Kış gününde okul açılmasın

12 Ocak 2008

Diyalog Ama en garip ve riskli olanı, kış günü açılan okullar. Genelde çoğu öğretime başlamış oluyor. Bir bölümü de hâlâ bitmemiş. İnşaat halinde. Ama ille de açılıyor.Geçenlerde böyle bir dizi okulun açılışına biz de katıldık. Törenler, lapa lapa yağan karın altında gerçekleşti. Çok da sıkı giyinmeme rağmen bir haftadır ilaçla ayakta duruyorum ve yakın bir zamanda iyi olacak gibi de değilim.Benim asıl merak ettiğim, o törenlere katılan öğrenciler. Mini minnacıklardı, saatlerce o karın, kışın, soğuğun altında beklediler. Pek çoğunun ayağında kış koşullarına hiç uygun olmayan ayakkabılar vardı. Su aldıkları kesindi. Ya üstleri? Montu ve paltosu olan yok gibiydi. Tir tir titriyorlardı. Eminim şu anda onların pek çoğu da benim gibi hasta. Ama bu kimin umurunda! Vali'nin mi, Milli Eğitim Müdürü'nün mü yoksa okul yaptıranların mı? Eğer biraz olsun çocukları ve katılımcıları düşünüyor olsalardı, kış ortasında okul açılışı gerçekleştirirler miydi?İşte bu yüzden Milli Eğitim Bakanlığı, kış ortasında okul açılışlarını mutlaka durdurmalı. Açılışları, öğretim yılının ilk bir ayıyla sınırlandırmalı ki, açılan okullar bir daha açılmasın, çoluk çocuk kar kış altında saatlerce bekletilmesin.Bir

Yazının Devamı

Türk sineması, Şener Şen, İmirzalıoğlu

11 Ocak 2008

Diyalog Genç Bakış'ta önceki gece kendisiyle Türk sinemasına yönelik derin bir yolculuk yaptık. Kabadayı'nın yönetmeni Ömer Vargı, yapımcısı Mine Vargı ve filmin ağır toplarından Kenan İmirzalıoğlu da konuklarımız arasındaydı.Gençlerin, özellikle de kız öğrencilerin bakışları İmirzalıoğlu'nda yoğunlaşırken, kulakları hep Şener Şen'deydi. Hatta bu durum sık sık espri konusu oldu. Şen, "Soruyu bana soruyorsunuz ama gözleriniz hep Kenan'da. Ben olsam ben de ona bakardım" diye arkadaşına methiyeler düzdü.Şener Şen'e filmlerindeki kadar rahat değil derler, oysa, Ticaret Üniversitesi'nin öğrencileri karşısında sanki film setindeki kadar samimi görünüyordu. İmirzalıoğlu da bir o kadar içten ve mütevazı olunca sohbetin keyfine doyum olmadı. Pek çoğumuz Şener Şen filmleriyle büyüdük. Hâlâ keyifle izliyoruz. O ve arkadaşları ne güzel filmler çevirdiler. 40. kez gösteriminde bile hâlâ izlenme rekoru kırıyorlar. Şener Şen'in bitmez tükenmez enerjisi öğrencilerin en çok merak ettiği konu oldu. "Ama artık yoruldum. Dede rolleri oynamak istiyorum" dese de İmirzalıoğlu'ndan hemen tekzip yedi: "Kabadayı'nın setinde içimizde en dinamik olan oydu." İşte üç saati bulan bu keyifli sohbetten

Yazının Devamı

Üniversiteler paralı olsun mu?

9 Ocak 2008

Diyalog Benzeri görüş, daha önce de defalarca dile getirildi. Ama her seferinde öneri olmanın ötesine geçemedi. Çünkü hem konu iyi anlatılamadı hem de güven ortamı oluşturulamadı.İsteyen herkese burs verilecek deniliyor. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Şu anda burs için başvurup da alamayan o kadar çok öğrenci var ki! Bu yüzden, her şeyden önce güven sorununun çözülmesi gerekir.Aslında YÖK Başkanı'nın önerisi pek çok ülkede uygulanan bir sistem. Devlet, parayı üniversiteye doğrudan vereceğine, öğrenciye veriyor. Geri dönüp dönmemesi de şimdilik hiç önemli değil. Nasıl ki üniversiteye verdiğinde geri istemiyorsa, öğrenciye verdiğinde de en az 10 yıl istemeyebilir. Ama işte o konuda gençlerin kafasında bin tane soru işareti var. Haksız da sayılmazlar. Çünkü YURTKUR'un, aldıkları burslara bileşik faiz uygulayarak nasıl biri, üç beş yaptığını yakından biliyorlar. Aynı durum, bu konuda da başlarına gelir diye çekiniyorlar.Milli Eğitim Bakanlığı'nın hiç ihtiyacı olmayan öğrencilere popülizm gereği bedava ders kitabı vermesi ne kadar yanlışsa, trilyoner çocuklarının devlet üniversitelerinde bedava öğrenim görmeleri de o kadar yanlış diyenler çıkabilir. Çünkü bazı üniversitelerin

Yazının Devamı

Ne olur sus Başkan!

8 Ocak 2008

Diyalog Oysa önce dersini iyi çalışması gerekir. Profesör de olsa, ne üniversiteleri yeterince tanıyor ne de yükseköğretimin sorunlarından yeterince haberdar.Bu yüzden de her konuşması tepkileri beraberinde getiriyor.Hafta sonu yine konuşmuş. İşte bu konuşmasından satırbaşları: Türk üniversitelerinin bilimsel yayn sıralamasında 19'uncu sıradan 10'uncu sıraya yükselmesi hedefleniyor.Öğretim üyelerinin maaşları iyileştirilecek.Öğretim üyelerinin emeklilik yaşı yükseltilecek.Araştırma görevlileri kadrolu değil burslu olacak. 5'inci yılın sonunda başarılı olan kalacakMerkezi asistanlık sınavı gelecek. Üniversiteler paralı hale getirilecek, isteyene burs verilecek.Herkesin üniversiteye gitmesi gerekmez. Belli sayıda genç üniversiteye gitsin, geri kalanlar teknik okullara ve meslek yüksekokullarına yönelsin.Bazı yabancı ülkeler, ülkemizde okul açmak istiyor. Bizden arsa ve bina talep ediyorlar. 4 müracaat var. İstanbul'u seçiyorlar ancak ben Türkiye'nin her yerinde açılacak bu okulların rekabeti artıracağını düşünüyorum. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, konuşmayı seven biri. Her fırsatta konuşuyor. Her konuşmasından sonra da şimşekleri üzerine çekiyor. Daha önceki YÖK başkanları ile hep

Yazının Devamı

Kar yağdı, böyle oldu

6 Ocak 2008

Diyalog Doğu ve Güneydoğu uçakları, nedense çok erken saatlerde kalkıyor, 06.00-07.30 arası. Bu yüzden oralarda bir yerlere gitmek bir eziyet, ama dün bir kez daha gördük ki dönmek çok daha büyük bir eziyet. Ama bir o kadar da keyifli...Malatya'ya okul açılışları için sabah gidip akşam dönecektik. Ama yoğun kış koşulları nedeniyle önce akşam uçağı ertelendi, sonra da sabah uçuşları.Ertesi gün, öğleden sonra ve akşam uçaklarının kalkıp kalkmayacağı konusunda kimse güvence veremeyince, çevre illerdeki havaalanlarının durumunu araştırdık. Elazığ, Gaziantep, Diyarbakır, Kahramanmaraş mı yoksa Adana mı?En garanti gözüken Adana olunca tercihimizi o yönde kullandık. Ama Malatya'ya uzaklığı, bu hava koşullarında en iyimser tahminle 5 saat ve bazı noktalarda yolun kapalı olma ihtimali ortaya çıkınca, yeniden düşünmeye başladık...Biraz tereddüt yaşansa da Adana için yola çıkmamız uzun sürmedi. Yoksa 16.45 uçağını kaçıracaktık...Malatya Belediye Başkanı Cemal Akın, sanki kışa hazırlıksız yakalanmış gibiydi. Kar, buza dönüşünce yaya olarak ya da arabayla bir yerden bir yere gitmek, buz pateninde dans etmekten daha zordu.Yol, Erkenek Tüneli'ne kadar karla ve buzla kaplıydı. Belli ki,

Yazının Devamı

Malatya, eğitim ve yeni projeler

5 Ocak 2008

Diyalog Malatya Eğitim Vakfı ve Malatya Valiliği adeta eğitim seferberliği başlatmış. Kentin dört bir yanında yeni öğretim kurumları açılıyor. Kimini hayırseverler yaptırıyor, kimini de öğrenciler, öğretmenler, memurlar ve polisler.Dün açılışını yaptığımız iki ilköğretim okulu ve bir sağlık ocağının yanı sıra, öğrencilerin harçlıklarıyla yaşam bulan 91000 Dev Öğrenci İlköğretim Okulu'nu gezdik.Evet, okulun ismi 91000 Dev Öğrenci İlköğretim Okulu.Malatya'daki 91 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisi, aralarında topladıkları parayla yaptırmış. Dört dörtlük bir okuldu. Öğrenciler de büyük kentlerin okullarındaki öğrencilerden çok daha konuşkan ve çok daha özgüvene sahiplerdi...Geç gelen karla önceki gece Tekirdağ'da karşılaşmıştık. Ama, Malatya'daki kar çok daha yoğundu. Lapa lapa yağıyor, göz gözü görmüyordu. Buna rağmen törenler ertelenmedi. Okul bahçelerinde yapıldı. Her ne kadar valisinden öğrencisine, hayırseverlerinden konuklara kadar hemen herkes iliklerine kadar üşüse de tören alanından kimse ayrılmadı, açılış coşkusunu kaçırmak istemedi.İlk durağımız Akçadağ Şıhlar köyüydü. Ali Seydi Güldaş'ın yaptırdığı ilköğretim okulunu açtık. Adnan Güldaş babası adına yaptırmış. Öğrenciler

Yazının Devamı

2008 ve Aygün, Gürüz, Özok

4 Ocak 2008

Diyalog Ama iş üniversite açmakla bitmiyor. Önceki gece Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde bunu bir kez daha gördük.Üniversite yönetimi, hocalar ve öğrenciler, zor koşullarda, mümkün olanın en iyisini gerçekleştirmenin peşindeler. Şu an için çok yeniler. Ama eminiz bir 10 yıl sonra, kampusuyla, akademik altyapı ve öğrencileriyle, parmakla gösterilen bir kurum haline gelirler. Tabii eğer, şu günleri, en az zayiatla atlatabilirlerse.Zamlar gibi, peş peşe yeni üniversite açılıyor. Bu yüzden de gelişim süreçleri sancılı geçiyor. Ne yeterince kaynak ayırılabiliyor ne de akademik ve sosyal altyapı kurulabiliyor. Örneğin Tekirdağ'da merkezi bir kampus yok. Öğrencilerin her biri ayrı bir telden çalıyor ve çok farklı fraksiyonların etkisi altındalar. Belli ki şu anda öğrenciler üzerinde etkin olan güç, üniversite ve hocalar değil, dışarısı. Bu yüzden de hiç alışık olmadığımız bir ortamda, çok uçlara kaçan söylem ve dayatmalarla karşılaştık. Biz gittik, geldik. Ama o öğrencilerin, ortak bir paydada buluşmaları için çok daha fazla ilgiye ihtiyaçları var!.. 2008'de öne çıkması muhtemel tartışmalar yeni anayasa, YÖK ve ekonomiye yönelik gelişmeler, bu haftaki Genç Bakış'ın ana konularıydı.

Yazının Devamı

Bilgi'de neler oluyor? (2)

2 Ocak 2008

Diyalog Hani bir halk deyimi var "ipten dönmüş" diye. Bilgi'nin şu andaki durumu sanki öyle. Gitmiş gelmiş. Yani kurucuların elinden bir ara uçup gitmiş. Şimdi ise tam bir kaos hâkim. Tarafların tümünden farklı açıklamalar var. Ve hepsi de kendilerinin haklı olduğu, karşı tarafın olayları çarpıttığı görüşünde. Bunların hepsini sizlerle paylaşacağız. Ama beni asıl hayrete düşüren, tüm bu gelişmeler olurken YÖK'ün takındığı umursamaz tutum. Konu, defalarca YÖK'ün gündemine gelmiş. Ama her defasında da olayın üzerine gidileceğine üstü örtülmüş. Niyesini, nedenini de olayların kökenine indikçe yine sizlere aktaracağız.En fazla şaşırdığım konulardan biri de onca kerli ferli hocanın, hukukçunun, YÖK üyesinin, kurucunun bulunduğu Bilgi'de bunca vahim gelişmeler olurken onların ne yaptığı! Sadece ve sadece biri (Prof. Dr. Gülten Kazgan) bu olup bitenler konusunda, kurucuları uyarmış. Hayret ki hayret!..Konuya daha bir vâkıf olabilmek için ufak bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bilgi hatırlanacağı gibi Oğuz Özerden ve arkadaşları ile Mutlu ailesi tarafından kurulmuştu. Sonra santralistanbul devreye girip kaynak ihtiyacı doğunca, uluslararası bir ortak olan Laureate devreye girdi.

Yazının Devamı