PARTİLİ GAZETECİ VE “4. KUVVET” BASIN

5 Mart 2015

Gazeteci “doğruya doğru” diyebilmeli.
Gazeteci Atatürkçü olabilir.
Gazeteci dinci olabilir.
Gazeteci komünist olabilir.
Ama gazeteci mutlaka doğrucu olacaktır. Bu farklı görüşleri inanarak ve doğru bilerek savunacaktır.
Yani kendi felsefesi için yanlışa, yalana sapması mubah değildir.
Bunu idraki içinde olmalıdır, olacaktır.

Yazının Devamı

DEMOKRASİ BAHANE BÖL PARÇALA ŞAHANE

26 Şubat 2015

Dünya bir tiyatro sahnesi. Rejisör ve oyun yazarları büyük devletler.
Geniş halk kitleleri ya oyuncu ya seyirci...
Atmıyorum...
Bunu etrafımıza dikkatlice bakınca görüyoruz.
İşte Arap Baharı...
İşte Libya.
İşte Suriye.

Yazının Devamı

Mutlu muyuz?

19 Şubat 2015

“Türkiye 76 milyon diyorduk.
Şimdi 78 milyon deniliyor.
Ama bu 78 milyon dünyanın en elverişli bölgesinde yaşadığı halde o bölgenin en mutlu insanı değil.
Hadi en mutluyu bırakalım, mutlu bile değil.
Bunun sorumlusu kim?
Siyasilerimiz yani politikacılarımız.
Tarih onları yazacak.”

Yazının Devamı

78 MİLYONU BU SİYASİLER BÖLDÜ

12 Şubat 2015

Türkiye 76 milyon diyorduk. Şimdi 78 milyon deniliyor.
Ama bu 78 milyon dünyanın en elverişli bölgesinde yaşadığı halde o bölgenin en mutlu insanı değil.
Hadi en mutluyu bırakalım, mutlu bile değil.
Bunun sorumlusu kim?
Siyasilerimiz yani politikacılarımız.
Tarih onları yazacak.
Bu toplumu mutlu etmeyen, bu toplumu kalkındırmayan bugünkü politikacılarımızı “hain” benzeri bir sıfatla tarih sayfalarına isim isim taşıyacak.

Yazının Devamı

AKP, EKMELEDDİN BEY’İ BAŞKAN İSTER MİYDİ?

5 Şubat 2015

26 Kasım 1990’da bu köşe şöyle başlamış; “Özal’ın önemi Türkiye’nin gündemine hâkim olması, olayları yaratması ve istediği yöne götürebilmesidir.
Ve şimdi kimsenin aklından geçmeyen başkanlık tartışmalarını da o başlattı...”
İşte o tarihten 25 yıl sonra bugün “başkanlık” tartışması yine yapılıyor.
Ve tartışma bu kez Tayyip Erdoğan için.
***
Daha önce de belirtmiştik, başkanlık sisteminde “yasama” ve “yürütme” kuvvetleri, hem organ hem de fonksiyon yönünden birbirinden bağımsız olmakla birlikte, kuvvetler arasında kontrol ve dengeye dayalı bir kuvvetler ayrılığı vardır. Ancak, kontrol ve denge mekanizmaları oldukça zayıf olup, fiilen “yürütme” kuvvetli, yani “başkan” üstündür. Bakanlar, başkanın sekreteridir.
“Başkanlık Rejimi”nin tip uygulaması ABD’dedir. ABD’de “yasama” organı iki meclisli Kongre’dir. Başkan “yürütme” organını tek başına temsil eder: O, ne parlamenter rejimlerdeki cumhurbaşkanı ne de başbakandır. Bu ikisinin yetkilerini toplayan biridir ve halkın oyuyla işbaşına gelir. Dolayısıyla yetkilerinin kaynağını doğrudan halktan alır. Parlamentoya karşı siyasi sorumluluğu yoktur. Yasama fonksiyonu “Senato” ve “Temsilciler Meclisi”nden oluşan “Kongre” de

Yazının Devamı

ŞUNDAN BUNDAN GERÇEK DÜNYADAN

29 Ocak 2015

Köşelerde siyaset, manşetlerde siyaset, ağızlarda siyaset.
Bıktınız değil mi?
Oysa dünyada ve Türkiye’de siyasetten başka şeyler de oluyor.
Yani siyasetten başka dünya da var.
Mesela geçen gün TV’de Huysuz Virjin bir Karadeniz fıkrası anlattı, kısa ve güzel.
Temel eve, karısına telefon ediyor.
Emüne suyu ateşe koy, hazırlan, celiyorum.

Yazının Devamı

Böyle gitmez

22 Ocak 2015

“Türkiye bu gerginliği sürdüremez”.
Doğru.
Sürdüremez.
Her şey, her hareket gerginlik yaratıyor.
Rahat olmak için özellikle haberlerle aranıza bir paravan çekmeniz gerekiyor.
Öncelikle gazete okumayacak, televizyon seyretmeyeceksiniz.
Bu olur mu?

Yazının Devamı

Görüşler muhtelif ‘AMA’ teröre lanet

15 Ocak 2015

1. gerçek şu: Sorun “kalkınma”.
Terörün temelinde din yok, temel “ekonomik”.
2. gerçek şu:
Terör kimden gelirse gelsin lanetlenmeli.
***
Paris’te olanlar dünyayı ayağa kaldırdı.
20 kişi öldü.

Yazının Devamı