlı hükümet, (2) IMF ile yapılan stand - by anlaşması, (3) Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik kapısının açılması.
       Barclays Bank yetkilisi Jablonowski'nin özellikle bu üçüncü noktanın altını çizerken söyledikleri ilginçti: "Gelişme yolundaki

Yazının Devamı

İngiltere'den enflasyon dersi

29 Şubat 2000


       Avrupa Birliği'nin derlediği karşılaştırmalı endekse göre bu yılın ocak ayı sonunda İngiltere'de yıllık enflasyon oranı % 0.8 olarak gerçekleşti ve İngiltere, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında en düşük enflasyona sahip ülke unvanını ele geçirdi. Aynı verilere göre ocak sonunda yıllık enflasyon İsveç'te % 1.2, Fransa'da % 1.4, Almanya'da % 1.4, İtalya'da % 2.1, İspanya'da % 2.8 olarak saptandı.
       Türkiye'de aylık enflasyon rakamının açıklanmasına üç gün kala moral bozmak için değil, AB ile aramızdaki enflasyon uçurumunu hatırlatmak ve 2000 yılı enflasyon hedefimizi tutturmanın önemini bir kez daha vurgulamak için veriyorum bu rakamları.
       Şimdi İngiltere nasıl olmuş da AB'nin en düşük enflasyona sahip ülkesi haline gelmiş, bir de ona bakalım. Bunu yapmak için AB'nin izlediği endeksten farklı olan İngiltere tüketici fiyatları endeksinde ağırlık taşıyan mal ve hizmet gruplarında son 12 ayda meydana gelen fiyat hareketlerine bir bakalım:
       * Gıda maddeleri : - % 2.0
       * Alkol ve

Yazının Devamı