Adını koyun!

16 Aralık 1999


       Genellikle karakterimizde "vur deyince öldürmek" var.
       Enflasyon müzminleşmişti.
       Yıllardır sürüyordu.
       Şimdi onu tedavi edecek ilaç olarak adeta "kezzap" kullanılıyor.
       Ücret donacak, dolar donacak, faiz donacak, kira donacak.
       Ama tüketim mallarının tümü neredeyse her gün zamlanacak!..

Yazının Devamı

AB sizin olsun, bana kokorecimi verin!..

15 Aralık 1999


       Televizyona hayır.
       Köprüye hayır.
       Özelleştirmeye hayır.
       Avrupa Birliği'ne hayır.
       Aslına bakarsanız her hayır yerinde ağır.
       Yani hayırlar da zaman değiştikçe evete dönebiliyor. Hayırcılar da evetçiye... Zamanla koruk nasıl üzüm oluyorsa!..

Yazının Devamı

Devleti bekleme evini sağlamlaştır

14 Aralık 1999


       Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'dan öğrendik ki prefabrike konutların bazı bölgelerde bir kısmı boş kalmış. Vatandaş kira ve yiyecek yardımından mahrum olmamak için bu konutlara taşınmıyor, çadırda yaşamını sürdürüyor.
       Bu aslında pek de akıl alır gibi bir durum değil, ama böyle.
       Prefabrike evlerin bir kısmı işe yaramayacaksa o gayret niye sarfedildi? O masraf niye yapıldı?
       Türkiye'de bazı şeyleri anlamak güç.
       * * *
       PREFABRİKE bina yapımı konusunda Bakan'ın özel teşebbüse yönelttiği eleştiri de pek haksız gibi görünmüyor.

Yazının Devamı

2000'den önce 2000'den sonra

12 Aralık 1999


       AB'ye adaylık, Türkiye'ye 2000 yılı hediyesi oldu.
       Son bir gün, bir yıl kadar uzundu, pazarlık çetindi, ama sonuç olumluydu.
       Bu tarihi bir nirengi noktasıdır.
      "2000'den önce ve 2000'den sonra."
       Türkiye için bundan sonra olaylar böyle anılacak.
       Dün Helsinki'de AB aile fotoğrafı için bir araya gelen liderler arasında Ecevit'in de olması göz yaşartıcı bir durum değil miydi?

Yazının Devamı

En uzun gün

11 Aralık 1999


       10 - 12 - 1999, yani dün en uzun gün oldu.
       Milliyet birkaç kez manşet değiştirdi.
       Helsinki'yle Ankara arasında "adaylık" gitti, geldi.
       Türkiye AB adaylığına kabul edildi ama, ileri sürülen şartlarla adaylığa Ankara evet demedi.
       Teklife karşı Ankara'dan gelen olumsuz tepkiyi gidermek için Javier Solana gece Türkiye'ye geldi.
       Ankara'nın hazırlanan belgede beğenmediği noktalar şunlar oldu:

Yazının Devamı

Yaşlı genç

10 Aralık 1999


      "Gençler bilseydi, yaşlılar yapabilseydi" sözü artık değerini kaybetti. Hangi anlamda söylemek isteseniz de.
       Abdi Bey'in (İpekçi'nin) yıllar önce haberlerle ilgili olarak muhabirlere tembihini unutmam.
      "Haberde 'yaşlı adam' deme, onu diyeceğine adamın yaşını yaz. O yaş kimine göre yaşlılık ifade eder, kimine göre etmez. Sen neden yorum yapıyorsun?"
       O günden bugüne yaşlılık sınırı her türlü fonksiyon bakımından daha da ilerilere atıldı.
       Beslenmedeki iyileşme, konfor, tıptaki, farmakolojideki gelişmeler bunu böyle yapıyor.
       * * *

Yazının Devamı

Helsinki dönemecinde

9 Aralık 1999


       Helsinki kararı için artık saatler var.
       Son durumu özetlersek iki cümleye sığıyor.
      "AB'nin 14 ülkesi Türkiye'nin adaylığını destekliyor. Yunanistan'ın tutumunda netlik yok."
       Yunanistan, Türkiye'den jest beklediğini ima edip duruyor.
       Jest denilen şeyin öncelikle Kıbrıs konusunda taviz olduğu biliniyor.
       14'ler ise hem Ankara'yı, hem Atina'yı memnun edecek formülü nasıl buluruzun peşinde.

Yazının Devamı

Çürüme

8 Aralık 1999


       Türk Devleti için cezaevine girmek Avrupa Birliği'ne girmekten zor...
       Hükümet 54 askerini yaralayan suçlularla anlaşma masasına oturuyor. Savcıyla mahkum aynı anlaşmaya imza koyuyor.
       Devlet, mahkumun dikte ettirdiği şartlara uyacağını taahhüt ediyor.
       Bu, devletin ikinci Sevr anlaşmasıdır.
       Hatta ondan da ağırdır.
       Bazı görevlilerin ve mahkumların hayatlarını tehlikeye sokan ve "anlaşma" denen bu kahredici sonucu doğuran olaylara hala son verilememiş olması affedilemez.

Yazının Devamı