"Şart" için şart...

11 Şubat 2000


       Başbakan Bülent Ecevit'in bugün Bükreş'te diğer 5 Balkan ülkesinin liderleri ile birlikte imzalayacağı "Güneydoğu Avrupa'da İyi Komşuluk İlişkileri, İstikrar, Güvenlik ve İşbirliği Şartı" aslında bir "Türk kreasyonu"dur.
       Bu uzun isimli belgede, "Güneydoğu Avrupa" adı altında değinilen bölge, Balkanlar'dır. Nitekim Bükreş'teki zirveye, Türkiye'nin yanı sıra, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Makedonya ve Arnavutluk da katılıyor. Ayrıca konferansta Hırvatistan ile Bosna - Hersek Dışişleri bakanları düzeyinde, "gözlemci" olarak yer alacaklar. Miloseviç rejiminin dışlanması nedeni ile Yugoslavya Federasyonu'nun sandalyesi ise - şimdilik - boş kalıyor...
      Balkanlar'da barışa ve istikrara yönelik bir işbirliği sisteminin kurulması, Türk diplomasisinin öteden beri üzerinde çalıştığı bir fikirdir. 1998'de olgunlaştırılan bu tasarı, Antalya'da yapılan Balkan ülkeleri konferansında somut bir öneri olarak masaya getirilmiş ve taraflarca benimsenmişti.
      Şimdi bu Türk inisiyatifi Bükreş'te, liderlerin uzun isimli "Şart"ı imzalaması

Yazının Devamı

Sözde kalmasın...

10 Şubat 2000


      Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel'in, ülkesindeki Türklerin güvenliği konusunda Başbakan Bülent Ecevit'e bir güvence mektubu göndermesi, anlamlı bir jesttir.
       Avusturya'da yıllardan beri çeşitli uluslara mensup topluluklar yaşıyor. Viyana'daki son iktidar değişikliği ve yabancılara karşı tutumu ile tanınan Jörg Haider'in koalisyon ortağı olarak iktidara gelmesi, Türkler de dahil, bu topluluklarda gelecekleri hakkında ciddi kaygılar yaratmıştır.
       Ankara'da Türk yetkililer de, Avusturya'daki son siyasal gelişmelerle ilgili beyanlarında bu endişelerini gizlememişlerdir.
      Yeni Şansölye Schüssel'in, bu huzursuzluğu yatıştırmak için sadece Başbakan Ecevit'e bir mesaj göndermesi, Viyana'nın Türkiye'ye verdiği önemi gösteriyor.
       Mesajı Başbakan'a ileten Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Ralph Scheibe'nin dün bize belirttiği gibi, bu sadece halen bu ülkede 150 bini bulan kalabalık bir Türk topluluğunun bulunmasından kaynaklanmıyor. Avusturya'nın yeni lideri, Avusturya'da yaşayan Türklerin

Yazının Devamı

Benzetmek gibi olmasın...

9 Şubat 2000


      Türkiye'nin "Avusturya deneyimi"nden çıkaracağı sonuçlar nelerdir?
       Her ülkede olduğu gibi bu önemli olay halen Türkiye'de de tartışılıyor.
      Ancak, açık konuşmak gerekirse, bizde yapılan değerlendirmelerin bir kısmı yüzeysel. Bu çerçevede yapılan benzetmeler ve dolayısı ile bundan çıkarılmak istenen sonuçlar da, yanıltıcı oluyor.
       * * *
      "AVUSTURYA deneyimi"nde esas unsurları şöyle özetleyebiliriz.
       1) İktidara gelen Jörg Haider, eski bir Nazi yanlısı olarak tanınıyor. Daha yakın geçmişe kadar bu yöndeki sempatisini ortaya koymuş, ırkçılığa varan aşırı milliyetçi duygularını açıkça sergilemiş bir politikacı. Başında bulunduğu Özgürlük Partisi'nde onun gibi düşünenler var. Ama gene de legal bir parti. Haider koalisyon ortağı olarak iktidara gelebilmek için, demokrasiye ve anayasal düzene bağlılığını ifade eden bir belge de imzalamak zorunda kaldı. Gene de ülke içinde ve - özellikle - dışında, kendisine ve partisine güvenmeyenler

Yazının Devamı

Dostluğun mantığı...

8 Şubat 2000


ATİNA
       Yunan Başbakanı Kostas Simitis'in erken seçim tarihini, geçen cuma günü Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile randevusundan hemen önce açıklaması, ilginç bir rastlantı. Yunanlılar günlerden beri hükümetin seçimle ilgili kararını merakla bekliyor, gazeteler iktidar partisi PASOK'un bu konuda lehte ve aleyhte argümanlarla çalkalandığını yazıyordu.
       Simitis'in seçimlerin 9 Nisan'da yapılacağını açıklaması bir bakıma Atina'daki siyasal belirsizliğe son vermiş oldu.
      Yunanlıların önündeki takvime göre bugün - 8 Şubat - cumhurbaşkanı seçimi var. Son zamanlarda bu konudaki tartışmalar da bir sonuca bağlandığına ve iktidarla muhalefet mutabakata vardığına göre Kostas Stefanopulos'un kolaylıkla tekrar cumhurbaşkanı seçileceği kesin.
       * * *
       SİYASİ takvimde bundan sonraki önemli olay, nisanda yapılacak olan genel seçimlerdir. Sitimis'in bu yönde karar vermesinde rol oynayan çeşitli faktörler var.

Yazının Devamı

Türkiye seçim malzemesi olmayacak

6 Şubat 2000


ATİNA
       Türk - Yunan ilişkilerinde kazanılan ivme ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Atina ziyareti sırasında gözlenen sıcaklık önümüzdeki aylarda devam edebilecek mi?
       Yunanistan'da erken seçim kararının ilan edilmesi, bu soruyu gündeme getirmiş bulunuyor.
       Geçmişte Yunanistan'daki seçim kampanyalarının, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz şekilde etkilediği biliniyor. Bizim de çok kez izlediğimiz bu kampanyalarda, muhalefetteki politikacıların da kışkırtması ile, Türk düşmanlığının bir seçim malzemesi haline getirildiği, partilerin bu yönde oy toplamak umudu ile birbirleriyle yarıştıkları çok görülmüştür.
       Şimdi 9 Nisan'da yapılacak genel seçimler için yakında başlayacak olan kampanyada durum nasıl olacak? Son zamanlarda oluşan dostluk havasını ve gelişen yakınlaşma sürecini aksatacak beyan ve davranışlar olabilir mi?
       * * *

Yazının Devamı

Ne fazla, ne eksik...

5 Şubat 2000


ATİNA
       Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Atina'daki resmi görüşmelerinin sonucu, kısaca şöyle ifade edilebilir: Ne fazla, ne eksik... Yani bu ziyaretten önceki beklentiler ne idi ise, onlar gerçekleşti.
       Bu kadar da, küçümsenecek bir sonuç değil: Daha önce müzakere edilip kesinleşen 5 önemli işbirliği anlaşması imzalandı. İki hafta önce Ankara'da imzalanan 4 anlaşma ile bu 9 eder. Üstünde çalışılan bir anlaşma daha var (çifte vergilendirme konusunda); onun da yakında tamamlanması bekleniyor.
       Cem ile meslektaşı Papandreu, işbirliğinin daha pekiştirilmesi için çeşitli fikirler üzerinde durdular. Bu aşamada bu fikirler veya öneriler henüz olgunlaşmadı. Örneğin, Cem'in daha önce ortaya attığı 9 maddelik "güvenlik paketi" gibi. Ege için bir ortak Güvenlik Komitesi'nin kurulması fikri ele alındı ve sadece bu konuda görüşmelerin devam etmesine karar verildi. Zaten iki taraf da bu hassas konuda Atina'da hemen bir anlaşmaya varılmasını beklemiyordu. Tıpkı, Yunan tarafının Ankara'da yeni elçilik binasının inşasına ve Trabzon'da bir konsolosluğun açılmasına izin verilmesi

Yazının Devamı

Cem'in gezisinden ne bekleniyor?

4 Şubat 2000


ATİNA
       Belli ki, iki resmi ziyaret de bir "mütekabiliyet ve ortaklık" fikri ile düzenlenmiş...
       Dün akşam Atina'ya gelen Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in programı, Yunanlı meslektaşı Yorgo Papandreu'nun iki hafta önce Türkiye'deki programına tıpatıp benzeyen bir versiyonu.
       Burada da ikili temaslar, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kabul ve ortak basın toplantısının yanı sıra, şimdiye kadar müzakereciler tarafından tamamlanan anlaşmaların "öteki yarısı"nın imzalanması, programın belli başlı noktalarını oluşturuyor.
      İki ziyaretin böyle bir espri ile düzenlenmiş olması dahi, iki tarafın ilişkilere vermeye çalıştığı "dengeli" yönün bir işareti.
       Böylece bir Yunan Dışişleri Bakanı'nın 38 yıl sonra Türkiye'ye, bir Türk Dışişleri Bakanı'nın da 40 yıl sonra Yunanistan'a yaptığı ilk resmi ziyaretler, hem yeni yumuşama sürecine iki önemli halkanın eklenmesine, hem de somut olarak 10 anlaşmanın imzalanmasına yol açmış bulunuyor.

Yazının Devamı

Hedef Haider, ama...

3 Şubat 2000


       Mesele sadece Avusturya için değil, Avrupa Birliği için de çok kritik.
      Avusturya için sorun, Nazi yanlısı, ırkçı veya faşist diye nitelendirilen aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin, bir koalisyon ortağı olarak, iktidara gelme olasılığının içte ve dışta yarattığı tepki... Ve de Avrupa topluluğu tarafından izole edilmesinin yaratabileceği sonuçlar.
      AB için sorun, 15 üyeden biri olan Avusturya'da ırkçı veya Nazi eğilimli bir partinin ilk kez hükümette yer alması karşısında duyulan derin kaygı ve Viyana'ya karşı girişilen diplomatik müdahalenin yol açtığı tartışmalar...
       İlk bakışta, AB'nin Viyana'da daha Jörg Haider'in partisi yönetime gelmeden gösterdiği sert tepkinin lehindeki ve aleyhindeki argümanlarda bazı mantıklı noktalar bulunabilir. Aleyhteki görüş şu: Avusturya'da Özgürlük Partisi, seçimlerde başarılı oldu ve iktidara hak kazandı. Demokrasiye önem veren bir topluluk olarak, AB'nin henüz yönetimde denenmemiş olan bir partinin önünü kesmeye kalkışması doğru değil... Lehteki argüman da şöyle: AB demokratik

Yazının Devamı