25 Mayıs “Etik haftası”ydı. Birçok kavram gibi etiğin de içini boşaltmış durumdayız.
Türkiye’nin bugün yalpaladığını düşünüyorsak; bunu sadece iç siyasetin dalgalı olmasına bağlayamayız.
Size göre toplumun özeleştiri yapmasına, değer yargılarını gözden geçirmesine, geçmişiyle hesaplaşmasına ihtiyacı yok mu?
Bence var.
Hatta bana göre ekonomi kadar, siyaset kadar önemli bir konu bu.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Dr. Çağatay Üstün’e zaman zaman köşemde yer veriyorum.
AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül diyor ki... “Bizim belediyecilik anlayışımızda tek adam yok. Bizde ekip önemli. İzmir gibi bir şehri kimse kendi başına yönetemez...”
Aydın Şengül, hevesli, yaptığı işe, oturduğu koltuğa katkı koymaya çalışan bir kişi.
İktidar partisinin il başkanı olduğu için de dikkatler onun üzerinde.
Şengül, İzmir kamuoyunun beklentilerini, isteklerini Ankara’ya iletecek isimlerden biridir.
Elbette AKP, İzmir’de seçimde kendisine avantajlar yaratacak bir adayı öne çıkaracaktır.
Çünkü Türkiye’nin seçimi İzmir’de
Dikran Masis’in bana yolladığı şu mesajı dikkatlice okumanızı rica ediyorum.
Masis, gerçek bir İzmir daha doğrusu Ege aşığıdır.
O yüzden her cümlesinin İzmir’in daha iyiye gitmesi için kullandığından yüzde yüz eminim.
İşte Masis’in yorumu...
* * *
”Tenkit” kelimesinin İngilizce karşılığı “criticism” dir. Bu kelime iyiye de kötüye de yorumlanır İngilizcede. Halbuki bizde tenkit genelde hep kötüye yorumlanır.
O yüzden sizden ricam benim İzmir ile ilgili tenkitlerimi lütfen “yapıcı” ve iyiye yorumlayın.
İsmail Ağabey’in (Sivri), törendeki yüz ifadesini hiç unutmuyorum.
Karşıyaka’nın en işlek, en merkezi sokaklarından birine ismi veriliyordu.
O zamanki başkan Kemal Baysak’tı.
İsmail Sivri, hayatı boyunca kendisinden çok başkalarını düşünmüş bir insandı.
O, büyük toplantıların, önemli görüşmelerin adamıydı. Çoğu zaman da bir denge unsuruydu. Ama dikkatlerin kendi üzerinde yoğunlaşmasından, hele hele kendisinden övgüyle bahsedilmesinden çekinir, utanırdı.
Yapacak bir şey yoktu; Bostanlı Vapur İskelesi’nin
Mervyn King, geçtiğimiz Ocak ayında yapılan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin düzenlediği “Kurumsal yönetimin strateji ve sürdürülebilir büyümeye katkısı” konulu konferansın onur konuğuydu.
King, sürdürülebilirlik alanında dünyanın en saygın ve en etkili kuruluşu olan Global Reporting Initiative’in başkanı. Bir sivil toplum hareketi olarak bu kuruluş, Birleşmiş Milletler tarafından destekleniyor ve başta Fortune 1000 şirketleri olmak üzere dünyanın önde gelen kuruluşları çıkan raporları titizlikle izliyor.
Mervyn
Eskidji’nin patronu Dikran Masis ne diyor.
“İzmir’e tek bir çivi çakmam...”
Masis’in iddiası belediyenin sığınak raporu için dört ay bekletmesi...
Masis devam ediyor.
“Adana Yüreğir’de de iş yaptım. Ruhsatımı 45 dakikada aldım. İzmir’de bir ruhsat için 4 ay bekledim. İzmir’e başka yatırımlar da düşünüyordum. Bana soran arkadaşlarıma da, ‘Aman ha! İzmir’den kaçın’ diyorum. Ben Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile de iş yaptığımdan bütün Türkiye’yi gördüm. Tekirdağ bile son dönemde İzmir’i geçti. İzmir’de her şey var ama geri gidiyor. İzmir’i ve
Biz bu dönemleri iyi biliriz. ANAP’ın erimesi de, DYP’nin gözden düşmesi de, DSP’nin iktidar partisiyken yüzde 1’lere kadar düşmesi de böyle olmuştu. Bir parti yalpalamaya başladı mı, bu devam eder sürer. Birileri çıkar açıklamalar yapar, “Aman ismimi vermeyin...” der.
İlk deneme sonrasında ikincisini, üçüncüsünü getirir.
Konuşanların doğru olup olmadığı değil de kimin konuştuğu araştırılır.
Genel başkanın geleceği tartışılır. “Yasaklı olur mu, olmaz mı? sorusuna cevap aranır.
Bu sefer genel başkanlık planları yapılmaya başlanır. Küçük
Dün kaldığım yerden devam edeyim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, seçimlere altı ay kalmadan adaylığıyla ilgili bir açıklama yapmak istemiyor.
Kendine göre haklı olabilir. Yatırımlar devam ediyor.
Üç, dört aylık süre zarfında kentin geleceğini yakından ilgilendiren projeler bitirilmiş olacak.
Bir de mevcut belediye başkanı olarak herkesten daha avantajlı bir konumu bulunuyor.
Tanınırlılık oranı en yüksek seviyede, icraatlarıyla her an kamuoyunun karşısına çıkma şansına sahip...
Ve herkes Kocaoğlu’na göre hareket etmek