Başmüzakereci Egemen Bağış kimseyi kıramamaktan şikayetçi: “Urfa milletvekili ‘Çiğköfte yaptık bakanım, hadi gel’ der kıramazsın. Gaziantep milletvekili baklava getirir. Hatır kırılmaz ama diyet kırılmış, bozulmuş olur”
Brüksel’deki AB Parlamentosu’nda düzenlenen ‘Türk Kadınının AB Yolunda Temsili’ paneline ben de katıldım. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, akşam yemeği konuşmasında Avrupa Birliği’ni Türkiye’nin diyetisyenine benzetti:
“Diyetisyenler daha sağlıklı, daha uzun ve mutlu yaşamamız için tavsiyelerde bulunur yaşam biçimi konusunda öneriler verir. Bu bizim iyiliğimiz içindir, bunu tek başınıza yapmak yerine diyetisyenin rehberliği yol göstericiliği süre koyması, motivasyon ve itici güçtür. AB bize bu konuda yol göstericidir. Bazen diyet yapmak ve kurallar sıkıntı verir, aynen AB uyum sürecinde de sıkıntılar yaşanabileceği gibi. Evet, hepimiz diyet yapmanın kurallarını, mesela kibrit kutusu kadar peyniri biliriz, ama bunun bilimselliğini ve kalıcılığını sağlamak için uzman reçeteye ihtiyacımız var. Uzmanın desteği doğru bir başlangıç olup yaşam biçimi süreklilik ve içselleştirmek açısından kritik noktadır. AB yolunda fitili biz yaktık, alevlenmesi ve
A. Gökhan Aslan, altı aydır kliniğimize geliyor. Yeni beslenme tarzına geçmeye, hayatının zor bir döneminde başladı. Ama vazgeçmedi
Dilara Koçak: Altı ayda 20 kilo verdin, karar verme aşamasında seni motive eden ne oldu?
Gökhan Aslan: Ben çocukluğumdan beri sahnelerdeydim. Çok kilo aldığımı fark edince, geri çekildim. Göz önünde olmak istemedim. Senaryo yazmaya, oyuncu koçluğu yapmaya başladım. Ama bir süre sonra sahneleri, alkışları çok özledim ve kilo vermeye karar verdim.
D.K.: Bazen motivasyonun düşüyordu, değil mi?
G.A.: Evet, her insanın böyle zamanları olacağı gibi, benim de oldu. Aslında sizin ‘bana özel’ hazırladığınız, üç ana ve üç ara öğün tüketmemi öneren beslenme planını, ben katı bir kural olarak algıladım ve çok sıkı takip ettim. Bu da bana zor geldi. Zamanla, bakış açımı değiştirdim ve bu beslenme planını ‘Ali Gökhan’a özel’ olarak ve benim kural olarak algıladığım önerileri de bir ‘takı, aksesuar’ olarak görmeye başladım ve bu beslenme programını içselleştirerek, yaşam tarzı haline getirdim.
Son haftalarda Glisemik İndeks diyeti ile ilgili çok fazla soru aldım, bu yüzden bu konuda bilgi vermek istedim. Pazar gününe ise sizin için bir haftalık örnek Gİ diyeti hazırladım...
Glisemik İndeks, besinlerde bulunan karbonhidratların kan şekerini yükseltme hızıdır. Bütün karbonhidratlı yiyecekler aynı içeriğe sahip değildir ve bedenimizde değişik davranırlar. Glisemik indeks veya Gİ, kandaki glikoz yani kan şekeri seviyesindeki etkisine göre karbonhidratları sıralayarak, bu değişikliği tarif eder.
Gıdaların ‘Glisemik’ etkisi
Etkiler yüksek, orta ve düşük olarak sınıflandırılmaktadır. Gİ’i yüksek olan gıdaların alınması, vücudun kan şekeri seviyesinin hızla yükselmesine neden olur. Kan şekeri seviyesi normal olduğunda vücuttaki tüm fonksiyonlar iyi çalışır. Eğer kandaki glikoz yüksek olursa, beyin pankreasa ‘insulin salgılaması’ için emir verir. İnsulin kandaki şeker seviyesini düzenler. Eğer yeteri kadar glikoz olmazsa, o zaman kan şekeri düşer ve ani açlık oluşur. İnsulinin bu düzenlemeyi yapabilmesi için ekstra kan şekerini yağ hücrelerinde depolaması gerekiyor. İnsulinin glikozu yağ hücrelerinde depolaması yerine kaslarda enerji olarak yakılması tercihimizdir. Bunun için de
Günlük 4-5 porsiyon meyve tüketebilirsiniz. Öğün yerine daha çok meyve yemek isterseniz haftada 1 öğünü yanına protein ilave ederek meyveye ayırabilirsiniz
SORU: Meyve yemeyi çok seviyorum, özellikle de sabah kahvaltılarında çok hoşuma gidiyor. Meyvenin daha fazla olduğu bir zayıflama programı var mı, bazen yemek yerine meyve yiyebilir miyim? Özellikle de yeşil erik ve yaz meyvelerini çok seviyorum bana ne öneririsiniz? G.D. - İstanbul
Meyve, günlük beslenmemiz içinde hem karbonhidrat hem de vitamin - mineral sağlaması açısından önemli bir besin grubudur. Yediğiniz meyvelerin çeşitliliğini artırmak farklı vitaminleri almanız açısından daha iyi olur. Ancak meyve bir karbonhidrattır ve tabi ki enerji değeri vardır. 1 gram karbonhidrat 4 kalori enerji verir. Her meyve yenilebilir, meyvelerde yasak yerine ölçü miktarına dikkat etmek daha önemlidir.
Günlük 4 - 5 porsiyon meyve rahatça tüketebilirsiniz. Ancak öğün yerine daha fazla meyve yemek isterseniz haftada 1 - 2 öğünü bu şekilde tercih edip yanına biraz protein ilave etmeniz daha doğru olur. Meyve salatası ile yoğurt veya yarım kg meyve ile biraz peynir gibi.
Böylece kan şekeri dengesi ve insülinin, yağ depolamasını
‘Milimetric’ markasının yaratıcısı Kağan Gökalp, Türkiye’den Önder Öztarhan, yurtdışından ise Jude Law’ın tarzını beğeniyor. Eğer tarzınız değilse, giydiğiniz üzerinizde eğreti durur diyor. Ona göre modada size yakışanın dengesi önemli
Kağan Gökalp, İstanbul ve İngiltere’de üniversite eğitimini tamamlayıp, Türkiye’ye dönmüş. Daha sonra ağabeyi ile kişiye özel gömlek ve takım elbise alanında şu anda çok ünlü olan ‘Milimetric’i açmış. Bir hayalperest olduğunu ve şiir yazmayı sevdiğini daha doğrusu ‘yaşam arsızı’ olduğunu söylüyor.
Milimetric’den başlayarak konuşalım. Nasıl başladınız?
İşe gömlekle başladık sonra konsepti bozmadan ürünler ekledik. Burayı ‘Gentlemen’s Club’ konseptine uygun dekore ettik. Maksadımız, burada insanların kendilerini evlerinin salonunda hissetmelerini sağlamak. Burada yeri gelir at yarışlarından bahsedilir, yeri gelir şarap, viski konuşulur. Konuşma sırasında, konu mutlaka kıyafete de gelir. O zaman, müşterilerin bir talebi olursa, biz de onu sunuyoruz. Burada, müşteriye bir şey satmaya yönelik satış yapmıyoruz. Bizim işimiz, keyif işi.
Aç kalmadan diyet yapmanın ve fazla kilolardan kolayca kurtulmanın formülü aslında çok basit. Diyet yapmak yerine ölçülü beslenmeyi seçerseniz her şeyi özgürce yiyebilirsiniz
Miktarlar ve öğün sıklığı aslında bu işin temeli. Kendinizi aç bırakmamak için mutlaka ara öğün yemeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Ama henüz bu düşünce ve yaşam biçimine geçmeyip kış aylarında aldığınız fazla kilolar yüzünden ne yapacağınızı bilemiyorsanız size pratik önerilerim var.
Tok tutan ve kilo vermeye yardımcı ara öğün seçenekleri
Sadece diyetle selülitleriniz azalmaz, ancak doğru beslenme bu sorunun oluşumu ve ilerlemesine karşı önemli bir destektir
SORU: Merhaba, 29 yaşındayım. Şu anda çalışmıyorum, sağlık problemim yok, ancak bir yıl önce sporu azalttığım için 5 - 6 kg aldım ve hareketsizlikle birlikte çok fazla selülitim oldu. Kilo verirken aynı zamanda selüliti azaltmaya yönelik önerileriniz var mı? F.B. - İSTANBUL
Selülit kadınların yüzde 80’ininde görülen bir problemdir. Ergenlik çağından itibaren tedbirli olmak gerekir. Kadınların erkeğe göre daha yağlı bir vücut ancak daha güçsüz kas yapısında olması, hormon yapısı, kilo koruma güçlüğü selülit oluşumu için önemli bir sebeptir ve selülit ile mücadele dikkatli olma gereğini doğurur. Selülit oluşumuna etki eden etmenleri iyice tanımak ve önlem almak en etkili çözümdür. Çünkü selülit tedavisinde erken evrede başlama daha iyi sonuçlar verir, ilerlemiş selülitlerde tedavi daha güçtür. Hareketsiz yaşam, rafine besin tüketiminde artış ve kişilerin kendilerine gereken özeni göstermemesi selülit oluşumu için en temel sebeptir. Vücudumuz ilk işaretleri genelde 20 ve 30 yaşları arasında vermeye başlar.
İmaj ve iletişim danışmanı Özlem Çakır hayatında sadeliği yaşam felsefesi edinenlerden. “Fast food’la, hamur işleriyle aram yok” diyor. Akşamları çorba ve sebze ağırlıklı besleniyor. Aradaki bitter çikolata kaçamaklarını da anlatmadan edemiyor
Özlem Çakır imaj ve iletişim danışmanlığı yapıyor, FIT Fashion Institude of Technology ve Atlanta London Image Institude’da eğitimini tamamlayan Çakır dünyada 800’den fazla üyesi olan Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği’nin Türkiye’den ilk üyesi ve Türkiye Başkanı. İki kitabı var. İlkinin adı ‘Profesyonel Yaşamda Kişisel İmaj ve Sosyal Yaşam Etiketi’. İkincisi de ‘Ben Ne Giydiğimi Biliyor muyum?’ Sevgili Özlem ile ne zaman buluşsam “Ne giymeliyim” diye stres olurum. O da “Ne yiyeceğiz?” diye stres yaparmış.
Özlemcim senin işin hep formda ve bakımlı olmayı gerektiriyor bazen sıkıldığın oluyor mu?
Hiç olmuyor. Bu benim yaşam şeklim. Ortaokul ve lise çağlarında da kendime özen gösteren birisiydim hatta İzmir Amerikan Kız Lisesi yıllığında arkadaşlarım bakımlı olmamla ilgili bir paragraf yazı yazmışlardı. Bir ara kilo almıştım ve bu konu beni çok kaygılandırmıştı. Şimdi kendimi hiç sıkıntıya sokmadan, mankenlere özenmeden