Milli Eğitim Bakanlığı, hemen her konuda müthiş performans gösteriyor. Okuma yazma oranlarından okulöncesi eğitime, meslek liselerinden OKS, ÖSS, SBS’ye kadar hemen her konuda müthiş ilerlemeler kaydetti. Kişi başına düşen öğretmen sayısı arttı. Eğitimin kalitesi yükseldi. MEB’e ayrılan ödenekler ve yeni yapılan okullar TC tarihinde hiç görülmeyen noktalara ulaştı. Tıpkı tüm zamanların en büyük kampanyaları gibi.
Çelik yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın her şeyi yapmaya muktedir olduğunu biliyordum ama bu kadarını başaracağına, rüyamda görsem inanmazdım.
Anadolu liselerinde yabancı dili kaldırdığında kendisini eleştirmiştik. Meğerse büyük haksızlık etmişiz. Anadolu liselerindeki birkaç yüz bin öğrenciye yabancı dil öğretemezken, 20 milyon öğrenciye nasıl öğreteceksiniz diyenler de halt etmiş.
Çelik ve arkadaşları büyük bir mucizeye daha imza attı. Öğrencilerimiz, düne kadar, 10 yıla yakın bir süre yabancı dil eğitimi görüp sokakta gördüğü bir yabancıyla iki
Eski rektörlerden pek çoğunun görev süresi önümüzdeki hafta içinde doluyor. Ama hâlâ yeni rektörler atanmadı. Seçim oldu. YÖK 6’dan 3’e indirdi. Yaklaşık iki haftadır gözler Çankaya’da.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün gazete manşetlerindeydi. Toplumun beklentisini dile getirdi. Yeni bir dönem başlasın dedi. Bakalım rektör atamalarını gerçekleştirirken kendisi de söylediklerinin arkasında duracak mı?..
Siyasetteki huzur kadar üniversitelerdeki huzur da çok önemli. Sadece yeni üniversitelerin değil, eski üniversitelerin de dağ gibi birikmiş sorunları var. Dahası Başbakan Erdoğan’ın yeni YÖK yönetimine koyduğu bir hedef var. Eğer birkaç yıl içinde ilk 500’e giren üniversite sayısı artmaz da aksine azalırsa, ileride bu konuda söyleyecek sözü olmaz.
Üniversitelerde A’dan Z’ye her şey iktidarın kontrolü altında. Umarız bu süreyi, geçmişin hatalarını tekrarlayarak değil, bilim çıtasını daha yukarı tırmandırarak değerlendirirler.
OKS’de soruların tümünü yapan 272 kişi çıkınca “Ooo!” çekmiştik. MEB’e haksızlık etmişiz. Çıtayı daha da yükselttiler. SBS’de bu rakam bine yaklaştı. 6 sınıflarda tam 829 kişi soruların tümünü cevapladı, 7’lerde de durum farklı değil.
Böyle bir sınavda nasıl doğru bir ölçme değerlendirme ya da sıralama yapılacak? Cevabını bulana aşk olsun. MEB’in, SBS’de il ve Türkiye sıralamalarını açıklamaması da zaten bu yüzden.
Ama daha büyük kaos, tıpkı OKS’de olduğu gibi, hatta daha fazlası, Yıl Sonu Başarı Puanı’ndan kaynaklandı. Öylesine çelişkiler ve puan farklılıkları var ki ne anlamak mümkün ne içinden çıkmak. Velilerin kafası bu konuda karmakarışık. Bilgi alacakları bir makam ise yok gibi.
En büyük karmaşa da karnelerde 5’lik, SBS değerlendirmesinde ise 100’lük sistemin kullanılması. Örneğin, elimizde tüm notları 5 olduğu halde, tüm notları 5 olmayan öğrencilerden daha düşük YSBP olan örnekler var.
Dahası aynı okuldan mezun
Küçükçekmece’de yaşanan insanlık dramı, gazetelere ancak küçük bir haber olarak girdi. 138 genç insan, Pakistan’dan büyük umutlarla yola çıkmışlardı. Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçip, çağdaş dünyada yeni bir yaşam kuracaklardı. İstedikleri tek şey vardı: Daha iyi yaşam. Tıpkı hepimizin istediği gibi. Tıpkı 30 yıl öncesine kadar bizim insanlarımızın da filmlere konu olan özlemleri gibi. Ama içlerinden 13’ü, insan tacirlerinin kurbanı oldu.
Kim bilir ne hayalleri vardı? Kim bilir arkalarında gözü yaşlı kimleri bıraktılar? Anne babalar, miniminnacık çocuklar, sevgililer, amcalar, dedeler, halalar. Şimdi hepsinin yüreğine acı düşmüştür. Hele bir de ölüm şekillerini, açlıktan, susuzluktan, havasızlıktan öldüklerini öğrendiklerinde kim bilir neler hissedeceklerdir?
Van’da bir TIR’a bindirilmişler, İstanbul’a kadar aç, susuz ve havasız bırakılmışlar. Ölümler bu yüzden. Cesetleri boş bir araziye atılmış, aç ve perişan durumda olan
Rektörlük seçimlerinde son tura gelindi. Eski üniversiteler için gözler Çankaya’da. Bu hafta içerisinde tümü olmasa da en az 20 üniversiteye rektör atanması bekleniyor. Tartışmalı birkaç üniversite için ise durum değerlendirmesinin devam edeceği kaydediliyor. Bu arada yeni kurulan 23 üniversite için YÖK’ün yaptığı mülakatlar da devam ediyor.
Rektörlük seçimleri ve sonrasında yaşananlar Meclis’e de yansıdı. CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, gelişmelerle ilgili olarak Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi.
YÖK tarafından Cumhurbaşkanı’na gönderilen rektör adayları listesinin Anayasa’ya uygun olarak düzenlenmediği yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatan Ekici, Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
- YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen rektör adaylarına ilişkin listede kendi üniversitelerinde yapılan seçimde birinci olmuş rektör adaylarından kaçına yer
ÖSS, OKS ve kolej tercihleri konusunda kafalar hâlâ karmakarışık. Gelen mail’ler bunu gösteriyor. Aslında öğrenci ve veliler haksız da sayılmazlar. Kafalarını karıştıran o kadar çok ki!..
OKS ve kolejler konusunda şimdilik hiç kimsenin paniğe kapılmaması gerekir. Çünkü asıl yerleştirmeler 3 ve 4. kayıt döneminde gerçekleşecek. Şu an için sadece gelişmeleri yakından izlesinler yeter.
Ama ÖSS tercihleri şekillenirken, daha önce yaptığımız önerilere ek öneriler yapma gerekliliği ortaya çıktı. Sorulan sorular bunu zorunlu kıldı. Niye mi? İşte gerekçeleri:
Üniversite tercihi mi? Yoksa fakülte tercihi mi?
Bu konuda öğrencilerden önemli bir bölümü ciddi bir yanılgı içinde. İlle de A üniversitesine gireceğim diye, tüm tercihlerini bu üniversiteye yönelik olarak yapıyor. Tercih yelpazesi o kadar geniş ki, amaç bir fakülteye, bir mesleğe yönelmekten çok, ille de o üniversiteye girmek. Bu hemen anlaşılıyor. Peki ne yapmak gerekir?
Üniversite öğrenimi 4, bilemedin 5 yıl.
Safranbolu’yu hâlâ görmediyseniz, Türkiye’yi yeterince tanıyorum diyemezsiniz. Tıpkı Nemrut’u, Kapadokya’yı, Hasankeyf’i ve daha pek çok yöremizi gidip görememenin yarattığı eksiklik gibi. Ama eğer Zonguldak’taki Gökgöl Mağarası’nı gezmediyseniz doğanın yarattığı harikalar konusunda kat etmeniz gereken daha çok yol var demektir.
Hele bir de Bartın’dan Amasra’ya uzanırsanız, hayata ve Türkiye’ye bakış açınız, anlık da olsa kesinlikle değişir. Böylesine güzelliklere sahip olduğunuz için sevinir, bunları yeterince değerlendiremediğiniz için kahrolunsunuz...
Safranbolu, Zonguldak ve Amasra için bir hafta sonu yeter. Tarihe meraklıysanız bölgede antik eserler de var. Mutfak eh işte. Ama doğa harika...
Valisini arayan kent
Karabük’e girerken, “Cumhuriyet Kenti Karabük” tabelası sizi karşılıyor. Diğer kentlerde pek yok. Arkadaşlar hemen espriyi patlattı. Karabük de yakında Ergenekon dosyasına girerse şaşırmayın!
Karabük ve Zonguldak, Cumhuriyet döneminde kurulduğu için
Birkaç gündür Hürriyet Treni’ndeydim. Hani şu tüm Türkiye’yi dolaşan. Kars’tan yola çıktı. Demiryolu ağının bulunduğu bütün kentlere uğruyor. Ben Karabük-Zonguldak etabına katıldım. TCDD ana sponsorlardan birisi. Özel donanımlı bir katar tahsis etmiş. Orada yatıp orada kalkıyoruz. Sergiler, konferanslar, tiyatro ve daha pek çok etkinlik vagonlarda gerçekleşiyor.
Neredeyse 20 yıldır trene binmemiştim. Eğer aceleniz yoksa müthiş bir keyif. Hele yolculuğunuzun bir bölümünü makinistlerle birlikte, kokpitte yaparsanız.
Demiryolları neden yıllarca ihmal edilmiş? Dahası 1930’lu yılların sonunda Karabük-Zonguldak arasındaki o devasa tünelleri, kazma kürekle yapan irade ve birikim, bugün bu teknolojiyle hâlâ büyük kentlerde neden metro yapmakta zorlanıyor anlamak mümkün değil.
Hürriyet’in sloganı: “Hürriyet Büyük Gazete”. Hürriyet Özgürlüktür kampanyası da gerçekten bu büyüklüğüne yakışır kampanya. Gittiği her ilde