Yunanistan nereden nereye

8 Ekim 2011

Hafta içinde bir geceliğine Sakız Adası’na gittim. Ekselans Tur’un sahibi Erdoğan Tözge, benimle birlikte İzmir basınından bir gurubu Yunanistan ile işbirliğinin meyvalarını yerinde göstermek için davet etti.
Tözge’nin turizmci yönünü birkaç defa yazdım. O, kartvizitinde turizmci yazan ama turizmle yakından uzaktan ilgisi olmayanların örnek alması gereken bir insan. Erdoğan Tözge’nin İzmir turizmi için canla başla çalışmasını başka bir yazı konusu yapacağım.
Sakız Adası’ndaki bu son seferde gördüklerim ve yaşadıklarım kendi kendime “Yunanistan nereden nereye?” diye beni düşündürdü. Yıllar bir film şerdi gibi gözümün önünden akıp geçti.
1980’den bu yana sayısız defa komşuyu gazeteci veya turist olarak ziyaret etmiştim, kuzeyden güneye hemen hemen her bölgesini öyle veya böyle biliyorum.
80’li yıllarda hele gazeteci iseniz pasaport kontrolünden geçerken size “neden geldin” diyen sert bakışların altında açık bir nefretin izlerini görürdünüz. Gizli polis nereye gitseniz adım adım takip eder, her gazeteci “Türk Casusu” muamelesi görürdü.
Yıllar yılları kovaladı. Halklar birbirini seviyor ama politikacılar iki ülkenin yakınlaşmasını istemiyor söylemleri önce gündeme

Yazının Devamı

EXPO bahane Paris şahane!!!

7 Ekim 2011

EXPO ile ilgili son yazımı Nisan ayı içinde yazmışım; başlığı da “EXPO Bıktırdı”.
O yazımda EXPO’nun 12 Haziran seçimleri için AKP’nin itici kozu olacağını belirtmişim. Nitekim süreç te öyle geçti. AKP kanadı bu konuyu çok konuştu ve kullandı.
Fakat aradan geçen onca zamana karşı 2020 EXPO’su ile ilgili bir arpa boyu yol alamadık. Ne kurulları belli oldu, ne bütçesi, nede yeri.
Önümüzdeki hafta İzmir Ticaret Borsası Paris’e EXPO tanıtım ve temasları için bir gezi düzenledi. 15 Ekim’de yola çıkılacak.
İki Bakanımız Binali Yıldırım, Ertuğrul Günay, Valimiz Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’da davetliler arasında.
Paris’te Uluslar arası Sergiler Bürosu Genel Sekreteri Vicente Loscertales’de ziyaret edilecekler arasında. “Expo’yu çok istiyoruz” mesajı verilecek genel sekretere. Ondan sonra da 3-5 tanede konsolosluk ve büyükelçilik ziyaret edilerek İzmir için destek aranacak.
Bu ziyaretlerde Işınsu Kestelli’nin yerinde olmak istemezdim. Hatta böyle bir riski göze almazdım.

Yazının Devamı

Yalta, Çeşme’nin yolundan gidiyor

2 Ekim 2011


Kırım Müzik Festivali ilk kez yapılıyor olmasına rağmen en ince detaylar bile düşünülmüştü. Jüri sahneyi tam ortadan gören bir yerde görev yaptı. Ses ve görüntü açısından anfitiyatronun en iyi noktasıydı. Yarışma ulusal televizyonlardan da canlı olarak yayınlandı.Soul ve Jazz müziğinin taçsız kraliçesi Gloria Gaynor’ın yaş günü finalin yapıldığı geceye denk geldi. Oylamadan sonra Ukrayna’nın Süper Starı Sophia Rotaru, Gaynor’a sürpriz bir parti düzenledi. Tüm jüri üyelerinin katıldığı kutlamada Gloria yeni yaşını sır gibi sakladı.

Araya Karşıyaka Dans Festivali girince Yalta’da yaşadıklarımı anlatmam için zaman biraz uzadı. İki hafta önce Yalta‘daydım. Dolu dolu tam 5 gün Karadeniz’in bu sahil şehrinde kaldım. Hem tatil hem iş derler aynen öyle oldu. Bu yıl birincisi düzenlenen Kırım Müzik Festivali’ne jüri üyesi olarak davet edildim.
Ne yalan söyleyeyim davete önce gitmek istemedim. Fakat beni Ukrayna’ya davet eden ses, jüri üyelerinin adını sayınca böyle bir gurup her zaman bir araya gelmez diyerek “Evet” cevabını verdim.

Yazının Devamı

Kocaoğlu ‘unut’ oldu

30 Eylül 2011

Sakın şaşırmayın başlıkta yazım hatası falan yok.
‘UNUT’un ‘UMUT’ olarak yazılması gerektiğini düşündünüz ve nereden çıktı şimdi Aziz Kocaoğlu’nun umut olması diye de içinizden geçirdiniz.
Öyle bir başlık atıp birde ona uygun yazı yazsaydım bu şehirde yaşayan birçok insana haksızlık ederdim ki, o da bana yakışmazdı.
Kocaoğlu umut oldu değil. Kocaoğlu’nu “unut” oldu.
Evet, Aziz Kocaoğlu ikinci dönemine başlarken İzmirlilerin umuduydu.
Şehir ikinci döneminde başkandan çok şeyler bekliyordu ve onu yüzde 56 gibi rekor bir oyla İzmir’i yönetmesi için yeniden seçmişti.
Ama geçen süre gösterdi ki Kocaoğlu umut olmak bir yana unutulmak istenen başkan konumuna düştü.

Yazının Devamı

CHP ve İzmir...

16 Eylül 2011

Konumuz yine İzmir.
Şöyle geçen 4-5 yıla bir bakıyorum CHP’liler İzmirliyi anlıyorlar mı?
Beklentilerimizin ne olduğunu görebiliyorlar mı?
Bunlara benzer soruları çoğaltarak düşünüyorum, ne yazık ki cevabım koca bir HAYIR oluyor.
Ne İzmir’i yöneten CHP’li belediye başkanları (bir ikisi hariç), ne il yönetimi, ne de geçmiş ve mevcut genel başkan ve üst yönetimler İzmirlinin duygularını algılayamamışlar.
CHP’nin gözünde İzmir hep bir kale ve burada yaşayanlar sorgusuz sualsiz bu kalenin koruyucuları. Koruyucular, yani İzmirliler kaleyi yönetenlerden hizmette almasa, ilgi görmese de 4-5 yılda bir kaleyi iyi yönetemeyenleri yeniden seçmek zorunda.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta İzmir gezisinde Aziz Kocaoğlu’na sahip çıkıp Ankara ve İstanbul belediyelerine örnek göstermesi İzmir’i ve İzmirliyi üzdü.

Yazının Devamı

İzmir ve THY

2 Eylül 2011

Türk Hava Yolları 40 yıllık meslek yaşamımda hep öncelik verdiğim hava yolu olmuştur.
İzmir- THY ilişkisi 2000 yıllarının başına kadar çok olumluydu.
Türk Hava Yolları’nı yönetenler İzmir’e hep ayrı bir önem verdiklerini belirttiler.
Bizlerin istekleri ön planda kabul görür hatta zaman zaman Avrupa’ya direkt uçuş isteklerimiz karşılık bulur, hatlar açılırdı.
İlişkilerimiz rahmetli Mehmet Köstepen’in Ulaştırma Bakanlığı döneminde tavan yapmıştı.
İzmirli gazeteciler THY’nin tüm çalışmalarından haberdar edilir, İzmir’de özel toplantılarla karşılıklı fikir alışverişi yapılırdı.
2005’li yıllara gelinince ne olduysa oldu THY, İzmir’e bir üvey evlat muamelesi yapmaya başladı.

Yazının Devamı

Temcit pilavı Kordon

26 Ağustos 2011

Son yıllarda Birinci Kordon İzmir’in kanayan yarası oldu. Yalnız Atatürk Heykeli-Liman arası değil. Konak Pier’den, Atatürk Heykeli’ne kadar olan bölümü de aynı sıkıntıları, hatta daha fazlasını yaşıyor.
Bu bölge adeta İzmir’in aynasıdır ama ne yazık ki bu ayna çok kirli, pis ve düzensiz bir manzarayı yansıtmaktadır.
Dünyanın en güzel sahil şeridi olabilecek bu yeri gezen bir yabancı İzmir’in doğru eller tarafından yönetilmediğini anında anlar.
Bir Büyükşehir Belediyesi düşünemiyorum ki bu yolun deniz tarafına bir düzen getiremesin. Pier- Pasaport arası, başıbozukluğun, ben kimseyi takmam mantığının ispatıdır.
Burada edebince iş yapmak, yasalara uygun para kazanmak isteyen esnafa yaşam hakkı yoktur.
İşletmelerin sahile masa koymak için yazdıkları izin yazılarına Büyükşehir Belediyesi cevap bile verme gereğini hissetmez. Israr ederseniz işin peşini bırakmazsanız cevap olarak sahile masa koymak yasaktır denir.
Gerçek öyle midir, hayır tam tersinedir. Rahmetli Ahmet Priştina’nın İzmirlilerin denizle kucaklaşması için yaptırdığı seyir terasları işgal altındadır. Normal vatandaşlar buralara oturarak nefes bile alamazlar.

Yazının Devamı

İzmirliler bu filmi çok gördü

19 Ağustos 2011

Bu günlerde yine İzmir medyası şehre yani bizlere umut pompalıyor. Ama geçmişe şöyle bir uzandığımda ben kendi adıma “Bu filmi çok gördüm” diyorum.
Sayfalar yine çarşaf çarşaf yatırımcılar İzmir’i tercih edecek, İzmir’e gelecek haberleriyle dolu.
Geçmişten bir örnek vereyim. Tarih 18 Mayıs 2010. Bir gazetemizin manşeti “İzmir’e Çinli yatırımcılar geliyor.” Haberden bir detay “Bir otomotivci beklerken galiba iki olacak.” Kim söylüyor bu cümleleri İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş. Gelmesi beklenen Çinli Dong Feng gurubu. Aradan yaklaşık iki yıl geçti, Çinli yatırımcılar geldiler mi? İzmir’de yatırım yaptılar mı? Kocaman bir “HAYIR”. Ama o günlerde İzmirliler 250 milyon dolarlık yatırım hayalleriyle yattı ve kalktı.
Şimdi hem Çinli tren vagon üreticileri ile ilgili Aziz Kocaoğlu’ndan aynı demeçler ve de Chevrolet’ye yatırım için bizi seçin mesajları. Çağrı kimlerden mi? Aklınıza ne kadar oda ve başkanı geliyorsa onlardan.
Chevrolet G. Kore’deki fabrikasını Türkiye’ye taşıma kararı almış, bizim başkanlarda bedava mal bulmuş fakir gibi haberin üstüne atlamışlar.
Mübarekler sanki oda başkanı değiller. Sanırsınız ki nöbetçi demeç ustaları.
Bir yabancı yatırımcı

Yazının Devamı