Depremden sonra AB'ye giriş kolaylaştı mı?

4 Eylül 1999


       Deprem felaketi Türk halkının dostlarının olduğunu ispatladı.
       Irak bile ABD ile yarışan bir yakınlık gösterdi.
       Tüm bu sıcak ilişki Avrupa Birliği ile münasebetlerde ne sonuç verecek? Olumlu etkisi olacak mı?
       Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve de özellikle Yunanistan Türkiye hakkında iyi niyet belirttikçe AB konusunda Türkiye'de olumlu bir bekleyiş havası doğdu.
       Bu hava kalıcı mı, yaz sağanağı gibi gelip geçici mi olacak?
       * * *

Yazının Devamı

PKK sorunu bitiş noktasında

3 Eylül 1999


       Türkiye'de önemli olaylar o kadar üst üste geliyor, iç içe geçiyor ki, adeta bir sonraki bir öncekini silip atıyor.
       Apo olayı neleri unutturmuştu?
       Deprem Apo'yu unutturdu.
       Af tartışması onların üstüne geldi, arasına girdi...
       Önceki olay sonrakinin gölgesinde de kalsa etkileri, replikleri sürüyor...
       Apo olayı bitti mi?

Yazının Devamı

Biz neden böyleyiz?

2 Eylül 1999


       50 yıl kadar geç de olsa uyandık.
       Depremlerden önceye ve sonraya ait girişimler var.
      "Kaçak yapılaşmayı ve kalitesiz inşaatları önlemek için imar, ihale ve mahalli idare yasaları yenilenecek. Afetler için kurtarma ekipleri oluşturulacak. İnşaat sigortası yaygınlaştırılacak."
       Bu sözlerin; 14 bin kişinin haksız, gereksiz ölümünün verdiği suçluluk kompleksiyle değil de inanarak söylenmiş olmasını temenni ederiz.
       Çünkü bu önlemleri düşünmek ve almak için 17 Ağustos felaketini yaşamak gerekmiyordu.
       Tedbirli yönetimler için dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yoktu.

Yazının Devamı

Af kargaşası

1 Eylül 1999


       Şartları yokken af çıkartıldı.
       Zorlama yasa bu nedenle Türkiye'de toplumsal barışı, toplumsal uzlaşmayı sağlayamayacak.
       Affı hazırlayanların bile, kanunun üzerinde çelişkili görüşler ileri sürmeleri bu konuda toplumsal uzlaşma bir yana samimi bir siyasal uzlaşma dahi olmadığının en bariz göstergesi değil mi?
       Af yasaları; fikir suçları, düşünce suçları, siyasi suçlar için düşünülmeliyken, adi suçları kapsaması olsa olsa bu suçları işleyenlerin çoğalmasına yol açacaktır.
       * * *
       23 Nisan 1999'a kadar işlenmiş olan suçları kapsayan Af Yasası'ndan 58 bin hükümlü ve tutuklu yararlanacak. Bunlardan 26 bini cezaevlerinden hemen salıverilecek.

Yazının Devamı

Sistem mikrop üretiyor...

31 Ağustos 1999


       Felaket bazı gerçekleri utanç verici de olsa ortaya çıkarttı.
       Türkiye'nin hakimi; küçük, büyük çeteler...
       Ve Başbakan içine sindiremese de yasalar da, aflar da onlara çalışıyor.
       Zorbalık ve para her şeye egemen...
       Yaşama ve ölüme bile...
       Zorbaların hakimiyetine son veren bir düzen, bir sistem kurulmadıkça Türkiye'de en basit tabiat olaylarının bile felaket halini alması önlenemez...

Yazının Devamı

Ankara'nın ihaneti...

29 Ağustos 1999


       Deprem gibi felaketlere karşı yönetimlerimizin bilgisiz, hazırlıksız, adamsendeci oluşu, milli gururumuzu da zedeledi.
       65 milyonluk, 2010 yılında dünyanın ilk 15 ülkesinin arasına girmesi beklenen Türkiye, 7 şiddetindeki bir sınavda dünyanın önünde sınıfta kaldı.
       Şimdi bu faciaya tümüyle deprem neden oldu, tabii afet neden oldu demek mümkün olsa, itirazımız olmayacak, ama öyle mi?
       Hayır.
       Eğer deprem bölgesinde binaların birçoğu ayakta duruyorsa, yıkılanların, yıkılışlarında depremin dışında bazı nedenler var demektir.
       O nedenleri de artık herkes biliyor.

Yazının Devamı

"Habitat" enkaz altında ezildi

28 Ağustos 1999


       5 kat betonun altında, zifir karanlıkta, saatler boyu sıkışıp kaldığınızı düşünebiliyor musunuz?
       Tahayyül edilmesi bile ne güç bir durum.
       O kadar çıldırtıcı, o kadar zor bir durum ki; buna dayanamayan felaketzede enkaz altında bardak kırığı ile boğazını ve bileklerini kesip intihar ediyor.
       İnsanı böyle zor bir intihara sevk eden ortamı düşünmek bile nefes darlığı veriyor, göğsüm sıkışıyor.
       * * *
       PEKİ bu faciayı yaratanlar kimler?

Yazının Devamı

Medya kampanyası ve uyarılar

27 Ağustos 1999


       Deprem felaketine uğrayan bölgemizin boyu 400 kilometre, eni 150 kilometre. Bu alanda 20 milyon kişi yaşıyor.
       Bu coğrafya aşağı yukarı iki Belçika'ya eşit.
       Ölçüler, felaketin büyüklüğünü açık seçik göstermiyor mu?
       * * *
       MEDYA felaketten önce nasıl uyarı görevini hiç aksatmadan yaptıysa, deprem felaketinden sonra da kamuoyunu bilgilendirme, gerçekleri duyurma görevini dört dörtlük yerine getirdi.
       Türk medyası şimdi de elbirliği ile felaketin açtığı yaraların sarılması için üzerine düşen öncülük görevini yapıyor.

Yazının Devamı