Saflar netleşirken…

26 Mart 2023

Seçime nasıl bir siyasi panoramayla gireceğimiz az çok kesinleşti. Son iki haftadır siyasetteki ana hareketliliği oy tabanını ve toplumsal meşruiyetini artırma çabasının şekillendirdiğini izliyorduk. Bu süreç artık sona erdi. Şimdi ise sırada milletvekili listelerinin kesinleşmesi süreci var. 9 Nisan’a kadar tüm siyasi partilerin milletvekili aday listelerini YSK’ya göndermesi gerekiyor. Seçim takviminde 7 Nisan tarihi de kritik. Bu tarih, “ittifaktan vazgeçen partiler olması halinde” yapılacak düzenlemeleri içeriyor. Bu düzenleme şu an gördüğümüz siyasi kümelenmenin de her an “değişme potansiyeli” olduğunu hatırlatıyor. Bu hafta izlediğimiz gibi…

Karizmaya faça

Haftaya Cumhur İttifakı açısından “karizmaya hafif faça atan” iki gelişme ile başladık. Cumhur ittifakı ile görüşmeler yapan ve süreç boyunca genelde olumlu sinyallerin veren Fatih Erbakan birden fikir değiştirdi ve ittifaka katılmama kararı aldı. Üstelik bu kararını da açıklamalarının olumlu olacağını uman

Yazının Devamı

Korsikalı der ki…

19 Mart 2023

Şaka değil, seçimlere sadece 55 gün kaldı.  

Ve Türkiye hala garip bir boşlukta sallanıyor gibi.  

Elbette bugün içinde bulunduğumuz koşulların Türkiye tarihinde bir benzeri yok. Kısaca hafıza tazelemek gerekirse, zaten ciddi bir ekonomik sıkıntının etkisi altında yaşadık deprem felaketini. Onun öncesinde örneğin göçmenler meselesi önemli bir sorun olarak zaten ortadaydı. 11 ili vuran deprem kabaca 13 milyon insanın hayatını belki bir daha asla aynı olamayacak şekilde değiştirdi.  

Belki çoktan unuttuk ama hâlâ milyonlarca vatandaşımız çadırlarda ve konteynerlerde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Çadırda veya konteynerde bir düzgün hayat ne kadar mümkün orasını siz düşünün. Dahası, bu vatandaşlarımızın hemen her gün karşılanması gereken gıda ve temizlik ihtiyaçları var. İhtiyaçların çoğu tek kullanımlık malzemelerden karşılandığı için de sürekli ve titiz bir çöp toplama-temizlik ihtiyaçları var. Dahası, yakınlarını kaybetmiş, hayatları darmadağın olmuş bu

Yazının Devamı

Kümeleniyoruz

12 Mart 2023

Geçen hafta Türk siyasetinde yaşanan gelişmelerin en önemlisi hangisi diye sorarsanız, naçizane, vereceğim yanıt “Meral Akşener’in masaya dönmesi” yanıtı olmayacak. Geçen hafta cumartesi günü yazılıp, pazar günü yayınlanan yazıda bunun beklenmesi gereken bir durum olduğunu ifade etmiştim. Nitekim Türk siyaseti kimseyi şaşırtmayarak bahsedilen olayda beklediğimiz tepkiyi verdi ve Sayın Akşener -belirli koşullarla- masaya döndü. Bu konu zaten en ince ayrıntısına ve hatta “magazinine” kadar bizzat olayın aktörleri tarafından da konuşulup yorumlandığı için benim ekleyecek yeni bir şeyim yok.

Bana kalırsa haftanın en önemli gelişmesi başka bir şey. Türkiye siyaset tarihinde belki de ilk kez karşılaştığımız bir “kümelenme” yaşanıyor. Bir tarafta Cumhur İttifakı var. Halihazırda AKP, MHP ve BBP’den müteşekkil bu yapıya şimdi de, Hür Dava Partisi, Demokratik Sol Parti, Yeniden Refah Partisi, Anavatan Partisi ve Vatan Partisi de dahil oluyor.

CHP ve İYİP ‘in merkezinde olduğu Millet İttifakı tarafında ise Saadet Partisi, Gelecek

Yazının Devamı

Siyaset ve sosis üretimi

5 Mart 2023

6 Şubat günü yaşadığımız büyük deprem felaketinin üzerinden daha bir ay bile geçmedi. Başta Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş olmak üzere bölgede azımsanamayacak kadar çok yerde felaketin şu anki aşamasında ihtiyaç duyulan birçok malzemenin eksikliği çekiliyor hâlâ. Aradan geçen yaklaşık bir aylık zamana karşın vatandaşımızın çadır talebi sürüyor.

Felaketin büyüklüğü tartışılmaz; dile kolay, bir anda 50 bine yakın vatandaşımızı, üstelik de korkunç bir felaket sonrasında kaybettik. Şimdi toplum olarak yapmamız gereken şey bir daha bu felaketin tekrarlanmaması için ne yapılması gerektiğini tartışmak olmalıydı. Felaketin tekrarlanmaması derken şunu anlatmaya çalışıyorum:

Elbette Türkiye bir deprem ülkesi ve yer sarsıntıları gelecekte de devam edecek. Bir daha 50 bin vatandaşımızı bir gecede kaybetmek istemiyorsak bundan sonra “bina” meselesine gerçekten çok ama çok ciddi bir biçimde dikkat etmeliyiz. Mesela bugün var olan mevcut yapıların güvenli hale getirilmesi, bu olmuyorsa

Yazının Devamı

Nasıl iyileşeceğiz

26 Şubat 2023

Yaşadığımız büyük felaketin 20. günü bugün. Kaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı 50 bine dayandı. Yaralıların sayısı 100 bin civarında. Yaralananlar hastanelerde tedavi ediliyor. Tedavisi olan ise taburcu olup hayatına devam etmeye çalışıyor. Hayatına devam etmeye “çalışıyor” dedim çünkü bir depremzede için ister depremden kendisi de evi de sıyrık almadan kurtulmuş olsun, ister tepesine yıkılan yuvasının enkazı altında saatlerce kalmış olsun, artık hayatın normali diye bir şey yok artık. O normal ortadan kalkmış durumda ve yerinde ise bir “kıyamet” manzarası var.

Ama depremin açtığı yaralar sadece bedenlerde değil. Depremin vurduğu illerde yaşayan tüm vatandaşlarımız ağır bir ruhsal yaralanmanın etkisi altında. Üstelik sadece depremzede vatandaşlar değil tüm ülkemiz derin bir travmanın etkisi altında.

Düşünüp duruyorum depremzede vatandaşlarımızın neler hissettiğini anlayabilmek için ama bunun ne denli boş bir çaba olduğu ortada. Hem depremzede vatandaşlarımızın hem de ülkenin geri kalanının ruhunda açılan bu büyük

Yazının Devamı

Bundan sonra

19 Şubat 2023

Evvela, başımız sağ olsun. 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum. Yaralılara da Allah’tan şifa dileklerimi iletiyorum. İnşallah başta depremzede vatandaşlarımız olmak üzere tüm ülkemizin hem bedeninde hem de ruhunda açılan büyük yaralar tez zamanda sarılır.

Bu gerçekten büyük bir felaket, büyük bir acı. Ölenler on binlerle, yaralananlar yüz binlerle, evini barkını kaybedenlerinse milyonlarla ifade edildiği bir felaket.

Sonra, geçmiş olsun hepimize. Ama gerçekten geçmiş olacak, olabilecek mi? Çünkü bundan sonra hayatımız artık aynı olamaz, olmamalı. 1999’da ülkemizi sarsan Gölcük ve sonrasında Düzce depremlerinin ardından da sanırım benzer cümleler kurmuştu birileri. Büyük bir hareketlenme olmuştu toplumda bu depremlerin ardından; tatbikatlar, her yere yerleştirilen deprem konteynerleri, deprem çantaları… Ama hepsinden önemlisi, yapı standartları ve denetimi girmişti hayatımıza. Sonra araya gündelik telaşlar girdi ve bu konu

Yazının Devamı

İletişim seçimleri

5 Şubat 2023

Seçim tarihinin 14 Mayıs olduğu kesinleşti. Bunu muhalefetin seçim tarihi ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı tartışmalarının artık pek yüksek bir sesle dile getirilmemesinden de anlıyoruz. Dahası geride bıraktığımız hafta boyunca Cumhurbaşkanı’nın adaylığı konusu yüksek perdeden sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirildi. O da bu konuyu siyaseten olması gerektiği gibi, “meşruiyet” açısından değil “siyasi rekabet” açısından ele aldı. Mealen, “Muhalefet minderden kaçmak için bu konuyu bahane ediyor” dedi. Nitekim bu konu muhalefet partilerinin -özellikle de altılı masanın- yetkili isimlerinin konuşmalarında da ya çok az ya da çok düşük perdeden dile getirildi. Yapılan en son altılı masa toplantısından alınan “Erdoğan’ın adaylığını kabul etmeyeceğiz” kararına uyulduğunu göstermek ister gibiydi çoğu açıklama.

Türkiye’de bugün her kesimden insanın merakla beklediği en önemli siyasi başlık ise altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı başlığı. Gerçi bu

Yazının Devamı

Güç güçtür

29 Ocak 2023

Ünlü Taht Oyunları dizisinin bir bölümünde dizinin kanlı Kraliçesi Cercei Lannister ile düzenbaz Lord Baelish arasında geçen bir diyalog vardır. Kraliçeyi “aile sırlarını” bildiği imasıyla sütre gerisinden tehdit eden “Küçükparmak” lakaplı Lord Baelish, tehdidinin ardından bilmiş bir edayla “Bilgi güçtür” diye ekler. Bunun üzerine Kraliçe maiyetindeki muhafızlara döner ve Lord Baelish’i işaret ederek, “Yakalayın onu” der ve hemen ardından ekler: Boğazını kesin!

Lord Baelish şoke olmuş vaziyettedir. Yapacak hiçbir şeyi yoktur. Muhafızlar anında onu yakalar. İçlerinden biri tam hançerini boğazına çalmak üzeredir ki Kraliçe “Durun” der, “bırakın onu”. Muhafızlara üst üste emirler vererek onları uzaklaştırır. Muhafızlar Kraliçe’nin tüm emirlerine birer robot gibi harfiyen uyarken Kraliçe de yavaş ve emin adımlarla yaşadığı şoku hâlâ üzerinden atamamış olan Lord Baelish’e yaklaşır ve “Güç

Yazının Devamı