“OSCAR İÇİN LOBİ YAPIYORUZ”

12 Ekim 2013

Oscar aday adayı olan “Kelebeğin Rüyası” yeniden vizyonda, hem de yönetmen Yılmaz Erdoğan’ın yeni kurgusuyla. Filmin oyuncularından Belçim Bilgin ise büyük ödülü Los Angeles’dan Türkiye’ye getirebilmek için çok çalışıyor. Neler yaptıklarını Kanyon’da kendilerinden dinledim

Yılmaz Erdoğan’ın filmi “Kelebeğin Rüyası” dün itibarıyla yeniden vizyona girdi. Film Oscar’da Yabancı Film aday adaylarından biri. O yüzden bu dönemde tekrar vizyona girmesi gerekiyordu. Üstelik yönetmen Yılmaz Erdoğan filmde önemli değişiklikler de yaptı. Kanyon’da BKM ekibi ve gazeteciler toplanmış, hem filmin neden yeniden montajlandığını konuşuyor, hem de filmin yeni versiyonunu izlemeye hazırlanıyoruz.
Filmi daha önce iki kez izleyen ve beğenen biri olarak “Niye değişiklik yapmak gerekti?” diye soruyorum BKM’nin patronu Necati Akpınar’a. “Yabancılara yönelik değişiklikler yapıldı. Örneğin Los Angeles’da filmi izleyenlere sonradan gerçek hikaye olduğunu söylediğimizde baştan bilseydik farklı izlerdik diyenler oldu. Yılmaz filmde bazı sahnelerde de değişiklik yaptı, tempoyu artırdı, film yaklaşık 15 dakika kısaldı” diyor Necati Akpınar. Bu arada Belçim Bilgin-Yılmaz Erdoğan çifti katılıyor aramıza.

Yazının Devamı

MODA HAFTASI NASIL BAŞLADI?

9 Ekim 2013

Moda haftasının ilk günüyle başlıyor, Alaçatı Balıkçılık Turnuvası’ndan kalanlarla devam ediyoruz

Didem Soydan’ın kulisteki tuvaletlerden şikayetiyle başladı moda haftası. Bu tweeti görenler büyük bir fiyasko yaşanıyor sanabilirdi. Oysa ilk defa herkes bu kadar güleryüzlü. Sanki moda haftasına değil de tatile gelmiş gibi. Tabii bunda Boğaz etkisinin payı çok. Bu sezon moda haftasının Kuruçeşme Arena’da yapılması herkesi sevindirdi. Özellikle yabancılar mest olmuş durumda. Gündüz güneşte deniz kıyısında yayılabiliyorsunuz, akşam defilelerinde ise dışarıya kurulan masalardan yer numaranızı alırken bile tir tir titriyorsunuz. Neyse ki uzun sürmüyor, hemen içeri geçebiliyorsunuz. Organizasyon başarılı, tıkır tıkır işliyor.

Ece Gözen’den Maid in Love’a
İlk günde üç favorim var. Biri Ece Gözen’in defilesi. Her ne kadar Alexander Wang’den ilham aldığı konuşulsa da şimdiye kadar moda haftasında olan en başarılı işlerden. Spor couture koleksiyonu parlak renkleriyle de içimizi açtı.
Diğeri ise Hande Çokrak’ın Maid in Love markası. Podyumda değil, stüdyodaydı sunum. Stüdyoda defilede olduğundan daha yaratıcı olmak mümkün. Maid in Love’da canlı mankenler kullanılmadı.

Yazının Devamı

OKULA GERİ DÖNÜŞ

8 Ekim 2013

Robert Kolej 150. yılını okula geri dönüş hafta sonuyla kutladı. Ünlü mezunlar hoca oldu, harika bir ders programı hazırlandı. Bakın hafta sonu nasıl hızlı geçti?

* Cem Kozlu’dan liderin takım çantasında ne olmalı?
* Cüneyt Ülsever’den Türkiye nereye gidiyor?
* Serdar Erener’den akıl mı duygu mu, göz mü kulak mı?
* Ayşe Kulin’den başlık bulmanın dayanılmaz ağırlığı
* Gündüz Vassaf’tan bellek sözlüsü, neyi hatırladık, neyi unuttuk?
* Soli Özel’den duvara çarpmak, Suriye’den Mısır’a bir vizyonun dağılışı

Yazının Devamı

Beşiktaş’ı sevmek için 1 neden daha var!

7 Ekim 2013

Beşiktaş Belediyesi’nin unutulmayacak çağdaş sanat projesiyle başlıyor, Etiler’de yeni açılan Bej’le devam ediyoruz

Çok değil kısa bir süre önceye kadar sanat denince sadece klasikler gelirdi akla. Oysa şimdi çağdaş sanat denince akan sular duruyor. Çağdaş sanatçıların değeri Türkiye’de ilk kez bu kadar iyi biliniyor. Çağdaş sanatçıya saygı artık sadece sergilerle değil, müzelerle de gösteriliyor.
Geçen hafta Levent Kültür Merkezi’nde Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’la bir araya geldik, Beşiktaş Belediyesi’nin kültür-sanat çalışmalarını dinlemek üzere. Beşiktaş Belediyesi’nin tam beş kültür-sanat merkezi var. Tiyatrodan sinemaya müzikten resme her sanat dalını destekliyorlar. Birçok projeleri var, hepsini tek tek anlatmayacağım. Ama beni en çok etkileyen ve hatta Çarşı’dan sonra Beşiktaş’ı sevmek için başlı başına bir neden olduğuna inandığım projeleri anlatmadan edemeyeceğim.

35 sanatçıdan ‘Unutmayacağız’
Beşiktaş Belediyesi şimdi Sivas katliamında kaybettiklerimizi anmak için “Unutmayacağız” adını verdikleri sergiye hazırlanıyor. Bu sergi için her sanatçı eserinin bir köşesini yakıyor. İsmail Ünal’a “Hangi sanatçıların eserleri yer alacak?” diye soruyorum,

Yazının Devamı

Changa’dan heykelsi tatlar

6 Ekim 2013

Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki MüzedeChanga’nın Anish Kapoor sergisine özel hazırladığı “Heykelsi Tatlar” menüsü Anish Kapoor sergisi kadar çok konuşuluyor. Çarşamba ve cuma akşamları akın akın MüzedeChanga’ya gidiliyor

Wallpaper dergisi 2007 yılında MüzedeChanga’yı dünyanın en iyi restoranı seçmişti.

Son günlerde yine bir Anish Kapoor fırtınası var. Evet, sergiyi çoktan gezdik. Hatta yedi farklı kraliyet ailesinin mensupları da bu hafta sergiyi gezdi. En son çarşamba günü Demet Sabancı Çetindoğan, Prenses Michael of Kent’i burada ağırladı.
Serginin yanı sıra Portakal Sanat Evi’nde Maya Portakal’ın getirdiği Kapoor heykellerinden ilham alınan mücevherleri de gördük. Hangi Türk koleksiyonerlerde Anish Kapoor heykelleri var dedikosudunu da yaptık. Ali Dinçkök’ten Sabancı ailesine birçok ismin kulaklarını da çınlattık. Şimdi sırada en heyecanla beklediğim bölüm var, MüzedeChanga’nın Anish Kapoor sergisine özel hazırladığı mönü: “Heykelsi Tatlar”.

Buradaki yemeklerle kendinizden geçebilirsiniz

Yazının Devamı

BU MÜZAYEDE ÇOK KONUŞULUR

5 Ekim 2013

Yarın Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşecek Alif Art Müzayedesi’nde son halife Abdülmecit’in özenle saklanan “Avluda Kadınlar” eseri satışa çıkıyor. Bakalım açık artırmada başka hangi eserler var?

İstanbul’da bu hafta sanat piyayasında en çok konuşulan şey Abdülmecit’in “Avluda Kadınlar” resmi. 1899 tarihli yağlıboya resim, son halifenin nü çalışmalarından biri. 50 yıldır adını açıklamak istemeyen bir aile tarafından saklanıyor. Katalogda K.N. koleksiyonu diye geçiyor. Koleksiyoner aile, bu resmi 50 yıl önce hanedan üyelerinden satın almış. Resmin Dolmabahçe Sarayı’nda halen eskizleri var. Hatta Murat Bardakçı bu eskizleri incelediğini anlatıyor.
Resmi Alif Art müzayede evinin ortağı Elizabeth Şalabi ile inceliyorum. Halının kıvrımından kadınların suya yansımalarına kadar detaylara hayran kalmamak mümkün değil.
Son halife saraydaki kadınları resmettiği eserinde gözdesine de yer vermiş. Zaten resimde nü olmayan iki kadından biri de bu gözde. Son halifenin nü çalışacak kadar ileri görüşlü olması mı, Osmanlı Hanedanı’nda bu kadar iyi eğitimli ve yetenekli sanatçıların olması mı daha etkileyici bilmiyorum. Ama umarım bu resim müze sahibi bir koleksiyoner tarafından satın

Yazının Devamı

SADECE AŞIKLAR HAYATTA KALIR

2 Ekim 2013

Pazartesi akşamı Lucca’dan öncesi de var. Filmekimi’nde çok merak ettiğim “Sadece Aşıklar Hayatta Kalır” (Only Lovers Left Alive) filmini izledim, Nişantaşı Citylife sinemasında. Boşuna Jim Jarmusch’un “Ölü Adam”dan sonra çektiği en iyi film demiyorlar.
Film hem romantik komedi, hem vampir dramı. Ama öyle “Alacakaranlık” efsanesi gibi değil. Başrolde Tilda Swinton ve Tom Hiddleston var. Canlandırdıkları çift ‘Adam’ ve ‘Eve’, “Alacakaranlık”taki ‘Edward’ ve ‘Bella’dan çok daha havalı ve entelektüel. Müzisyen olan ‘Adam’, bir yandan Schubert’e nasıl bestesini verdiğini anlatıyor, bir yandan da popüler kültürü de küçümsemeden karısı ‘Eve’ı ‘Jack White’ın Detroit’ta büyüdüğü evi göstererek etkilemeye çalışıyor. ‘Adam’, toplumun gidişatı yüzünden depresyonda, karısı ‘Eve’ ona moral vermeye Fas’tan Detroit’a geliyor.
Filmde harika bir görüntü ve müzik var. Açılıştaki pikap sahnesi beyninizde dönüyor bir süre, hiç hissettirmeden sizi filmin içine alıyor. Film, güncel konularla da yakalıyor izleyenleri. Aşkları yüzyıllardır devam eden ‘Adam’ ve ‘Eve’e baktığınızda kadın-erkek ilişkisini çekip çevirenin yine kadın olduğunu görüyorsunuz. Çağdaş dünyanın geldiği hali ve yüzyıllardır

Yazının Devamı

‘Modayı kadınlar yaratıyor’

1 Ekim 2013

Moda sergileri sayesinde müzeler ziyaretçi rekoru kırıyor. Şimdi Paris Moda Haftası’yla eş zamanlı gerçekleşen Alaia sergisi de yeni bir rekor kıracak gibi gözüküyor. İşte sergiden notlar...

Kadınlar onun için “Bize vücudumuzu geri verdi” diyor. Reklam vermeye inanmıyor, “Tasarımlarımı giyenler benim için yeterince reklam yapıyor zaten” diyor. Bir moda evinin “it-bag” diye tabir edilen arzu nesnesi çantaları olmadan da ayakta kalabileceğini savunuyor. Moda haftalarında koleksiyonlarını inatla göstermiyor, markası Prada Grubu tarafından satın alındığında bile. Moda tasarımcılarının yıldızlaştığı bir dönemde bile hep geri planda kalmayı tercih ediyor. Hiçbir zaman oyunu moda dünyasının kurallarıyla oynamıyor. Hatta Anna Wintour’dan Karl Lagerfeld’e modanın dokunulmazları hakkında ne düşünüyorsa açık açık söylüyor. Karl Lagerfeld’i karikatürize edilmiş gibi bulduğunu söylerken “Eline bir gün bile makas almamıştır” diye ekliyor. Anna Wintour için “İyi bir iş kadını ama modayı bilmiyor, kendi giydiklerine bakınca zevk sahibi olmadığı belli oluyor zaten. Moda tarihinde kim onun adını hatırlayacak?” diyor herkes “Şeytan Marka Giyer” filmine de ilham veren Amerikan Vogue’un yayın

Yazının Devamı