AB’de savunma seferberliği

12 Kasım 2021

Avrupa Birliği’nin, savunma alanındaki stratejik otonomi imkân ve yeteneğine sahip olmak için hazırlıklarını sürdürdüğü savunma doktrini şekillenmeye başladı

Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, geçtiğimiz Mart ayında AB’nin savunma alanında ABD’den bağımsız hareket edebilmesini sağlayacak stratejik pusula belgesini yayınlamış ve bu konudaki tartışmaların somut bir sonuca ilerlemesi hedefini bir adım öteye götürmüştü. O tarihten bu yana AB, Washington yönetiminin de icazetiyle askeri alanda stratejik otonomiye sahip olmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Yüksek Temsilci Borrell, son olarak üye ülkelere, bu konuda izlemesi gereken yol haritasının olduğu taslak çalışmayı gönderdi. AB’nin tehlikede olduğuna vurgu yapan Borrell, Avrupa kamuoyunun, hızla değişen jeopolitik ortam karşısında  AB kurumlarının hazırlıklı olmasını beklendiklerini dile getirdi. Bu çerçevede Avrupa kıtasının savunmasında birincil sorumluluğun NATO ve ABD’de olduğunu hatırlatan Borrell, AB’nin de, kendi

Yazının Devamı

G20, COP26 ve beklentiler

31 Ekim 2021

İtalya’nın başkenti Roma, ekonomi ve sanayileşme açısından dünyanın en gelişmiş 20 ülkenin liderlerini bir araya getirdi. Britanya da hemen ardından çevre konusunda düzenlenen COP26 için dünya liderlerini Glasgow’da bir araya getirecek. Kuşkusuz insanların aklında şu meşru soru var: Rusya ve Çin’in katılmadığı G20 toplantısında liderler neye karar verecekler? Çevre konusunda 100’ü aşkın liderin bir araya geldiği bir toplantıdan karar çıkar mı?  

Önce COP26’dan başlamak gerekirse eğer, hiç de umutsuz olmamak gerekiyor. Aksine, dünya liderlerinin çevre konusunda geçmişte almış oldukları kararları hatırlatmakta fayda var. Bunlardan en önemlisi ozon tabakasına yönelikti. Ozon tabakasındaki deliğe neden olan gazlara son verme çabasına dayalı olarak liderler Montreal protokolünü imzaladılar. Buzdolaplarından, havalandırma sistemlerine, klimadan saç ve koku alıcı spreylere kadar geniş bir şekilde kullanılan ve ozon tabakasının delinmesine neden olan gazlar yasaklandı. Bir başka örnek ise benzin. 1980’li

Yazının Devamı

‘Hipersonik’ vs nükleer başlık

24 Ekim 2021

Rusya’nın ardından Çin’in de hipersonik füze denemesi gerçekleştirmesi, Brüksel’de toplanan NATO’ya üye ülkelerin savunma bakanları tarafından uzunca bir şekilde tartışıldı. Hipersonik füze tartışması yeni değil. Zira 2000’li yılların başından bu yana müttefikler ile Rusya ve Çin’in üzerinde çalıştığı bir silah. Malum, konvansiyonel başlıklı ve ses hızı altındaki füzeler ile ses hızının iki hatta üç katı seyreden füzelere karşı geliştirilen füze savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek amacıyla geliştirilen bir teknoloji. Ayrıca, kâh nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip füzeleri etkisiz hale getirmek amacıyla, kâh hasımlara karşı kullanılabilecek olan karadan, denizden ve havadan karaya ve havaya fırlatılan savunma aygıtları geliştirilmeye çalışılıyor.

Çin’den önce Rusya, biraz da Hindistan’la birlikte ses hızından neredeyse 5 kat hızlı hipersonik füze geliştiren neredeyse öncü niteliğinde bir ülke. Moskova hipersonik füze kategorisine giren U-71, Brahmos II, 3m22 Zircon ile

Yazının Devamı

Son zirvesinde de onun dediği oldu!

23 Ekim 2021

Brüksel, aynı anda iki önemli toplantıya sahne oldu. Son AB zirvesine katılan Almanya Şansölyesi Merkel, yine ağırlığını hissettirdi. NATO toplantısında ise Savunma Bakanı Akar, “ikili anlaşmalar”a dikkat çekti

Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları iki gün süreyle “sonbahar zirvesi” için Brüksel’de bir araya geldi. Liderlerin gündeminde iklim değişikliğiyle mücadele, Polonya’nın AB Adalet Divanı’nın (ABAD) kararlarını tanımaması, karbon emisyonları, aniden yükselen doğalgaz fiyatlarına yönelik geçici önlemler değerlendirildi. Zirvenin ikinci günündeyse Türkiye’yi yakından ilgilendiren yasadışı göçle mücadele ve AB’nin dijital dönüşüm sürecine ilişkin strateji masadaydı.

Zirvenin ilgi odağı olan figürü, kuşkusuz 26 Eylül’deki seçimlerin ardından görevi bırakacak olan ve 107. zirvesine katılan Almanya Şansölyesi Angela Merkel’di.

‘Eyfel’siz Paris’ benzetmesi

AB liderleri arasında en çok

Yazının Devamı

‘İlerle-me’ raporunda muhalif dil!

20 Ekim 2021

Avrupa Komisyonu’nun ülke raporları dün resmen açıklandı. Bilindiği üzere 2016’ya kadar Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülkelerin Birlik müktesebatına uyumuyla ilgili “ilerleme raporu” diye adlandırılan belge, o tarihten bu yana “ülke raporu” olarak geçiyor. Avrupa Komisyonu’nun aday ülkelerdeki gelişmelerle ilgili görüş ve yorumlarını aktaran ülke raporları, AB ile aday ülke arasındaki ilişkilerin ne şekilde geliştirilmesi gerektiği konusunda devlet ve hükümet başkanlarına önerilerde bulunuyor.

Komisyonun son Türkiye raporu ise, hayli olumsuz unsurlar içeriyor. Avrupa Komisyonu, Türkiye’deki demokratik kurumların işleyişinde bir sorun olduğuna vurgu yaparken, temel hak ve özgürlükler, azınlık hakları, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü alanında bir önceki yıla oranla gerileme yaşandığına dikkat çekiyor. Rapor, Temmuz 2018’de olağanüstü hale son verilmesine rağmen “olağanüstü uygulamaların” sürdüğüne işaret ediyor. Kadına

Yazının Devamı

Biden sanki haklı çıkıyor

17 Ekim 2021

ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecinin yankıları sürüyor. ABD Başkanı Joe Biden çekilme süreciyle ilgili olarak Eylül ayı başında yaptığı açıklamada ilginç bir hususa dikkat çekmişti. Biden, ABD yönetiminin Afganistan’da radikal unsurlarla 20 yıla yakın bir süredir savaştığının altını çizerken ABD’nin bölgeden çekilmesiyle birlikte artık bu unsurlarla Rusya ve Çin’in uğraşması gerektiğini söylemişti. Nitekim Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Rus istihbarat birimlerine göre Afganistan’ın kuzey sınırında 2000’e yakın radikal militanın konuşlandığını açıkladı. Bir önceki gün de Bağımsız Devletler Topluluğunu (BDT) oluşturan 13 ülkenin istihbarat başkanları Moskova’da bir araya gelerek Afganistan sürecini ve Orta Asya’nın güvenliğini ele aldılar. BDT ülkelerini kaygılandıran konular arasında radikal unsurların Afganistan’dan Orta Asya’ya sızmaları ve BDT ülkelerinde eyleme geçmeleri. Taliban’ın hem ülkeye egemen olup hem de radikal unsurları

Yazının Devamı

AB’de yeni krizin adı ‘Polexit’ mi?

13 Ekim 2021

Polonya ile Avrupa Birliği ilişkileri, özellikle yaşanan son gelişmelerle birlikte iyiden iyiye gerildi. Bu, Polonya’nın AB’den çıkabileceği yorumlarına neden olurken, halkta durum farklı görünüyor.

Birkaç yıldır ilişkileri pek de iyi olmayan Polonya ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ipler, 7 Ekim’den itibaren iyice gerildi. Malum, Polonya Anayasa Mahkemesi, merkezi Lüksemburg’da bulunan AB Adalet Divanı kararlarının Polonya ulusal yasalarının üzerinde olamayacağına hükmetti. Bu kararının bir diğer anlamıysa, ülkenin, Avrupa Adalet Divanı’nın (ABAD) kararlarını tanımayacağı, yani Varşova’nın, bu vesileyle AB’nin hukuki ve idari mekanizmasına doğrudan meydan okumuş olmasıydı.

AB ile Polonya arasında zaten son 5 yıldır hukuk devletinin tanımına yönelik ciddi bilek güreşi yaşanıyordu. Ancak Başbakan Mateusz Morawiecki’nin, AB yasalarına istinaden Polonya Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun kabulü ve mahkemenin ABAD kararlarını ülke anayasasına aykırı bulması ve “ülkenin egemenliğiyle ters düştüğüne” dikkat çekmesi

Yazının Devamı

ABD-Fransa mutabakatı ve stratejik otonomi

10 Ekim 2021

ABD ile Fransa arasında önemli bir gerginlik yaşanmıştı. Hatırlanacağı üzere Fransa Avustralya’ya 12 adet denizaltı satmış, Canberra yönetimi de anlaşmayı geçtiğimiz haftalarda ABD ile İngiltere lehine bozmuştu. Paris ile Washington arasında ipler gerilmişti. Hatta iki başkent arasında söz düellosu yaşanıyordu. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile Savunma Bakanı Florence Parly zaman zaman amacını aşan çok sert açıklamalarda bulunmuş, ABD’li mevkidaşları ise Fransa’ya zeytin dalı uzatıp alttan almaya çalışmışlardı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron uzun süre ABD’li mevkidaşıyla telefon görüşmesinde bulunmadı. Ancak sonunda öngörüldüğü üzere gerilim tatlıya bağlandı. Biden, Macron’la iki kez telefonda görüştü. Görüşmelere yönelik olarak da birer basın açıklaması yayınladılar. Ortak bir açıklama olmamasına karşın ifadeler kelime kelime aynıydı. Diplomaside sanki önceden müzakere edilmiş ortak bir metin görünümde.

Transatlantik ilişkiler için Fransa ile ABD iki önemli

Yazının Devamı