Beşiktaşlı İbrahim Toraman, Terim’e sitem etti! “Nedir aday seçimindeki kıstas”?
Kayserispor, sitemi geçti; açıktan posta koydu: “Mehmet Topuz neden yok arkadaş”?
Hakan Şükür malum. İnce kıyım başladı bile... 2008’de yok diye, çentik çentik yontar Terim’i.
Ümit Karan’ın eli kulağındadır muhtemelen.
Sonra Toraman’ın kışkırttığı İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan.
Servet’in sakatlığı Emre’ye adaylık yolu açmasaydı bugün Emre kanadından da bir açıklama gelmiş olabilirdi.
Nedir bu; Milli Takıma futbolcu mu seçiliyor, “Devlet Sanatçılığı” listesi mi hazırlanıyor?
Çalışkan ve akıllı çocuklar... Hem okuyorlar, hem de yaşadıkları toprağın sorunlarına kafa patlatıyorlar.
Gün geliyor, karşılarına bir “olimpiyat” çıkıyor.
İki yüzyıldan seneler yemiş “adaylığımız” ve hayal kırıklıklarımızdan sonra elimizde sadece kimselere beğendiremediğimiz “stadı” kalan o malum olimpiyat sanmayın...
“Sosyal Bilimler Olimpiyatı”.
Ne yapsınlar? Türk gençleri “umduğuyla” değil “bulduğuyla” yetiniyorlar.
Manisa Bilim Sanat Merkezi öğrencileri, ‘olimpiyat olimpiyattır’ deyip hazırlıyorlar projelerini, koyuyorlar jürinin önüne ve zafer...
Hem birinci hem ikinci oluyorlar.
Erzurum’dan mektubumuz var: Yazanlar “Rugby’ci Dadaşlar”!..
Rugby ve Erzurum!
Mesleki “intihar girişimi”nde bulunmuyorum. Derdim, rugby de değil... Bir ülke gerçeğine dikkat çekmeye çalışıyorum.
Geçen sene, bu “meçhul” sporu tanıtmak, sevdirmek için kulüp kurdular Erzurumlular... Bugüne kadar basında bir kere haber oldular, o da “topları yok” başlığıyla.
2011 yılında üniversite düzeyinde “kış olimpiyatı” düzenleyecek Erzurum’un eli yüzü düzgün son spor röportajını da 18 ay önce ben yapmıştım galiba.
Şimdi yeni bir talepleri var.
“Bilinsin” istiyorlar sporu sevdikleri. Bilinsin Doğu’nun futbola mecbur olmadığı.
Şimdi Federasyon’a soru şudur: Kılıfına uydurdun. Galatasaray yönetici ve futbolcularının “iyi hal”lerini bahane edip şampiyonluk maçına seyircili çıkmasını sağladın.
Peki aynı dosyadaki Fenerbahçe’yi nasıl kurtardın cezadan?
Burası Türkiye.
Benzeri benim de başıma gelmişti. Anlatayım:
Deli gençlik yıllarım. İçkili de araba kullanılacağını ispatlamak çabasındayım. Bağdat Caddesi’nde bir kaza olmuş, çevirmedeki polis beni de kepçeliyor ve kazanın taraflarıyla birlikte merkeze gönderiyor.
Üç kişiyiz. Biri kazayı yapan ehliyetsiz çocuk. Diğeri kazanın mağduru sivil bir albay ve potansiyel trafik canavarı ben.
Albayla birlikte sarhoşuz adamakıllı.
Hayatımın en “büyük” ve en “güzel” hatasını yapmışım geçen hafta!
Derbi öncesi “Kutlu Doğum”a atıfta bulunan Hakan Şükür’ü “tarikatçı” sanmışım.
Atatürkçü ve laik olduğunu açıkladı; zerre kadar utanmadım.
Sevindim.
Kutlarım.
Yalnız “Takımımızın kritik dönemecinde, camiamızın yıpratılmaması adına susmayı tercih ettim” cümlesini anlamadım.
“Atatürkçü ve laik” olduğunu açıklarsa mı yıpratılacaktı camia?
Bazı çocuklar “ipek donla” doğarlar ya; bazı federasyonlar da “kuruluştan” şanslıdır!
Tıpkı Hasan Doğan markalı Futbol Federasyonu gibi.
Futbol tarihimizde “doğru kararlar” verebilmesi ve çekinmeden uygulayabilmesi için ne gerekiyorsa hepsine sahip olan nadir yönetimlerden biridir kendileri.
Öyle bir donanım ki, eksiksiz...
Hatta fazlası var!
Kötü veya iyi... Bir kere arkasında “müthiş” bir güç ile var oldular.
Taksim’de işçileri sıra dayağından geçiren güçten kim korkmaz?
Dev adımlarla ilerliyoruz futbolda!.. Dikkat edin, “komplo teorilerimiz” bile “bayağı”lıktan kurtuldu.
Neydi o eskiden, lig biterken “Çanta içinde paralar uçuştu” dedikoduları?..
“Araba gitti, dolar geldi, ölüm tehdidi ”.
Banal... Tam anlamıyla vizyon eksikliği ve muhatapları açısından kişiliklere saldırı...
Dedikodu dediğin “usturuplu” olmalı.
Bakın günümüze... Komplo teorileri yumurtlarken, artık futbol adamlarının kişiliklerine saldırılmıyor; tam tersine kişiliklerindeki “tutarlılıktan” yola çıkılıyor:
Mesela “Fenerbahçeli” Kemal Dinçer...
Yaşanmış bir olay... Stadı ve takımları söylemiyorum, mesajı yanlış alırlar.
Maç başlamak üzere. Lider, tribünlerine son ve hayati direktiflerini veriyor:
“Arkadaşlar bugün anneler günü... Analara küfür yok”.
Mırıltı, uğultu, yer yer alkışlar...
Lider devam ediyor:
“Sadece bacılara sövelim”!
“Hurraaa”... Ha şöyle kardeşim!