Dağlık Karabağ’da Rus senaryosu

12 Ekim 2020

Ermenistan’ın saldırısının ardından işgal altındaki topraklarını kurtarma harekâtına başlayan Azerbaycan’ın haklılığını destekler görüntüdeki Rusya’nın havası, birden değişti. Moskova’dan çıkan ateşkes kararı için her ne kadar geçici, insani amaçlı denilse de Azerbaycan açısından fazlasıyla gönülsüz bir durum olduğu ortada. Çünkü BM ve Rusya’nın dahi defalarca Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağı demesine rağmen konu yine sürüncemeye bırakıldı. Açıkçası haklı, hakkını yine alamadı. Evet, ateşkes için öngörülen sürenin bitiminde yeni hareketlenmeler olabilir, ilk dakikadan itibaren sivilleri hedef alma alçaklığına devam eden Ermenistan bunu zorluyor zaten ama öngörüler daha çok masada havanda su dövmeye odaklı gibi. Dolayısıyla ne olacak şimdi kadar en başlardaki Ermenistan güç dengesini bile bile bu çılgınlığı neden yaptı sorusu da geçerliliğini koruyor. Hele de gelişmelerin Rusya’nın kontrolünde yaşandığı dikkate alındığında. Dün bu konuyu

Yazının Devamı

BM’den dalga geçer gibi çözüm önerisi

10 Ekim 2020

İşgal altındaki Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan toprakları olduğunu bugüne kadar defalarca tescil eden ama çözüm getirmeyen ya da getirmek istemeyen Birleşmiş Milletler şimdi arka arkaya ateşkes çağrıları yaparak krize askeri yollarla çözüm bulunamayacağını belirtiyor. Çözüm olarak önerdiği de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanları gözetiminde müzakerelere dönülmesi. Yani neredeyse 30 yıldır süren “Yalan Rüzgârı” dizisinin yeniden vizyona girmesi. Dolayısıyla, bu açıklamaların samimiyetine güvenmek ve ciddiye alınmasını beklemek görünür gerçekliğe pek uygun düşmüyor. O nedenle, buna dalga geçer gibi bir çözüm önerisi demek daha doğru. Çünkü bir yanda saldırıya uğrayan, toprakları işgal edilen,  bir milyondan fazla vatandaşı yerinden yurdundan olan ve buna rağmen masada çözüm umuduyla yıllardır sabreden Azerbaycan, diğer yanda hak, hukuk tanımayan, işgalci politikasında ısrar eden Ermenistan var. Hem de BM’nin

Yazının Devamı

Ermenistan alçaklıkta sınır tanımıyor

8 Ekim 2020

Hem suçlu hem güçlü diye bir deyim vardır. Suçlu kendisi olduğu halde üste çıkmaya çalışan, üstelik karşısındakini suçlamaya yeltenen kimseler için söylenir. Yani hem hırsız hem arsız hem katil gibi bir şey. İşte bugün Ermenistan’ın ve gözü dönmüş Başbakanı Paşinyan’ın durumu aynen böyle. Şöyle ki; Ermenistan 1992 Şubat’ındaki Hocalı katliamının hemen ardından Azerbaycan’ın o dönemdeki iç karışıklığını fırsat bilerek Dağlık Karabağ’ı işgal planını devreye sokmuş ve birçok yerleşim yerine saldırarak sivilleri hedef almıştı. Yoğun bombardıman altında kalan yüzlerce sivil hayatlarını kaybetmişti, kurtulanlar ise yerlerini yurtlarını terk edip göçmüştü. O günden beri de Azerbaycan’ın o toprakları Ermenistan’ın işgali altındaydı. Dolayısıyla, Dağlık Karabağ’daki şu anki durumun tek kelimeyle özeti şu:

Artık hesap vakti...

Bu bağlamda da Azerbaycan ordusu Ermenistan askeri hedeflerini tek tek vuruyor ve topraklarını geri alıyor. Bir başka deyişle, Azerbaycan kendi topraklarında

Yazının Devamı

Mafya ve terör ülkesi Ermenistan

5 Ekim 2020

Ekonomik sıkıntıları nedeniyle güçlükle ayakta duran, sınırlarını dahi Rusya’nın koruduğu Ermenistan boyundan büyük işlere kalkışınca gereken dersi aldı... Ermenistan hedeflerini tek tek imha eden Azerbaycan işgal altındaki topraklarını geri alıyor. Dolayısıyla Ermenistan şokta, iyice köşeye sıkışan Başbakan Paşinyan ise korkudan saçmalıyor. Filmi biraz geri saralım... Çok değil daha bir kaç hafta öncesinde Ermenistan’ın hayali işgalci politikasını daha da genişletmekti. Bu bağlamda da bir süre alçakça saldırılarla Azerbaycan’ı test etti. Bu arada Suriye’den, Irak’tan getirdiği PKK/YPG’li teröristleri işgal altındaki Dağlık Karabağ’a yerleştirdi. Dahası Lübnan ve Suriye’deki terör örgütü ASALA’yı da buraya taşıdı. Yani Ermenistan tam anlamıyla terörü, teröristi bir savaş metodu olarak kullanmak gibi kirli bir oyun içine girdi. Aslında buna teröre, teröristi destekleme faaliyetlerine daha da sarılma demek daha doğru. Çünkü Ermenistan’ın terörle olan bağı yeni değil

Yazının Devamı

“Limni ve Midilli’ye Türk bayrağı dikecektik”

3 Ekim 2020

Doğu Akdeniz’de devam eden gerginliğin müsebbibinin Türkiye değil, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğu çok açık ve net. Hak, hukuk, uluslararası anlaşmaları pervasızca hiçe sayıyorlar. Aslında Yunanistan’ı kışkırtan, şımartan Fransa başta olmak üzere diğer AB üyesi bazı ülkeler de bunun farkında ama onların dertleri, niyetleri de başka. Yani haktan, hukuktan ziyade, kendi çıkarları açısından Yunanistan’ı kayırma durumu söz konusu. Yoksa, lafa geldi mi hiç esirgemedikleri hak, hukuk, uluslararası anlaşmalara saygı sözlerinde gerçekten samimi olsalar öncelikle Yunanistan’a yöneltmeleri gereken soru şu: Sana kullanım hakkı verilen adaları nasıl, niye silahlandırdın? Ya da sen hangi hakla, cesaretle uluslararası anlaşmaları yok sayarsın?

Çünkü silahsızlandırılma koşuluyla Yunanistan’a bırakılan, yani egemenliği olmayan, sadece kullanma hakkı verilen o adalarda bugün Yunan ordusunun tümen ve tugayları var. Silahların namluları da Türkiye’ye çevrilmiş durumda. Dahası, Yunanistan hiç utanmadan,

Yazının Devamı

Karabağ’da artık hesap vakti

1 Ekim 2020

Azerbaycan ordusu karşısında bozguna uğrayan Ermenistan’ın bile bile neden çılgınlık yaptığına dönük farklı yorumlar söz konusu. Bir kesim Ermenistan’ın Rusya’nın haberi olmadan bu saldırıyı gerçekleştiremeyeceğini söylüyor. Yani onlara göre, Ermenistan’ı ateşe atan Rusya. Yok, Ermenistan’a asıl gazı Güney Kafkasya’da istikrarsızlık yaratmak isteyen ABD verdi diyenler ise “Ermenistan Cumhurbaşkanı Paşinyan ABD ve Batı yanlısı bir davranış içerisinde. ABD Paşinyan üzerinden kışkırtmalara başvuruyor. Paşinyan, Rusya’yı dinlemiyor” görüşünü savunuyor. Hatta bu nedenle de Rusya’nın Ermenistan’a öfkeli olduğunu, onun için de bir süre daha Ermenistan’ın hırpalanmasını istediğini öne sürüyorlar.

Öyle ya da böyle, şu anda sahada görülen tek bir gerçek var. O da Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri alma kararlılığı ile ordusunun bunu yapmaya yeterli imkân ve kabiliyeti. Nitekim cepheden gelen görüntüler ve Ermenistan ordusunun çaresizliği

Yazının Devamı

Ermenistan Karabağ’ı Bekaa yapma peşinde

28 Eylül 2020

Temmuz ayında Azerbaycan’ın stratejik öneme sahip bölgesi Tovuz’a saldıran Ermenistan şimdi de cephe hattı boyunca geniş kapsamlı provokasyonda bulunarak Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlar, top ve havanlarla ateş açtı. Yani alçaklıkta sınır tanımayan, Ermenistan gözü dönmüş vaziyette yeni kirli oyunlar peşinde koşuyor. Çünkü bir yandan da teröre ve teröristlere kucak açıyor. Bu bağlamda da Suriye’den, Irak’tan ve Lübnan’dan getirdiği PKK’lı teröristleri işgal altındaki Dağlık Karabağ’a yerleştirdi. Çok sayıda PKK’lının İran’da geçiş için hazırlık yaptığına ilişkin istihbari bilgiler de var. Bu arada Lübnan ve Suriye’deki radikal Ermenilerin de bu bölgeye taşınması söz konusu. Yani Ermenistan bir zamanlar Ermeni terör örgütü ASALA ile PKK’nın birlikte terörist yetiştirip askeri eğitim verdikleri Lübnan’daki Bekaa Vadisi gibi bir terör üretim merkezi oluşturmak peşinde. Bunun da sadece

Yazının Devamı

CHP oylarını neden artıramıyor?

26 Eylül 2020

CHP’nin son 10 yılına, Kılıçdaroğlu dönemine bakarsak, yüzde 25’lik oy oranına çakılı bir parti konumunda. Evet, son yerel seçimlerde bir başarı hikâyesi var, Türkiye geneline baktığımızda yüzde 30’u yakaladı ama 2020 Ocak ayından itibaren yapılan tüm kamuoyu araştırmalarına göre tahminler çoğunlukla yüzde 25 bandında ya da altında. Yani kimine göre ittifak partilerinin iş birliği ve HDP seçmeninin desteğiyle gelen başarı ya da yerel seçimlerde oranlar hep 2-3 puan yüksek çıkar tezlerini doğrular gibi bir durum söz konusu. Dolayısıyla, ekrandaki son açıklamalarında Kılıçdaroğlu’na da yöneltilen CHP açısından bildik soru, tartışma yine gündemde:

CHP oylarını neden artıramıyor?

Gerçi Kılıçdaroğlu buna artıramıyor demenin haksızlık olacağı karşılığını vererek, “Beklediğimiz kadar yükseliyor mu, belki onu tartışmak lazım” diye farklı bir tanım getirdi ama öyle ya da böyle CHP’nin kendini yenileyen bir taban gücü bulamadığı çok açık. Bir başka deyişle,

Yazının Devamı