İstanbul'a çekidüzen

29 Temmuz 1998

       İSTANBUL Valisi Kutlu Aktaş deneyimli bir yönetici.
       İstanbul gibi devlet büyüklüğünde bir kenti yönetmek kolay değil.
       Üstelik bu şehir her yıl 400 - 500 bin kişilik bir göç ordusunu da özümlemek zorunda kalıyorsa.
       Ve bu nüfus artışı İstanbul'un başlıca sorununu teşkil ediyorsa.
       Bakın gecekondulaşma, çarpık yapılaşma, arsa mafyası, altyapı eksiklikleri, işporta, hep bu kentin plansız programsız nüfus artışının sonucu değil mi?
       Kültür çatışmaları ve bundan doğan her türlü istenmeyen olayın kaynağında da göç var.
       Vatandaşı yerinde iş ve aş sahibi yapamayan, mutlu edemeyen Ankara yönetimi, onun büyük şehirlere göçüne de göz yummak zorunda kalıyor.

Yazının Devamı

Temeller yenilenmedikçe...

28 Temmuz 1998

       28 Şubat süreci nasıl başladı?
       İşçi kuruluşları, işveren kuruluşları, çeşitli meslek odaları, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, medya, askerler hepsi Türkiye'nin girdiği çıkmazı gördüler.
       Geniş bir konsensüsle mevcut hükümet gitti, yeni hükümet geldi.
       Şimdi bu süreci politikacılar farklı, vatandaş farklı anlıyor.
       Şöyle ki:
       Politikacıların 28 Şubat süreciyle iktidarı kabul edenlerine bakarsanız; 28 Şubat'ı hiç olmamış, onu doğuran nedenler hiç yaşanmamış gibi bir havaları olduğu görülüyor.
       Türkiye'nin girdiği çıkmazdan kurtulması için köklü ve kalıcı vasıfta neler yapılması gerekiyorsa, siyaset bundan, vebadan kaçarmış gibi kaçıyor.

Yazının Devamı

Sosyal adaletçi davranış

26 Temmuz 1998

       MEMUR maaşı konusu çekişmelerle geçti. Hergün gösteriler yapıldı, hala da yapılıyor.
       Sonunda ne oldu?
       Mesut Yılmaz'ın baştan beri söylediği oldu.
      "Temmuzda yüzde 20 veririz: Ekimde enflasyon oranında ek yaparız". Şimdi o ek yüzde 10 olarak peşinen saptandı. Ama çıkış noktasına dönülene kadar günlerce Türkiye meşgul edildi. Politikacılarımızın enerjisi boşa gitti. Uğraşacak, çözümlenecek, görüşülecek o kadar konu varken günler bozuk plak gibi yüzde yirmi tartışmasına takıldı kaldı.
       Başlangıç noktasına dönülecek idiyse o fiyakalı çıkışlarla, demeçlerle kamuoyu neden oyalandı?
       * * *
       ÜSTELİK, zam tartışmaları arasında, "milletvekilleri bu zamdan yararlanmasın" önerisinde bulunan milletvekilleri de vardı.

Yazının Devamı

Abant Bildirgesi

24 Temmuz 1998

       SON hafta içinde önemli iki konu üzerindeki iki çalışma sonuçlandı.
       Bunlardan biri, bazı sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı rapordu.
      "Doğu ve Güneydoğu Raporu" adını taşıyan çalışma, bölge için çözüm önerilerini kapsıyor.
       Tartışmaya değer olan raporun nedense üzerinde pek durulmadı.
       Oysa, eleştirilecek yanlarına rağmen, bu rapor gibi ne kadar çok çalışma yapılırsa çözüme yaklaşma o kadar kolaylaşacaktır.
       İkinci önemli çalışma "İslam ve laiklik" konusundaki "Abant toplantısı" oldu.
      "Güneydoğu" ve "laiklik" Türkiye için en güncel, en hayati, en ciddi iki konu...

Yazının Devamı

Rahşan Hanım'ın görmedikleri

22 Temmuz 1998

       HER türlü yokluğa katlanılabilir, adaletsizliğe asla.
       Bugün Türkiye'de sade ve namuslu vatandaş adaletsizlikten yakınıyor.
       Yargı iflas etmiş durumda. Hukuk devletinin teminatı yargı iflasta.
       Şaka değil; belki de Türkiye'de ilk kez özelleştirilen, yargı müessesesi oldu. İnsanlar mahkeme yerine özel infaz kurumlarına (!) başvurur oldu.
       Çek - senet mafyası, tetikçiler, infazcılar, kiralık katiller, çeteler, bodyguard'lar, özel korumalar, özel korumalı siteler boşuna çıkmadı.
       Hakimler, Türkiye'nin gözbebeği olması gereken savcılar, ekonomik sıkıntı içinde kıvranıyor.
       Yargıçlar, savcılar, otobüste, dolmuşta, kuyrukta sırada...

Yazının Devamı

Bizde ve başka ülkelerde af

21 Temmuz 1998

       AH şu okullar olmasaydı maarifi ne kadar güzel idare ederdim, diyen Milli Eğitim Bakanı hep anılır.
       Şimdi de ah şu mahkumlar olmasa cezaevlerini ne kadar iyi idare ederdik, diyenler hep anılacak.
       Birden bire bir af konusu çıktı.
       Af teklifleri Türkiye'de hep seçim arifelerinde çıkar. Zaten Türkiye'den başka yerde de çıkmaz.
       Bu kez de böyle oldu, seçim kapıda göründü, af da hemen belirdi ve belirir belirmez partiler arasında yarış da başladı.
       Çünkü oy gelecek yerden af esirgenmez...
       * * *

Yazının Devamı

Adalet

19 Temmuz 1998

       GÜLAY Aslıtürk'ün ABD'de oğlu oldu.
       Artık yurda dönebilir.
       Öyle söylüyordu: "İlk fırsatta döneceğim. Doğum yapıp geleceğim. Suçsuzum..."
       İşte meydan şimdi onun. Gelip suçsuzluğunu ispatlamalı. Hakkındaki iddialar doğru değilse çürütmeli.
       Onun yüzünden yargılanan Şişli Belediyesi'nin görevlileri var. Onun yüzünden acı çekiyorlar. Onların da şaibeden kurtulması, Aslıtürk'ün gelip gerçekleri anlatmasına bağlı.
       * * *
       TÜRKİYE'de, ben kendimi bildim bileli, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması savunulur.

Yazının Devamı

Şeffaf başladı ama...

17 Temmuz 1998

      "ŞEFFAFLIK" dediğiniz de bizde işte böyle olurmuş.
       Petrol Ofisi özelleştirmesini millet TV'den izledi. Açık artırma kıran kırana sürdü.
       Açık satışa katılanlar önceden elemeden geçmiş, yeterlilikleri kabul edilmişti.
       Ve sonuç yine herkesin gözü önünde ortaya çıktı: Hayyam Garipoğlu 1 milyar 160 milyon dolarla en yüksek teklifi vererek ihaleyi, yani Petrol Ofisi'nin satılan bölümünü aldı.
       * * *
       ŞEFFAFLIĞIN da önemi burada. Önceden ortaya konan şartları yerine getiren ve en yüksek fiyatı veren malı alıyor.
       Gizli kapaklı, gözlerden uzak pazarlıklar, kayırmalar olamıyor.

Yazının Devamı