Bir harika girişim. Adı “DEMOKRASİ LABORATUARI...”
Şef Cem Mansur önderliğinde 92 gençten kurulu orkestranın provaları halka açık seminer işlevini de üstlenmiş.
Orkestrayı toplumun bir aynası olarak yansıtan bu etkinlikte “takım ruhu, liderlik, demokratik katılımın sınırları ve - öteki- ni de dinlemek, birlikte varolmak” gibi konular, çok sesli müziğin doğası ve çalışma ortamını örnek olarak sunuyor.
Demokrasi laboratuarı bu girişimle “müziğin mutfağından” besleniyor.
Nasıl bir güzelliktir bu...
Arkasında “Gençlik Orkestraları Derneği” var.
Referandumda “EVET” oylarının olacağı “çantada keklik” gibi konuşulmakta.
Bazı kamuoyu araştırmaları da bu balona hava bastırıyor, şişirdikçe şişiriyor.
Oysa...
“Kurgu” kuşkuları veren böyle araştırmalar değil, biraz da rakamlara dayalı mantık yöntemine başvuralım.
Referandumda -son eklenen 7 milyonla birlikte- 50 milyon seçmen var.
Yüzde 51 “EVET” oyu çıkması için 25 milyon 500 bin AKP ve yandaş seçmen oyu gerekir.
AKP, oyların yüzde 47’sini aldığı 2007 seçimlerinde sandıktan 16 milyon oy çıkarmıştı.
Referandumla yatıyoruz, referandumla kalkıyoruz... Oysa...
Kürt sorununda art arda fay kırılmaları, bu sorunları kapanmış kulakları bile sağır edercesine dağlarda ve kentlerde yankılanıyor.
- Kandil’de PKK’nın birinci ismi Murat Karayılan “devletin, önderlikle (Abdullah Öcalan’la) iletişim kurduğunu, “ateşkes kararının İmralı’dan talimatla açıklandığını” söylüyor.
- TARAF gazetesinde sürmanşetten verilen haberde “İstanbul’da bir balıkçının derin devlet ve PKK arasında ateşkes görüşmelerinin yapıldığı ve 15 Ağustos’ta PKK tarafından ateşkes ilan edileceği” yazılıyor...
Ankara’dan hiçbir yalanlama yapılmadığı gibi haberde öngörülen ateşkes ilanı da gerçekleşiyor.
- PKK ve BDP “Referandumda HAYIR” tavrını değiştirme olasılığının işaretlerini veriyorlar.
Öcalan’ın da bu yolda söylemleri var. Referandum sandıklarına PKK eylemleri kanının sıçraması önleniyor.
LEONARDO di Caprio’nun son filmi, siyaset için düşüncelere yöneltti.
Filmi göreceklerin tadını kaçırmadan anlatayım.
Rüya içinde rüya görür müsünüz?
Ben görürüm.
Hele bunlardan birini yılda 2-3 kez...
Rüya içindeki rüyamda “lise diplomamın olmadığı ve lise bitirme sınavlarına yeniden girmem gerektiği” söylenir.
Ben derdimi anlatmak için çırpınır dururum.
YAKIN gelecekte 3 darboğaz görünüyor. 1- Referandum
2- 2011’de genel seçimler
3- Cumhurbaşkanlığı seçimi
....................
Sonuncusu daha şimdiden gündeme geldi.
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı süresi 7 yıl mı, yoksa 5 yıl mı?
Tartışmalar başladı.
PKK’nın “ateşkes” açıklaması yapacağı işaretleri daha önceden TARAF gazetesinde Yıldıray Oğur imzasıyla verilmişti.
Satırlarını diğer haberleri gibi ilgiyle okumuştum.
Sürmanşetten, okuyanı damağından yakalayan zoka gibiydi başlık:
“O BALIKÇIDAN MESAJ VAR: RAMAZANDA ATEŞİ KES!”
Satırları şöyle başlıyordu:
Üstünden arabalar geçen köprünün altına saklanmış bir balıkçı. Kalabalık ve gürültülü cadde üzerinde gözden kaçabilecek kadar dar bir yerden inilen merdivenler saklı bir bahçeye açılıyor.
Dışarıdan bakan kimsenin göremeyeceği, iki yolun arasına sıkışmış “John Molkovich Olmak” filmindeki buçuk kata benzeyen bu balıkçı, yukarıdaki şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzak bir sığınak.
Bodrum’un “bedroom” olmadığı güzelliklerini zaman zaman yazarım. Gene öyle bir yazı…
Gümüşlük tepelerinde tarihi bir şapel…
Geleneksel “tonoz” formatında… Adı; “Eklisia Kilisesi…” Bodrum’un Aya İrini’si denebilir.
Lacivert kadife gibi bir gecede Fransız Piyanist Jean Bernard Pommier piyanoda…
İki duyarlı konu... Bunlar, yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in göreve başlamasıyla birlikte kamuoyunun ondan beklentisi...
1- TSK, PKK’ya karşı mücadelede başarılı oldu mu, olamadı mı?
Genelkurmay Başkanlığı’nın son aylarında Orgeneral İlker Başbuğ bu soruya “somut” cevap vermişti.
PKK’nın Türkiye ve Kuzey Irak silahlı kadrosu ortalama 6 bindir.
Silahlı Kuvvetlerin etkisiz hale getirdiği PKK’lı sayısı 30 bin. (Org. Başbuğ “öldürüldü” sözcüğünün yerine, TSK’nın “etkisiz hale getirildi” söylemini kullandığını da vurgulamıştı. G.C.)
Açıkça görülüyor ki, TSK, dağ kadrolarını 1 değil tam 5 kez sıfırlayacak sonuçlar almıştır. (10 bin PKK’lı da ya teslim olmuş, ya yaralanmıştır.)
Bu durumda, PKK’ya karşı mücadelede “TSK başarısız kaldı” diyebilmek ya kasıttır ya da yanlış.