BU hafta pazar, Anneler Günü...
Bizi dünyaya getiren, can veren, kan veren biricik annelerimizin günü...
Karşılıksız sevgi ve şefkat veren annelerimiz...
Onların bu özel günü, 1908 yılından bu yana dünyada, ülkemizde ise Türk Kadınlar Birliği’nin öncülüğünde tam 55 yıldır kutlanıyor.
Başta kendi anneciğim (Nezahat Bilgen) olmak üzere bütün annelerin pamuk gibi yumuşacık ellerinden öpüyorum...
Ayrıca iki çocuğuma annelik yapan sevgili eşimin de Anneler Günü’nü şimdiden kutluyor, “İyi ki varsınız” diyorum.
Biz erkekler, onlar için ne yapsak azdır.
SON yıllarda “Emek en yüce değer” sözü iyice rafa kaldırıldı.
Artık “En yüce değer para”!
Peki...
Emeğin hak mücadelesi kimlere düşer?
Tabii ki önce sendikalara...
Sonra emekten yana olduğunu söyleyen siyasi partilere ve onun temsilcilerine düşer.
İşçi ve memur sendikaları güçleri doğrultusunda mücadele ediyor. İşçi sendikaları, her türlü baskıya, engellemelere rağmen, grev ve toplu sözleşme haklarını kullanmaya çalışıyor.
İZMİR’DE 30 meslek örgütünün oluşturduğu Tarım Grubu Dönem Sözcüsü Sümer Tömek Bayındır ve arkadaşları geçen hafta içinde, CHP İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun’u ziyaret etti.
Şimdi...
“Ne yapalım ziyaret ettiyse?” diyebilirsiniz.
Ama...
Bu ziyerette Bayındır ve arkadaşları sadece üreticilerin sorununu anlatmadı.
Öyle bir laf etti ki; CHP’ye oy veren binlerce kişinin hislerine tercüman oldu.
Bayındır’ın “Mecburen oy verilmiş parti durumuna düşmeyin” şeklindeki sözünü son yıllarda, “kerhen” oy veren pek çok kişiden duymuşsunuzdur.
SOKAKTAKİ vatandaşa “Ülkemizin en önemli üç sorunu nedir?” diye sorun, alacağınız yanıtlarda mutlaka işsizlik ilk sırada gelir.
Çünkü...
Hemen hemen her ailede mutlaka bir veya birden fazla işsiz vardır.
Nitekim, geçtiğimiz günlerde Konsensus Araştırma Şirketi’nin yaptığı kamuoyu araştırmasında “Sizce ülkenin en önemli sorunu nedir?” diye sorulduğunda alınan yanıtlar şöyle olmuş: (yüzde)
İşsizlik: 89, Enflasyon: 39.3, Gelirde eşitsizlik: 34.3 PKK/Güneydoğu: 33.7, Eğitim: 29.2, Sosyal Güvenlik: 12.5, Demokrasi, fikir özgürlüğü: 10.9, Rüşvet ve yolsuzluk: 10.4, Etnik köken ayrımı: 7.1, Toplumsal ahlak: 4.1 Çevre: 3.5, Bürokrasi: 3.1, Laikliğin korunması: 2.4, Dinin korunması: 2.1, Belediye hizmetleri: 1.3, Uluslararası ilişkiler: 1 ve Cinsiyet ayrımı: 0.9
* * *
Ekonomideki daralma, yatırımların azlığı ve kriz nedeniyle istihdama yönelik dişe dokunur bir çalışma yapılmıyor.
“BÜKEMEDİĞİN eli öpeceksin” diye boşuna dememişler...
2008’de içme suyunda arsenik oranı yüksek çıktığı gerekçesiyle İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile birlikte, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu topa tutan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, geçen hafta içinde İzmir’deydi...
Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde İSKİ ve iktidara geldiği 2002’de DSİ Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunan Bakan Eroğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin Menemen’de yaptırdığı atıksu arıtma tesisini hizmete açtı.
Çok sayıda atıksu arıtma tesisi yaptığı için Kocaoğlu’na teşekkür etti.
İki yıl önce arsenikli su konusunda hedef tahtası haline getirip suçladığı CHP’li Kocaoğlu’nu bu kez övdü ve bükemediği eliyle tokalaştı!
İzmir’de bir dizi temaslarda bulunan Eroğlu, sanayicileri de dinledi.
Sanayiciler, yatırımlarda çevre konusunda karşılaştıkları bazı sorunları gündeme getirdi, bürokrasiden yakındı.
BİR yıl önce bugün yapılan yerel seçimde iktidar partisi AKP, yurt genelinde başarılı olurken, İzmir ve Ege’de umduğunu bulamadı...
Pek çok yerde hüsrana uğradı.
Buna karşın CHP ve MHP büyük başarı elde etti.
CHP, İzmir’de büyükşehir belediyesinin yanı sıra 30 ilçede başkanlığı kazanmayı hedefledi.
İki fireyle (Bayındır ve Tire) bu hedefe yaklaştı.
“İşimiz İzmir, Gücümüz İzmir” sloganıyla iş başına gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun geçen bir yıl içinde dişe dokunur icraatları ne yazıkki bir elin beş parmağını geçmiyor.
Bir yıl boyunca yine metroyla yattık, metroyla kalktık.
ADANA Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın başına gelenleri sanırım biliyorsunuz.
ANAP, DYP, AKP ve MHP’den belediye başkanı seçildikten sonra ‘yükünü tuttuğu’, ‘Rüşvet aldığı ve yolsuzluk yaptığı’ iddia edilen Durak’ın mal varlığı kafaları karıştırdı.
Partisinin genel başkanı tarafından istifa ettirildi.
Oysa...
Durak, her seçim öncesi ve sonrası mal bildirimini kamuoyuna açıklamış olsaydı, olay bu boyuta kadar gelmezdi.
Ama...
Ülkemizde ne milletvekilleri, ne belediye başkanları, ne de meclis üyeleri mal bildirimini kamuoyuna yapıyor.
YÜKSEK Seçim Kurulu, illerin nüfusuna göre milletvekili sayılarını yeniden düzenledi.
Buna göre İstanbul’un milletvekili sayısı 70’den 84’e, Ankara’nınki 29’dan 31’e, İzmir’inki ise 24’ten 26’ya çıktı.
Ayrıca Bursa’nın 16’dan 17’ye, Diyarbakır’ın 10’dan 11’e, Gaziantep’in 10’dan 12’ye, Kayseri’nin 8’den 9’a, Kocaeli’nin 9’dan 11’e, Sakarya’nın 6’dan 7’ye, Tekirdağ’ın 5’den 6’ya, Van’ın 7’den 8’e ve Şırnak’ın 3’ten 4’e yükseldi.
25 ilin vekil sayısı ise azaldı.
Ama...
Toplam vekil sayısı değişmedi.
Yani...