AKP’ye yakın sesler ve yayınlar, “bu Anayasa Mahkemesi heyetinin AKP için açılan kapatma davasına bakamayacağı” iddiasında.
Dava açılınca yüzde 47 oya gönderme yapılarak “Başka bir halk mı ithal edelim?” diye soranlar, “Başka bir mahkeme heyeti mi ithal edilmeli?” sorgulamasını da yapmalılar...
Bir başka açıdan daha bakalım...
Bu heyetin yerine yeni Anayasa Mahkemesi üyelerini kim seçecek?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Ama... Gül de dava dosyasında yer alıyor.
Kendisinin de içinde olduğu bir dava için Anayasa Mahkemesi üyeleri ataması doğru olur mu?
FB-Chelsea maçını Saracoğlu’da dostum Cengiz Yalçın’ın locasında izledim.
Cengiz Yalçın, FB Başkanı Aziz Yıldırım’ın dayısıdır.
Oğlu Neşet Yalçın da FB Yönetim Kurulu üyesidir.
Bizim locada Kezman’ın eşi Emilija ve arkadaşları da vardı. Uğurluymuş.
Solumda FB Asbaşkanı Ali Koç’un, sağımda damardan FB’li Ali ve Ömer Dinçkök’ün locaları...
Doğrusu tedirgindim.
Hele Deivid’in kendi kalesine attığı golden sonra rahatsızlığım arttı.
Özal zor durumlarda bir babanın oğullarına nasihatini anlatırdı. Dört oğluna birer sicim vermiş. Çekince kopuyor.
Sonra o dört sicimi birleştirerek halat yapmalarını istemiş. “Çekin bakalım, kopuyor mu?” diye sormuş. Elbette kopmamış. “İşte kendi kafanıza gidip birer sicim olmayın.
Birlik olun. Kimse sizi koparamaz” demiş. Bunu neden hatırladım?.. Türkiye’nin, tüm partileri, kanaat önderleri, STK’ların uzlaşarak ve AB standartlarıyla örtüşen düzenlemeler yaparak, bu çağın yeni durumları, örneğin, laik devlet için güvenceler getirerek yeni bir anayasa oluşturmaları, bugün yaşadığımız bunalımdan çıkış kadar, yarınların da bunalım olasılıklarını önleyebilir.
Böyle bir yaklaşım ve bütünleşme Türkiye’yi küresel ekonomi fırtınalarına ve olası ayrımcı başkaldırı kalkışmalarına karşı da güçlü tutar.
Bunun dışında perakende, bölük pörçük ve sadece paça kurtarmayı hedefleyen anayasa ya da yasa değişiklikleri Türkiye’ye daha da güç kaybettirir.
SACAYAĞI
Sinemalarda “Tanrının Vadisinde (In The Valley Of Elah)” bugünün Türkiye’sinde mutlaka görülmeli.
Yazar arkadaşlar galiba filmin sonundaki mesajı almamışlar.
Bir sürü yüzeysel yorum.
Çünkü...
“O son” için tek satır yok.
Charlize Theron, Tommy Lee Jones’un başrollerini paylaştıkları filmin konusu şöyle...
Hank (Tommy Lee Jones) emekli çavuştur. Örnek bir asker olarak görev yapmıştır. Oğlu Mike’ı da asker yazdırır.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı için notlar...
1) Açılan dava, “AKP’yi kapatma” ve “Erdoğan ile diğer bazı üst düzey partililerin mahkûmiyeti” ile sonuçlansa da bu, “siyaset yasağı” anlamına gelmeyecektir.
Olası bir mahkûmiyet kararı, “5 yıl süreyle bir partiden milletvekili seçilmeye, parti kurucusu, parti yöneticisi ve parti üyesi olmaya” yasak koyar.
Ama... Yasaklananlar, “Bağımsız olarak seçimlere girer, seçilir ve milletvekili olabilir.” Bu durumda... “AK Parti” yerine, -sözgelişi- “PAK Parti” olarak seçime girer, gerekli oyu toplarsa iktidar olur, Erdoğan ve arkadaşları da bağımsız milletvekili seçilirler.
Başbakan ve bakan olabilirler mi?
Bu konu yeniden Anayasa Mahkemesi önüne gelebilir.
2) AKP “İlla kapatılacak” diye düşünmek yanlış.
Pazar kahvesi
Demokrasinin ikinci sınıf ülkeleri için “Banana Republic (muz cumhuriyeti)” deyimi kullanılır.
O ülkelerde sabah erken uyanan askeri darbe yapar.
Hukuk yoktur. Diktatörler ne derse o olur.
Ciddi demokrasilerde bir hukuk devleti ayıbı görülürse,“N’oluyor, burası muz cumhuriyeti mi?” diye tepki gösterilir.
Bu deyimin sempatiyle karşılanan tek istisnası “Banana Republic” giysileridir.
TİM’in (Türker İnanoğlu Maslak Show Center) özel bir bölümü vardır.
2008 Türkiye Güzellik Yarışması öncesinde orada laflarken, ansızın bir hareketlenme oldu.
TV ve foto muhabirleri ordusunun ortasında Paris Hilton Hanımefendi göründü. Bulunduğumuz yere geldi. Tanıştırıldık. Ayaküstü konuştuk.
Bir yandan da hem menajeri, hem de özel TV kameramanı olan genç adam görüntü alırken, baktı ki söyleşimiz keyifli, “Yarışmadan sonra Reina’da After Party’ye geleceksem, Paris ile orada daha uzun konuşabileceğimizi” söyledi.
Neler konuştuk?..
Doğrusu incir çekirdeğini doldurmaz. Örneğin... Paris adını annesi koymuş. Çünkü Paris’i çok severmiş.
Evet... AKP’ye ve muhalefete “uzlaşma” çağrısı “boş çerçeve”dir.
İçi nasıl dolacak?
AKP’liler “Anayasa’yı değiştirmeyip, partinin kapanmasına hareketsiz mi kalalım?.. Parti kapatmak kararı, siyasi idam infazıdır” diyorlar.
“Dava sürecinde daha önce de anayasa ve yasa değişiklikleri yapıldığını, şimdi de anayasa ve yasa değişiklikleriyle parti kapatmanın zorlaştırılmasında hukuki bir engel olmadığını” söylüyorlar.
Onlara göre “bu durumda uzlaşmak, AKP’nin boynunu giyotine uzatması” demek olacaktır.
CHP de şöyle soruyor:
“İktidarla nerede uzlaşacağız?.. Anayasa’nın değişmez/değiştirilemez -laiklik- ilkesinden vazgeçmek için mi?.. Laikliğin tanımını, AKP’nin daha iktidarının başında dile getirdiği gibi onların anlayışına göre yeniden yapmak için mi?..”