Konyak / Limoncello / Grappa

25 Şubat 2007

"Her güzel yemeğin sonundaki gibi tatlı ve kahveyle bitirelim..."Bu söylemden sonra bir sopranonun ses lezzetiyle caz yapmaya başladı. Söylemi, Tramisu ve Cappuccino'ydu. Uzamayan hafif bir tatlı ve ardından kahve...Gerçi... İtalya coğrafyasının büyük bölümünde yemek sonrası Cappuccino değil, espresso içilir, ama bu bir tercih konusudur.Ziyafeti tatlı ve kahveyle bitiren bu ince "bis"e şapka...Lütfi Kırdar'ın binlerce izleyicisi ayakta.Alkışlar gök gürültüsü...Aziza Mustafa Zadeh'in konseri böyle noktalandı. Yaşamımda duyduğum en güzel "bis" cevabı... Sahnedeki "cazın hüzünlü prensesi", alkış tufanı ile konserin devamını isteyenlere şöyle cevap verdi... Zadeh, sırtına kadar inen uzun saçları, incecik sıfır bedeniyle güzel bir kadın.3 yaşında müziğe başlamış.Konuşurken sanki başka dünyalardan bir fısıltı yansıtıyor.O gece Bach, Mozart ve Chopen'den başyapıtları caz ritmiyle sundu.Piyanosu da, sesi de bir harikaydı.Ne yazık ki... Ravel'in bolerosunu, Rimski-Korsakov'un eserlerinin cazla yorumunu dinleyemedik."Klasik müzik" ve "caz", ona göre "sağ" ve "sol" gözden farksız.Babası ve annesi müzisyen. Müzik gezegeninde doğmuş. Gerçekten muhteşem bir yetenek... Cazın ikonası Keşke bu

Yazının Devamı

Pankürdist söylemler

24 Şubat 2007

Yargıyı etkileme olasılığı bulunan "içerik" yorumları yapmayacağım. Kınamakla yetiniyorum. Ama... "konuşan" değil, "konuşturan" daha önemli. Ne yazık ki... Onun söylemlerinin arkasında, Kuzey Irak'taki ABD himayeli yönetim var.1991 sonrası "çekiç güç" ile başlayan ve sürdürülen güvenlik örtüsü altında bu tür konuşmaların yapılabileceği, tavırların konacağı bir coğrafya oluştu. Ankara'nın kırmızı çizgilerinin, teğele ve açık pembeye dönüştüğü bir sürecin sonlarındayız.Dünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısı da bu gerçeğin ışığında görülmeli. Diyarbakır DTP İl Başkanı İbrahim Aydoğdu, "konuştu..." Tutuklandı. Şu andan itibaren yargı süreci başlamıştır. Prof. Ümit Özdağ'ın imzasını taşıyan, "Kerkük Krizi ve Türkiye'nin Irak Politikası" başlıklı rapor, bir deniz feneri gibi hem karanlıkları aydınlatıyor, hem de kayalıklar için uyarıyor.Bu araştırmada "Türk-Amerikan ilişkileri, Soğuk Savaş sonrasında K. Irak merkezli sürekli bir kriz döneminden geçmektedir" saptamasından sonra, iki ülke arasında imzalanan son stratejik ortaklık belgesi "stratejik kopmama" belgesi olarak adlandırılıyor.Kuzey Irak Kürtleri, son Irak savaşından bu yana ABD'nin "stratejik ortağı..." Türkiye ise, "stratejik

Yazının Devamı

Ayrılan yollar

23 Şubat 2007

Açıklamaların bugünkü MGK toplantısıyla kesişmesi herhalde bir rastlantı değil.Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın MGK'da "PKK'ya Barzani ve Talabani tarafından patlayıcılar verildiği" yolunda kanıtları masaya koyması söz konusu...Fikret Bila'nın satırları altı çizilerek okunmalı... DTP Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Aydoğdu'nun söylemleri ilginç... "Kerkük'e Türkiye'nin askeri müdahalesi Diyarbakır'a saldırıdır" mesajını veriyor. "Türkiye'deki 20 milyon Kürtten" söz ediyor.(*) DTP Diyarbakır İl Başkanı İbrahim Aydoğdu'nun söylemiyle Abdullah Öcalan'ın çizgisi farklı. Öcalan, daha yakın zamanlarda "Kuzey Irak'ta kurulacak bir devletin ABD uydusu olacağı" görüşündeydi. Sıcak bakmıyordu.Bunun bir yorumu da... Kürtlerin liderliği için rekabette Barzani ve Talabani'nin gerisinde kalma kaygısı olabilirdi.Öcalan'ın İmralı'da kaldığı süreçte Barzani ve Talabani çok yol aldılar.Irak'ta cumhurbaşkanlığı ve Kuzey Irak'ta yönetim onlarda...ABD'nin "stratejik ortağı" konumuna geldiler.Öcalan'ın etkin olduğu coğrafyada ve kesimde de özellikle Barzani ağırlığını artırıyor.Öcalan ise, İmralı'dan -dolaylı- birkaç mesajla mevzilerini korumak için hayli zorlanıyor.Kısacası... Zaman, Barzani ve

Yazının Devamı

Bush'a suikast

21 Şubat 2007

Yıl 2008... ABD Başkanı Bush'a Chicago'da suikast... Yaptığı konuşma sonrası partililerle el sıkışırken, tebrikleri kabul ederken iki el silah sesi.. Kurşunlardan biri kaburgasına saplanıyor. Diğeri aort damarını parçalıyor.Hastaneye kaldırılıyor.Orada yapılan açıklamada "Başkan Bush'u kaybettik" deniyor.İstanbul Festivali (!F) kapsamında gerçekten ilginç bir film.Bir "hayali suikastın anatomisi" neredeyse dakika dakika yansıtılıyor.Salondakilerin bir kısmı, hem de büyük bir kısmı "Böyle bir suikast gerçekleşse mutlu olacak" havadaydılar.Zaten film de, Başkan Bush'a, Chicago halkının dehşet verici tepki gösterileriyle başlıyordu. Filmin adı "Bir Başkanın Ölümü" Filmden düştüğüm notlara gelince...1- Görevde olan bir başkanın bir yıl sonra öldürülüşünü canlandıran filmin yapılması, düşünce ve ifade özgürlüğünün göstergesi olduğu kadar, Amerikan toplumundaki Bush'a odaklanmış yaygın ve köklü tepkinin de yansıması.ABD halkının hatta dünya kamuoyunun Bush'a öfke boşalımı bu.2- Bizdeki geleneksel söylemle "acaba Bush hedef gösterilmiş" olmuyor mu?Üstelik zanlılar da Müslüman.3- Dünyada böyle bir filmler çevrilebilir mi tartışılır, ama Türkiye'de mümkün mü?Kurtlar Vadisi "kötü örnek

Yazının Devamı

Sivilin "kurmay" hatası

20 Şubat 2007

1 Mart tezkeresi TBMM'ye takılınca Barzani ve Talabani, ABD'nin "stratejik dostları" haline geldi.ABD, Bağdat ve dolaylarında uğraş verirken onlar Kuzey'de başını ağrıtmayan müttefikleri oldu.Daha birkaç yıl önce Türkiye'den aldıkları kırmızı pasaportlarla seyahat edebilen Talabani şimdi Irak'ın cumhurbaşkanı, Barzani ise, Kuzey'de "resmen ilan edilmiş Kürt devletinin başında."Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye'den mali yardımlarla peşmergelerin giderlerini karşılarken, şimdi, Kerkük petrolleri gibi büyük bir para kaynağına el koymak üzereler.1 Mart tezkeresi öncesinde Türkiye, "Sıcak Takip" başlıklı uluslararası hukuk çerçevesinde Kuzey Irak'a, hatta derinlerine kadar girerek PKK odaklı askeri harekât yapabiliyordu."PKK'yı o coğrafyadan siliyordu" denemez ama kolunu, kanadını kırıyordu. Şimdi bu olanaktan yoksun. 1 Mart tezkeresi geçseydi, Kuzey Irak'ın güvenliği, Türkiye'den sorulacaktı.Barzani ve Talabani yönetimindeki Kuzey Irak Kürtlerinden ABD'ye rağmen TSK'ya engelleme olamazdı. PKK da İran sınırındaki dağlara sıkışıp kalırdı.1 Mart tezkeresi geçseydi, bölgedeki TSK'yı aşarak savaş sonrası o coğrafyada kalan Saddam'ın ağır silahları ve ABD'nin yüksek teknolojili füzeleri,

Yazının Devamı

Ecnebide kafa karışık

18 Şubat 2007

O yöntemi uygulayalım. Önce "normal" ölçütü... Demokraside "normal" nedir? Anayasa ve yasaların uygulanmasıdır. Meşru cumhurbaşkanını TBMM'nin seçmesidir.TBMM çoğunluğu AKP'de olduğuna göre istediğini seçebilir."Makul"e gelince...Ara dönemler dışında, TBMM'de çoğunluk ya da nispi çoğunluk partisinin genel başkanları cumhurbaşkanı seçildiler. Son örnekler, Turgut Özal ve Süleyman Demirel'dir. Bu da "makul"ü tanımlıyor.TBMM'de çoğunluğa sahip AKP Genel Başkanı Erdoğan, karar verirse, "makulü normalde aramak" rotasında birkaç adım atarak, Çankaya asfaltının konut bahçesinden öte tarafındaki Köşk kapısına çıkabilir. Ancak ecnebi, bu ezbere kafa karıştıran soru işaretleri koyuyor.Şöyle ki: Artık "görünmezler" arasındaki Metin Toker'in bir siyaset rotası vardır. Toker, "Makulü normalde aramak" diye yazardı. Bu üç sözcüğü siyaset sistemine yerleştirmiştir. Yoksa "ecnebiden al haberi" mi desek?..Türkiye'de iş yapan bazı yabancı şirket yöneticileri, "Erdoğan Çankaya'ya çıkmayacak" diyorlar. Başka dostlar da içte ve dışta yabancı sermayeden benzer söylemlere tanık olmuşlar.Onların minik kuşları, Başbakan Erdoğan'ın çevresinden olabilir mi?Güvenilir bankacılara göre, "Ocak ortalarından bu

Yazının Devamı

Üç açıdan

17 Şubat 2007

Geç gelen adalet, adalet değildir. Ya geç bile gelmezse?..Marmara depremi sorumluları için açılmış dava dosyaları, çoğunluğu zaman aşımına girdi ya da cezaları ertelendi.Adalet için, yukarıdaki söylemin gölgesini vicdanlara düşüren bir acı durumdur bu.Anayasa'da Türkiye'nin sosyal adalete dayalı demokrat, laik hukuk devleti olduğu vurgulanır.Anayasa'nın "değiştirilemez" maddesidir.Ama... Marmara depremi gibi bir doğa felaketinin birinci derecede sorumluları aramızda ellerini, kollarını sallayarak dolaşacaklarsa... Özgürlüklerini kısıtlayacak bir ceza almayacaklarsa, hırsları uğruna malzeme çalarak kaçak kat çıkarak neden oldukları zararı tazmin etmeyeceklerse... Burada hukuk devletinden söz edilmesi zor... Bir Anayasa fantezisi gibi görülmez mi?Kamu vicdanı ağır yaralar almıştır. Yargıtay'a ulaşan dosyaların zaman aşımına girmemesi için haftalardır aralıksız çalışan 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker de bunu söylüyor. Üzgün.Zaman aşımının rüzgârıyla toz olanlar, aynı melunluğu yeniden yapacaklardır. Adalette tek yol devrim... Kuzey Irak'ta "çuval geçirmenin" rövanşını Kurmay Albay Aziz Ergen aldı... Maço buzdağları da eriyor. İşte 3 cumartesi yazısı... Bir hukukçu olarak

Yazının Devamı

Kıbrıs sularında petrol

16 Şubat 2007

Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, KKTC karasularını ve kıta sahanlığını da kapsayan alanda petrol aramak ve çıkartmak amacıyla ihale açması yeni bir gerilim nedeni.Ancak... Olayı serinkanlı yorumlamak gerek.Şöyle ki:1- Petrol arama şirketlerine ihale açmak ve bazı şirketlere arama izni vermek, sadece kâğıt üzerinde bir tavırdır.2- Bu izin sonrasında fiilen aramaya başlamak ve başlatmak aşaması gelir. İşte o düğmeye basıldığında fiili durum oluşmuş demektir. Türkiye de tavrını koyar.3- Bu arada petrol bulunursa, üretim ve pazarlama ise tam bir çömleğin patlama nedeni olur.Bunun öncesi var.Bu süreç ve deneyim daha önce Yunanistan'la yaşandı.Turgut Özal, Houston'da ameliyat olmuştu. Türkiye'ye dönmek üzere Amerika'dan ayrılmıştı.O arada "Yunanistan'ın Ege'deki ihtilaflı bölgede petrol aramaları için bazı şirketlere izin verdiği" açıklandı.Yani ihale yapılmış, arama yapacak şirketler saptanmıştı.2007 yılının Kıbrıs örneğinden daha ileri ve kritik bir aşamaydı.Dönemin cumhurbaşkanı Evren de, bir açıklama yaparak "bunun Türkiye ile Yunanistan arasında savaş sebebi sayılacağı" mesajını vermişti.Ve merhum Özal'ı taşıyan özel uçak, bir gece dinlenmesi için Londra'ya inmişti.Onunla aynı otelde

Yazının Devamı