Üniversitelerin genetiği bozuluyor (3)

25 Temmuz 2008

Günlerdir üniversitelerin nasıl bir krizin eşiğinde olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Ama görünen o ki, bu durum kimsenin umurunda değil. Özellikle de şu anda ülkeyi yönetenlerin. Yanlışa dur diyeceklerine, tam aksine yapılan yanlışları alkışlıyorlar. “İntikam” duygusunun yerini akıl, sağduyu ve bilimin almasını bekleyenlerin umudu ise hayal kırıklığına dönüşüyor.
Gençlerimizin ve ülkemizin geleceğini çok yakından ilgilendiren üniversiteleri, dün olduğu gibi bugün de, yakından izlemeye devam edeceğiz ve bu konudaki manipülasyonları sizlerle paylaşacağız.
AKP üniversiteler konusunda dün ne söylediyse bugün tam tersini yapıyor. İşte size somut örnekler:
-  YÖK Yasası değiştirilsin, YÖK kaldırılsın diyordu. Tam tersini yapıyor. O gücü eline geçirip şimdi kendisi kullanıyor.
-  Sandığa saygı istiyordu. Tam tersini yaptı. Rektörlük seçimlerinde en çok oy alanları liste dışı bıraktı.
-  Üniversitelerin ideolojik takıntılardan uzak olması gerektiğini savunuyordu. Tam tersini yapıyor. Üniversitelerde hızla kadrolaşıyor.
-  Üniversitelerimizin dünyanın en iyi 500 üniversitesi içine girmediğini söylüyordu. Bilime öncelik verilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyordu. Tam tersini

Yazının Devamı

“Üniversitelerin genetiği bozuluyor”(2)

23 Temmuz 2008

YÖK’ün liste başı rektör adaylarını veto etmesi, bazı çevrelerde müthiş memnuniyet yarattı. Gelen e-postalar, devrin değiştiği, üniversitelerde artık kendi borularının öteceği yönünde. Gönül isterdi ki, dayatmacılığın her türlüsüne karşı çıkılıp hiç olmazsa, üniversite deyince önceliğin bilim olması gerektiği savunulsun. Ama nerdeee!
Dünkü yazıma hakaret dolu yorum gönderenlerin, küfür dışındaki ortak cümlesi şu: YÖK’ü, Çankaya’yı, dün neden eleştirmedin de bugün eleştiriyorsun?
Biz kendimizi ve yazdıklarımızı bildiğimiz için gocunmadık. Kem söz sahibine aittir deyip geçtik. Ama üniversite konusuna böylesine partizanca ve at gözlükleriyle bakılması, ürküttü desem yalan olmaz.
YÖK kurulduğundan beri yakından izliyorum. Başkanlarıyla defalarca mahkemelik oldum. Hepsinden de beraat ettim. Çünkü mahkemeler de sadece ve sadece işimizi yaptığımıza karar verdi.
Deniliyor ki, dün neden yazmadın da, bugün yazıyorsun. Biz yazdık. Ama

Yazının Devamı

“Üniversitelerin genetiği bozulmak üzere”

22 Temmuz 2008

Ankara’dan çok ciddi sinyaller geliyor. YÖK’ün, tarihinde hiç görülmedik şekilde, siyasi baskı altında olduğu iddia ediliyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın da bu durumdan rahatsızlık duyduğu özellikle belirtiliyor.
Peki, Ankara’yı böylesine geren konu ne? Kapatma davası mı, komutanların ataması mı yoksa Ergenekon davası mı?
Hiçbiri değil. Dışarıdan bakıldığında belki diğer konular kadar önemli değil. Ama uzun vadede en az onlar kadar önemli hatta daha önemli. Çünkü üniversitelerin genetiğinin bozulması söz konusu. Bir bozuldu mu da tekrar bugünkü konumuna gelmeleri çok ama çok uzun süre alabilir.
İktidarın, üniversiteleri “arka bahçe” yapma niyetinde olduğu uzun süredir dile getiriliyordu. Hatta YÖK’teki yeni yapılanmanın buna göre dizayn edildiği özellikle söyleniyordu. Ama kapatma davasının karar aşamasında olduğu şu günlerde, böylesi bir oldubittiye cesaret edilemeyeceği de özellikle vurgulanıyordu. Ama ne olduysa olmuş. Rektör

Yazının Devamı

ÖSS tercihi yaparken aman dikkat!

20 Temmuz 2008

Üniversite sayısı 100’ü aştı. Tercih aşamasında yani şu günlerde adayların işi gerçekten zor. Bilinen 15-20 üniversitenin dışında, pek çoğunun adını dahi duyan yok. Peki böylesi bir ortamda nasıl iyi bir üniversite ve iyi bir meslek seçimi yapılacak?
Geçen yılların ÖSYM istatistiklerine baktığımızda her şey çok net. Bilinçli bir tercih söz konusu değil ki, üniversiteyi kazananların bile yarıdan fazlası tekrar sınava giriyor. Yani kazandığı fakülteden memnun değil. Yani doğru tercih yapılmamış.
Bir başka gösterge ise 1. sınıfa 100 kişiyle başlayan bazı bölümlerin 4-5 yılın sonunda üçte biri kadar bile mezun vermemesi. Bazı fakültelerde bu oran yüzde 10’lara kadar iniyor. Bunun nedeni ise yine öğrencilerin girdikleri fakültelerden memnun kalmamaları.
İşte bu yüzden, dış faktörlerin etkisinde kalarak tercih listesi hazırlamayın. Kazandığınızda gidip öğrenim görmeyeceğiniz, mezun olduğunuzda gidip o mesleği yapmayacağınız bölümleri kesinlikle ve kesinlikle tercih listesine almayın.
Bu konuda adayların

Yazının Devamı

Yazboz bakanlığı

19 Temmuz 2008

Mehter Takımı bile Milli Eğitim Bakanlığı’ndan daha hızlı yol alıyor. En azından ne yaptıklarını biliyorlar. Ama MEB’i anlayana aşkolsun.
Bakanlık, okulların kapanacağı son gün bir karar alarak not yükseltme sınavlarını yani bütünlemeleri öne çekti. Öğrencilerden bir yılda anlayamadıkları dersleri birkaç gün içinde başarmaları istendi. Tabii sonuç vahim oldu.
Öğrenciler patır patır döküldü. Aynı bakanlık şimdi hatasını telafi etmek için yeni bir sınav kararı daha aldı. Daha doğrusu eski sınav takvimine geri döndü.
Niye öne çekti, niye yeni karar aldı? Bilen yok. Ama daha komiği bu şaşkınlığı, müjde olarak niteleyen gazetelerin düştüğü durum. Her şeyden öylesine bihaberler ki, şaşkınlığı bile müjde olarak sunabiliyorlar.

“Erasmus mucizesi”
Avrupa Birliği Öğrenci Değişim Programı (Erasmus) konusunda değişik söylemler var.

Yazının Devamı

Suna Kıraç’a sevgi ödülü

18 Temmuz 2008

Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) kurucusu ve hamisi Suna Kıraç’a fahri doktora verdi. Hiçbir ödül bu kadar anlamlı olamazdı. Teşekkürler Boğaziçi.
Suna Hanım ve eşi İnan Kıraç, eğitimin önemine canı gönülden inanan ve bu yolda çok büyük emek harcayan iki muhterem insan.
Dünden bugüne çok önemli projelere imza attılar. Atmaya da devam ediyorlar. Kendilerine uzun ömürler diliyor, el uzattıkları milyonlarca minik öğrencinin sevgilerini iletiyoruz...

Çankaya’nın zor kararı
46 üniversite yeni rektörünü bekliyor. Yarısına seçimle, yarısına da ilanla aday seçildi. Ön elemeler YÖK’ten geçti. Son kararı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül verecek.
Kapatma davası, komutan atamaları, Ergenekon soruşturması kadar önemli olmasa da Türk üniversitelerinin omurgasını oluşturacak çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Üniversiteler, aklın ve bilimin hâkim olduğu yerler mi olacak,

Yazının Devamı

TBMM’den ‘garabet’e ödül

16 Temmuz 2008

Başbakan Erdoğan, geçen ay dershaneleri garabete benzetti ve kapatılmaları gerektiğini söyledi. Bu ay ise 40 yıllık dershaneciye TBMM Üstün Hizmet Ödülü verildi.
Birileri bizimle dalga geçiyor ama kim?
Yaşanan çelişkiler sadece bu konuyla sınırlı kalsa geçer gidersiniz. Ama eğitimle ilgili hemen her konuda benzeri çelişkiler yaşanıyor. Örneğin bir yandan sınavların fazlalığından şikâyet ediliyor, öte yandan sınav sayısı artırılıyor. Yine bir yandan önemli olan sınavda alınan puan, onun dışında bir arayış gerekmez deniliyor, öte yandan okullardaki şişirilmiş notlarla öğrencilerin kaderiyle oynanıyor. Bir yandan 3. kayıt dönemi kaliteyi düşürür deniyor, öte yandan buna onay veriliyor.
Çelik yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlığı için daha önce pek çok benzetme yapılmıştı. Son ikisi ise şöyle: Milli Eziyet Bakanlığı ve Dalga Geçme Bakanlığı...

Hangi puanda kaç kişi?
OKS’de tercih yapmak Loto ya da Toto’da tahmin yapmaktan çok daha güç hale geldi. Hiçbir anlam ifade etmeyen

Yazının Devamı

Aydın Doğan olmanın zorluğu (2)

15 Temmuz 2008

Aydın Bey ile meğerse ne kadar çok konuda konuşmuşuz. Bir önceki yazıda hemen hepsini özetlediğimi sanıyordum. Ama kalanlar olmuş. Bu ikinci yazı biraz da bu yüzden.
Patron, gerçekten canlı bir tarih. Hani, gazeteciler tarihin tanıklarıdır derler ya, gerçekten öyle. Üstelik su katılmamış bir şekilde.
Aydın Bey, herhangi bir konuda bir şey anlatırken, önüne arkasına bir şey ekleyenlerden değil. Olayları kare kare anlatır. Sonra da yorumunu ekler. Daha çok da peki bu konuda sen düşünüyorsun diye yanındakilere sorar.
Vehbi Koç ekolünden. Yani önce ülkem diyenlerden. İşadamı olarak bu konuda çok titiz.
Gazeteci olarak da çok hassas, önce ekonomi diyenlere önce demokrasi diyor.
En ağrına giden de demokrasi konusunda verdiği mücadelenin tersyüz edilmesi. Öyle olaylar anlattı ki ağzım açık kaldı. Eminim, günü geldiğinde hatıralarında yazacaktır. Ama bu konuda, kendisini eleştirenlerin en son sırasında, dün ve bugün ülkeyi yönetenler gelir. Çünkü demokrasi konusunda verdiği mücadeleyi en

Yazının Devamı