<#comment>#comment>1946 yılından bu yana İspanya'da sürgün olan eski Bulgar Kralı'nın oğlu Preas Simeon, ülkesine döndü.
17 Haziran'da yapılacak genel seçimlere, başında bulunduğu Ulusal Harekat'la katılmak üzere seçim kampanyası başlattı.
Yüzde 50 dolaylarında oy alması bekleniyor.
Simeon "Bulgaristan için İspanya, Hollanda, İsveç, Belçika ya da İngiltere gibi monarşik yönetimi" savunmuyor.
Başının üzerine "taç" yerine "seçim sandığı" koyuyor.
Eline silahı, taşı, demiri alanlara, yumruk sallayanlara ve güdümlü rejim heveslilerine Simeon'un tercihi, bir demokrasi dersi...
<#comment>#comment>"Sosyal intifada" gibi algılanabilecek halk manzaralarına bakalım.
Eğer ekonomik programın açıklanacağı hafta, toplumsal dalgakıran olarak bilinen esnaf, sokağa dökülüyor ve siyasi iktidarın istifasını istiyorsa... Düzenin omurgası sayılan ticaret ve sanayi odaları, "Hükümet istifa" diye bildiri yayınlıyorsa... "Düzenin kasası" denebilecek TÜSİAD bile desteğini "kerhen" veriyorsa... Türkiye'nin işçisi ve memuru, eylem için düğmeye basmışsa... Zaten sicilinde üstüste 2 kaza notu bulunan siyasi iktidar, hangi kesimden destek alacak?
Ankara'da bulunan ve ulusal destekte ısrarlı olan IMF heyeti, bu manzaralardan kaygılanmaz mı?
Yer çekimi kuralları, altı boşalmış ağırlıklar içindir.
Peki alternatif?
<#comment>#comment>Bizim gibi Brezilya da Amerika'dan bir Türk ekonomi kaptanı ithal etmiş.
Dr.İbrahim Eriş, eğitimini ABD'de yapmış.
Orada ekonomi dersleri verirken, şimdi eşi olan Brezilya'lı bir güzele aşık olmuş.
Brezilya'ya yerleşmiş.
Sao Paulo Üniversitesi'nde ekonomi kürsüsündeyken Brezilya Cumhurbaşkanı tarafından Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmış.
Dr.Eriş, Merkez Bankası Başkanı olarak Brezilya'nın ekonomik kriz deneyimini birebir yaşadı.
<#comment>#comment>Maliye Bakanı Sümer Oral'dan duyarlı konularda açıklamalar:
Soru: "Hazine kağıtları ve dış borçlar için Türkiye moratoryum ilan edecek. Yani ödemeyecek" deniyor. Böyle bir olasılık var mı?
Cevap: "Az önce, Sayın Derviş ile telefonda yarım saat konuştuk. Böyle birşey kesinlikle yok. Aklımızdan bile geçmez."Soru: Sayın Oral "TL ve döviz varlığından vergi alınacağı" yolundaki iddialar, Tahtakale'den tutunuz bankaların görevlilerine, işadamlarına kadar herkesten duyuluyor. Gerçek nedir?
Cevap: "Tasarruf mevduatlarından faiz, beyannameye tabi idi. Biz stopaja çevirdik. İster TL, ister döviz olsun mevduat reel sektörü besler.Zaten kredi aslanın ağzındayken, bir de daha pahalı hale getirecek ek vergiler düşünülemez.Mevduattan varlık vergisi gibi bir vergi de kesinlikle olmaz."Soru: Ya akaryakıt vergisi?
Cevap: "Akaryakıt vergisi, zaten daha yeni yüzde 20 arttı."Soru: Mali denge ve aktifler gibi kriz vergileri düşünülüyor mu?
Cevap: "O vergiler, 1994 krizi sırasında çıkarılmıştı.Vergi tekniğine aykırıdır.O zaman bu görüşümü dile getirmiştim, şimdi de farklı bakmıyorum."İşte açık ve net
<#comment>#comment>Kemal Derviş'in "3 ayaklı krizden çıkış için modeli", Brezilya ve G.Kore'den esinleniyor.
Şöyle ki:
Birinci ayak; "Ulusal Program"dır...
"Peki neden gecikiyor?" Ulusal Program hedefler koyar. Takvime bağlar.
Gecikme nedeni; Hedeflerin tam saptanamamış olmasıdır. Derviş için "Türkiye koşullarına uyum zorlukları, siyasetçilerle örneğin Öksüz gibi bakanlarla henüz tam anlaşamamış olmak, içerden çelmelenmek, Hükümet ortağı parti liderlerinin aralarındaki çekişmelerin girdaplarında zaman zaman dönmek" gibi etkenler elbette var.
Ama... Derviş gecikmiyor.2 modelden biri olan Brezilya'dan esinlenerek ve bilerek, isteyerek bekliyor.
<#comment>#comment>"Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede?" (Fatih Erkoç)Dün Ankara'da yürüyen esnaf, bu dizeleri söyledi mi?
Bilmiyorum.
Ama... Krizin requemi olarak İstanbul Festivali'nde icra edilebilir.
Ekonomik Koordinasyondan Sorumlu Bakan Kemal Derviş, dün işadamlarına "Türkiye insanı bir sinir krizi geçiriyor" demedi mi?
Gerçekten öyle.
Birinci gün Devlet Kağıtları İhalesi açılıyor. Kapış kapış gidiyor...
<#comment>#comment>Yıl 1986...Son 20 yılın en düşük enflasyon oranı yüzde 24,6'nın gerçekleştiği yıl.
Turgut Özal, kalp ameliyatı geçirmiştir.
Başbakan Vekili Kaya Erdem'dir.
Turgut Özal'ın 24 Ocak operasyonu dahil hep en yakınında olan ekonomist.
Kaya Erdem'den bugünlerin kriz yorumunu yansıtalım:
"Krizin patlayışından bu yana 45 gün geçti.Çok geç kalındı.Oysa... Bayram sonunda ciddi bir program hazırlanıp açıklanmış olmalıydı.Hatta... Derhal harekete geçilmeli, operasyon yapılmalı ve güven ortamı sağlanmalıydı."
<#comment>#comment>Türkiye nasıl kurtulur?
Derviş'in söylediği gibi, Güney Kore'den alınacak derslerle mi?
Birkaç G. Kore örneği...
G. Kore ekonomik krize girdiğinde, reel sektör dayanışmayla çözüm aradı.
Örneğin... Demir - çelik üreticileri biraraya gelerek düşen iç ve dış talepleri paylaşmak üzere ortak üretim planlaması yaptılar.
Önce ayakta durma olasılığı bulunmayan üreticilere "sen kapına kilit as" dediler.